228
/ Ortadoğu'da Türkmenler (Irak-Ġran-Suriye) Sempozyumu
tekrarından kaçının! Size egemen olan, sizi haraca tabi tutan ve güven
(zarardan emin kılan) veren her hükümdara haracını vermeniz ve canınızı
korumanız gerekir. Neden itaat edip boyun eğmiĢ olan NîĢâbur halkını ve
diğer illeri taklit etmediniz. Onlar itaat ettiler ve doğru olan da buydu, böylece
ülkeleri talan olmadı. Ve niçin haraç dıĢında bir Ģey talep etmeyen diğer
ülkelerdeki uygulamalara iltifat etmediniz. DüĢmanın kendilerinden aldığının
tamamı haracımızdan mahsup edilmiĢtir. Onlar Ģöyle dediler: “Tövbe ettik bir
daha (aynı) hatayı yapmayacağız. Bu gün cereyan edenler dündeki gibidir.”
Bunun üzerine hepsi: “Aynen öyle”, dediler.
Sonra Ġbrahim‟in elçisini çağırdılar ve Ģu Ģekilde mektuba cevap
verdiler:
“Bizler halkız, bizim sultanımız var. Halkın savaĢmak gibi bir durumu
yoktur. Selçuklu emirlerinin Ģehre girmeleri için (kapılar) kendilerine açıktır. Sultana
gerekli olduğunda Ģehri talep için gelecektir veya bu iĢ için bir komutan gönderecektir.
Lakin sizin bilmeniz gereken Ģu ki, diğer beldelerde yaptığınız yağma, müsle, katıl ve
boyun vurmalardan dolayı insanlar sizden korkmaktadırlar. (Bu nedenle) Farklı bir yol
izlemeniz gerekir. ġüphesiz bu dünyanın dıĢında bir de ahiret var. NîĢâbur sizin
gibilerden çokça gördü. Bu bölge insanlarının silahı, geceleyin yaptıkları dualarıdır. Her ne
kadar sultanımız bizden uzakta ise de Allah ve onun kulu olan ölüm meleği yakındır.”
Elçi ayrıldı. Bir fersah uzaklıkta olan Ġbrahim Yınal cevaba eriĢince
Ģehre girdi. Ġbrahim Ģehir halkına bir elçi gönderdi ve onlara:
“GörüĢünüz fikirlerin en hayırlısıdır ve hikmetli sözler söylediniz. Tuğrul‟a
hemen mektup yazdım, durumdan haberdar ettim. Çünkü o bizim büyüğümüzdür.
Böylece Serahs ve Merv‟de bulunan Davud, Yabğu ve diğer âyanların da haberleri (olsun).
Onların baĢka ülkelerde sayıları çoktur. Bunun sonucunda adil sultan Tuğrul ve hassası
buraya gelirler. Gönlünüzü hoĢ tutunuz. ġu ana kadarki talan ve gasplar zaruri olarak
ordunun küçükleri tarafından meydana geldi. Çünkü onlar savaĢta idiler. Bu gün ise
farklı bir durum söz konusudur. Vilayet bizim olmuĢtur. Artık hiç kimse emniyeti ihlal
edemeyecektir. Bilahare bunu tekit etmek için yarın gelip BâğHurremek (Hurremek
Bahçesi)‟de oturacağım”
NîĢâbur‟un âyanları bu sözleri iĢitince sakinleĢtiler. Avam sakinleĢsin
diye münadiler bu mesajı çarĢılarda dolaĢarak seslendirdiler. Sonra
NîĢâburlularBâğHurremek‟i dayayıp döĢeyip karĢılamak ve oturmak için
uygun hale getirdiler. Ebû‟l-Kasım SalârBôzkân Türkmenlere yardımcı olmak
için kolları sıvadı. O Sûrî‟nin galebe çaldığı ve ezdiği yetenekli dâhilerden
birisiydi. Söz sahibi olan el-Ġmamu‟l-Muvaffak ve sair a‟yân toplanarak
Ortadoğu'da Türkmenler (Irak-Ġran-Suriye) Sempozyumu
/ 229
Ġbrahim Yınal‟ı karĢılamaya geldiler. Kadı Sa„îd ve Nakîbu‟l-Aleviyyîn es-
SeyyidZeyd‟in her ikisi karĢılamaya gitmediler. Ġbrahim Ģehirden yaklaĢık
yarım fersah uzaklıktan 200‟den fazla atlı ile göründü. Yanında bir bölük ve
(cüneybetân) iki takım vardı. Ġbrahim basit ve soluk süslemeler içerisindeydi.
Kendisini karĢılayanlar ulaĢınca, atını durdurdu. Ġbrahim yakıĢıklı ve tatlı dilli
birisiydi. Herkesin hal-hatırını sordu. Sonra atını sürdü. Onu görmek için
yoğun kalabalıklar dıĢarı çıktılar. YaĢı ileri olan ihtiyarlar gizliden ağlıyordu.
Çünkü onlar Mahmud ve Mesud‟un adamlarından baĢkasını görmemiĢlerdi.
Ġnsanlar bu süsleme ve askeri birliği beğenmiyorlardı. Ġbrahim Yınal,
Hürremek Bahçesi‟nde konakladı. Ona hazırladıkları çok miktarda yiyecek ve
yemek getirildi. Ġnsanlar her gün ona selamlarını iletmek üzere giderlerdi.
Cuma günü Ġbrahim Yınal Cuma mescidine yöneldi. Cami süslenmiĢ idi.
SalârBôzkân 3000-4000 silahla donanımlı adamıyla gelmiĢti. Salâr, Ġbrahim
Yınal‟a destek oluyordu. Onun Selçuklularla yazıĢmaları onları kendisine dost
etmiĢti. Bu durum es-Sûrî‟nin düĢmanlığının bir sonucuydu. Gerçek Ģu ki,
Horasan es-Sûrî‟ye kurban gitti. Bazıları Ġsmail es-Sâbûnî ile birlikte hutbeyi
gizlice hazırlamak için teĢebbüste bulundular. Hutbede Tuğrul‟un adı
okununca cemaat arasında büyük bir gürültü koptu ve fitne çıkmasından
korkuldu. Sonra Ġnsanlar susturuldu ve namaz tamamlandı. Sonra da geri
döndüler. Bir hafta sonra SalârBôzkân ve el-Muvaffak‟a Tuğrul‟un
mektuplarını getiren atlılar geldiler. Tuğrul Ġbrahim Yınal için Ģunları yazmıĢtı:
“NîĢâbur‟una‟yânı hikmetle hareket etmiĢlerdir. ġüphesiz onlar bunu kendileri
ve tüm halkın lehine olduğunu göreceklerdir. Ordunun baĢına kardeĢimiz
Davud‟u ve amcamız Yabğu‟yu getirdik. Ve ikisiyle birlikte komutanlarını da
(atadık). Biz hassalarımızla birlikte öncüler olarak geleceğiz. Böylece bu ülke
halkına itaatlerinden dolayı kötü bir ceza iliĢmesin ve canlarını da muhafaza
etsinler.” Halk bu mektupla birlikte rahata kavuĢtular ve Bâğ ġâdyâhı
Hasanekî‟yi dekore ettiler. Tuğrul üç gün sonra NîĢâbur‟a ulaĢtı. Kadı Sa„îd
hariç tüm âyân onu karĢılamak üzere yola çıktılar. Tuğrul ile birlikte 3000 atlı
vardı. Çoğu zırhlı idi. Omuzunda asılı yay, (ok torbasının) ortasında üç adet
ok vardı. Silahla donanımlı idi. Bâğġâdyâh‟da kendisiyle birlikte, bu yerin
kapasitesi kadar da asker konakladı. Diğerleri ise bahçenin etrafında
konakladılar. Onlar için hazırlanan bol miktardaki yemek buraya taĢındı.
Ordunun tamamına yemek ve hayvanlarına ot/yem verildi. Tuğrul yolda el-
Muvaffak ve Salâr Bozkır ile konuĢuyordu. Salar her iĢte bulunuyordu.
AkĢam ona yapılan ısrarlar sonucu ertesi gün Kadı Sa„îd selamlamak için
oraya gitti. Onunla birlikte evlatları, torunları, müritleri ve büyük bir grubu
vardı. Aynı Ģekilde Nakîbu‟l-Aleviyyîn de tüm seyyidlerle birlikte heyet olarak