•
Demir, İlhan Berk’in Şiirlerinde Toplumcu Gerçekçiliğin İzdüşümü
•
62
•
bilig
KIŞ 2012 / SAYI 60
gerçekçilik, bu genetik bağından dolayı hem siyasal/ideolojik
bir duruşun
ifadesidir hem de sosyolojik, ekonomik ve tarihsel çözümlemeler yaparken
‘yansıtma’ prensibinden hareketle gerçekçiliği en iyi seçim olarak gören bir
sanat kuramıdır (bk. Demir 2008). Felsefesi itibariyle, Marksizm’in temel
ilkeleri ışığında kapitalizmi yıkmak ve onun yerine sosyalist bir düzen
kurmak iddiasıyla yola çıkmış, bu yolda devrimci proletaryanın sözcülü-
ğünü yapmış; ezilen, sömürülen sınıfa, emekçi sınıfa,
geniş halk kitlelerine
omuz vermiştir.
Toplumcu gerçekçilik, toplumsal ilişkileri ve olayları ele alırken, eylemlerin
altında yatan temel noktaları da tahlil eder. Nedensellik ilkesi ile hareket
ederek eylemleri, davranışları neden-sonuç ilişkisi bağlamında değerlendirir
(Suçkov 1992: 151). Bu yönüyle toplumcu gerçekçilik, toplumsal olayları,
eylemleri, ekonomik ve ekonominin belirlediği sosyolojik nedenlerle açıklar
ve toplumun ekonomik, sosyolojik resmini çizme gayretindedir.
Marksist felsefede iktisadî faktör (alt-yapı), bütün diğer faktörleri tayin
eden ana faktördür. Bir neden-sonuç ilişkisi içinde, bu ana faktör, bütün
diğer sosyal fenomenleri/üst-yapıyı (sosyal
ilişkiler, hukuk, din, ahlâk,
sanat, edebiyat) tayin eden biricik etkendir; tesiri en büyük olandır; başla-
tıcıdır. Diğerleri, yani üst-yapıyı oluşturan unsurlar, başlatılmış faktörler-
dir; büyük oranda ekonomik alt-yapıya göre şekillenir (Eröz 1974: 79,
Lefebvre 2007: 83-84). Bu bağlamda ekonomiyi, ekonomik olayla-
rı/olguları önemseme ve sosyal fenomenleri/üst-yapıyı ekonomi
ile ilişki-
lendirerek açıklama, toplumcu gerçekçi çizginin en açık göstergesidir.
Toplumsal yapıdaki “ekonomik-toplumsal kuruluş”un (Lefebvre 2007:
82), üretici güçlerin, üretim tarzının şekillendirdiği yapının irdelenmesi ve
buna bağlı olarak ulaşılan sonuçların dikkate sunulması toplumcu gerçek-
çiliğin başlıca amaçlarındandır.
Toplumcu gerçekçilik, Marksist felsefenin yazın alanındaki yansıması ol-
duğu için yazını alt-yapının yansısı ve ekonomik etkenlerin şekillendirdiği
sınıflar arasındaki mücadelenin aracı sayar. Marksizmin ilkeleri doğrultu-
sunda, toplumu, toplumsal
ilişkileri izah ederken, toplumsal yapının eko-
nomik temelli oluştuğunu ve bu yapı içerisinde sınıfların diyalektik çerçe-
vede çatışık halde olduklarını öngörür. Kapitalist düzeni reddeder; burju-
vazinin, kapitalizmin karşısına proletaryayı, emekçi sınıfı, geniş halk kitle-
lerini çıkarır ve destekler. Emekçi sınıfın, yoksul kesimlerin, sömürülen
işgücünün sözcülüğünü yapar; devrimci işçi sınıfının ideolojisini yansıtır.
•
Demir, İlhan Berk’in Şiirlerinde Toplumcu Gerçekçiliğin İzdüşümü
•
63
•
KIŞ 2012 / SAYI 60
bilig
İlhan Berk’in de toplumcu gerçekçi şiirlerinde kişiler çoğunlukla,
toplum-
cu gerçekçiliğin, toplumsal yapıyı diyalektik çerçevede sınıfların çatışması
şeklinde açıklayan görüşünün bir sonucu olarak ekonomik açıdan kapita-
list-emekçi/işçi, zengin-yoksul, ezen-ezilen, sömüren-sömürülen, kandıran-
kandırılan, ağa/bey-köylü, iyi-kötü zıtlığı ve çatışması ekseninde iki farklı
safta yer alırlar. Berk’in şiirlerinde toplumsal yapıyı, diyalektik çerçevede
sınıfların oluşturduğu; sınıfları ise yukarıda bahsettiğimiz gibi ekonomik
etkenlerin meydana getirdiğini görürüz.
Berk, toplumsal yapıdaki ekonomik etkenlerin belirlediği sınıfsal çatışıklığı
dikkate sunmanın yanında, hem kırsal kesim hayatı hem de kent hayatı
içindeki sosyolojik ve ekonomik gerçekliği (üretim tarzını, üretim araçları-
nı,
toplumsal statüyü, göç olgusunu vb. dikkate alarak) emekçi kesimin,
geniş halk kitlelerinin sosyo-ekonomik durumunu çıplak bir gerçeklikle
ortaya koymaya çalışır. Bu nedenle de özellikle
Günaydın Yeryüzü’nde hem
yoksul kırsal kesim insanına hem de kentli emekçilere;
Türkiye Şarkısı’nda
yoksul halk kitlelerinin sömürüldüğü Orta Anadolu, Toroslar, Yukarı Fırat
coğrafyasına;
İstanbul’da İstanbul
gibi bir metropolün işçilerine, sömürü-
len işgücüne, Çankırı, Zonguldak gibi kentlerin emekçilerine;
Köroğlu’nda
Köroğlu Destanı bağlamında Çamlıbel, Bolu yöresinin halk kitlelerine
yönelerek sosyolojik ve ekonomik çizgilerin şekillendirdiği resimler çizer.
Diyebiliriz ki Berk’in şiirlerinde hem sanayi hem de tarım sektörü emekçi-
lerinin, çalışanlarının içinde bulundukları yaşam koşulları dramatik sahne-
ler halinde gösterilir. Kısacası Berk, toplumcu gerçekçi çerçevede, sınıfsal,
siyasal bir bakışla ve toplumsal, ekonomik ve siyasal düzeyin farkında ola-
rak kenti, kırsalı, yani coğrafyayı mekânsal formlar
olarak değil, sosyolojik
ve ekonomik formlar olarak görür ve bu çerçevede okura sunar.
Türkiye Şarkısı’ndaki “Kör Halit’in Bulutu”, “Otuz Sekiz Pare Köy”, “Se-
benli Halil (Hatırlama, Yakup Bey’e Dair, Sebenli Halil’in Ardından)”,
“Yukarı Fırat (Rüstem Bey’in Rüzgârı, Bütün Hikâye, Bozoklu Dünyada
Kardeşlik Esastır Diyor, Bir Gün Gelecekte)”,
İstanbul’daki “İstanbul,
Yedi Vilayet ve Bir Eski Başşehir Türküsü, Bir Halk Ayaklanması Notları”
ve “Köroğlu” gibi şiirlerinde toplumsal yapıyı, çatışık sınıfların oluşturdu-
ğunu; sınıfları ise ekonomik etkenlerin şekillendirdiğini görürüz. Şair;
toplumcu gerçekçi bir bakışa sahip olduğu için de ezilen, sömürülen, yok-
sul emekçilerden, işçilerden,
geniş halk kitlelerinden, sömürülen işgücün-
den yana bir tavır sergiler.