30
süredir diplomasi yoluyla çözülemeyen konu, Spielberg‟in gönderdiği mektup
sayesinde,
Çin hükümetinin harekete geçmesiyle çözüme ulaĢmıĢtır (Nye,
2011:83). Çözümün gerçekleĢmesinde
, Spielber
g‟in ün
ü sayesinde e
lde ettiği
yumuĢak gücünün rolünün büyük olduğunu söylemek mümkündür.
Soğuk savaĢ esnasında uluslararası iliĢkilerde en etkin güç kaynağı
olarak askeri ve ekonomik güç görülürken, günümüzde iletiĢim ve bilgi
teknolojilerindeki geliĢme
lere paralel olarak bu etkinlik; kamuoyunu
yönlendirme, kalpleri ve zihinleri kazanma, ikna ve pazarlık yeteneğine doğru
yön bulmuĢtur. Bunun sonucunda zorbalığı reddeden ve yerine iĢbirliğini
öneren yumuĢak güç ön plana çıkmıĢtır (Aydoğan ve Aydın [web],
2011:6).
Günümüzde yumuĢak gücün hayatın her aĢamasında yer aldığını söylemek
mümkündür (Kearn,
2011:65). ABD Savunma eski Bakanı Robert M. Gates
tarafından 2007 yılında ABD hükümetine yapılan
;
“Amerikan çıkarlarının tek
baĢına ordu tarafından korunmasının
mümkün olmadığı, diplomasi, ekonomik
yardım ve iletiĢim gibi yumuĢak güç araçlarına daha fazla kaynak ayrılması
gerektiği” yönündeki çağrı, yumuĢak gücün önemini açıkça ortaya
koymaktadır (Nye ve Welch,
2011:411).
Zbigniew Brzezinski (2005:64), ulusal za
yıflığın gücü olarak tanımladığı
asimetrik savaĢ ile bir nevi yumuĢak gücün önemine dikkati çekmektedir.
Brzezinski‟ye göre 11 Eylül 2001 saldırıları, Amerikan dıĢ politikasını
askerileĢtirirken, fiziki olarak güçsüz ancak motive olmuĢ düĢmana karĢı
ABD‟nin nasıl mücadele edeceğine yönelik karĢılaĢtığı ikileme dikkat
çekmiĢtir. Brzezinski, saldırıları gerçekleĢtirenleri harekete geçiren güdülerin
ortadan kaldırılmadığı sürece bu tür saldırıların engellenemeyeceği ve yok
edilmeyeceğini, nefretin her zaman yeni saldırıları beraberinde getireceğini
ileri sürmüĢtür.
Ona göre; ayakta durma gücünü inanç ve fikirlerinden alan bu
tür düĢmanlara karĢı mücadele edebilmek için ABD, hegemonyasını sadece
askeri güç ile devam ettirmemelidir; zira zor kullanma politikası d
aha çok
düĢman yaratabilecektir. Bu kapsamda, ülke dıĢındaki etkinliğinin
meĢruluğunu korumak zorundadır; bu ise müttefiklerle samimi bir iĢbirliği ile
mümkün
olabilmektedir
(Brzezinski,
2005:65-
69). Brzezinski‟nin
-
ABD
perspektifinden-
bu yaklaĢımının,
kür
esel güvenliğin sağlanmasında sadece