EvrimTeorisi indd


Tanrı İnancı, Dinler ve Evrim Teorisi



Yüklə 3,27 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə103/171
tarix06.05.2018
ölçüsü3,27 Mb.
#41533
1   ...   99   100   101   102   103   104   105   106   ...   171

Tanrı İnancı, Dinler ve Evrim Teorisi

319

gösterdiği gibi evrensel yasalar özlerinde olasılıksal bir yapıya 

sahipse, katrilyonlarca sayıdaki etkileşim esnasında olasılık-

lara müdahaleyle çok büyük bir fark oluşturulabilir. Dünyanın 

etrafında uçan ve aynı yere gelen bir roketi düşünelim; eğer 

bu roketin yörüngesi derecenin trilyonda biri kadar sapış gös-

terirse ilk turda önemli bir fark olmaz, ancak trilyonlarca tur 

sonra tam ters yönde aynı yörüngeyi takip edecek kadar bile 

fark oluşur. Olasılıklara bilinçli müdahale ile yapılacak küçük 

değişiklikler, çok yüksek sayıda tekrarlandığında ve bilinç ile 

bir amaca göre olasılıklar seçildiğinde; çok büyük değişiklik-

ler ve umulmadık sonuçlar oluşabilir.

Entropi Yasası’nın olasılıksal yapısı ile Kuantum Teorisi’nin 

olasılıksal yapısı ve bunlara dayalı mucize temellendirmele-

rinde altı çizilmesi gereken önemli bir fark vardır. Entropi 

Yasası’nı göz önünde bulundurarak verilen örneklerdeki gibi 

mucize tanımlamaları, determinist bir evrende ‘olasılıkların 

seçilmesi’ ile mucizelerin nasıl oluşabileceğini gösterir. Ku-

antum Teorisi göz önünde bulundurularak yapılan mucize ta-

nımlamalarıysa, indeterminist bir evrende ‘belirsizliklerin be-

lirlenmesi’ suretiyle mucizelerin nasıl oluşabileceğini gösterir. 

Entropi Yasası’nda olasılıklar ve şans, epistemolojik durumu-

muzdan kaynaklanır; Kuantum Teorisi’nde ise olasılıklar ve 

şansın, epistemolojik mi ontolojik mi olduğu tartışılmalıdır. 

Determinist bir evrende, eğer doğa yasalarını ihlal etmeyen bir 

Tanrı anlayışı savunulacaksa; o zaman ya Leibnizci bir tarzda 

Tanrı’nın, baştan evrendeki bütün müdahaleleri yaptığı ve za-

manı geldiğinde imkân olarak mümkün olan mucizelerin ger-

çekleştiğini veya sisteme melekler gibi dâhil olan ve bu siste-

min -bilimsel olarak tespit edilemeseler de- bir parçası olarak, 

Sünnetullah’ çerçevesinde mümkün olan olasılıklardan seçi-

lenlerinin gerçekleştirilmesini sağlayan aracıları veya böylesi 

aracıları kullanmaksızın Tanrı’nın doğa yasalarında mevcut 



Evrim Teorisi, Felsefe ve Tanrı

320

olasılıklar arasında seçim yaptığını kabul etmemiz gerekir. 

Oysa Kuantum Teorisi’nin en çok kabul edilen yorumundan 

esinlenerek evrende ‘objektif belirsizlikler’in varlığını kabul 

edersek; Tanrı’nın, baştan müdahale etmeden de doğa yasala-

rına aykırı olmayan ‘mucizeler’i gerçekleştirdiği savunulabilir. 

Buna göre, Entropi Yasası’na dayanarak daha önce verdiğim 

iki örnekteki moleküllerin, bu sefer belirsizliklerin belirlen-

mesi suretiyle hareket ettirilip mucizeler oluşturulduğu savu-

nulabilir: İlk örnekteki hava molekülleri, ‘belirsizliklerin be-

lirlenmesi’ suretiyle yönlendirilip peygamber düşmanları yok 

edilebilir. İkinci örnekteki gibi ise belirsizliklerin belirlenmesi 

suretiyle Hz. Musa’nın önündeki denizin su moleküllerinin 

sağa ve sola doğru hareketi gerçekleştirilebilir. Bazı mucize-

lerin doğa yasaları çerçevesinde nasıl oluşmuş olabileceğinin 

gösterilmesi için Entropi Yasası ve Kuantum Teorisi’nin bir 

arada ele alınması enteresan bir yaklaşım olacaktır. 

 Ben, böylesi bir yaklaşımın teolojik olarak zorunlu oldu-

ğunu düşünmüyorum. Bu yüzden, bu kitaptaki gibi doğa ya-

saları çerçevesinde mucizelerin nasıl gerçekleşebileceğine dair 

örneklerle, gerçekte de öyle gerçekleştiklerine dair bir görüşü 

savunmuyorum. Fakat böylesi bir mucize açıklaması, David 

Hume gibi mucizeleri, doğa yasalarının ihlal edilmesi olarak 

tarif ederek karşı çıkanlara; mucizelerin, doğa yasalarındaki 

düşük olasılıkların gerçekleştirilmesi anlamına da gelebilece-

ğini ve doğa yasalarının ihlal edilmesi anlamını taşımayabi-

leceğini göstererek gerekli yanıtı verir. Ayrıca bu yaklaşım, 

teolojik sebeplerle doğa yasalarının ihlal edilmesi anlamında 

mucize yaklaşımına karşı çıkan Spinoza ve Schleiermacher 

gibi filozofların itirazlarına da kapıyı kapayacak bir yakla-

şımdır. Benim doğa yasalarına karşı tavrım, doğa yasalarının 

‘kendi içinde evren’e tam olarak karşılık geldiklerini söyleyen 

yaklaşımdan ve doğa yasalarını, sadece insan zihninin ürünü 



Tanrı İnancı, Dinler ve Evrim Teorisi

321

matematik modeller olarak

582

 tanımlayarak, ‘kendi içinde evren’e 



bu yasaların karşılık gelip gelmemesine aldırmayan, sadece 

gözlemlerin açıklanmasına odaklanan yaklaşımdan farklıdır. 

Bilimin hedefi, birinci yönelimde olmalıdır; fakat insani sınır-

lılıklarımız ‘kendi içinde evren’i tam olarak anlamamıza ola-

nak vermemiştir. Bu yüzden, kendimi, Barbour’un kendisiyle 

beraber Bohr’u da dâhil ettiği ‘kritikçi realist’ (critical realist

sınıfın içinde görüyorum.

583


 Buna göre, doğa yasaları, ‘kendi 

içinde evren’i kısmen temsil ederler; doğa yasaları gerçeğe bir 

yakınlaşmadır, ama tam olarak gerçeğin resmini vermezler.

584


 

Makronun fiziği ile mikronun fiziği arasındaki paradoksal 

yapı çözümlenmeden ‘realist’ bir bilim anlayışının mümkün 

olmaması ve ‘kendi içinde evren’in gerçekliğine aldırmayan 

yaklaşımının kabul edilemez olması gibi nedenlerle, kendimi 

‘kritikçi realist’ olarak görüyorum. Newtoncu yaklaşımda bi-

lim insanı kâşiftir, orda bulunmayı bekleyen yasaları bulur, 

gösterir. Hawkingci yaklaşımda ise bilim insanı mucide daha 

yakındır, doğa yasaları keşfedilecek bir nesne gibi beklemez; 

onlar, zihnin ürünleridir. Benim gibi düşünenlerin yaklaşı-

mına göre ise bilim insanı kâşif olsa da keşfedilen nesnenin 

sırlarına tam vâkıf olmamızda önemli güçlükler vardır. Bi-

zim durumumuz, bir araziyi sadece uçaktan çıplak gözle gö-

rüp yere inemeyen birine veya bir fili sadece dokunarak al-

gılayıp da göremeyen bir köre veya bir bestenin notalarını 

okuyup da müziğini dinleyemeyen sağıra benzetilebilir. Bi-

limsel teorilerimiz ‘kendi içinde evren’ hakkında bilgiler su-

narlar ama bu sunum eksiktir; durum belki de örneklerim-

deki kadar karamsar değildir ama Laplace’ın bilimsel teoriler 

582  Stephen HawkingCeviz Kabuğundaki Evren; Stephen Hawking, A Brief His-



tory of Time.

583  Ian G. Barbour, Religion in an Age of Science, s. 99.

584  Kendimi ‘kritikçi realist’ olarak tanımlarken, Barbour gibi bilimin amacını sadece 

anlamakla sınırlayıp, doğayı kontrol ve öngörülerde bulunmayı bilimin amaçla-

rından dışlamıyorum.



Yüklə 3,27 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   99   100   101   102   103   104   105   106   ...   171




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə