64
Tarihi - Kültürel Gelişim Sürecinde Türk Kadının Konumu
yorlardı. (24, s. 74 - 75) Fakat kadınların siyasi eşitlik mücadelesi sadece 20.
yüzyılda sonuç vermiştir. İlk kez Danimarka᾿da 1915 yılında kadınlar seçim
hakkı kazandılar. Fransa kadınlarının mücadelesi daha uzun sürdü, bu yüzden
sadece 1944 yılında bu hakkı kazanabildiler. Oysa Doğu ülkeleri arasında ilk
defa kez Azerbaycan Halk Cumhuriyeti 1918 yılında kadınlara seçim hakkı
tanımakla çoğu Avrupa ülkelerinden daha önce kadın özgürlüğüne yeşil ışık
yaktı ve Müslüman ülkeleri arasında kadınlara seçim hakkı tanıyan ilk devlet
olarak tarihe geçti. Azerbaycan Halk Cumhuriyetinin kurucusu Mehmet Emin
Resulzade parlamentonun ilk oturumunda cinsiyet eşitliği, kadınların erkek-
lerle eşit haklara sahip olması, seçimlere katılımı vs. konuları parlamentonun
tartışmaya sundu. Cumhuriyet᾿in ömrü uzun olmasa da o, bu doğrultuda Türk
dünyasına güzel bir örnek oldu.
Kadın hak ve özgürlüklerinin korunması meselesi 19. yüzyıldan başlaya-
rak, Türk dünyasında da bir harekete dönüşmüştür. Avrupa ülkelerini saran
devrimci hareketler ve kadın hakları uğrunda mücadele edenlerin propaganda
eylemleri Doğu aydınlarını da etkilemiştir. Avrupa᾿da eğitim alan ve Avrupa
aydınlarından etkilenen modern düşünceli aydın nesli yetişmiştir. 19. yüz-
yıl Azerbaycan aydınlanmacılarından olan Abbasgulu Ağa Bakıhanov, Mirze
Feteli Ahundov, Kasım Bey Zakir, İsmail Kutgaşınlı, Necef Bey Vezirov ve
diğerleri eserlerinde kadın sorunlarını öne çıkarıyor, eskimiş feodal – ataerkil
kuralları eleştiriyor, kadınların ilerlemesi ve kalkınması için eğitimin rolünü
yüksek değerlendiriyorlardı. Toplumun kalkınmasında çağdaş kadının rolünü
yüksek değerlendiren Türk edebiyatçılar arasında Ziya Gökalp, Namık Ke-
mal, Şinasi, Ahmet Mithat Efendi, Şemsettin Sami, Tevfik Fikret, Hüseyin
Rahmi
9
vb. bulunmaktadır. Onlar kadının toplumdaki konumuna dair eleştirel
yazılarda kadınların erkeklerle eşit eğitim alması düşüncesini savunmuşlar-
dır. Türk dünyasının büyük şairi Ahmet Cevat İslamiyet ve kadın hakları ile
ilgili konuşmasında şöyle der: “İslamiyet, kadına hukuk-u âliye bahsetmiştir.
Fakat biz o hukuku kadının eline vermiyor muyuz? ... Biz, artık kadına hu-
kukunu itaya ve kendisini o hukuktan istifade edebilecek bir hale getirmeye
gayret etmeliyiz ...” (27, s. 21)
19. yüzyılın başlangıcında Tiflis᾿in entelektüel ortamında yetişen Azer-
baycanlı aydınlar ilerici aydınlanmacı düşüncelerin Azerbaycan᾿da yayılma-
sı doğrultusunda köklü çalışmalara başladı. Aynı dönemde Bakü᾿de kültürel
alanında arka arkaya “Neşr-i Maarif”, “Nicat”, “Şifa”, “Kafkas Müslüman
Kadınları Hayriye Cemiyeti”, “Mukaddes (Aziz) Nina” gibi kadın hayır bir-
likleri, dernekleri kuruldu .(25) Bu birlik ve dernekler ülkede kadın hareketi-
9 Sıralanma sembolik nitelik taşımaktadır.
65
Afsana MAMMADOVA
ne büyük ivme kazandırdı. Asrın 50’li yıllarında kurulan “Mukaddes (Aziz)
Nina” derneğinin üyeleri arasında 17 kişi Azerbaycanlı kadın bulunmaktaydı.
Onların arasında Fatma Esedbeyova, Hatice Hakverdiyev, Gevher Kutgaşins-
kaya, Balahanım Handemirova vb. ilerici Azerbaycan kadınları bulunmuştur.
Aynı sene aydınlanmacı Dilber Hanım babası Mirmahmud᾿un yardımıyla Şa-
mahı᾿da kendi evinde kız okulu açmıştır. Bunun devamında 1865 yılında Eri-
van᾿da “Mukaddes (Aziz) Ripsime” derneği kızlar için okul açmıştır
10
. Aynı
okulda okuyan 65 kızdan 42᾿si Azerbaycanlıydı. 19. yüzyılın 50᾿li yıllarından
başlayarak, ileri düşünceli kadınların girişimiyle Derbent᾿te, Zakatala᾿da, Şu-
şa᾿da kız okulları açılmaya başlamıştır. (25)
Çağdaş düşünceli aydınların bu doğrultudaki çalışması hiç de kolay ol-
mamıştır. Bir yandan, din adamlarının fetvası, diğer yandan Çar Rusya᾿sının
işgal ettikleri Müslüman topraklarının gelişimine ve kalkınmasına engel olma
çabaları aydınlama sürecinin uzun seneler sürmesine neden olmuştur. 1901 yı-
lında Bakü᾿de hayırsever zengin iş adamı Hacı Zeynelabidin Tağıyev᾿in giri-
şimi ve maddi desteğiyle Müslüman Doğu᾿da ilk Kızlar Okulu açıldı. Avrupa
çağdaşlığını Doğu gelenekleri ile ustalıkla birleştiren bu okul Azerbaycan᾿da
laik kadın eğitiminin temelini atmıştır. 9 Ekim 1901᾿den itibaren bu okulun
başında Z.Tağıyev᾿in eşi Sona Hanım bulunmuştur. Müdür görevine ise ay-
dınlanmacı, yazar Hasan bey Zerdabi᾿nin hanımı Hanife Melikov atanmıştır
.(26) Bu okulun mezunları arasında Azerbaycan᾿ın toplumsal yaşamında, ka-
dın hareketinin genişlemesinde aktif yer alan, isimlerini yalnız Azerbaycan᾿ın
değil, tüm Türk dünyası tarihinin hafızasına kazıyan ilk aydınlamacı kadınlar:
Rehile Hacıbababeyova, Şehrebanu Şabanova, Şefika Efendizade, Nabat Ne-
rimanov, Gülbahar Ahrıyeva, Ayşad Dibirova, Sakine Ahundzade, Meryem
Gembitskaya, hem de “Molla Nasreddin” dergisinde kadın sorunları ile ilgili
bir dizi makaleler yazan Hamide hanım Cavanşir, Tiflis᾿te Kafkas Hayriye
Cemiyeti᾿nin girişimcisi Sofya Şahtahtinskaya, Nahçıvan᾿da kızlar okulunun
yöneticisi Nazlı Tahirova, ilk kadın dergisi olan “Işık” dergisinin (1911) edi-
törü Hatice Alibeyova, ilk Kadın Hayriye Cemiyeti᾿nin (1908) kurucusu Ha-
nife Zərdabi, Bakü᾿de “Kadın Hayriye Cemiyeti” nin (1914) kurucusu Liza
Muhtarova vb. bulunmaktaydı .(26, 27)
Türkiye᾿de kadın haklarının savunulması Genç Türklerle başlanmıştır. 19.
yüzyılın sonlarına doğru 9 ilkokul ve 9 öğretmen okulu çalışmaktaydı .(24,
s. 196) 1858 yılında ilk kız rüştiyeleri, 1870 yılında ise “Daru᾿l-muallimat”
adıyla ilk kız öğretmen meslek okulu, 1914᾿te ise İstanbul᾿da kızlar için ilk
ortaokul açılmıştır .(27, s. 19) Avrupa᾿da olduğu gibi Türkiye᾿de de ilerici gö-
10 Bu okullar el sanatı ve dini tahsil sunuyordu.