Eskişehir ve Civarına Yapılan
Selçuklu/Oğuz (Türkmen) Göçleri
Hasan Hüseyin ADALIOĞLU
1
Giriş
11. yüzyılda Büyük Selçuklu Devleti’nin kurulmasından (1040) hemen
sonra devletin sınırları her yönde hızla genişlemiş ve fetihlerin gerçek mec-
rası batıya doğru olmuştur. Anadolu topraklarına gelen ilk Oğuz boyları Ya-
bgulu Türkmenleri dediğimiz Arslan Yabgu’ya mensup gruplar idi. Bunları
takiben Büyük Selçuklu Devletinin kurucuları, Anadolu’nun fethine özel bir
önem verdiler; başta devletin kurucuları Tuğrul Bey ve diğer hanedan üyele-
ri olmak üzere, Doğu Anadolu bölgesine gelerek fetihlerde bulundular. Sel-
çuklu devletinin kurulması ile Malazgirt zaferi arasında geçen otuz yıllık bir
zaman esnasında Türkmenler, daimi bir akış içerisinde Anadolu sınırlarına
girdiler ve ülkenin doğu ve orta kısımlarında yayıldılar.
2
Selçuklu idarecile-
rinin, hanedan üyelerini ve önemli komutanları fetih için görevlendirmeleri,
Anadolu’nun fethinin planlı bir şekilde gerçekleşmesini sağladı.
Selçukluların, Anadolu içlerine yaptıkları planlı ve sürekli akınlar, Bi-
zans’ı savunmaya yöneltti. Bizans, 1068-1071 yılları arasında güçlü ordular-
la Türkmenleri Anadolu’dan çıkarmak için seferler düzenledi ve uzun süren
mücadelelerden sonra, Doğu Anadolu bölgesini Oğuzlar/Türkmenler’e terk
etmek zorunda kaldı. Malazgirt zaferinden sonra kurulan Doğu Anadolu Bey-
likleri (Saltuklu, Megücük, Ahlatşahlar, Artuklular, Danişmendliler, Yınallar,
Demleçoğulları ve Çubukoğulları) dönemimde ise, bölgeye yapılan göçlerle
Türkleşme ve İslamlaşma hızla arttı. Anadolu’nun yurt edinilmesinde ve İs-
lamlaşmasında Malazgirt sonrası yapılan Oğuz göçlerinin çok önemli oldu-
ğunu söyleyebiliriz.
12. yüzyılın ortalarında Büyük Selçuklu Devleti’nin yıkılmasından (1157)
sonra Anadolu’ya gelen Türkmenlerin sayısında önemli bir artış oldu. Bundan
sonra, Anadolu’da ortaya çıkan Babaî İsyanı (1240) ve Moğol işgali, Anado-
lu’da nüfus hareketliliğini canlandırmış ve ahâli, Moğolların baskısıyla orta
ve batı Anadolu’ya doğru göç etmiş ve uç bölgelere yerleşmişlerdir. Eskişehir
1 Doç Dr., Eskişehir Osmangazi Üniversitesi
2 Osman Turan, Selçuklular Zamanında Türkiye, Siyasi Tarih Alp Aslan’dan Osman
Gazi’ye (1071-1328), 6. Baskı, Boğaziçi Yayınları, İstanbul 1998, s. 37.
438 Eskişehir ve Civarına Yapılan Selçuklu/Oğuz (Türkmen) Göçleri
ve civarı, göç eden bu Türkmenlerin yerleştikleri önemli uç bölgelerinden
biri idi.
Selçuklu devlet adamları, Anadolu’da siyasi birliği sağlayabilmek için, XI.
yüzyıldan itibaren bölgeye yönelen göçmenleri muhtelif yerlere iskân etmiş-
ler ve bazı büyük aşiretleri bölerek birbirinden uzak bölgelerde yerleştirmiş-
lerdir. Bugün Anadolu’nun değişik yerlerinde Kınık, Avşar, Bayındır, Salur,
Bayat, Çepni, Kayı ve Karakeçili gibi büyük Oğuz aşiretlerinin isimlerini ta-
şıyan köylere, ailelere rastlanması Selçukluların bu iskân politikasının bir so-
nucudur. Örneğin, Oğuzların iki kolundan biri olan Bozokların Kayı Boyu’na
mensup olan Karakeçili aşireti, Ertuğrul Gazi’nin (1286) önderliğinde Orta
Asya’nın Merv ve Mâhân bölgelerinden Anadolu’ya gelmişler, bir süre Iğ-
dır ve çevresinde konakladıktan sonra güneye doğru inerek Ahlat, Şanlı Urfa
ve Suriye bölgesine geçmişlerdir. Aşiretin bir bölümü Urfa, Suruç, Siverek
bölgesine, bir kısmı da Ankara, Karacadağ ve Söğüt bölgesine yerleştirilmiş-
lerdir.
3
Eskişehir ve Civarına Yerleşim:
13. yüzyılda
Eskişehir,
Anadolu Selçuklu Devleti’nin uç vilayetlerinden
Sultanönü’nün merkezi olup antik Dorylaion kentinin üç kilometre güney-
doğusunda yer alan tepenin yamacında kurulmuş bir Türkmen yerleşim yeri
idi. Coğrafi konum olarak Orta Anadolu’yu Marmara, Ege ve Akdeniz bölge-
lerine bağlaması, önemli ticaret ve seyahat yollarının kavşak noktasında yer
alması, ayrıca, kentin yakınında bir sıcak su merkezinin (termal) bulunma-
sı, tarihin ilk çağlarından itibaren burayı önemli bir yerleşim yeri yapmıştır.
Eskişehir’e Sultan Önü (Sultan Öyüğü) adının verilmesi, Anadolu Selçuklu
Sultanı I. Kılıç Arslan’ın Haçlılar ile yaptığı savaşta otağını kurduğu tepe
(öyük) ile alakalıdır.
4
Eskişehir ve civarı, Anadolu Selçuklu Devleti’nin kurucusu Kuta1mışoğlu
I. Rükneddin Süleyman Şah’ın 1075 yılında şimdiki Marmara bölgesindeki
İznik’i fethedip başkent yapmasından sonra Selçuklular için önem kazanmış-
tır. 1074 yılında Kutalmışoğlu Süleyman- şah ile Bizans İmparatoru VII. Mi-
kail Dukas (1071-1078) arasında yapılan bir anlaşma ile ilk kez Dorylaion
3 Yağmur Say, “Karakeçili Aşireti ve Eskişehir’e İskânı İle Kuyucak Karyesindeki
Özbekli Cemaati”, Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature
and History of Turkish or Turkic Volume 4/3 Spring 2009, s. 1907.
4 O. Turan, age,, s. 206, dipnot 22; Fahameddin Başar, “Osmanlıların Karacahisar’ı Fethi
ve Eskişehir Civarına Hakim Olmaları”, Tarihte Eskişehir Sempozyumu-I 2-4 Kasım 1998,
Bildiriler, T.C. Anadolu Üniversitesi Yayınları; No. 1285, Eskişehir 2001, s. 115. (115-127)
439
Hasan Hüseyin ADALIOĞLU
(Eskişehir) ve Söğüt’ün Türklere bırakıldığı ve Süleyman Şah’a bağlı Türk-
menlerin bu sırada şehri ele geçirdikleri bilgisi vardır.
5
Selçuklu kuvvetleri-
nin bölgeye ilk gelişleri askeri amaçlı olduğu için yerleşik hayata geçme çok
sonraları gerçekleşecektir. Ancak, askeri amaçlı bu mücadeleler döneminden
kalma Selçuklu devlet adamlarına dair, bölgede yer isimlerine rastlanmakta-
dır. Örneğin 1078 yılında Sultan Melikşah tarafından Anadolu’ya gönderilen
Emir Porsuk’un adı, Eskişehir ovasından geçen, eski adı Tembris olan nehre
(Porsuk Nehri) verilmiştir. Belki Selçuklular döneminden günümüze gelen
bölgedeki en eski yer adı Porsuk olmalıdır.
6
Porsuk Bey’den sonra Sultan
Melikşah tarafından Batı Anadolu’ya gönderilen Büyük Selçuklu Devleti ko-
mutanı Emir Bozan’ın
7
ismi de, şehre yaklaşık 80 km mesafede bir nahiyenin
adı olmuştur. Bu iki isim bölgede Selçuklular döneminden kalan en eski yer
adlarındandır.
Kutalmışoğlu Süleyman Şah, İznik’i başkent yaparak, 1075’ten 1097 yı-
lına kadar Anadolu’nun batısına hakim olan ilk Türk devletini (Anadolu Sel-
çuklu) kurmuştu. Bu dönemde Eskişehir ve civarında kısmî olarak hakimiyet
Türkmenlerin elindeydi. Ancak bu durum, Eskişehir ve civarında I. Haçlı se-
ferine kadar (1097) kurulan geçici bir hâkimiyet olup, I. Haçlı saldırısından
sonra Eskişehir ve çevresi terkedilmiştir. 12. yüzyılın ortalarında Büyük Sel-
çuklu Devleti’nin yıkılmasından (1157) sonra Anadolu’ya gelen Türkmen-
lerin sayısında büyük artış oldu. Bizans şehir ve köylerini ele geçiren Türk-
menlerin bu dönemden sonra Eskişehir bölgesinde yerleşik hayata geçtikleri
düşünülebilir.
8
1158 yılında II. Kılıç Arslan’ın saltanatı döneminde (1155-1192), Bi-
zans-Selçuklu sınırı Eskişehir-Seyitgazi hattından geçmekteydi.
9
II. Kılıç
Arslan, Bizans imparatoru I. Manuel Komnenos’la yaptığı bir anlaşmayla,
Türkmenlerin, Eskişehir-Seyitgazi hattının batısına geçmeyeceğine dair karar
almıştı. Ancak yapılan anlaşmadan on yıl gibi kısa bir zaman sonra, özellik-
le Sultanönü yöresinde yığılan Türkmenleri, Bizans topraklarına geçmekten
5 Suzan Albek, Dorylaion’dan Eskişehir’e, Anadolu Üniversitesi Eğitim Sağlık ve
Bilimsel Araştırma Vakfı No: 89, Eskişehir 1991, s. 93.
6 Gregory Ebu’l-Ferec (Bar Hebraeus), Abu’l-Farac Tarihi, Türkçeye Çeviren; Ö. Rıza
Doğrul, TTK. Yayınları, Ankara 1987, s.329; O. Turan, Selçuklular Zamanında Türkiye,
1998: 59; Claude Cahen, Osmanlılardan Önce Anadolu’da Türkler, Çeviren Yıldız Moran,
İstanbul 1979, s. 89.
7 Anna Comnena, Alexiad, Çeviren Bilge Umar, İnkılap Kitapevi, İstanbul 1996, s. 202 vd.
8 Cl. Cahen, age.,, s. 64.
9 O. Turan, age., s. 288.
Dostları ilə paylaş: |