Evrim Teorisi, Felsefe ve Tanrı
162
önemli belirleyici bir etkisi olduğu ve bunun da göz ardı edil-
memesi gerektiği anlaşılmaktadır.
Her bilimsel çalışma bir toplumda yapılır. Bu yüzden sos-
yolojik ortamdan bağımsız bir bilimsel çalışma olamaz. Bi-
limsel çalışma yapılırken belirlenen ilkelerde de toplumun rolü
vardır. Çalışmaların kabul edilip toplumsallaşmasında ise top-
lumun değerleri, menfaatleri ile toplumu yönlendiren siyaset
gibi kurumların etkisi vardır. Tüm bu unsurlar objektif bil-
giye ulaşmak arzusunda olan bilimin önünde ciddi engeller-
dir. Objektif bilgi; menfaatlere, mevcut siyasete, kültüre veya
peşinen kabul edilmiş ilkelere aykırı olabilir. Toplumdan so-
yutlanmış bilgi olamayacağı için, elde edilen bilginin objek-
tifliğini belirlemekte birçok defa önemli zorluklar olmaktadır.
Çünkü bu bilgiyi değerlendiren ‘biz’ de toplumun bir parçası
olarak; kabul edilmiş ilkeler, toplumsal kurumlar ve kültürle
kuşatılmış bulunmaktayız.
Tüm bunlar, objektif bilimsel bilgiye ulaşmanın imkânsız
olduğu anlamına gelmez. Paradigmanın, bilgiye ulaşma ve
bilginin kabulünde zorlaştırıcı veya kolaylaştırıcı etkisi ol-
duğunu, ele aldığımız bilginin kabul veya reddinin, bilginin
doğruluk veya yanlışlığından bağımsız olarak paradigmaya
bağlı olabileceğini göz önünde bulundurmalıyız. Bu ise bizi,
bir bilgiyi (veya teoriyi) değerlendirmek için, o bilginin or-
taya konduğu paradigmayı bilmemiz gerektiği sonucuna gö-
türür. Bu yüzden Evrim Teorisi’nin içinde yer aldığı paradig-
mayı ele aldım. Paradigma, bilimsel çalışmayı etkileyen tüm
çerçeveyi ifade ettiği ve bu çerçevenin unsurları kendi arala-
rında da etkileşim içinde oldukları için, bir paradigmayı ku-
sursuz şekilde ortaya koymakta büyük zorluklar vardır. Hele
canlıların Evrim Teorisi gibi teolojiden bilime, felsefeden si-
yasete kadar geniş bir alanda etkisi olan bir teori söz konu-
suysa, bu zorluk iyice artar.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
∑
EVRİM TEORİSİ’NİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Evrim Teorisi, Felsefe ve Tanrı
164
BÖLÜM TANITIMI
Buraya kadar Evrim Teorisi ile ilgili bilimsel, felsefi ve
teolojik tartışmaların tarihsel arka planını, bu teorinin ortaya
konma sürecini ve ileri sürdüğü iddialarını göstermeye çalış-
tım. Bu bölümde ise Evrim Teorisi’nin, çeşitli bilim felsefesi
yaklaşımlarında ortaya konan kriterleri ne kadar karşıladığını
inceleyeceğim. Bunun için doğa bilimlerinde ve bilim felsefe-
sinde ileri sürülen gözlemlenebilme, öngörü gücü, yasalara sa-
hip olma, matematiksel betimleme yeteneği, yanlışlanabilirlik,
rakip teorilere üstünlük sağlama gibi çeşitli kriterler açısın-
dan bu teorinin değerlendirmesini yapacağım. Bunlarla bera-
ber, Evrim Teorisi’nin doğal seleksiyon ve mutasyon gibi me-
kanizmalarının yepyeni özelliklere sahip türlerin oluşumunu
açıklayıp açıklayamayacağını tartışacağım. Ayrıca embriyo-
loji, moleküler biyoloji, homoloji ve fosilbilimi gibi alanlara
da kısaca değinmek suretiyle bu teoriyi ele alıp irdeleyeceğim.
Buradaki değerlendirmem bu teorinin doğru olup olmamasın-
dan ziyade farklı bilim felsefesi yaklaşımlarındaki kriterleri
ne kadar karşıladığı ile ilgilidir. Bu hususa dikkat edilmelidir;
bu kriterleri geçememek veya iyi bir şekilde karşılayamamak
tarihsel uzun bir süreçle ilgili bu teorinin yanlış olduğu an-
lamını taşımaz, fakat bu teorinin epistemolojik statüsü hak-
kında bir kanaat oluşturabilir.
Bu bölümde cevabını bulabileceğiniz bazı sorular şunlar-
dır: Evrim Teorisi bilim felsefesi alanında ortaya konan bi-
limsellik ölçütlerini ne kadar karşılamaktadır? Doğal seleksi-
yon canlılarda yeni özelliklerin ortaya çıkışını hangi ölçüde
açıklayabilmektedir? İspinoz kuşları veya pulkanatlı güveler
Evrim Teorisi’nin delilleri olabilir mi? Yapılan laboratuvar
Evrim Teorisi'nin Değerlendirilmesi
165
deneyleri mutasyonlarla yeni özelliklere sahip türlerin oluşa-
cağını desteklemekte midir? Evrim Teorisi’ne dayanarak ön-
görüde bulunulabilir mi? Evrim Teorisi yanlışlanmaya açık
bir teori midir? Evrim Teorisi’nin fizikteki teoriler gibi ma-
tematiksel yasaları var mı? Evrim Teorisi’nin biyoloji alanın-
daki otoritesi Thomas Kuhn’un ‘paradigma’ görüşü ile açık-
lanabilir mi? Fizik alanıyla ilgili Big Bang Teorisi ile biyoloji
alanıyla ilgili Evrim Teorisi’nin bilimsel ölçütlere uymaktaki
başarıları arasında fark var mıdır? Canlılardaki benzerlikler
ile Evrim Teorisi temellendirilebilir mi? Fosiller Evrim Teo-
risi hakkında ne söylemektedir? Fosil-olasılık ikilemi nedir?
Evrim Teorisi olmadan bilim olur mu?
BİLİMSELLİĞİN KRİTERLERİ, BACONCI
İLKELER VE EVRİM TEORİSİ
Evrim Teorisi’nin, kendisinin dışındaki yaklaşımlardan
daha doğru olup olmadığını anlamak için, onu, diğer görüş-
lerden ayırt eden unsurların neler olduğunu iyice tespit etmek
gerekmektedir. Evrim Teorisi’nde, kendiliğinden türeyen basit
bir canlıdan veya canlılardan diğer bütün canlıların, bir canlı
formundan diğerine değişim yoluyla oluştuğu savunulmakta-
dır. Burada altı çizilmesi gerekli nokta, Evrim Teorisi’nin, is-
tisnasız bütün türlerin, başka bir türden oluştuğunu iddia et-
mesidir. Türlerin tamamen sabit olup hiç değişmedikleri fikri
özellikle Linnaeus ve takipçileri tarafından savunulmuştur.
Buffon, Linnaeus’un düşündüğünden daha az sayıda köken-
sel türün başta yaratıldığını, diğer türlerin bu türlerden deği-
şerek oluştuklarını söyledi. Mendel ise melezleşme yoluyla
yeni türlerin oluşumunu Evrim Teorisi’nin alternatifi olarak
gördü. Evrim Teorisi’ne karşıt fikirleri savunan biyolojinin bu
en ünlü isimlerinin görüşlerinin alternatif görüşler olarak ele
alındığını düşünelim, bunlara karşı bu teorinin doğruluğunu
Dostları ilə paylaş: |