Evrim Teorisi, Felsefe ve Tanrı
388
Richard Dawkins’in doğayı kör, tasarımsız, iyilik ve kötülü-
ğün olmadığı bir yer olarak tanımlaması ve böyle bir doğanın
bizim tüm eylemlerimize karşı kayıtsız, umursamaz olduğunu
söylemesi; ateist-evrimci yaklaşımı en iyi ifade eden tanımlar
olarak kabul edilebilir.
699
Kuralcı bir etik sistemi oluşturmaya
dair elbette çabalar olabilir ve böylece bir sistem oluşturula-
bilir. Fakat bu sisteme, materyalist bir ontoloji kabul edildiği
takdirde temel bulunmasında önemli zorluklar ortaya çıkar.
Normları olan ama temelleri gösterilemeyen bu sistemin ‘etik
septisizm’den kurtulması mümkün değildir.
700
Tesadüfen oluş-
tuğu iddia edilen bir canlının, her şeyi ile beraber ahlaki de-
ğerleri de tesadüfen oluşmuş olacağından, doğa da şuursuz ve
ahlaka karşı umursamaz olacağı için; bu ontolojiden nesnel ve
evrensel ahlak kuralları çıkamaz, ancak nesnel temeli olmasa
da toplumun iyiliği için birtakım normlar konabilir.
Sonuç olarak, Evrim Teorisi’nden nesnel bir etik görüş çı-
karmak, buna kalkışıldığında doğalcı yanlışa düşüleceğinden
dolayı mümkün değildir. Materyalist bir ontolojiyle ise hiçbir
şekilde nesnel temelleri olan bir etik sistem oluşturulamaz.
Evrim Teorisi’nin etik sistemler açısından asıl önemi, ateist-
evrimcilerin bu teoriyi kullanarak teist ontolojiyi ve bunun
sonucunda da tektanrıcı dinlerin ontolojilerine dayalı etik sis-
temlerini yıkmaya çalışmalarıdır. Yani, Evrim Teorisi’ne daya-
nılarak oluşturulmaya çalışılan etik sitemlerden çok bu teoriye
dayanılarak tektanrılı dinlerin etik görüşlerine son verilmeye
çalışılması asıl dikkat edilmesi gerekli husustur. Fakat –önü-
müzdeki bölümde göstermeye çalışacağım gibi- Evrim Teorisi
istismar edilerek tasarım delilinin gücünün zayıflatılması, te-
ist ontolojinin ve tektanrıcı dinlerin bu ontolojiye dayalı etik
sistemlerinin yıkılması mümkün değildir.
699 Richard Dawkins, Cennetten Akan Irmak, s. 131.
700 Michael Ruse, Evrimci Etiğin Savunusu, çev: Nermin Acar (ed: Jean Pierre
Changeux, ‘Etiğin Doğal Temelleri’ içinde) Doruk Yayıncılık, Ankara (2002), s.
55.
BEŞİNCİ BÖLÜM
∑
TASARIM DELİLİ
Evrim Teorisi, Felsefe ve Tanrı
390
BÖLÜM TANITIMI
Tasarım delili (teleolojik delil) ile varlıklardaki düzen ve
gayesellik gibi unsurlardan yola çıkılarak bu varlıkların Ta-
sarımcısının varlığına ve bu Tasarımcının kudreti, bilgisi,
hâkimiyeti gibi sıfatlarına ulaşılır. Kısacası, tektanrılı dinlerin
savunduğu Tanrı’nın birçok sıfatı tasarım delili ile temellen-
dirilir. Böylesi bir yaklaşımın binlerce yıllık tarihi olmasının
yanında, bu yaklaşımın eski dönemlerde Epikurus ve Lucre-
tius gibi, yakın dönemlerde ise Hume ve Kant gibi eleştirmen-
leri olmuştur. Diğer yandan Platon’dan İbn Rüşd’e, Thomas
Aquinas’tan Leibniz ve Newton’a kadar birçok ünlü düşünür
bu delili çeşitli şekillerde savunmuşlardır. Tarihin geniş bir dö-
neminde gündeme gelmiş olan bu delilin içinde bulunduğumuz
çağda yepyeni verilerle ortaya konabileceği kanaatindeyim.
20. yüzyılda elde edilen modern bilimin verileriyle, Dün-
ya’daki canlılığın oluşması için evrende çok hassas ayarla-
rın gerektiğini ve canlıların zannedilenden çok daha çeşitli
ve kompleks olduklarını öğrendik. Bu yeni verilere dayalı ta-
sarım delili yaklaşımları artık sırf analojilere (benzetmelere)
dayanmamakta, olasılık hesabı gibi matematiksel yaklaşım-
larla daha objektif bir bakış açısı mümkün olmaktadır. İlerle-
yen sayfalarda son yüzyılda gerçekleşen bilimsel ilerlemelerle
tasarım delilinin eskisinden daha da güçlü bir şekilde savunu-
labileceğini ve ‘doğanın hiçbir müdahale almayan’ bir yer ol-
duğunu söyleyen natüralist-ateist felsefenin yanlışlığını gös-
termeye çalışacağım.
Bu bölümde cevabını bulabileceğiniz bazı sorular şunlar-
dır: Natüralizmin, Evrim Teorisi ve günümüzün bilim anlayışı
ile ilişkisi nedir? Sonsuzun geçilememesi, evrenin başlangıcı
Tasarım Delili
391
ve Tanrı’nın varlığıyla nasıl ilişkili olmaktadır? Big Bang
Teorisi’nin felsefî ve teolojik sonuçları nelerdir? Canlıların var
olması için gerekli hassas ayarlar nelerdir? Entropi yasasının
tasarım delili ile ilişkisi var mı? Doğa yasalarının varlığı, ta-
sarım olgusuna atıf yapılmadan açıklanabilir mi? Neden doğa
yasaları, evrende gözlenen tasarımları ve tüm çeşitliliği ile
canlıların oluşumunu olanaklı kılacak şekildedir? İnsancı İlke
(Anthropic Principle) tasarım deliline destek vermekte midir?
Bir proteinin rastgele tesadüflerle oluşmasının olasılığı nedir?
Evrim Teorisi’nin öngördüğü ‘tek hücreli ilk canlı’nın tesadü-
fen oluşmasının olasılığı nedir? Zihnin varlığı ve evrenin an-
laşılır olması ile tasarım delilinin bağlantısı nedir? Dünya İl-
kesi nedir ve niye böyle bir ilkenin ifadesine gerek duydum?
Sonsuz evrenler senaryoları, evrenin ve canlılığın tasarımlan-
dığı iddiasına bir tehdit midir?
NATÜRALİZME KARŞI TASARIM DELİLİ
‘Natüralizm’ (doğacılık) ifadesine yüklenen her anlamda
doğa-dışına ve bunun sonucu olarak tasarım deliline karşı bir
dışlayıcılık vardır; çünkü tasarım delili, gözlenen doğadan ha-
reketle, bu doğanın, doğa-dışı Tasarımcısına yükselir. Natü-
ralizm, materyalizm ve ateizm ile kardeş bir görüştür. ‘Ma-
teryalizm’ sadece maddenin var olduğunu, madde dışında
hiçbir varlığın (cevherin) bulunmadığını savunur; ‘ateizm’ ise
Tanrı’nın var olmadığını savunan bir görüştür. Günümüz ate-
istlerinin büyük çoğunluğunun materyalist olduğu ve bu iki
ifadenin adeta birbirine özdeş anlamda kullanıldıkları söyle-
nebilir. ‘Natüralizm’ ifadesi ise genelde bu iki görüşle özdeş
anlamda kullanılsa da bu ifadenin kimi kullanımlarında farklı-
lıklar olabileceğini belirtmekte fayda vardır. Felsefî natüralizm
(philosophical naturalism), birçoklarınca ontolojik natüralizm
(ontological naturalism) ve metafizik natüralizm (metaphysical
Dostları ilə paylaş: |