256
çalışmayla bölgedeki Art Nouveau yapı örneklerinin
güncel durumu belgelenmiştir.
KAYNAKÇA
Aykut, P. (1992). İstanbul Art Nouveau Mimarisinde Dekoratif
Amaçlı Demir Malzeme Kullanımı. (Yayımlanmamış yüksek lisans
tezi). İ.T.Ü /Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul.
Aykut Saçaklı P. (2004). Dekoratif Amaçlı Demir Malzeme Kullanı-
mının İstanbul Art Nouveau’suna Yansımaları. Mimarist, 14, 25-28.
İstanbul: Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi.
Barillari, D., Godoli, E. (1997). İstanbul 1900 Art Nouveau Mimarisi
ve İç Mekânları. İstanbul: YEM.
Batur, A. (1994). Art Nouveau. Dünden Bugüne İstanbul Ansiklo-
pedisi içinde (Cilt. 1, s.327-333). İstanbul: Kültür Bakanlığı ve Tarih
Vakfı.
Batur, A. (1995). “Art Nouveau” Mimarlığı ve İstanbul. Yapı Dergisi,
161, 44-63. İstanbul: YEM.
Çelikağ, S. (1988). İstanbul Tünel-Şişli Art-Nouveau Kargir Konut
Yapıları Üzerine Bir Araştırma (Sirkeci Vlora Han Restorasyonu).
(Yayımlanmamış yüksek lisans tezi). Y.T.Ü./Fen Bilimleri Enstitüsü,
İstanbul.
İlkhan, D. (2004). İstanbul Nişantaşı ve Teşvikiye Semtlerindeki
Cephe Dekorasyonunda Art Nouveau. Nezih Başgelen (Ed.), Bilim
Eşiği Sanat Tarihinde Gençler Semineri 2003 Bildiriler içinde (s.
152-161). İstanbul: Arkeoloji ve Sanat.
Yenigün, S. (2011). İstanbul’da Art Nouveau Stilinde İnşa Edilmiş
Yapıların Ortak İç Mekânlarının İncelenmesi: Beyoğlu Örneği. (Ya-
yımlanmamış yüksek lisans tezi). MSGSU/Fen Bilimleri Enstitüsü,
İstanbul.
http://www.envanter.gov.tr/anit/smo/galeri/20756?page=11
259
SANAT İLE BİLİM ARASINDAKİ ETKİLEŞİM VE
HEYKEL SANATINA YANSIMALARI
THE INTERACTION BETWEEN ART & SCIENCE
AND REFLECTIONS TO SCULPTURE ART
Sanat ve bilim insanlığın dönüşümündeki en önemli
neden-sonuç ve çözümlemelerdir. Bu alanlar sürekli
gelişime ve değişime açık, birbirini içinde barındıran
ve tamamlayan araştırmalardır. İnsanın dış dünya
ile iç dünyası arasında kurduğu bağlantı ve ilişkiler
ile birlikte insanı insan yapan en önemli değerlerdir.
İnsanın yarattığı olan bilim sanatı, sanat ise bilimi
insanlaştırır.
Günümüzde sanat ve sanat eğitiminin yeri ve önemine
daha çok vurgu yapılması gerektiği kaçınılmazdır. Ta-
rihsel olarak da baktığımızda sanat, bilim, teknoloji ve
eğitim alanlarının dengeli olarak dağıldığı toplumlar-
da gelişimci-eleştirisel düşüncenin her alanda insan
yaşamına sindiği ve yaşıyor olduğu gözlemlenebilir.
Sanat ve bilimin uğraş alanı gerçeklik kavramıdır.
Bu gerçekliği bilim açıklar sanat ise sergiler. İnsanın
kendini-doğayı araştırması ve bunun sonucu olan bilim
ve sanat alanları, insanın kendisini tamamlayarak
yeniden üretmesi anlamına gelir ki, bu da birbiri ile
etkileşim halinde olan bir yaklaşım ve yöntemi içerir.
Bilgi ve yaratıcılığın etkileşimi güzel sanatlar alanında
heykel sanatını da etkilemiş ve farklı alanlara-uy-
gulamalara neden olmuştur. Araştırmacı bir yaratı
olan bilim ve sanata ülkemizde yeterli önem ve ilgi
gösterilmediği gibi yanlış politikalar ve uygulamalar
nedeni ile çağın gerisine itilmiştir. Bu bildiride bilim,
sanat, heykel, sanat eğitimi ve yaratıcılığın birbiri ile
etkileşimi araştırılacak ve ayrıca heykel sanatının
Anahtar Sözcükler: Bilim, Sanat, Heykel Sanatı, Araştırma,
Yaratıcılık // Keywords: Science, Art, Sculpture Art, Research,
Creativity
Trakya Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Heykel Bölümü //
Trakya University, Faculty of Fine Arts, Department of Sculpture
hulyabozbiyik@trakya.edu.tr ; hulyabozbiyik@mynet.com
ÖZET ABSTRACT
Yrd.Doç. Hülya BOZBIYIK
08-11 Nisan April
2015
260
neyin olduğunu değil, neyin olabileceğini haber vermeli-
dir. (Kagan, 2008)
Akıl insanı yaşatır. Gözlem ve değerlendirme yapmasını, ör-
gütlenmesini, bir toplum oluşturmasını sağlar ve insanların
çoğunluğu bu aşamada yaşar. Bu örgütlenmiş toplumların
tarihi yazıyla başlar. Düşünce insan yaşamında toplumsal
örgütlenme gerçekleştirdikten sonra başlar. İnsan kendini
doğaya ve hayvanlara karşı güvenlikte gördüğü zaman akıl
düşünceye parendeler attırır. Uygarlık bunun ürünüdür.(…)
Akıl, kişisel ve toplumsal bir kabuktur. O kabuğun oluşma-
sını sağlayan toplumun örgütlenmesidir. (…) Örgütlenmiş
toplum aşamasında akıl hayalle buluşur. Hayal gücü belki
bütün insanlarda biraz vardır. Fakat akıl gücüne hayali
katarak güncel gözlemin sınırlarını aşmak, bütün insanlar
için ortak bir özellik değildir.(Kuban, 2014;5)
Doğa, tanrının yarattığı ve bilinmezleri ile keşfedilmeyi
bekleyen uçsuz bucaksız bir gerçekliktir. İnsanda doğası
gereği var olan merak duygusu ise onu araştırmaya,
çözmeye, analiz etmeye yöneltmiştir. Bu araştırmalar
ise sanatsal ve bilimsel zekâda örgütsel bir yapıya ve
bilgiye dönüşürler. “Sanat olmayan yerde bilim olmaz.
Çünkü entelektüel kökenleri aynı. Bilim olmayınca
teknoloji de yok.” (Kuban, 2014;5) Sanatın ve bilimin
kökeni, toplumsal varlığın maddi ve manevi değerleridir.
Her çağın maddi ve manevi değerlerini bir araya getiren
şey de sanat ve bilimdir.(Kagan, 2008) “Sanatın en açık
belirtisi, sanatın iletmeye çalıştığı ve içinde barındırdığı
kendine özgü sanatsal bilim’dir. Sanat insanoğlunca bu-
lunmuştur ve tüm kendi tarihi boyunca hep daha ileriye
doğru götürülerek yetkinleştirilmiştir. Çünkü dünyanın
özümsenişinde, ancak böyle bir bilim sanatta oluşturu-
labilir. ”(Kagan, 2008;202)
Sanat ve Bilim Ya Da Bilim Ve Sanat
Sanat ve bilim insanın yaratıcı zekâsıdır. Duygu ve
düşüncelerini biriktirerek yeni bir dünya kurduğu varlık
alanlarıdır. Onlar insanlığın varoluş gerekçesidir. “He-
idegger’e göre sanat, bir halkın tarihsel varoluşunun
kökenidir.(…) Sanatın bir köken olması, aynı zamanda
insan varoluşunun tarihsel temellendirilmesi demek
olan ‘hakikatin kuruluşu’ işini gerçekleştirmesinden
ötürüdür.” (Altuğ, 2012;132) İnsan bu varlık alanlarını
doğurur, yaşatır ve değiştirir. Sanat insanın kendini
bilmesi ve kendisinin ötesine geçerek oluşturduğu bü-
tünlüğüdür. “Croce’ye göre, sanatın sağladığı tasarım,
bütünü kuşatır ve evrenin yansısını içinde taşır: Onda
her şey bütünün yaşamının kalp atışıdır ve bütün de
her şeyin yaşamındadır. ” (Eco, 1992;40) Yaşanılan an’ı
yakalamaya çalışan insan bunu bilim ve sanat sayesinde
yapar. Bilim insanın yaşadığı çevreyi, dünyayı ve bunun
ötesinde evreni anlama ve keşfetme çabasının getirdiği
merak duygusundan beslenen bir ilerleme durumunu
tarif eder. “Benjamin’in ‘son bakış’ında olduğu gibi, yitip
gitmekte olanı(sanatı), bir anlık parıldayışında yeniden
ele geçirme ve bu bir anlık ışıldamada hakikati içinde
sanatın belirişini görme imkânına el veriyor.”(Altuğ,
farklı okumalara evrilmesiyle birlikte birey, toplum
ve çağdaş düşünce yapısı üzerindeki etkileri üzerinde
durularak sonuca yer verilecektir.
Today, it’s inevitable that more emphasis need to be
done to the place and importance of art and art educa-
tion. When we look historically, it can be observed that
progressive- critical thinking permeates every aspect
of human life and its living in the communities where
fields of art, science, technology and education evenly
distributed.
Art and science deal with the area of reality concept.
Science explains this reality while art exhibits it. Re-
searching man’s self and nature and resultant fields of
science and art mean to reproduce by completing one-
self, and this includes an approach and a method which
interact with eaach other.
The interaction of knowledge and creativity influenced
the sclupture art in the field of fine arts and caused to
different fields – applications. In our country, sufficient
importance and interest haven’t been shown to science
and art which are researcher creations and so they have
been pushed to back of age as a result of wrong policies
and practices. In this paper, the interaction of science,
art, sculpture, art education and creativity will be in-
vestigated and also results will be given by emphasising
on its impact on individual, society and contemporary
thinking with the evolution of sculpture art to different
readings.
Giriş
Sanat ve bilim insanın yarattığı maddi ve manevi değer-
lerinin tümüdür. İnsanın düşünme yeteneğinin sonucu
olarak, kendine ve doğaya ait sorularının yanıtlarıyla
oluşturduğu bilgidir. İnsanı ve dünyayı keşfetmesine fır-
sat veren yaratıcılık alanlarıdır. Bugün insanın sanatla
neden ilgilendiği sorusuna net bir cevap bulunamasa
da sanat ve bilim kuşaktan kuşağa geçen insana özgü
değerler sistemini yaratırlar. Oluşan bu bilginin birikimi
sayesinde insan insan oldu ve kültürü oluşturdu. “Bilim,
insan yaşamının tüm alanlarıyla etkileşim halindedir.”
(Akdemir, 2014;12) Fakat bilim tek başına kültür yara-
tamaz. “Heidegger’e göre, modern teknolojinin Varlığa
yönelik tehdidi karşısında, tekniğin özüne benzer olan
ama yine de temelde ondan farklı olan bir alanda koru-
yucu bir güç bulunur. Bu alan sanattır.” (Altuğ, 2012;130)
Kültürsüz bilim insanlığa ve doğaya zarar verebilir.
“Teknolojinin değerini kullanım amacının belirlediğine
dikkat çeken akademisyenler; amaçsız ve iyi planlanma-
mış teknoloji kullanımının olumsuz sonuçlar doğura-
bileceğinin altını çizdiler.” (Şimşek, 2014;13) Bilimsiz
sanat ise, bilimsel bilgiye gözlerini kapatan ve yaşam-
dan kopuk durağan bir alan olur. O zaman sanatçının
yalnızca hayal dünyasına dalması veya uykuya yatıp rüya
görmesi beklenebilir. Aristoteles’e göre sanat; insanlara