Demokratik Modernite



Yüklə 26,73 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə67/89
tarix21.06.2018
ölçüsü26,73 Kb.
#50576
növüYazı
1   ...   63   64   65   66   67   68   69   70   ...   89

136
tarafından, sürecin yasal bir çerçeveye kavuştu-
rulması, müzakere için koşulların olgunlaştırıl-
ması vb. adımlar atılmamış, sürekli bir oyalama 
ve zamana yayma siyaseti izlenmiştir.
Gerek Kürdistan’da gerek Türkiye’de hal-
kın yoğun desteğine rağmen AKP’nin “halk 
hazır değil, milliyetçi kesimlerin tepkileri var, 
seçimler yaklaşıyor” demesi, hep sorunları ile-
riye havale eden bir yol izlemesi, sürecin gidi-
şatına dair kafalarda ciddi soru işaretlerine 
neden olmuştur. Hem Kürt Halk Önderi Öca-
lan’ın hem de Kürdistan Özgürlük Hareketi-
nin tek yanlı girişimleri ve adımları karşısın-
da zorlanan AKP, lafta sürecin devamından 
yana olduğunu söylemiş fakat uygulamada 
bunun tam tersini yapmıştır. Bazı dönemler 
bunu dahi yapmayan AKP ve lideri Erdoğan 
PKK’ye terörist demeyi sürdürmüş, var olan 
diyalog sürecinin devamlılığı konusunda ne 
kadar vurdumduymaz olduğunu göstermiştir. 
Yine Kürdistan ve Türkiye cezaevlerindeki has-
ta tutsakların bırakılmaması, seçim barajının 
düşürülmemesi konuları küçük gibi görünen 
fakat arka cephesine bakıldığında AKP’nin ni-
yetinin ne olduğunu gösteren yönler olmuştur. 
Görüşmeler devam ederken Kürt Halk Ön-
deri Abdullah Öcalan adaya giden BDP heye-
tine “süreci başlatan taraf biziz ve geliştireni 
de biz olacağız” demiş. AKP’den beklemeden, 
onlar ne diyor, ne yapıyor diye bakmadan al-
ternatif sistemi kurmanın olmazsa olmaz ol-
duğunu dile getirmiş, 4 Nisan’da Amara’ daki 
kutlamalara gönderdiği mesajda: “Ben bu sü-
reç için bugüne kadar üstüme düşeni fazlasıy-
la yaptım, yapıyorum. Ancak bundan sonra-
sı halkın işi ve görevidir” diyerek özyönetim 
ve öz savunma temelinde herkesi demokratik 
özerkliğin inşasına çağırmıştır.  Bu dönemde 
gerek içerden gerek de dışardan atılan adım-
ları zayıflatmaya yönelik çabalar olmuş, Kürt 
Halkı’nın haklarının tartışma konusu yapıldı-
ğı propagandası yapılmış, Kürt Halk Önderi 
Öcalan bunlara “Öcalan bağımsızlıktan, fede-
rasyondan, özerklikten, bilmem neden vazgeçti 
dediler. Ben hiçbir şeyden vazgeçmedim. Ben 
sadece Demokratik Türkiye olmadan bunların 
hiç biri olmaz, zamanı da değil, arabayı atın 
önüne koymayın diyorum. Önce demokra-
tik Türkiye olmalı.” şeklinde cevap vermiştir.
AKP hükümetinin tüm engelleyici çabala-
rına rağmen, -buna Kürdistan’ın her tarafında 
yapılan “Kalekol” lar, HES’ler birer örnektir- 
Öcalan’ın, Kürdistan Özgürlük Hareketi’nin 
yoğun çabasıyla var olan süreç ilerlemiş, ken-
disiyle beraber önemli bir kamuoyu desteğini 
de yaratmıştır. Bunu gören AKP somut adım 
atmakta zorlanmış fakat hiçbir şey yapmadan 
da sürecin devam etmeyeceğini, Kürt tarafını 
durduramayacağını hesap ederek biçimsel bazı 
düzenlemelere gitmiştir. 
Yine bir yandan Rojava Kürdistan’ında ya-
şanan devrimi bastırmakla uğraşmış diğer 
yandan ise devrimin etkilerinden kendisini ko-
rumak için göstermelik adımlar atmış, sürecin 
devamından yana bir söylemin sahibi olmuş ve 
en azından görüntüyü kurtarmaya özen gös-
termiştir. Bu siyaset tarzının sonuç vermediği, 
tıkandığı noktada ise Öcalan’ın ve Kürt tarafı-
nın ısrarla üzerinde durduğu Müzakere Çerçe-
ve Yasası’nı çıkarmak zorunda kalmıştır. Her ne 
kadar bu adımı, kendisini sağlama alma- ileride 
olabilecek bir iktidar değişikliğine karşı kendi-
sini güvenceye alma- adına gerçekleştiriyor olsa 
da bir zorlanmayı yaşadığı ve böyle bir adım 
atmaya mecbur kaldığı görülmüştür. Bundan 
dolayıdır ki İçerik ve biçim olarak oldukça sı-
kıntılı da olsa Sayın Öcalan çıkan yasa için; “bu 
yasa ile bütün sorunlar çözülecek, muhataplık 
sorunu ortadan kalkacak” değerlendirmesinde 
bulunmuştur. Peki, neden böyle değerlendir-
miştir?
Katı Devletçi Zihniyet 
Kırılma Yaşadı
Kuşku yok ki bu Türkiye cumhuriyeti tari-
hinde halkın sesine kulak verme anlamında bir 
ilk olmuştur. Katı merkeziyetçi ulus-devlet ya-
pısı halkların özgür iradesiyle zorlanmış, klasik 
baskı zor politikalarıyla sonuç almayan sistem 
esnemek durumunda kalmıştır. Ortadoğu’daki 
ulus-devletlerin yapılarına bakıldığında, yine 
bunların içinde Türk ulus-devletinin kuruluş 
Katı merkeziyetçi ulus-devlet 
yapısı halkların özgür 
iradesiyle zorlanmış, klasik 
baskı zor politikalarıyla sonuç 
almayan sistem esnemek 
durumunda kalmıştır


137
felsefesi incelendiğinde yaşanan gelişme daha 
iyi anlaşılmakta, direniş ve mücadele ile en zor-
ba sistemlerin bile çatırdayacağı görülmektedir. 
Tebaa ile masaya oturmanın düşünülmediği, 
bunun görülmediği bir gelenekten var olan 
sorunların diyalog ve müzakere ile çözümüne 
adım atma devlet ile toplum arasındaki ilişki-
nin yeni bir forma kavuşması olmakta, devlet 
karşısındaki kulluk felsefesini sarsmaktadır. 
“Sosyalizm faydalı bir şey olsa neden devletimiz 
getirmesin” felsefesinden, halkın sesine kulak 
vermek zorunda kalan devlet aşamasına gelme, 
mutlak ki ciddi bir kırılmaya işaret etmektedir. 
Tanrının yeryüzündeki gölgesi olan devlet hata 
yapmazdı, yaptıkları ilahi adaletti ve Ortadoğu 
da böyle biliniyordu. Demek ki yanlış yapılan-
lar vardı ve bunlar düzeltiliyordu. Bu manada 
atılan adımın kendisi küçük görünse de yarat-
tığı sonuçlar itibariyle oldukça büyük olmak-
tadır. Eski zihniyet kalıpları parçalanmakta, 
doğru bilinenler tek tek eleştiriye tabi tutulup 
aşılmakla yüz yüze kalmaktadır. Ortadoğu da 
çok da görülmeyen bir şey olmakta “ayaklar baş 
olmaktadır”. 
Buradan hareketle daha da görünür kılma-
ya çalışırsak, çözüm süreci olarak kamuoyunda 
tartışılan, Öcalan’ın ‘Demokratik Kurtuluş ve 
Özgür Yaşamı İnşa Süreci’ olarak adlandırdığı 
bu süreç nasıl sonuçlar doğurmuştur?
Anadolu ve Mezopotamya 
Halklarının Ortak 
Gelecek Umudu Güçlendi
Öncelikle belirtmek gerekir ki Kürt Halk 
Önderi Abdullah Öcalan’ın girişimiyle başlayan 
bu süreç Anadolu ve Mezopotamya halkları-
nı, Türkiye ve Kürdistan toplumunu birbirine 
yakınlaştırmış, bin yıllardır beraber yaşayan 
bölge insanının 20 yy. ulus-devlet zehriyle, bir-
birinden ayrıştırılmasının önünde ciddi bir set 
oluşturarak bölge halklarının ortak gelecek ta-
savvurunu güçlendirmiştir. Hem uluslararası 
güçlerin hem de statükocu bölge devletlerinin 
akıl almaz böl-parçala-yönet siyasetinin karşı-
sında alternatif bir yaşam ve gelecek hayali ilk 
defa bu kadar somutluk kazanmış, PKK’nin 40 
yıllık mücadele geleneğinin verdiği güvenle bu 
pekişmiştir.  Tekçi- militarist düşünce büyük bir 
darbe yemiş, eşitlik ve özgürlüğe dayalı demok-
ratik toplumcu felsefe yeniden umut olduğunu
hatta sorunların tek çözüm anahtarı olduğunu 
göstermiştir. Bundandır ki sürece sahip çıkan, 
böyle bir görüntü veren AKP, girdiği seçimler-
den ciddi oy oranlarıyla çıkmış, toplum bir nevi 
yaşanan sorunu çözeceğim diyen, böyle bir söy-
lemin sahibi olan AKP’ye destek sunmuştur. 
Gelinen aşamada toplum, sorunların de-
mokratik yol ve yöntemlerle çözümü konusunda 
bir irade beyanında bulunmakta, AKP de tüc-
car misali bu duygu ve düşünceleri sömürmek-
te ve kendisine göre kullanmaya çalışmaktadır. 
Nasıl ki Öcalan, “Erdoğan Kürtlere ve PKK ‘ye 
vurdukça uluslararası güçlerden destek aldığını 
bildiğinden her fırsatta Kürtlere ve PKK‘ye sal-
dırmakta, iktidarını sürdürmektedir” demekte-
dir. AKP de toplumsal hassasiyetleri gördüğün-
den ona göre hareket etmekte ve halktan olur 
almaktadır.  Aksi durumda AKP’nin bu kadar 
halk desteği alması imkânsız olduğu gibi, uzun 
süre iktidarda kalması da mümkün görünme-
mektedir. 
Rojava Devrimi Kalıcılaştı, 
İnşa Süreci Hız Kazandı
AKP her ne kadar El Nusra-DAİŞ gibi ör-
gütler üzerinden, Rojava’da yaşanan devrimi 
bitirme, Kürt Halkı’nın bir statü kazanmasını 
engellemeye dönük bir çabanın sahibi olsa da 
geliştirilen diyalog süreci hükümetin, devletin 
Rojava siyasetini en azından görünür alanda 
düzeltmesine vesile olmuş bu da Rojava’ya ciddi 
bir nefes aldırmıştır. Kuşkusuz AKP Suriye’de 
yaşanan iç çatışmaların başından bu yana Roja-
va’ya yönelik bir saldırı içinde olmuş, bunu açık 
ya da gizli her şekilde uygulamaya koymuştur. 
Fakat Sayın Öcalan tarafından başlatılan süreç 
ile beraber AKP bu saldırılarını açıktan yap-
makta zorlanmış, kapalı kapılar ardında oyna-
nan oyunlar üzerinden sonuç almak istemiş-
tir. Bu da halkın demokratik öz örgütlülüğüne 
çarpmış, toplum YPG ve YPJ üzerinden kurdu-
ğu sistemi savunmuş ve giderek bunu kurum-
sallaştırmıştır.
Kürt Halk Önderi tarafından geliştirilen 
yaşam felsefesinin Rojava Kürdistan’ında kısmi 
de olsa hayata geçirilmesi farklı halklardan ve 
inançlardan insanları, kadın ve gençleri bir ara-
ya getirmiş, halklar ve inançlar arası geliştiril-
mek istenen çatışmaya güçlü bir cevap verilmiş-
tir. Oluşan kantonlarda Müslüman- Hristiyan, 
Süryani-Arap, Kürt-Ermeni her farklı topluluk 
aktif yer almış, Ortadoğu’da yeni bir siyasi kül-


Yüklə 26,73 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   63   64   65   66   67   68   69   70   ...   89




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə