338
/ Ortadoğu'da Türkmenler (Irak-Ġran-Suriye) Sempozyumu
ülkesi»nden bahsetmiĢtir.
1
,
2
Bu ülkenin nerede bulunduğu meselesine bugüne
kadar hiçbir açıklama getirilmemĢtir. S.G.Agadjanov bu ülkenin Çu nehri
havzasındaki bölgelerden biri olacağını düĢünmektedir
3
. Z.V.Togan'a göre,
«Türkman ülkesi» daha büyük bir alanı kapsamıĢtır
4
. Kaynakta bu bölgede
oturanların "iyi at, öküz, inek gibi evcil hayvanların yanısıra üzüm ve diğer
meyveler yetiĢtirmelerinden ve güzel Ģarap imal etmelerinden"
bahsedilmektedir
5
.
Kaynağın tanıklık ettiği, ayrıca araĢtırmacıların da belirttiği gibi ilk
Türkmanlar, yerleĢik ve yarım göçebe hayat sürmüĢlerdir. Bu yüzden onların
Karluk, Kıpçak, Uygur vb. olmalarına iliĢkin net bir fikir söylemek mümkün
değildir. Eski Türkler, genellikle göçebelikle geçiniyorlardı. Onların taĢıdığı
etnik ad da bu hayat tarzı temel alınarak kurulan etnik sistemle iliĢkiliydi. Bu
sebepten de göçebe yaĢam tarzından vazgeçerek yerleĢik yaĢam tarzına
geçenler, sürekli hareket halinde olan göçebelerden ayrı düĢüyorlardı, bir
baĢka deyiĢle mensup oldukları etnik sistemden ayrılmıĢ oluyorlardı. Bu
durumda göçebe yaĢam tarzı geçirenler, kendi soydaĢlarını sosyal içerikli, Tat,
Tecik gibi adlarla tanıyorlardı
6
,Ancak yerleĢik yaĢam tarzına geçen Türk
soylular, kendilerine has etnik adlarını kaybettiklerinden umummilli adla, yani
Türk adı ile tanınıyorlardı. Bununla birlikte bahsettiğimiz yerleĢik veya yarım
göçebe halk, bu adla tanınmadı. Zira onlar yerleĢik ve yarım göçebe olmakla
beraber Ġslam'ı kabul etmiĢ ilk Türkler idi ve onların aldıkları
Türkman/Türkmen adı bu sonuncu geliĢmeyi ifade ediyordu. Bu yüzden de bu
ad, ilk dönemlerde etnik anlamın yanı sıra sembolik olarak "Müslüman Türk"
anlamında da kullanılıyordu. Ġslam dinini kabul eden Oğuz'un "Türkman
olma" Ģeklinde ifadesi
7
etnonimin sonuncu anlamıyla ilgilidir ve hiç Ģüphesiz
VIII.-XII. yy.'da Karluklar'ın, Kıpçaklar'ın, Uygurlar'ın vb. Ġslam dinini kabul
etmeleri de belirttiğimiz Ģekilde ifade olunmuĢtur. Türkman etnoniminin
"Müslüman Türk" anlamı, onun anılan dönemde Tanrıcı Türk dünyasını
1
Togan Z.V. Umumi Türk Tarihine GiriĢ. Ġstanbul: Enderun Kitabevi, 1981, s. 212
2
Агаджанов С.Т. “Новые материалы о происхождении туркмен” // Извeстия АН
Туркменской ССР. Серия общественных наук, №2, 1963, с.12-14
3
Агаджанов, a.g.e., s. 17-18
4
Togan, a.g.e., s. 202
5
Агаджанов, a.g.e., s.17
6
Бартольд В.В. Еще о слове «сарт» // Сочинения. Т.II, ч. 2, Москва: Наука, 1964, с.
313-314
7Aгаджанов С. Г. Средневековые этимологии названия « туркман» / Провлемы этногенеза
туркменского народа. Ашхабад: Ылым. 1977, с.89
Ortadoğu'da Türkmenler (Irak-Ġran-Suriye) Sempozyumu
/ 339
Ġslama davet iması olarak kullandığını göstermektedir. Dolayısıyla "Müslüman
Türkler", Tanrıcı Türk dünyasını Ġslam'ın kabulü yoluyla birleĢtirme
iddiasında bulunmuĢlardır. Bu anlamda "Türkman" etnonimi, bir süre
umummilli Türk etnoniminin yerini alma sevdasına düĢmüĢtür. Ġ.Kafesoğlu
Türkman/Türkmen adının siyasi terim olarak kullanıldığını söylerken meselenin
bahsttiğimiz özelliğine dikkat çekmek istemiĢtir
8
. Ancak bilindiği gibi müellif
bu yeni adla Ġslam dini arasında hiçbir bağlantı görmemiĢtir.
Türkman etnonimi, ait olduğu etnosun karakterini net bir Ģekilde ifade
ediyordu. Onlar, bu adı kabul ederken bir yandan Tanrıcı Türk dünyasına
onun bir parçasının Ġslam'ı kabul ettiğini beyan ederek onları da "hak yoluna"
seslerken, öte yandan da Ġslam dünyasına onun saflarına Türk soylu etnik
dünya temsilcilerinin geldiğini haber veriyor ve her iki süperetnik dünyadan
ayırıyordu.
Etnosun OluĢma ġekli
Her bir etnos, doğası gereği dinamik özelliğe sahiptir ve Türkmanlar
da bu bakımdan istisna teĢkil etmiyorlardı. Ġlk Türkmanlar, büyük bir
olasılıkla Ġslam dünyası içinde "Müslüman Türk" toplumu Ģeklinde mevcut
olmuĢtur. Ancak bazı araĢtırmacılar, etnosun bu durumunu mutlaklaĢtırarak
onu etnosun mahiyetine dönüĢtürmektedirler. Z.V. Togan, Türkmanlar'la
Oğuzlar'ı yerleĢik-göçebe prensibine göre sınıflandırırken onun Çin
kaynağındaki durumunu esas alır
9
. Bu durumda ortaçağda göçebelikle geçinen
Türkmanlar'ın kimliği açık kalmıĢ oluyor. Bir baĢka araĢtırmacının
(S.G.Agadjanov) onların önce yerleĢik ve yarım göçebe Ģekilde yaĢayıp daha
sonra göçebe hayata geçmesine iliĢkin görüĢü, bu uyqunsuzluğu "ortadan
kaldırmak" ihtiyacından yaranıyor
10
. Konuyu bu Ģekilde deyerlendiren
araĢtırmacı, X-XI.yy.'larda göçebe dünyasına ait olan Türk soylu etnik
grupların Ġslam'ı kabul ederek "Türkman olmaları" akımını gözden kaçırmıĢ
oluyor. ġunu belirtelim ki, bu akım sayesinde Türkmanlar o kadar
çoğalmıĢdılar ki, VIII.yy. Türkmanları'nın bu etnik dünyanın hangi köĢesinde
kaldığını hem tespit etmek mümkün değil, hem de buna gereksinim
duyulmamaktadır.
8 Eröz M. Yörükler. Ġstanbul: Türk Dünyası AraĢtırmaları Vakfı 1991,c. 17
9
Togan, a.g.e., s. 196
10
Aгаджанов С. Г. “Новые материалы о происхождении туркмен” // Известия АН
Туркменской ССР. Серия общественных наук, №2, 1963, 23