Uluslararasi sempozyumu



Yüklə 26,8 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə306/307
tarix11.09.2018
ölçüsü26,8 Mb.
#67808
1   ...   299   300   301   302   303   304   305   306   307

885

Zhala BABASHOVA 

Saksağanlar gibi sıktıkça birinden birine

(…) düştü artık bize göllerde pekâlâ yüzmek!

Yakamozla saçarak her tarafından fenerim,

Çifte sandal yüzü yorduk, o yüzer ben yüzerim!

Diyerek şair İstanbul’un yağmur sonrası denize dönmüş fakir bir semtinde 

sürüklenerek fakir yaşantısını anlatmaktadır. 

M. Akif’in “Seyfi Baba”sıyla benzer konuyu işlemiş H. Cavid’de “Küçük 

Serseri” şiirinde yaşlı bir insan değil, daha hayata yeni atılmış taze fidanın 

fakirlik içinde sokaklarda tehlike dolu yaşantısını etkili bir dille güçle tasvir 

araçlarıyla anlatmıştır. Küçük Serseri (Geçmiş Günler, 2005)

Güneşin kızgın odlu darbesine

Hedef olmuş vücudu, hem de elil

Bir küçük kulübe yok ki gölgesine 

İltica eylesin zavallı sefil.

M. Akif  sosyal  ağırlıklı  halkın  toplumun  acılarını  anlatan  şiirlerinin  et-

kisi  H.  Cavid’in  sanatında  da  aksedilmiştir. Yukarıda  zikrettiğimiz  her  iki 

şiirinde ortak özellikler sosyal ağırlıklı olup, şiire tesir kudreti veren etkili 

tasvir yöntemi ve merhamet duygusudur. Her iki şiirde, nesre yakın bir dille 

yazılmıştır. 

M. Akif şiirleriyle cemiyetin sosyal, ekonomik şartları inceleyen, hakları 

çiğnenen milletin yaşanan sıkıntılarını dertlerini anlatmak için kullanmıştır. 

M. Akif’in Avrupa, Batı Emperyalizmi karşısında bir tavır sergiler. Prof. 

Dr. Nurullah Çetin M. Akif’in Batı emperyalizmine karşı tavırını ikiye ayırır: 

“Bilim, teknolojisi, sanatı kuralı, kaidesi, nizamı ile iyi olan Batı bir de kendi 

dışındaki zayıf milletleri sömüren, onları ezen yok etmeye çalışan emperya-

list Batı, Akif Batı’nın iyi yönünü taktir ederken, emperyalist yönünü alabil-

diğini eleştirir, amansız düşmanıdır. (2008)

M. Akif eserlerinde İngiltere, Fransa, Almanya, Rusya gibi büyük Müslü-

man devletlerin özellikle tanzimattan günümüze Müslüman ve Türk halkları 

üzerindeki siyasi, ekonomik, kültürel sömürgelik, emperyalizm politikalarını 

eleştirmiş ve Müslüman Türk topluluklarını uyarmaya çalışmıştır.

M.  Akif  aynı  zamanda  toplumunu  yanlış  Avrupalılaşma  karşı  da 

uyarmaktadır.  M.  Akif  gibi  H.  Cavid’de  yanlış  batılılaşmanın  getirdiği 




886

olumsuz etkileri ifşa ederek halkı uyarmaya çalışır. H. Cavid’de M.Akif’in 

etkisiyle şiirlerinde emperyalizme karşı barışmaz bir mücadele yürütür. Onun 

şiirlerinde adaletin insan hukukunun temini için yapılan mücadelenin rüzgâr-

ları hissedilir. Şairin emperyalizmle mücadeleyi konu alan “Harb ve Felaket”, 

“Harb ilahi karşısında”, “Gruba Karşı” şiirlerinde belli idealler için insanların 

facia ve ıstıraplara sürüklenmesine daima ve kabullenmez bir şekilde karşı 

çıkarak kendi itirazını dile getirir.

H. Cavid “İblis” (1927) piyesinde her zaman savunduğu milliyet ve Türk-

çülük mefkûresine sadık kalarak, Türk milletinin şanlı tarihini kurtarmak için 

yalnız kılıcın kafi gelmediğini bu kurtuluşun ilimle, irfanla, medeniyetle ya-

pılacağı eserinin kahramanlarının dilinden:  

“Turan’a kılıçtan daha keskin uçlu kuvvet ,

Yalnız medeniyet, medeniyet, medeniyet.”

Olduğunu ifade ediyor. Bu eseri H.Cavid’in en ünlü ve sevilen eserlerinden 

biridir. Yazar insan kılığındaki iblislerin gerçek simalarını; insanlar arasında kin 

ve düşmanlığı körükleyen sahte kimlikli insanları ifşa ederek sergilemektedir.

Tanzimattan itibaren dini anlayış ve inançlarda birçok çatışma ve buhran-

lar  olmuştur.  Bu  konuda  birçok  fikir  ve  aksiyonlar  meydana  gelmiştir.  M. 

Kaplan (1989) din karşısında alınan tavırları şöyle maddeleşmiştir:

a) Çağın şartlarını hiçe sayıp, eski düşünce ve gelenekler bağlı kalıp, bütün 

yenilikleri red ve inkâr etmek.

b) Çağın kendisiyle birlikte yeni bir anlayış ve hayat felsefesi getirdiğini 

savunup, dini, insanlığın gerisinde kalmış var sayarak; onu tarihe gömmek.

c) Dinin edebi kıymetleriyle çağın şartları arasında bir bağlantı kurmak, 

başka bir deyimle dini çağın değişen şartlarına göre yorumlama.

Tanzimattan  sonra Türk  yazarlarının  eserleri  incelenirse  bu  üç  tavra  da 

uygun örnekler vermek mümkündür. 

Birinci tip düşünce tarzı için “Tanzir-i Telemak” yazarı Mehmet Sadık uy-

gun bir örnek sayılabilir. İkinci tip düşünce tarzına sahip bir kişi olarak Tevfik 

Fikret’i gösterebiliriz. “Dinin artık tarihe karışmasını ve onu toptan reddeden 

veya ona sırtlarını çeviren aydınlar, iktidarla birleşerek, bir İslam devleti olan 

eski Türk devletinin yerine laik ve modern bir devlet kurmaya muvaffak ol-

muşlar.


Üçüncü görüşün en büyük temsilcisi M.Akif ‹ tir. O, çağdaş medeniyet 

ile islamiyet arasında köprü kurmaya çalışarak çeşitli sahalarda yeni fikirler 

ortaya atmıştır. 

19.Yüzyılın Sonu 20.Yüzyılın Başlarında Azerbaycan ve Türk Edebiyatı, 

 Hüseyin Cavit ve Türk Edebiyatı ile Etkileşimler.



887

Zhala BABASHOVA 

Hüseyin Cavid ‘ in dini görüşleri yer yer Tevfik Fikret’ i yer yer de Meh-

met Akif ‘ i hatırlatır. Bunları yeri geldikçe belirtmeye çalışacağız.

Son yüzyıllar içinde Türk-İsalm toplumu yıkılmaya yüz tutmuştur. Türk-İs-

lam toplumunun çöküşünde “ atom enerjisini keşfe çalışan batının ilim ve 

tekniğinin “ büyük tesiri vardır. Aynı zamanda “ cahil kitlesi “yle, “ sapıtmış 

sözde aydınların gafletleri önemli roller oynamıştır.

Mehmet Akif ‘ e göre İslam aleminin çöküş sebebi, İslamiyet ‹ in kendisi 

değil, kendisini müslüman sayan halkın, bir tarihten sonra, onun ruhunu ihmal 

ederek, din diye bir batıl inançlar bataklığına saplanmış olmasıdır. 

Müslüman unsuru gayet mütedenni: doğru,

 şu kadar var ki değildir bu onun mahzuru. 

“Müslümanlık” denilen ruh-ı ilahi, arasak,

 “Müslümanız” diyen insan yığınından ne uzak!

 Dini tedkik edeceksek dönelim haydi geri:

 Alalım neş’ et-i İslama yakın bir devri

 O ne dehşetli terakki, o ne müthiş sür ‹ at

 Öyle bir harika gösterdi mi insaniyet (M. Akif Ersoy, 2009)

Akif  ‘in  din  ile  ilim  arasında  kurduğu  köprünün  temel  direğini  işte  bu 

inanç teşkil eder. İslamiyet, ilim ve terakkiye engel değildir. Suç, cahil halk 

ile İslamyet ‘ i anlamayan hocalarda ve onun üzerinde düşünecek yerde batıyı 

körükörüne taklit eden sözde aydınlardır. 

İslam aleminde sadece ilmin değil, ahlakın da sükut ettiğini belirten Akif 

gerçek dindar olmayan hocalardan milletin çok çektiğini ifade eder:

Bu ilimsiz hocalardan, bu beyinsizlerden,

Çekecek milletin hali ne olmaz düşünün!

Taassup  ve  cehalet  İsalm  toplumlarının  geri  kalış  sebeplerindendir.  Bu 

konuda şunları söyler:

Ya taassupları ? Hiç sorma, nasıl maskaraca ?

O, uzun hırkasının yenleri yerde, hoca

Hem bakarsın eşi yok dine taaddisinde,

Hem ne söylersen olur dini hemen rencide.




Yüklə 26,8 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   299   300   301   302   303   304   305   306   307




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə