TüRKİye diyanet vakfi 4 İSLÂm ansiklopediSİ (28) 4



Yüklə 1,69 Mb.
səhifə33/38
tarix22.10.2018
ölçüsü1,69 Mb.
#75385
1   ...   30   31   32   33   34   35   36   37   38

Bibliyografya :

G. Parrinder, World Religions, Mew York 1983, s. 192-303; K. Ballhatchet, "Christianity", Cambridge Encyctopedia oflndia, ISew York 1989, s. 358-360; B. Behari. Su/is, Mysticsand Yogİs of India, Bombay 1991. s. 221, 222; J. H. Lord. "Bene Israel", ERE, II, 469-474; D. Me-nant, "Parsİs", a.e., (X, 642; A. J. Maciean. "Syrian Christians", a.e., XII, 178-180; W. J. Fischel. "India", EJd., VIII, 1350; L O. Gomez. "Buddhism in India", ER, II, 380, 381; S. C. Neill. "Christianity in Asİa", a.e., III, 422, 423; A. Hiltebeitel. "Hinduism", a.e., VI, 336-360; F. R. M.. "İndia, Religions", EBr2: Macropedia, XXI, 12, 13. r



VI. Hindistan'da İslâm Araştırmaları

Hindistan. İslâm araştırmalarına gerek nicelik gerekse nitelik bakımından büyük katkıda bulunmuştur. Bölgede XIX. yüz­yıla gelinceye kadar İslâm eğitimi ve araş­tırmaları sahasındaki İhtiyaç köklü bir ge­leneğe sahip olan medreseler yoluyla kar­şılanmaktaydı. Kendi içerisinde bazı de­ğişimler yaşayarak günümüze kadar de­vam eden Hint medreselerinin gelişimin­de. Moğol istilâsı sebebiyle ülkelerinden kaçıp buraya yerleşen Orta Asyalı İslâm âlimlerinin büyük payı vardır. İngilizler'in bölgeye hâkim olmaya başlamasıyla (XVIII. yüzyıl) Batı tipi bazı eğitim müesseseleri kurulmuş ve bunlar zamanla medrese eğitiminin karşısında bir alternatif teşkil etmiştir. Ancak özellikle 18S7 ayaklanma­sı sonrasında alt kıtanın hâkimiyetini fi­ilen ellerine geçiren İngilizler'in çeşitli alanlarda uygulamaya koydukları tedbir­ler, müslümanların medrese eğitimine yeniden ağırlık vermelerine yol açmıştır.

Alt kıtadaki geleneksel İslâm eğitimi ve araştırmalarına çok önemli katkılar sağ­layan ve etkileri günümüze kadar devam eden iki önemli eğitim kurumu Rahîmiy-ye Medresesi ile Dârütulûm-i Firengî Mahal'dir. 1660yılında Delhi'de kurulan Ra-hîmiyye Medresesi, Şah Veliyyullah ed-Dihlevî'nin babası Şah Abdürrahîm'in ida­resinde büyük gelişme göstermiş ve XIX. yüzyılın sonlarına kadar ilim ve araştırma merkezi olarak önemini korumuştur. Şah Veliyyullah ve oğullan Abdülazîz, Refîuddin, Abdülkâdir ile torunları dahil pek çok tanınmış âlim buradan yetişmiştir. Lek-nev'de 1693 yılında kurulan Dârülulûm-i Firengî Mahal'in en büyük Özelliği ise Mol­la Nizâmeddin tarafından düzenlenen müfredatı başarı ile uygu­lamasıdır. Bu müfredat sonraki medreseferce de benimsenmiş ve bazı küçük değişikliklerle günümüze kadar sürdü­rülmüştür. Yaklaşık üç asır eğitim veren Firengî Mahal malî sıkıntı yüzünden 1980'li yıllarda kapanmıştır.717

İngilizler Hindistan'da hâkim oldukları dönemde zaman zaman medrese siste­mini desteklemişler, yeni medreseler aç­mış veya mevcutları idarelerine alarak yönetmişlerdir. Medrese-i Âliye (Râmpûr 1774), Medrese-i Âliye (Kalküta 1780). Medresen İslâmiyye Şemsü'l-Hüdâ (Patna 1912) ve Câmiayi Arabiyye-i Dârüs-selâm (Ömerâbâd 1924) bunlardan bazı­larıdır. Gâziddin Han (ö. 1710) tarafın­dan kurulan ve İngiliz yönetimince 1825 yılında yeniden düzenlenerek Delhi Anglo-Oriental College adıyla eğitime açılan med­resenin alt kıtadaki İslâmî araştırmalara büyük katkısı olmuştur. Şarkiyatçı Aloys Sprenger, müdürlüğü sırasında kolejde modern eğitim ve araştırma teknikleri­nin temellerini atmış ve ilmî standardı yükseltmiştir.718

1857yılından sonra İslâm eğitimi ve araştırmalarında bir canlılık görülmekte­dir. Bu dönemde eğitim ve araştırma ku­rumu olarak medresenin yanı sıra idare­sini müslümanların üstlendiği üniversite­ler, kolejler, araştırma enstitüleri ve araş­tırma merkezleri açılmıştır. İngilizler kar­şısında varlıklarını ve kimliklerini koru­mak isteyen müslümanlar, bunun için fi­ilî siyasetten el çekip medreseler yoluyla İslâmî eğitime ağırlık verme kararı aldı­lar. Bu yönde ilk harekete geçenler, 18S7 ayaklanmasına fiilen katılan İmdâdullah et-Tehânevî'nin (Tânevî) öğrenci ve müridleridir.

Muhammed Kasım Nânevtevî'nin ön­derliğinde bir araya gelen bazı âlimler 30 Mayıs 1866 tarihinde Diyûbend'de bir medrese kurdular. Yeni bir anlayışla ele alınan kurum, eğitim ve yapılanmadaki ciddiyeti sebebiyle kısa zamanda birçok bölümü olan bir üniversite fdârülulûm) ha­lini aldı. Dârülulûm-i Diyûbend yapılanma­sı itibariyle bir araştırma kurumu olma­makla birlikte eğitim yanında araştırma­ya da önem vermiştir. Kurumda 1912'de başlatılan devre-i hadîs ile 1932'de baş­latılan devre-i tefsîr bu alanda derinleş­mek isteyen dârülulûm mezunlarına hi­tap etmekteydi. Bu çalışmaların düzenli yürümesi için 1912 yılında Dârülhadîs ve 1940 yılında Dârüttefsîr açılmıştır. MecIts-i Maârifi'l-Kur'ân, Kur'an ilimleri ve tefsir sahasında araştırma yaptırmak ve telif eserler vermek için kurulmuştur. Dârülulûmun Dârüliftâ adıyla 1892 yılında açılan bölümünde mezunlara bir yandan fetva verme usulü öğretilirken bir yan­dan da halkın sorduğu dinî sorulara bö­lümdeki müftüler tarafından cevap hazır­lanıyor ve bu fetvalar ileride yayımlana­cak şekilde derleniyordu.719

Gerek Dârülulûm-i Diyûbend gerekse ona bağlı medreseler, ilmî birikimlerini telif ettikleri eserler ve çıkardıkları Urdu­ca ve Arapça dergilerle ilim dünyasına du­yurmak istemişlerdir. Dârülulûm tarafın­dan çıkarılan ilk Urduca ilmî dergi el-Kâsım 1910 olup on bir yıl yayın hayatında kaldıktan sonra yerini er-Reşîd'e bırak­mıştır. Kurumun üçüncü Urduca dergisi Dârü'l-Culûm 1941'den buyana çıkmak­tadır. Ekol mensuplarına ait dergiler içe­risinde halen yayımlanmakta olan el-Fur-kan'ûe (Leknev 1932) Burhan da (Delhi 1938) önemlidir. Dârülulûm-i Diyûbend'in bir kısmı bugün de devam etmekte olan Arapça dergileri ise Dcfvetü'1-hak, ez-Ziyâ el-Yokaza ve ed-Dd1! adlarını ta­şımaktadır. Kurumun 1500'ü aşkın nâdir yazmayı da ihtiva eden yaklaşık 130.000 eserlik kütüphanesi mevcuttur. Ülke ge­nelinde Dârülulûm-i Diyûbend'in birer ko­lu olarak pek çok dârülulûm ve medrese açılmıştır. Günümüzde bunların sayısı bin­lerle ifade edilmektedir. Diyûbendî eko­lünün en önemli araştırma kurumu 1938 yılında Delhi'de faaliyete geçen Nedvetü'l-musannifîn'dir. Kurum bu amaçla yüzler­ce eser neşretmiştir.720

Hindistan alt kıtasında İslâmî ilimlerin gelişmesine ciddi katkılarda bulunan di­ğer bir cemaat da ehl-i hadîs denilen grup­tur. Kur'an ve Sünnet'i esas alarak müs­lümanların meselelerine çözüm getirme­yi amaç edinen cemaat mensupları bu sebeple fıkıh mezhepleri ile bid'at ve hu­rafe içerisinde olduğunu söyledikleri mev­cut tasavvuf ekollerini de reddetmişler­dir.

Nezir Hüseyin, Rahîmiyye Medresesi'n-de başladığı altmış yıl kadar süren öğre­tim faaliyetine, hadisle amel düşüncesini benimsedikten sonra Medrese-i Miyân Sâhib adıyla şöhret yapan ve ehl-i hadîs ekolünün üniversitesi kabul edilen Delhi'­deki kendi medresesinde devam etmiş­tir. Ekolün güçlenmesi ve günümüze ta­şınmasında öne çıkan üçüncü isim Abdul­lah b. Muhammed el-Gaznevî ve Gaznevî ailesidir. Abdullah el-Gaznevî, adı 1901 'de Dârülulûm-i Takviyetü'l-İslâm olarak de­ğiştirilen Amritsar'daki Medrese-i Gaz-neviyye'de ders vermiş ve pek çok talebe yetiştirmiştir. Onun torunu Abdülgafûr el-Gaznevî'nin 1919 yılında Amritsar'da açtığı Medrese-i Selefiyye Gazneviyye da­ha sonra Dârülulûm-i Takviyetü'l-İslâm'a katılmıştır.721

Muhammed İbrahim Âravî tarafından 1880 yılında Âra'da kurulan Medrese-i Ahmediyye, Tuhfetü'l-ahvezî müellifi Ab-durrahman Mübârekpûrîgibi âlimler ye­tiştiren bir eğitim kurumudur. Doksan ka­dar küçük medresenin bağlı olduğu mü­essese Abdülazîz Rahîmâbâdî tarafından Dârü!ulûm-i Ahmediyye Selefiyye adıy­la Darbanga'da devam ettirildi. Kurum 1940'tan bu yana elyHüdâ adlı bir der­gi yayımlamaktadır. Ömerâbâd'daki Câ-mia-yı Arabiyye-i Dârüsselâm pek çok bö­lüm ve birimleri bulunan bir üniversite görünümündedir. 1911 yılında Delhi'de kurulan ve ilk müderrisi Muhammed İb­rahim Mîr Siyâlkûtî olan Dârülhadîs-i Rah-mâniyye Medresesi 1947'de bütün bina, emlâk ve kütüphanesiyle birlikte Câmia-yi Milliyye-i İslâmiyye'ye iltihak etmiştir. Medrese bir süre Muhaddiş adıyla ay­lık bir ilmî dergi de çıkarmıştır. Ekolün eğitim ve araştırma Ehli hadîs ekolünün günümüzdeki en etkin eğitim, araştırma ve yayın kurumu 29 Kasım 1963te Benâreste kurulan C-mia-yi Selefıyye'dir. Kurum eğitim faaliye­tinin yanında ilmî toplantılar düzenlemek­te ve iki de dergi çıkarmaktadır. Câmia-yi Selefıyye'ye bağlı olarak 1974'te açılan el-Mektebetü's-Selefiyye'nin neşrettiği ilmî eserlerin sayısı 200'den fazladır. Bunlar arasında klasik hadis kaynaklan ve şerh­leri, hadis müdafaasına dair eserler, tef­sirler, İbn Teymiyye ile Şah Veliyyullah ve oğullarının önemli kitapları bulunmakta­dır. 1906'da Âra'da kurulan ve ilk toplan­tısını 1912'de yapan Hindistan Ehl-i Ha­dîs Konferansı 722 cemaatin önemli bir teşkilâtıdır.

Muhammed Hüseyin Batâlvî tarafın­dan çıkarılan İşâ'atü's-sünne adlı Urdu­ca ilmî dergi ekolün ilk süreli yayını ola­rak gösterilirse de doğrusu Hacı İmdâd Ali'nin Seyyid Ahmed Han'ın görüşlerini çürütmek için 1881 yılında Muradâbâd'-da yayımladığı Te'yîdü'l-İslâm adlı aylık dergidir. Senâullah Amritsarî'nin 1903'te çıkardığı Ehl-i Hadîs adlı haf­talık dergi 1947 yılına kadar yayımlanmıştır. Ziyd'ü's-sünne (Kalküta), el-Hâdî (Siyâlkot) ve Tevhîd (Amritsar) cemaa­tin günümüze kadar ulaşmayan önem­li Urduca dergilerindendir. Yayımı devam etmeyenlerden başka bugün Hindistan ve Pakistan'da ekole mensup âlimler ta­rafından çok sayıda ilmî dergi çıkarılmak­tadır.

Ehl-i hadîs ekolü Hindistan alt kıtasın­da hadis ilminin canlanmasına büyük kat­kı sağlamış, başta Kütüb-i Süte olmak üzere temel hadis kaynaklan bir yandan Urduca'ya tercüme edilirken bir yandan da şerhleri yapılmıştır. Bunlara ilâveten ekole mensup ulemâ tarafından verilen fetvalar da derlenerek neşredilmiştir.

Mensuplarınca "cemâat-i Ehl-i sünnet" olarak adlandırılan Birîlvî cemaati tasav­vuf ağırlıklı bir harekettir. Ahmed Rızâ Han Birîlvî'nin kişiliği etrafında XIX. yüz­yılın son çeyreğinde oluşmaya başlayan hareketin fiilen doğuşu 1904 (veya 1903} yılında bu âlimin kendisi, kardeşi Hasan Rızâ, oğlu Hamîd Rızâ ve talebesi Zaferüddin Bihârî tarafından Ray Birilî'de (Rai Bareilly) kurulan ve daha çok Medre­se-i Ehl-i Sünnet ve Cemâat diye anılan Dârülulûm-i Manzarü'l-İslâm ile gerçek­leşmiştir. Manzarü'l-İslâm ekolün eğitim öğretim, araştırma ve tebliğ faaliyetleri­nin merkezi olmuştur. Dârülulûm-i Nu'-mâniyye (Lahor 1887), Medrese-i Hane-fiyye (Patna 1900), Câmia-yi Naîmiyye (Muradâbâd 1920), Dârülulûm-i Hizbü'l-Ahnâf (Lahor 1924), Dârülulûm-i Maz-harü'l-İslâm (Birîlî 1937) ve Câmia-yi Arabiyye-i İslâmiyye (Nagpûr 1940) ekolün öğretim ve araştırma hizmeti veren di­ğer önemli kurumlarıdır.

Birîlvî ekolünün ilk aylık ilmî dergisi 1898 tarihli Tuhfe-i Heme/iyye'dir. Hü­seyin Rızâ 1920'de aylık er-Rızâ dergi­sini çıkarmıştır. Günümüzde Birîlvîler'in İslâm araştırmaları yapan kurumlan ağır­lıklı olarak Pakistan'da ve Avrupa ülke­lerinde faaliyet gösterdiği İçin İlmî araş­tırma merkezleriyle ilmî dergileri de bu­ralarda bulunmaktadır. Birîlvîler'in te­lif bakımından en verimli şahsiyeti, 1000'-den fazla kitap ve risale kaleme almış olan ekolün kurucusu Rızâ Han'dır.723 İslâmî ilimlerin yanında bir kısmı teknik konularla ilgili olan bu eserler arasında kendi fetvaları ile 1911 yılında hazırladığı Kenzü'I-imân tercümeti'l-Kur'ân adlı Kur'an mealinin ayrı bir yeri vardır.

Hint alt kıtasındaki İslâm araştırmala­rına önemli katkılar sağlayan diğer bir ku­rum Nedvetü'l-ulemâ"dır. Temeli 1892'-de Kanpûr'da atılan Nedvetü'l-ulemâ'nın kurutuşunda yer alamayan Şiblî Nu'mânî ilk olarak 1894 yılında yapılan yıllık toplan­tıya katılarak hareketin gelecekteki çiz­gisinin belirlenmesinde büyük rol oynadı. Kasım 1898'de Leknev'de açılan Dârülu­lûm-i Nedvetü'l-ulemâ programında Kur-'ân-ı Kerîm ve Arap dili ve edebiyatı öğretimi özel bir ağırlığa sahiptir. Nedvetü'l-ulemâ, kuruluşunun ardından Hindistan alt kıtasının diğer bölgelerinde teşkilât­lanmaya büyükönem verdi; birçok yerde aynı programa göre eğitim yapan med­rese ve okullar açtı. Nedvetü'l-ulemâ'nın ilk dergisi 1904 yılında aylık olarak başla­yan ve bazı kopukluklarla birlikte 1942 yı­lına kadar devam eden Urduca en-Ned-ve'dir. 1957'de ise Meclis-i Tahkikat ü Neşriyyât-ı İslâm adıyla bir merkez kurdu. Nedvetü'l-ulemâ ekolü âlimlerince tesis edilen en önemli araştırma kurumu. 1914yılında A'zamgarhta açılan Dârülmusannifin Şib­lî Akademi olup siyer, İslâm tarihi, kültür tarihi, felsefe, tasavvuf gibi ilim dalların­da yüzü aşkın Urduca, Arapça, Farsça te­lif ve tercüme eser yayımlamıştır.724

Nedvetü'l-ulemâ çizgisine yakın diğer bir kuruluş Medresetü'l-ıslâh'tır. 1906yı­lında ortaya çıkan Encümen-i lslâhi'1-müslimîn tarafından 1908'de Medresetü'1-ıs-lâhi'l-müslimîn adıyla A'zamgarh'a bağlı Sarây-ı Mîr'de kurulmuş, 1909'da bugün­kü adını almıştır. Medrese 1936-1939 yıl­lan arasında el-Işlâh adıyla aylık ilmî bir dergi çıkarmıştır. Aligarh İslâm Üniversi­tesi hocalarının 1984'te hizmete açtıkları İdâre-i Ulûmü'l-Kur'ân, Medresetü'l-Islâh mezunlarının kurdukları bir müessesedir ve 1985'ten bu yanaMecelle-i iülûmü'l-Kur'ân adıyla ilmî bir dergi çıkarmakta­dır.725

Klasik medreseler tarzında yapılanan kurumlardan biri de Muhammed Enve-rullah Han Ömerî 726 ta­rafından 1874yılında Haydarâbâd'da ku­rulan Camia Nizâmiyye'dir. Burada İsla-mî ilimlerin yanında müsbet bilimler de okutulmaktadır. Muhammed Hamîdullah gibi birçok ilim adamı bu müessese­de yetişmiştir. Zengin bir kütüphaneye sahip olan kurumun Meclisü işââti'l-ulûm adlı birimi 1987 yılına kadar aralarında Muhammed Enverullah Han Ömerî'nin Makâşıdü'l-îslâm ve Hakikotü'l-lıkh'ı ile Neşrü'l-mercân lî resmi'l-Kur'ân'm da bulunduğu doksan altı kitap neşretmiştir.

İçlerinde Muhammed Hamîdullah'ın da yer aldığı bir grup Camia Nizâmiyye ho­cası 1929 yılında, hadis ve Hanefî fıkhı âli­mi Ebü'1-Vefâ Kandehârî'nin önderliğin­de Haydarâbâd-Dekken'de Meclis-İ ihyâü'l-maârifi'n-Nu'mânİyye adıyla bir müesse­se kurmuştur. Hanefî âlimlerinin eserle­rini neşretmek için kurulan müessesede çalışanlar dünyadaki birçok kütüphaneyi tarayarak kıymetli yazmaları tesbit edip yayımladılar. Burada neşredilen eserler arasında Ebû Hanîfe'nin el-'-Âlim ve'l-müte'allim'i; İmam Muhammed'in el-Câmi'u'l-kebîr, en-Nüket, Kitâbü'l-Hücce ve es-Siyerü's-şağir'l; Ebû Yû­suf'un Kitâbü'1-Âşâr, Kitâbü İhtilâfı Ebî Hanîfe ve İbni Ebî Leylâ, Kitâbü'r-Red calâ Siyeri'l-Evzâ'î'si: Serahsî'nin el-Vşûl'ü ve Tahâvî'nin el-Muhtaşar'ı da bulunmaktadır.

Modern Hindistan tarihinin en etkili Batı tipi eğitim öğretim faaliyeti olan Ali­garh hareketi, Seyyid Ahmed Han'ın 1863 yılında Gâzîpûr'da Translation Society'yi kurmasıyla başlar. İlmî dergiler yayımla­yan dernek, 24 Mayıs 1875 tarihinde Ali-garh'ta modern tarzda eğitim veren Mohammadan Anglo-Oriental High School'u kurdu. Daha çok Aligarh Koleji diye anılan kurum, 1920'de Aligarh Müslim University adıyla müstakil üniver­site statüsüne kavuşturuldu. Aligarh İs­lâm Üniversitesi'nde doğrudan İslâm araş­tırmalarının yapıldığı bölümler bağımsız Hindistan Devleti'nin kurulmasından son­ra açılmıştır. İslâm İlahiyat Fakültesi 727 Arapça. Farsça, Urduca ve tarih bölüm­leri Centre of West Asian Studies ve In-stitute of Islamic Studies üniversitenin İslâm araştırmalarıyla ilgili birimleridir. Bunlardan Institute of Islamîc Studies, eğitim öğretim ve araştırma hizmetleri vermek amacıyla 1954 yılında kuruldu. Kurum bünyesinde 19S8'de Ali India Is­lamic Studies Conference adlı bir teşkilât oluşturuldu. Teşkilâtın hedefi, ilim adam­ları arasında modern ilmî araştırma usul­lerini yaygınlaştırarak daha kaliteli çalışmalar yapılmasına yardımcı olmaktır.728

Institute of Islamic Studies Mecelle-i 'Ulûm-i îslâmiyye (Urduca, 1960) ve Bulletin of Institute of Islamic Studies (1960) adlarında iki, üniversite rektör­lüğü de Fikr u Nazar ve Tehzîbü'1-ah-lâk (Urduca, 1982) ile Mecelletü'I-Mec-maıi'l-Hlmiyyi'l-Hindî (1976) adlarında üç İlmî dergi çıkarmaktadır. Tehzîbü'l-ablâk, Seyyid Ahmed Han'ın aynı adla çı­kardığı derginin devamı niteliğinde olup daha çok İslâmî eğitim, İslâm ve bilim. İslâm ve Hindistan müslümanlan konu­larında makaleler içermektedir. İlahiyat Fakültesi'nin çıkardığı Urduca Mecelie-i 'Ulûmi'd-dîn'de İslâmiyet ve diğer din­lerle ilgili ilmî makaleler yer almaktadır. Kampusun içerisinde bulunan Mevlânâ Âzâd Kütüphanesi'nde 500.000'den fazla eser mevcuttur.729 Kütüphanede başta Arapça. Farsça ve Urduca olmak üzere çeşitli dillerde 14.000 yazma eserin yanı sıra minyatür, şahsî evrak vb. arşiv­ler de muhafaza edilmektedir.

Modern dönemde kurulan önemli eği­tim müesseselerinden biri de Camia Milliyye İslâmiyye'dir. 29 Ekim 1920'de Na­tional Müslim University adıyla kuruluşu gerçekleştirilen üniversite 1925 yılında Aligarh'tan Delhi'ye intikal etti. Kurum 1936-1947 arasında Camia Nagar deni­len yerdeki kampüsüne taşındı. Eğitim dili Urduca, Arapça ve Farsça seçmeli olup bütün aşamalarda din öğrenimi mecbu­ridir. Üniversitede lisans ve lisans üstü İslâmî eğitim verilmekte. Meclis-i Dîniyyât adlı birim zaman zaman seminer ve kon­feranslar düzenlerken Ocak 1923'ten bu yana da aylık Camia dergisinde İslâmî ilimler alanında makaleler yayımlanmak­tadır. Camia Milliyye İslâmiyye'nin merkez kütüphanesinde 730 İslâmî ilimlerle ilgili 170.000'in üs­tünde eser mevcuttur. Üniversitede 1970 yılında Dr. Zakir Husain Institute of Isla­mic Studies kuruldu. Enstitünün hedefi çeşitli İslâmî ilimlerde nitelikli eser yaz­dırmak ve yayımlamaktır. Daha önce is­lam and Modern Age Society adlı bir ku­ruluş tarafından çıkarılan islam and Mo­dern Age ve İslâm aör Asm Cedîd (Ur­duca) adlı dergilerin yayımı sonradan bu enstitü tarafından gerçekleştirilmiştir.

Gerek müfredat ve öğretim dili gerek­se hoca kadrosu bakımından Hindistan alt kıtasının en önemli ilim merkezlerin­den biri 1917 yılında Haydarâbâd'da kurulan el-Câmiatü'1-Osmâniyye'dir. Dârülulûm ile (1853) Nizam College'a (1887) dayanan üniversitede dinî, içtimaî ve tek­nik dallarda Urduca öğretim yapılması planlanmıştır. Üniversiteye bağlı kuruluş­lardan biri de Dâiretü'l-maârifı'I-Osmâniy-ye'dir.731 Bu müessese 1888 yılında dinî, beşeri ve müsbet ilimlerdeki nâdir yazmaları ya­yımlamak üzere kurulmuştur. Bunun için dünyanın çeşitli kütüphanelerindeki önemli eserlerin mikrofilmleri alınmış ve sırasıyla neşirleri yapılmıştır.732

el-Câmiatû'l-Osmâniyye'deki İslâm araş­tırmaları 1947'ye kadar İslâm İlahiyatı Fa-kültesi'nde, 1966 yılından itibaren de eği­tim ve araştırma hizmetleri veren müsta­kil İslâm Araştırmaları Bölümü'nde 733 yürütülmüş­tür. Faculty of Arts"a bağlı olan bu kuru­luş Arapça ve Farsça bölümleriyle ortak hareket etmektedir. el-Câmiatü'1-Osmâ-niyye'nin, matbu eserlerin yanında 3000"i İslâmî ilimlerle ilgili 63S1 yazma eserin yer aldığı geniş bir kütüphanesi vardır.734

Hindistan'da bağımsızlık sonrası kuru­lan en büyük İslâm araştırmaları merke­zi Indian Institute of Islamic Studîes'tir. 1964 yılında Tuğlukâbâd'da (Yeni Deihi) kurulan enstitü yapılanması itibariyle üni­versite sistemine sahiptir ve din, felsefe ve bilim, mukayeseli din araştırmaları. İs­lâm ekonomisi, hukuk / fıkıh, İslâmî eği­tim, dil ve edebiyat, İslâm tarihi bölüm­lerinde araştırmacılığın yanı sıra eğitim Öğretim hizmeti de vermektedir. Enstitü, Hemderd Üniversitesi'nin kurulmasıyla müstakil statüsünü kaybederek bu üni-Hamdard Foundation'a bağlı olarak 1964 yılında kurulan Indian Institute of Islamic Studies'in yeni binası - Yeni Delhi / Hindistan versiteye bağlanmıştır (1989). Enstitü­nün bölümlerinden hukuk alanında araş­tırmalar yapan Department of Islamic and Comparative Law, 199B yılında yeni kurulan yüksek lisans ve doktora çalışma­sı yaptırabilecek kapasitedeki daha ge­niş kapsamlı Centre for Advanced Socio-Legal Studies adlı merkeze katılmıştır. Enstitünün genel anlamda İslâmî ilimler­le ilgili akademik dergisi Studies in İs­lam 1964 yılından bu yana yayımlanmak­tadır. Enstitünün 4000 cilt yazma kitabı ve Hindistan'ın çeşitli kütüphanelerindeki 1000 yazmanın mikrofilmi bulunmakta­dır 735 Hamdard Foundation'a bağlı olarak hizmet veren diğer bir kuruluş, İslâm eğitimiyle ilgili araştırmalar yapan Hamdard Edu-cation Society'dir. Şubat 1981'de kuru­lan bu müessesenin aynı yılda yaptırdı­ğı iki ayrı anket ve araştırmanın sonuçla­rı kitap halinde yayımlanmıştır (New Del­hi 1983).

Hindistan'da medrese ve üniversiteler­den başka kişi ve derneklerin kurduğu İs­lâmî araştırma yapan müstakil enstitüler de bulunmaktadır. Bu merkezlerden Is­lamic Research Association, III. Ağa Han Sultan Muhammed Şah'm himayesinde Hindistan'ın önde gelen ilim adamların­dan Asaf Ali Asgar Feyzî ve Rus araştır­macısı W. Ivanovv taraf ından 1933 yılında Bombay'da kurulmuştur. İslâm kültür ve medeniyetini konu edinmekle birlikte fa­aliyete geçmesinden bir süre sonra ağır­lıklı biçimde İsmâiliyye mezhebine yö­nelen ve adını 1946'da Ismailİ Society of Bombay olarak değiştiren merkez 1963'e kadar, aralarında Kâdî Nu'mân'ın Feyzî ta­rafından yayıma hazırlanan DecdJimû'i-İslâm'\nm da bulunduğu otuz civarında ilmî eser neş-retmiştir. Kuruluşun Isiamic Research Association (1948) adıyla yayımlanan dergisi artık çıkmamaktadır.

XX. yüzyılda bir İlim ve kültür merkezi haline gelen Haydarâbâd'da, Hindistan ile Ortadoğu arasındaki dinî-kültürel bağları araştırmak için 19S5'te kurulan The In­stitute of Indo - Middle East Cultural Stu­dies bugüne kadar elliden fazla eser neş-retmiştir. Seyyid Abdüllatîf in Bases of Islamic Culture ve An Outline of the Cultural History of India (Delhi 1959), M. Hamîdullah'ın Foreign Relations of the Prophet Muhammad with the Countries of Middle-East, India, Turk-istan and China ete. (Haydarâbâd 1985) adlı çalışmaları enstitünün dikkate değer yayımlanndandır. Camia Milliyye İslâmiy-ye'nin hocalarından Âbid Hüseyin ile ar­kadaşlarının İslâm'ın Batı'ya, Batı'nın İs­lâm ülkelerine ve İslâm düşüncesine olan tesirleri hakkında çalışmalar yapmak üze­re 1967'de Delhi'de kurdukları islam and Modern Age Society 1969 yılından bu ya­na İslâm aör Asr-ı Cedîd (Urduca) ve is­lam and Modern Age adlarıyla iki dergi çıkarmaktadır. Hindistan'ın son dönem yazarlarından Vahîdüddin Han'ın Delhi'­de açtığı el-Merkezü'l-İslâmî de (1970) ço­ğu Vahîdüddin Han'a ait olmak üzere çe­şitli dillerde 100 kadar kitap yayımlamış­tır. Bunlardan The Encycîopaedia of the Qur'an (1994) resim, harita ve çizimler­le zenginleştirilmiş ciddi bir çalışmadır. Merkezin ayrıca İngilizce, Urduca ve Hint­çe basılan Al-Risala adlı bir dergisi bu­lunmaktadır.

Haydarâbâd'daki Saîdiyye Kütüphane­si idaresi 1971 yılında, kütüphanedeki kıy­metli yazmaları neşretmek üzere Saidiya Research Institute adlı bir enstitü kur­muştur. Saîdiyye Kütüphanesi'nde birço­ğu Müftü Muhammed Saîd ve ailesine ait İslâmî ilimlerle ilgili 3141 yazma eser vardır. Kütüphanedeki Arapça yazmaların katalogu A Catalogue of Arabic Man-uscripts adıyla 1968'de neşredilmiştir.

Günümüz müslümanlarıyla İlgili araş­tırmalar yapmak üzere 1986 yılında Del­hi'de kurulan Institute of Objective Stu­dies. Hindistan'daki ciddi araştırma ku­rumlarından biri olup ilmî toplantılar dü­zenlemekte ve eser neşretmektedir. Ens­titünün Journal of Objective Studies (1989) ve Religion and Law Review (1992) adlı altı ayda bir çıkan iki dergisi vardır. Daha çok İslâm hukukuyla ilgili ça­lışmalar yapmak için faaliyet gösteren ku­rumlardan biri de The Islamic Fiqh Acad-emy of India'dır. Akademi, Kadı Mücâhi-dü'l-İslâm Kâsımî tarafından Merkezü'l-bahsi'1-ilmî adıyla 1987 yılının başlarında Bihâr'da kurulmuş, 1989'da şimdiki ismi­ni almıştır; kuruluşundan bu yana üç ay­da bir çıkarılan Bahş u Nazar adlı ilmî bir dergiye sahiptir. Akademinin 1992 yılı sonuna kadar düzenlediği ilmî toplantılar­da bankacılık, şirketler hukuku, faiz ve doğum kontrolü gibi yeni problemler tar­tışılmıştır.

Hindistan'da bunlardan başka İslâm araştırmalarına katkıları daha dar çerçe­vede olan Encümen-i Terakkî-i Urdu (Del­hi), The Iran Society (Kalküta), Abul Ka-lam Azad Oriental Research Institute (Haydarâbâd). Abul Kalam Azad Islamic Avvakening Centre (Delhi). Indo-Arab Culture Association (Kalküta), India and İslam ResearchCouncil(Delhi) ve İngiliz mühtedî Muhammed Marmaduke Wil-liam Pickthall tarafından Haydadâbâd Ni­zamı Mîr Osman Ali Han'ın desteğiyle 1927 yılında kurulan Islamic Culture Bo-ard (Haydarâbâd) gibi müesseseler de bulunmaktadır. Islamic Culture Board ay­nı yıl îslamic Culture dergisini 736 çıkarmaya başlamış­tır. Aligarh'ta 1982 yılından beri Tah-kikât-i İslâmî adlı ilmî dergiyi çıkaran İdâre-i Tahkik ü Tasnîf-i İslâmî. Haydarâ-bâd"daki Islamic Centrefor.Indian Minor-ities Studies ve Islamic Lavv Academy, Patna'daki Institute of Post-Graduate Studies and Research in Arabic and Per-sian, Srirangapatnam'daki (Karnataka) Tip-pu Sultan Research Academy ve Meysûr'-daki Oriental Research Institute de bu tür kuruluşlardandır.

Hindistan alt kıtasındaki İslâmî araştır­malara Şiî düşüncesinin katkıları da önem­lidir. Daha çok Leknev ve Bombay bölge­sinde yoğunlaşan Şiîler'in klasik ve mo­dern tarzda birçok eğitim ve araştırma merkezi bulunmaktadır. 1890 yılında Sey-yid Nâzım tarafından Leknev'de kurulan Camia Nâzımiyye, ilkokuldan lisans üstü­ne kadar eğitim veren bir müessese olup sadece İsnâaşeriyye'ye mensup talebele­ri kabul etmektedir; ayrıca büyük bir kü­tüphanesi vardır. 1892'de Leknev'de ku­rulan Sultânü'l-medâris, Vârânasi'deki Jawadiya Arabic College ve Camia İmâ-miyye, Leknev'deki Shia Arabic College ve Medresetü'l-vâizîn (1919), Feyzâbâd'-daki Vathiqa Arabic College ve Mîrat'taki Camia Mansabiyye de (1878) benzer bir eğitim programına sahiptir. Bunlardan Medresetü'l-vâizîn sadece lisans üstü eğitim vermekte ve isteklileri tebliğ gö­revine hazırlamaktadır. Kendisine ait mat­baada çok sayıda kitap basıp yayımlayan medrese biri el-Vcfz (Urduca) adlı aylık, diğeri Müslim Reviev/ adlı on beş gün­lük iki dergi çıkarmaktadır.

Müsta'lî İsmâilfler'den olan Dâvûdî Boh-râ cemaatinin kırk üçüncü dâîsi Abd-i Ali Seyfeddin tarafından 1813 yılında Sûret'-te kurulan el-Câmiatü's-Seyfıyye, mezun­larını birçok üniversitenin kabul ettiği önemli bir eğitim ve araştırma kurumu­dur. Arapça ve İngilizce eğitim veren ku­rumda dinî ilimlerin yanında müsbet ve sosyal ilimler de okutulmaktadır. 1970'-lerde Bombay'da Academy of Islamic and Arabic Learning adlı bir araştırma mer­kezi açan bu cemaatin en geniş kapsamlı araştırma kurumu ise Asghar Ali Engineer tarafından Bombay'da kurulan In­stitute of Islamic Studies'dir. Enstitü İs­lâmî ilimlerle ilgili çalışmalarından ve neş­rettiği eserlerden başka Isiamic Pers-pectives adlı bir dergi yayımlamaktadır.

Hindistan'daki İngiliz hâkimiyeti döne­minde yaygınlaşan misyonerlik faaliyetle­rine karşı müslümanların önlem almaya yönelik gayretleri artmış ve misyonerler­le yapılan münazaralar neticesinde geniş bir literatür oluşmuştur. Bu faaliyetlerde Hindistan'ın çeşitli bölgelerinde kurulan Asiatic Society of Bengal (Kalkuta 1784), Asiatic Society of Bombay 737 Madras Literary So­ciety (1812), The Mythic Society of Ban-galore (1909) ve The Bihar Research So-ciety {Bankipûr 1915) adlı derneklerin katkıları büyüktür. The Royal Asiatic So­ciety of Great Britain and Ireland (Londra 1823), bu dernekleri kendi çatısı altında toplayarak daha etkin duruma getirmiş­tir. Hıristiyan misyonerler tarafından La-hor'da kurulan Henry Martyn Institute of Islamic Studies ise bölgede ağırlıklı ola­rak İslâmî ilimlerle ilgilenen bir kurum­dur. Enstitü, Metodist kilisesinden Mur-ray T. Titus'un önderliğinde, 1806-1810 yıllan arasında Hindistan'da misyonerlik yapan papaz Henry Martyn adına 1930 yılında açılan Henry Martyn School of Is­lamic Studies'in devamı mahiyetindedir. Bu okul misyonerleri İslâm hakkında bil­gilendirmek, hıristiyanlaştırma faaliyeti­ni yürütmek ve Hıristiyanlığa yeni giren­leri eğitmek için kurulmuştu. 1960 yılında enstitü haline getirilen okulun Landour (Mussoire). Aligarh, Cebelpûr ve Leknev'­de şubeleri açıldı; 1971'de merkezi Hay-darâbâd'a taşındı. Çeşitli kademelerde kursların verildiği enstitüde ayrıca ilmî toplantı ve konferanslar düzenlenmek­tedir. Enstitünün 1971 yılına kadar Al-Basheer adıyla çıkan İngilizce dergisi kı­sa bir duraklamadan sonra 1972'de Al-Basheer: A Bulletin of Christian Insti-tutes of Islamic Studies, 1978'de Bul­letin of Christian Institutes of Islamic Studies ve 1985ten bu yana The Bulle­tin of the Henry Martyn Institute of Islamic Studies adıyla yayımını sürdür­mektedir. Enstitünün Urduca süreli yayı­nı üç ayda bir çıkan Huma dergisidir.

Misyonerlik faaliyetlerinde bulunan Ba-reilly Theological Seminary'e bağlı olarak bir İslâm araştırmaları bölümü açılması konusu, hiristiyan misyoner ve ilim adam­ları için düzenlenen Leknev (1911) ve Ku­düs (1924) konferanslarında dile getiril­di ve 1926yılında açılan bölümün hedefi Henry Martyn Institute of Islamic Stu­dies ile paralellik arzediyordu. Kilisenin kontrolünde ve ağırlıklı biçimde dinler arası diyalog çalışmalarını yürütmek üze­re 1979 yılında Islamic Studies Associa­tion of Delhi ve 1984'te Islamic Studies Association of Bangalore açılmıştır.

1857'de kurulan Kalküta Üniversitesi'-nin Arabic and Persian ve Islamic History and Culture adlı bölümlerinde İslâmî ilim­lerle İlgili ciddi çalışmalar yürütülmekte ve ilmî dergiler çıkarılmaktadır. Muham­med İshak'ın fndia's Contribution to Hadith Literatüre (Dacca j955) ve Mu­hammed Zübeyr Sıddîki'nin Hadith Lite­ratüre: Its Origin, Development, Spe-cial Features and Criticism (Calcutta 1961) adlı çalışmaları üniversitede yapı­lan nitelikli araştırmalardandır. Bombay Üniversitesi'nde Fars Dili ve Edebiyatı Bö­lümü güçlüdür. Bölümde bu alanın önde gelen simalarının biyografileri üzerinde durulmuş ve ciddi eserler neşredilmiştir. Üniversiteye bağlı olarak 1947"de kurulan Anjuman-e islam Urdu Research Institu­te, Urdu dilinde yazılan İslâmî eserlerle ilgili çalışmalar yapmakta, Nevâ-i Edeb adıyla bir de dergi çıkarmaktadır. Bom­bay Üniversitesi Kütüphanesi'nin İslâmî ilimlerle ilgili Arapça. Farsça ve Urduca eserlerden oluşan geniş bir yazma eser koleksiyonu vardır. Kütüphanede bulunan iki ayrı koleksiyonun Serfirâz tarafından hazırlanan katalogları 1935. İsmâiliyye'ye dair 200 yazmalık Feyzi koleksiyonunun Muiz Gorivala tarafından hazırlanan ka­talogu da 1965 yılında basılmıştır. Hindis­tan'ın köklü üniversitelerinden biri de Madras Üniversitesi'dir. Bu üniversiteye bağlı Faculty of Oriental Learning, Department of Arabic. Persian and Urdu ve Oriental Research Institute adlı birimleri dinî, tasavvufî ve edebî pek çok eser ya­yımlamıştır. Celâleddin ed-Devvânî'nin Muhammed Abdülhak tarafından hazır­lanan Şevâkilü '1-hÛT fî şerhi Heyâki-li'n-nûr adlı eseri üniversite yayınlan ara­sında çıkmıştır (1953). Buraya bağlı çok sayıdaki kolejden bir^smı İslâmî eğitim vermektedir. Merkezî kütüphaneden baş­ka ülkenin en geniş yazma koleksiyonla­rından birine sahip olan ve çok sayıda Arapça, Farsça eser neşreden 738 The Government Oriental Manuscripts Lİbrary de bu üniversiteye bağlıdır. Delhi Üniversitesi'ne bağlı Department of Ara­bic and Persian'da dil ve edebiyattan baş­ka İslâmî ilimlerle ve Arapça, Farsça ya­zılmış eserlerle iigili çalışmalar da yapıl­maktadır. Üniversitenin kütüphanesinde 2000'den fazlası Sanskritçe, Hintçe, Arap­ça. Farsça, Urduca ve Türkçe yazmalar­dan oluşan 200.OOO'İ aşkın kitap ve çok sayıda dergi bulunmaktadır.

Hint alt kıtasında çeşitli eğitim ve araştırma kurumlarına bağlı olarak hiz­met verenlerden başka bir de müstakil kütüphaneler vardır. Nevvâb Feyzullah Han'ın 1794 yılında yaptığı bağışla kuru­lan Râmpûr Rızâ Kütüphanesi bunlardan biridir. Başlangıçta Toşhâne Kütüphane-si'nin bir bölümünü teşkil eden kurum, 1851'den sonra Kütübhâne-i Darûr Riyâ-set-i Râmpûr adıyla müstakil hale geldi; daha sonra da Kütübhâne-i Ulûm-i Dîniyye ismiyle yeniden düzenlenerek kendi özel binasına taşındı (1891). 1902'de Arap­ça ve 1928'de Parsça yazmalar katalogla­rı basılan kütüphane Nevvâb Rızâ Ali Han zamanında (1930-1966) bugünkü adını aldı ve 1994 yılında Riza Library Journal adıyla bir dergi çıkarmaya başladı. Ülke­nin mevcut en eski kütüphanesi sayılan Râmpûr Rızâ Kütüphanesi'nde 6000'i Arapça, 6000'i Farsça ve 1700'ü Urduca olmak üzere çeşitli dillerde toplam 15.000 yazma eserle 300 civarında minyatür ve resim bulunmaktadır. Kütüphanenin neş­riyat birimi yirmi kadar yazma ile beş cilt tutan katalogları yayımlamıştır.739

Gucerât bölgesinin önemli ilim merkez­lerinden Ahmedâbâd'da XVIII. yüzyıl sû-fîlerinden Pîr Muhammed Şah'ın dergâ­hında ondan kalan kitaplar üzerine kuru­lan Hazret-i Pîr Muhammed Şah Dergâh Kütüphanesi sonraki yıllarda yapılan ba­ğışlarla çok genişlemiş ve çoğu İslâmî ilimlerle ilgili 2000 kadar yazma eseri ba­rındırır hale gelmiştir. Kuruluşu 1828 yılı­na kadar giden Patna'daki Khuda Bakhsh Oriental Public Library Hindistan'ın meş­hur kütüphanelerindendir. Hudâbahş, idareyi üstlendiği 1876 yılında 1400 olan kitap sayısını 1891'de 4000'e çıkarmıştır. Halen Khuda Bakhsh Library Journal adlı bir dergi yayımlayan kütüphanede çoğu Arapça ve Farsça olan 18.000 yaz­ma. 148.000 matbu eser, 5000 dergi ve 2000'in üzerinde orijinal resim ve minya­tür bulunmaktadır.740

1891 yılında Haydarâbâd'da kurulan Asafiya State Library 1960'ta State Cen­tral Library adını almıştır. Kütüphanede mevcut 200.000'i aşkın eserden 17.000'i yazma olup bunlardan 9000'i Farsça. 6300'ü Arapça ve 1600'ü Urduca'dır. Bom­bay'da 1903 yılında kurulan Cami-Mescid Kütüphanesi'nde basılı eserlerden başka

daha çok medrese müfredatında olan ki­tapların yazmaları muhafaza edilmekte­dir. Kütüphanedeki 1200 yazmanın Ha-mîdullah Nedvî tarafından hazırlanan ka-talogunu 1956 yılında Anjuman-i İslam Urdu Research Institute Bombaya yımlamıştır. 1934'te Râmpûr'da kurulan Sa-ulat Public Library'de 2000 yazma bulun­maktadır. Nevvâb Mîr Yûsuf Ali Han'ın topladığı kıymetli yazma eserler üzerine 1951 yılında kurulan Sâ­lâr Ceng Müzesi Kütüphanesi. 10.000 yaz­ma ve 50.000'i aşkın matbu eserle Hay-darâbâd'ın en önemli kütüphanelerinden­dir. Yazmalar arasında yer alan 400 kadar kıymetli Kur"an nüshasından beşi meş­hur hattat Yâküt el-Müsta'sımî'nin kale­minden çıkmıştır. 1961 yılında Tonk'da kurulan Rajastan Oriental Research In­stitute şehirdeki kütüphanenin de idare­sini üstlenmiştir. Aralarında 3000 kadar yazmanın da bulunduğu kitaplar genel­likle İslâm hukuku ve tefsirle ilgilidir. Şiî ulemâsından Mevlânâ Hâmid Hüseyin ta­rafından Leknev'de kurulan Nâsıriye Kütüphanesi'nde yaklaşık30.000 yazma ka­yıtlıdır ve bunlardan bir kısmı bizzat Hâ­mid Hüseyin tarafından Kerbelâ vb. yer­lerdeki yazmalardan istinsah edilmiştir.




Yüklə 1,69 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   30   31   32   33   34   35   36   37   38




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə