Evrim Teorisi, Felsefe ve Tanrı
156
Evrim Teorisi’nin bu sosyal boyutunu, felsefi ve bilimsel arka
planı ile beraber belirlemeye çalışacağım.
Bir bilginin sosyolojik ortamın etkisiyle oluştuğunu söyle-
yerek, o bilginin mutlak şekilde objektif olmadığını (evrensel
bir bilgi olmadığını, sadece dönemindeki koşulların bilime bir
yansıtılması olduğunu) söylemiyorum. Bilgi sosyolojisine da-
yanan bu yaklaşım, mevcut bilimsel bilgi ve teorinin neden ve
hangi ortamda oluştuğunu söyleyebilir, fakat bu teorinin yan-
lış olduğu anlamına gelmez. Fakat bilgi sosyolojisine dayanan
böylesi bir yaklaşım, doğru olmayan bir bilimsel bilgi ve teo-
rinin neden oluştuğunu açıklayabilir. Yani yanlış olan bilim-
sel bir bilgi ve teorinin, neden kabul edilip ortaya konduğunu
belirlememizi sağlayabilir. Bazen aynı paradigma içinde or-
taya konan bir teori doğru, diğeri ise yanlış olabilir. En zor
olan ise bir teorideki yanlış unsurların doğru unsurlara karış-
mış olduğu durumdur. Böyle bir durum analitik bir incele-
meyle doğru ile yanlışı ayırt etmeyi gerektirebilir ki; bu ger-
çekten de çetin bir uğraştır.
Evrim Teorisi’nin belli bir sosyal ortamın yansıması oldu-
ğunu, bu teorinin yanlış bir teori olduğu ve sadece belli bir
paradigmanın ürünü olduğu için kabul edildiğini göstermek
için vurgulayanlar olmuştur.
351
Diğer yandan, Evrim Teorisi’nin
doğruluğunu kabul eden ünlü düşünürlerden birçoğu da bu ol-
guyu kabul etmekle beraber, bu olgu, Evrim Teorisi’nin doğru-
luğunu kabul etmeleri için bir engel teşkil etmemiştir.
352
Daha
önceden görüldüğü gibi hem Darwin’in hem de Wallace’ın her
ikisi de Malthus’tan (iktisada yönelik bir teoriden) etkilenmiş-
lerdir. Friedrich Nietzsche (1844-1900) Darwin’in ‘yaşam mü-
cadelesi’ görüşünü eleştirirken, Darwin’in doğa ile Malthus’u
birbirine karıştırdığına vurgu yapar.
353
Engels ise, Darwin’in
351 Philip E. Johnson, Darwin on Trial, s. 113-146.
352 John Maynard Smith, Evrim Kuramı, s. 70.
353 Friedrich Nietzsche, Putların Alacakaranlığı, çev: Hüseyin Kaytan, Akyüz Kita-
bevi, İstanbul (1991), s. 57-58.
Evrim Teorisi'nin Ortaya Konması
157
teorisinin, Hobbes’un “İnsan insanın kurdudur” mantığının,
Malthus’un nüfus teorisinin ve burjuvazinin ekonomideki re-
kabet yaklaşımının doğaya aktarımı olduğunu söyler ve ardın-
dan kapitalistlerin önce doğaya aktarılan bu görüşleri, sonra
kendilerini meşrulaştırmak için tekrar topluma aktarmalarını
eleştirir.
354
Jeremy Rifkin, iktisadın en önemli düşünürlerinden Adam
Smith’in (1723-1790) 1776’da yazdığı ünlü kitabı ‘Milletlerin
Zenginliği
’ (The Wealth of Nations) ile Darwin’in yazdıkları-
nın arasındaki önemli benzerliklere dikkat çeker ve evrimci
gelişim düşüncesini, Smith’in ‘işin bölümlere ayrılması’ teo-
risinin motive ettiğini söyler. Darwin, Smith’in işbölümünün
faydaları ve verimliliği artırması ile ilgili görüşlerini biyolog
Milne-Edwards’dan aldı.
355
Görüldüğü gibi Darwin’in teorisini oluşturmasındaki pa-
radigmanın en etkili unsurlarından bir kısmı, konuyu iyi bil-
meyenlerin hiç ummayacakları bir alan olan iktisat teorileri
olmuştur. Bu teoriler, Darwin’in yaşadığı İngiltere’de 19. yüz-
yılın sosyo-ekonomik şartları ile yakından ilgili oldukları için,
sırf soyut teoriler düzeyinde düşünülmemelidirler. Avrupa’nın
nüfusu 1750 yılında 140 milyon olmasına karşın, bir asır sonra
266 milyona çıkmıştı. 1750 yılının İngiltere’sinde doğan her üç
çocuktan ikisi beşinci yaş günlerini görememiştir.
356
Malthus’un
teorisi böyle bir ortamda oluştu ve etkili oldu; onun etkisiyle
ise Darwin’in ‘yaşam mücadelesi’ ve ‘doğal seleksiyon’ kav-
ramlarının zihni yapısı vücut buldu. Yarışmacı kapitalizmin
oluştuğu yer ve yıllarda bulunmuş olması da Darwin’i etkile-
miş olmalıdır, çünkü o dönemde kimi şirketler tekniklerini ge-
liştiriyor, büyüyorlar ve etkilerini artırıyorlardı, kimi şirketler
354 Karl Marx-Friedrich Engels, Selected Correspondance, çev: I. Lasker, Internatio-
nal Publishers, London, s. 302; Aktaran: Jeremy Rifkin, Darwin’in Çöküşü, s. 75.
355 Jeremy Rifkin, Darwin’in Çöküşü, çev: Ali Köse, Ufuk Kitapları, İstanbul (2001),
s. 47-50.
356 Charles Urbanowicz, Charles Darwin, s. 21.
Evrim Teorisi, Felsefe ve Tanrı
158
batıyor, eski meslekler ise ölüp gidiyorlardı. Bu tabloyu sap-
tayan ünlü evrimci biyolog John Maynard Smith, Darwin’in
daha durgun olan bir feodal toplum içinde yaşamış olması ha-
linde, doğada var olmak için ‘yarışma’ ve ‘savaşım’ gibi kav-
ramların aklına gelmeyebileceğini söylemektedir.
357
Robert Young, Darwin’in doğada da İngiliz fabrika siste-
mine benzer bir işbölümünün geçerli olduğunu keşfettikten
sonra, doğru yolda olduğuna daha çok kanaat getirdiğini be-
lirtir. Bu yüzden dönemin kapitalist işverenlerinden birçoğu,
Darwin’in teorisini coşkuyla karşılamışlardır. Çünkü o dönem,
işçilerin rahatsızlıklarının olduğu, çalışma reformu için baskı
yapıldığı, işçi-işveren ilişkisinde gerilimin en üst düzeyde ol-
duğu bir dönemdi. Burjuvazi, işbölümü sürecini makineleşti-
ren bu yeni fabrika sistemini onaylayacak sağlam bir gerekçeye
muhtaçtı. Benzer bir sürecin doğada da var olduğunu söyleyen
Darwin, kapitalistlere, yönettikleri ve yararlandıkları bu eko-
nomik hiyerarşiye karşı işçi sınıfından gelen tehdidi savuştur-
maları için en sağlam gerekçeyi sunuyordu.
358
Adam Smith’in
iktisat teorisinde ‘verimlilik için ayrışma’ kavramını Darwin
kullanmıştı ve bu yaklaşım, o dönemin İngiliz sömürge em-
peryalizminin işine yaradı.
Darwin’in ‘Türlerin Kökeni’ kitabını yazdığı yıllarda (1859),
İngiliz İmparatorluğu’nun üzerinde güneşin hiç batmadığı
söyleniyordu, İngiltere dünyadaki oluşumların en önemli ak-
törüydü. Evrim Teorisi’ni meşrulaştırmak için sömürü düze-
ninden doğaya (sosyo-politik ve iktisadi düzenden doğaya)
analojiler (benzetmeler) kurulurken, sömürü düzenini meş-
rulaştırmak için tam tersi yönde, doğadan sömürü düzenine
analojiler kuruldu. Bu süreçler bilinçsiz olarak gelişmişse de
teorinin kabulünde rol oynadı.
359
Adam Smith’e göre bireyler
357 John Maynard Smith, Evrim Kuramı, s. 70.
358 Jeremy Rifkin, Darwin’in Çöküşü, s. 51.
359 Jeremy Rifkin, Darwin’in Çöküşü, s. 52-53.
Dostları ilə paylaş: |