Ortadoğu'da Türkmenler (Irak-Ġran-Suriye) Sempozyumu
/ 57
Mısırlı gazeteci, Ģair ve edebiyat eleĢtirmeni Abbâs Mahmûd el-Akkâd‟dır.
47
Mustafa Cevad, Akkad‟ın makalelerinden biri üzerine yaptığı edebi eleĢtiri
üzerine adı geçen yazar ile arası açılmıĢtı. Aslında Mustafa Cevad, önce bu
makaleyi okumuĢ, gördüğü gramer hatalarını sayfaların yanlarına not ederek,
gizli bir biçimde makaleyi Akkad‟a göndermiĢti. Tarihçi Hüseyin Emin‟in
ifadesiyle, Akkad bu nezakete karĢılık Mustafa Cevad hakkında edebi ahlaka
uygun düĢmeyen, hakâretamiz üslupta bir yazı kaleme almıĢtır.
48
Mustafa
Cevad, Sâlim el-Âlûsî, ġâkir Sâbir, Ġbrahim ed-Dakûkî ve Hüseyin Ali Mahfûz
ile birlikte et-Türâsi‟Ģ-ġa‟bî
49
dergisinin kurucularından sayılmaktadır.
Mustafa Cevad‟ın meĢhur öğrencilerinden Inâd Gazvan,
ed-Dâi‟ min
Mu‟cemi‟l-Udebâ‟ adlı eserin mukaddimesinde hocasını “ayaklı kütüphane”
olarak vasfetmiĢtir. Irak, Suriye ve Mısır‟daki akademilerde aktif üye olması,
Irak dıĢında düzenlenen konferans, panel, sempozyum gibi ilmi toplantılara
katılması veilmi araĢtırmaları gibi sebeplerle hem Arap ülkelerine hem de
diğer ülkelere çokça seyahat etmiĢtir. Torunu Râid Semîm‟in ifadesine göre,
Mustafa Cevad‟ın ömrü yolculuklarla geçmiĢtir. Dünyanın çeĢitli bölgelerine
yayılmıĢ durumda bulunan Arapça yazmaları incelemek de yine Mustafa
Cevad‟ın seyahatlerinin baĢlıca sebeplerinden biridir. Bunun yanında kimi
zaman resmi heyetlerde kültür temsilcisi olarak da görevlendirilmiĢtir.
Mustafa Cevad, ilk olarak 1958 yılında, Hüseyin Emin‟in hazırlayıp
sunduğu Bağdat Televizyon‟undaki Sekâfetü‟l-Üsbû‟ programında görülmüĢtür.
Daha çok tarih ve edebiyat içerikli sohbetler Ģeklinde icra edilen programda
Mustafa Cevad, Hüseyin Emin‟in sağında otururdu. Bir süre sonra programa
Sâlim el-Âlûsî‟de dâhil olmuĢtur. Hüseyin Emin doktora eğitimini
tamamlamak için Mısır‟a gidince, programı hazırlanması ve sunumunu Sâlim
el-Âlûsî devralmıĢ, Mustafa Cevad‟ın da tavsiyeleri doğrultusunda programın
adı, en-Nedvetü‟s-Sekâfiyye olarak değiĢtirilmiĢtir. en-Nedvetü‟s-Sekâfiyyebu adıyla
on yıldan daha uzun bir süre yayına devam etmiĢtir. Irak‟ın son dönem
meĢhur heykeltıraĢ sanatkârlarından Muhammed Gani Hikmet, her hafta
47
Halit Zevalsiz, “Akkâd, Abbas Mahmûd”, DĠA, II, Ġstanbul 1989, s. 267.
48
Bu olay, her ikisi de Mustafa Cevad‟ın yakın arkadaĢı olan Hüseyin Emin ve Sâlim el-
Âlûsî‟nin ifadelerine göre aktarılmıĢtır; Mehdî Zâhid, (2010), el-Allâme ed-Doktor Mustafa
Cevad, [Belgesel]
49
Kültürel ve folklorik içerikli aylık dergi olan et-Türâsü‟Ģ-ġa‟bî Bağdat‟ta çıkmaktadır.
Ġmtiyaz sahibi: ġakir Sâbir ez-Zabıt olup, yazı iĢleri müdürü ise Ġbrahim ed-Dakûkî‟dir.
Arapça, Türkçe, Farsça, Ġngilizce, Fransızca, Almanca ve Ġtalyanca olmak üzere 7 dilde
yayımlanmaktadır.
58
/ Ortadoğu'da Türkmenler (Irak-Ġran-Suriye) Sempozyumu
önemli bir konunun iĢlendiği bu programı sabırsızlıkla beklediğini ifade
etmiĢtir.
Mustafa Cevadtevazu ve ince ruh sahibi bir ilim adamıydı. Kendisini
tanıyanların ifade ettiklerine göre, sıcakkanlı, tatlı dilli, hoĢgörülü, zarif bir kiĢi
olup ayrıca dakik ve kuvvetli bir hafızya sahipti. DüĢüncelerini ifade ederken,
kendinden emin ve konuya hâkim bir tavır takınırdı. Verdiği bilgileri tasdik
ederken
“اي ٌعو”
(evet doğru) ifadesini kullanır, itirazını ise
“أعزكو اللِ”
(Allah
sizi yüceltsin) veya
“أد“ الله ىك يا
(Allah daim eylesin) ifadeleriyle baĢlayarak,
hafif kısık ve telaĢsız bir ses tonuyla dile getirirdi. Sinema filmi izlemeyi de
çok sevdiği ifade edilmektedir.
50
Hayatının tümünü ders ve ilmi araĢtırmalara hasretmiĢti. Onu
tanıyanlar, bu kadar yoğun çalıĢmasına rağmen ailesini ihmal etmeyiĢini
hayranlıkla ifade etmektedirler. Çocukluğundan beri âĢık olduğu dile ve tarihe
ömrünü vakfetmiĢti. Ona göre tarih: “Zayıf milletlerin en iyi mürĢididir.” Dil
alanında hayli çalıĢmalar yapmıĢ, Arapça grameri ve etimolojisi konusunda,
Lisânü‟l-Arab, Tâcü‟l-Arûs, Kâmûsü‟l-Muhît, Esâsü‟l-Belâğa, el-Muhassas, el-
Muhkem, Muhtâru‟s-Sıhah, el-Mısbâh gibi gramer ve usûlüne dair ihatası zor
eski klasikleri dahi eleĢtirecek buudlara eriĢmiĢtir. Arap dünyasındaki edebi
akımları çok iyi incelemiĢ, öyleki muasırları arasında bir kitap ortaya konmuĢ
olmasın ki, bu kitap hakkında görüĢlerini ifade ettiği bir yazı kaleme almamıĢ
olsun. Tarih alanında da oldukça derin bilgi sahibiydi. Özellikle tarihi Bağdat
Ģehrinin planı, kiĢi ve yer adları, vefat tarihleri gibi bilgileri büyük bir
maharetle hafızasında tutardı. Doktora konusu olması hasebiyle de geç
Abbasiler devri, özellikle Nâsır li-dînillâh dönemi hakkında geniĢ malumata
sahipti.
Mustafa Cevad ömrünün son yıllarında kalp hastalığına yakalanmıĢ,
buna rağmen 1967 yılına kadar fakültedeki derslerine devam etmiĢtir. 1967
yılında hastalığının da hayli ilerlemiĢ olması dolayısıyla emekliye ayrılmıĢ,
tedavi amacıyla çeĢitli ülkelere gitmiĢ ancak hastalığı günden güne ilerlemiĢtir.
Mustafa Cevad, 8 ġevval 1389 (17 Aralık 1969) tarihinde Bağdat‟ta
hayata vedat etti. Bütün ömrü dersler ve ilmi araĢtırmalarla geçmiĢtir.
50
Muhammed Abdülmuttalib el-Bükâ‟, Mustafa Cevad ve Cühûdühü‟l-lüğaviyye, Dârü‟Ģ-
ġüûni‟s-Sekâfeti‟l-„Âmme, Bağdad 1987, 42.