Thank you for your contribution



Yüklə 10,37 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə58/243
tarix16.08.2018
ölçüsü10,37 Mb.
#63316
1   ...   54   55   56   57   58   59   60   61   ...   243

117

Batılı resim olmalıdır;  Batı resminin temel değer yargıları-

nı içeren bir üretim  olmalıdır (Kahraman, 2008).  

Türkiye’den yurtdışına gelişmeleri izlemeye giden res-

samların çoğu batının gelişim ve ortaya çıkardığı sanat-

sal akımların arkasındaki nedenleri anlamaya odaklan-

mamıştır. Çevresinde olanlardan habersiz  sanatçılar 

bir biçimde tekniğin olanaklarını ve o akıma dair görsel 

unsurları öğrenerek bu bilgilerini ülkelerinde  genç 

kuşaklara aktarmışlardır



2

. Batının belli bir içerikten 

beslenen bu yeni biçimlerini Türkiye sanatına sadece 

biçimsel bir yönüyle sokmak Batıdan esinlenmek değil, 

batı görselliğini ithal etmektir. Böylelikle dışardan yurda 

dönen ressamların bir çoğu bu alıntı görselliği kaygıya 

düşmeden gençlere öğretmişlerdir. Bu da Türk resmin-

de ne olursa olsun batılılaşma adına Aziz Çalışlar’ın 

deyimiyle “sahte yenilik” lerin öğretilmesi tanıtılması 

olmuştur. Batının içeriksel ve biçimsel her devriminde 

Türk ressamlar da, önceki yenilikler ile herhangi bir 

organik bağ kurmadan batıda taze çıkan o yenilikleri 

tekrar etmişlerdir. Bu yaklaşım ulusal bir kültür yerine 

aranjman bir kültürün oluşmasına ön ayak olmuştur.

“Batı merkezli görsel ve düşünsel temeller üzerinden 

beslenen  sanat eğitiminin kısmi yerellikleri olmasına 

karşın; ulusal değerler üzerinde hakimiyet kurucu ve 

öz yıkıcı tarafları ağar basmıştır. Batı kaynaklı sanatsal 

birikim Batı’nın düşünsel birikiminden kopuk, bağımsız, 

özgür değildir. İkisi birbiri içinde erimiştir. Teknolojik, 

kültürel ve toplumsal olarak gerçekleştirdiği üretimin 

somut ve nesnel yansımaları sanatı etkilemiş ve o 

doğrultuda ivmelendirmiştir” (Kahraman, 2002, s. 8). 

Batılı kültür- sanat tekelleri ortaya attığı oyunu kendi 

kurallarını göre oynamakta ve kendisini merkez alanla-

ra o kuralları dikte etmektedir. Bunun izahı aynı gelişim 

atılımlarını gerçekleştirememek, kendine özgü açılım-

ları ve anlam alanlarını yaratamamakta yatmaktadır. 

Böylesi bir durumda sanat eğitimi alan bireylerin 

kendi öznellikleri ve kendine has özellikleri deformas-

yona uğramış karar vermede aciz, özgür davranması 

gölgelenmiştir. Yapay bir serbestlik içinde yapıştırma 

beğeni süzgeçleri oluşturulmuştur.  Pastiş

3

 bir üretimin 

sınırlarında yaşaması sağlanarak her zaman batının bir 

adım arkasından takip etmesi beklenmiştir.  Şayet kendi 

özüne dönmeyi düşünürse de folklorik olduğu söylene-

rek naif bir sanat sınıfına sokulmuş, ikinci sınıf bir üre-

tim/yaratım olduğu gerekçesiyle dikkate alınmamıştır. 

Bu  yüzden yeni kuşağın  iktidarın egemenliği altında, 

Avrupaya gider sadece izlenimcilere bakıp döner geriye, bu 



arada yirminci yüzyıl patlamış, her şey hallaç pamuğu gibi 

atılmıştır, kimsenin umuru olmaz. Ardından onların öğren-

cileri gönderilir aynı topraklara, onlar da yıllar yılı Lhote - 

Leger atelyelerinin müdavimleri olurlar ve sonunda rahmetli 

Elif Naci bunu  oldukça da çarpıcı bir biçimde vurgular ve 

biz, der, dünyaya bu iki atelyenin penceresinden bakıyor ve 

oradan neyi görebiliyorsak onu alıp getiriyorduk geriye.

Başka sanatçıların eserlerini taklit etmeyle oluşan sanat 



eseri.

araçlaştırılmış direnç göstermeksizin  kendi gözleriy-

le göremediği bir geleceğe doğru sürüklenmesi garip 

karşılanmamalıdır.  Kounellis, günümüzde gençlerin 

hiçbiri, değerlendirmeyi denetleyebilecek kadar özgür 

olmadığını ve bunun hareketsizlikten, aşağılanmadan 

başka bir sonuç yaratmadığını; yeni kuşağın natüralist, 

tüketilebilir, ideoloji karşıtı ve folklorik bir kuşak oldu-

ğunu söylemektedir. (Beuys, Kounellis, Kiefer ve Cucchi, 

2005, s. 73,74) 

Değerlerin yitimi sınırların başkaları tarafından belir-

lenmesi ve gösterilen yönde zorunlu gidişi de peşin-

den getirmektedir. Kurduğunuz cümlelerin yaptığınız 

hareketlerin fiziksel ve görsel taklitten öteye gitmemesi 

kaçınılmazdır. Böylelikle her zaman atılan yeni adımın 

açtığı ize basmak ve o izlerin oluşturduğu alan içinde 

konuşmak, bağırmak, çırpınmak, ve küfretmek zorunda 

kalınacaktır.

24 Haziran 1949 tarihli Ulus Gazetesi’nde Leman Tan-

tuğ’un resim sergisi için şu eleştiri yapılıyor: 

“ Genç ressam Allah’a şükür ki Akademizmin o berbat 

cenderesine kendini sığdırmamış, resimlerinde bir 

genişlik var. Renkler alabildiğine bizimdir” (Koyuncu, 

2003, s. 139).

 Renklerin batıdan devşirme olmadığı söylenirken 

aslında doğulu olduğu ima edilmektedir. Oysa ne yazık 

ki günümüzde doğunun hakim güçleri kendilerini batıya 

taşımışlar ve oradan yönetilmekte, oraya göbekten 

bağımlı hissetmektedirler. Böylelikle doğulu olanın her 

zaman içinde taşıdığı devrimci enerjisi içinden emilerek, 

batılı bir karaktere bürünmüş bir biçimde aşırı folklorik  

yerelliklerin peşine düşmüştür. 

Sanatın ulusallığı fikri içinden çıkan ressamlar artık  

sadece piyasanın ve gücün emrinde kendini otantik-

leştirecek her planı kabul etmeye gark edilmiştir. Bu  

düzenin içine girmeye kendine bir kontenjan oluşturma-

ya çalışan kadrolu olmayı isteyen her ressama, yerleşik 

düzenin kendine içkin kuralları(illusio4) sessizce kabul 

ettirilmiştir.

Ne varki düzeni benimsemeyi, onu sürdürülmeye 

değecek nitelikte kılmayı sağlayan, düzenin ve beklenti-

lerinin değerlerine inanmaya yönelik belli bir biçimin, bu 

düzenin özünde yer aldığı ve illusio içinde etken kişiler 

arasındaki gizli anlaşmanın, bunları düzen içinde karşı 

karşıya getiren rekabeti temellendirdiği ve düzenin ken-

disini oluşturduğu da bir gerçektir. Kısacası illusio, aynı 

zamanda, en azından kısmen ürünü de olduğu düzenin 

işleyiş koşuludur (Bourdieu, 2006, s. 350).

Sanat eğitimindeki açmazların olası cevabı belki de 

 İllusio, eyleyicinin iştirak ettiği bir toplumsal oyundaki koz-



lara olan temel inancını anlatır, zira bu kozlara inanmadan 

eyleyici o bağlam içindeki ilişkilere katılamaz. Gerekli inancı 

bu ilişkilere yatırabilen eyleyici, oyunu oynayabilme yeteneği-

ni kazanmaya başlar.




Yüklə 10,37 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   54   55   56   57   58   59   60   61   ...   243




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə