EvrimTeorisi indd


Tanrı İnancı, Dinler ve Evrim Teorisi



Yüklə 3,27 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə123/171
tarix06.05.2018
ölçüsü3,27 Mb.
#41533
1   ...   119   120   121   122   123   124   125   126   ...   171

Tanrı İnancı, Dinler ve Evrim Teorisi

379

geçersiz olduğu sonucuna varılamazdı. Çünkü Wilson’ın ay-

rıca insan beyninin tesadüfen oluştuğunu göstermesi de gere-

kirdi; oysa bu, bir sonraki tasarım bölümünde gösterilmeye ça-

lışılacağı gibi imkânsızdır. Wilson gibi düşünenler bu önemli 

hususu tamamen göz ardı etmişlerdir. ‘Tesadüfen oluşmuş be-

yin’ gibi yanlış bir hipotezle yola çıkmakta ve bu yanlış te-

melde yükselen sonuçları da yanlış olmaktadır. Oysa bu yan-

lış temel olmasa, sosyobiyoloji alanında ortaya konan birçok 

fikir aslında dinler için bir sorun teşkil etmeyecektir. Örneğin 

Wilson, George P. Murdock’un her kültürde ortak olduğunu 

saptadığı mülk edinme, cinsel sınırlamalar, ziyaretler, oyun-

lar, eğitim, dil, evlilik, ritüeller gibi birçok ortak özelliğe dik-

kat çeker. Wilson, bunların ‘beynin’ ürünü oldukları için her 

kültürde ortak olduklarını savunur; bu tezinin sonucu olarak 

ise eğer insanların bütün kültürü yok olsaydı; önceki kültür-

den habersiz izole birkaç kişinin ve onların çocuklarının mülk 

edinme, evlilik, sosyal statü, silah edinme, tecavüz, kadınla-

rın dışlanması, kumar, dans gibi tüm insani özellikleri baştan 

üreteceklerini söyler.

682

 

Wilson’ın bu fikirleri ister doğru isterse yanlış olsun; beyne 



ve insan biyolojisine, ‘kültür’e karşı öncelik veren ve ‘kültür’ü, 

insan beyninin mevcut şeklinde olmasının ‘kaçınılmaz sonucu’ 

olarak gören bu yaklaşımın temel birçok tezlerinde, dinlerin 

ortaya koyduğu görüşlere aykırı bir husus olmadığı kanaatin-

deyim. Dinlerin temel tezlerine aykırı olan, insanın beyninin 

ve biyolojik yapısının, tesadüflerin neticesi olarak görülmesi 

ve bütün insani davranışların ve dinlerin kendisinin tesadüfen 

oluşmuş bir beynin ürünleri olarak gösterilmeleridir. Yoksa in-

sanların ‘ortak bir öz’leri olduğu fikri, bütün insanların aynı 

Tanrısal buyrukları takip etmeleri gerektiğini söyleyen dinler 

açısından sorun olmayacaktır. Ben kendi adıma, Wilson’ın, 

682  Edward O. Wilson, On Human Nature.




Evrim Teorisi, Felsefe ve Tanrı

380

insanlardaki ‘ortak biyolojik öz’ün dans etmeyi, kumarı, ka-

dınların dışlanması gibi geniş bir alanı (aslında bütün alanları) 

kaçınılmaz olarak belirlediğini düşünen yaklaşımına; insan-

larda, kültürü oluşturmalarında etken olan ‘ortak bir biyolojik 

öz’ün var olduğuna inanmama rağmen katılmıyorum. Sosyobi-

yolojiyi, birçok kişi ırkçı yaklaşımlara destek olması ve politik 

çıkarlar için kullanılması gibi sebeplerden dolayı eleştirmiş-

lerdir; ben daha çok, bu alanda çalışanların yaptıkları açık-

lamaların bilimsel olmadığını söyleyerek eleştirmeyi benim-

siyorum ve bu yaklaşımı daha önemli buluyorum. Bu alanın 

adeta sözcüsü konumundaki Wilson’ın, birincisi ‘ortak biyo-

lojik öz’ün kültürdeki etkisini çok abarttığı için; ikincisi ‘or-

tak biyolojik öz’ü tesadüflerin ve doğal seleksiyonun neticesi 

olarak gördüğü için yanıldığını düşünüyorum. 

Sosyobiyoloji alanında yapılan ‘aşırı adaptasyoncu masa-

lımsı anlatımlar’ diğer canlılarda ve insanda özgeci davranış-

ların nasıl ortaya çıktığını açıklamakta başarısız olmuştur. Bu 

da canlıların yardımlaşması ve fedakârlıkları gibi ‘iyilikler’in 

materyalist bir açıklamasının yapılamamış olması demektir. 

Genelde teizmin, evrendeki kötülüğün nasıl olur da var oldu-

ğunu açıklamak ile ilgili ‘kötülük sorunu’ ile karşı karşıya ol-

duğu söylenir. Bu uzun konuyu ayrı bir çalışmama bırakarak, 

ateizmin de evrende var olan ‘iyiliğin’ nasıl olur da var oldu-

ğuyla ilgili ‘iyilik sorunu’ ile karşı karşıya olduğunu vurgu-

lamak istiyorum. Bu önemli husus, birçok kişinin gözünden 

kaçmış, ‘kötülük sorunu’nun onda biri kadar ilgiyi bile ‘iyilik 

sorunu’ çekmemiştir. Bu konudaki kanaatim; ‘iyilik’ veya ‘kö-

tülük’ gibi olguların varlığı ile teizmin de ateizmin de kendi 

ontolojisini temellendiremeyeceği yönündedir. Teizmin veya 

ateizmin hangisinin daha rasyonel olduğuna dair bir tartışma 

için ‘tesadüf ve tasarım’ arasındaki ikilemin asıl önemli husus 




Tanrı İnancı, Dinler ve Evrim Teorisi

381

olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden kitabın bir sonraki bölü-

münde tasarım delilini müstakil bir bölüm olarak ele aldım.

 SOSYAL DARWİNİZM 

Herbert Spencer’ın günümüzdeki şöhretinin en önemli se-

bebi, biyoloji alanındaki yaklaşımından ve genel evrimci fel-

sefesinden ziyade, Evrim Teorisi’ni sosyoloji alanına uygula-

masını ifade eden ‘Sosyal Darwinizm’ diye anılan görüşüdür. 

Buna göre doğadaki evrimsel süreçten insanlar ve toplumlar 

için sonuçlar çıkarılır: Evrimsel süreçte, en güçlü olanın yaşa-

dığı ve var oluş mücadelesinde başarı getiren bu sonucun top-

lumlara da uygulanabileceği; böylece toplumların ilerlemesinin, 

refahının ve gelişmesinin mümkün olacağı söylenir. Spencer, 

bu görüşlerin neticesi olarak ‘bırakınız-yapsınlar’ (laissez-fa-

ire

) temelli bir ekonomi politikası ve devlet modeli önerir. Dev-

letin, bireylerin girişimciliğini kısıtlamaması ve eşitliği sağ-

lamak adına düzenlemeler getirmemesi gerektiğini söyler.

683

Spencer, bu görüşlerin doğal neticesi olarak sosyalizmin ve 



komünizmin açık bir düşmanı oldu. Onun fikirleri sosyal bir 

devlet anlayışına da karşı olmayı gerektiriyordu ve birçok kişi, 

güçlüyü ‘haklı’ ve ‘iyi’ ile özdeşleştirmeye sebep olabilecek 

bu görüşleri ‘vahşi kapitalizm’ diye niteleyip eleştirdi. Fakat 

bu görüşlerin birçok savunucusu da oldu, bunların önemli bir 

bölümü Amerika’daydı ve William Graham Summer bunların 

en önemlilerinden biriydi. Summer’a göre topluma en kolay 

adapte olanın ayakta kalmasından söz etmezsek, geriye sadece 

bir alternatif kalmaktadır: Topluma adapte olamayanın ayakta 

kalması. Summer’a göre bu ‘geri kalmışlık’ anlamına gelir ve 

gelişmişlik ile rekabet arasındaki ilişki çok güçlüdür.

684


 Sosyal 

683  Michael Ruse, Can A Darwinian Be A Christian, s. 170-171.

684 Richard Hofstadler, Social Darwinism in American Thought, Beacon Press, 

Boston, (1955), s. 56.




Yüklə 3,27 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   119   120   121   122   123   124   125   126   ...   171




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə