345
Erkin EMET
ajanslar tarafından yakalanıp, gizli bir şekilde Çin’e teslim edildiler. Bunlar-
dan, Muhammet Tohti Metroziye müebbet hapis cezası verildi.
Uygur siyasi faaliyetçisi olarak tanınan İsmail Semet, 2003 yılında Pakis-
tan hükümeti tarafından Çin’e iade edildi. 31 Ekim 2005 günü Urumçi Orta
Halk Mahkemesi tarafında “bölücü, terör’’ faaliyetlerinde bulunduğu gerekçe
gösterilerek idam cezasına çarptırıldı ve 8 Şubat 2008 tarihinde karar infaz
edildi.
2009 yıl Nisan ayında, Pakistan hükümeti 9 Uygur siyasi sığınmacıyı Çin’e
iade etti. Pakistan medyasının açıklamalarına göre Çin, 2007 yılında Pakis-
tan hükümetine 170 Uygurun isimlerini vererek, listedeki kişilerin Çin’e iade
edilmesini talep etti.
4- Nepal
2002 yılı Şubat ayında Şir Ali, Abdulla Sattar ve Abdulhakim isimli 3 genç
Uygur, Nepal hükümeti tarafından Çin hükümetine iade edildi. Bunlardan Şir
Ali ve Abdulla Satar’a idam cezası verildi. Abdulhakim’in durumundan hiç
bir bilgi alınamamıştır.
2002 yılı Mayıs ayında Haşim Ali, Nepal hükümeti tarafından Çin’e iade
edildi. Haşim Ali bir kaç ay işkencelere maruz bırakıldıktan sonra idam edil-
di.
2000 yılı Mayısında 2002 yılı Nisanına kadar toplam 16 Uygur, Nepal’a
gelmiş, Nepal’daki Birleşmiş Milletler Temsilciliğine sığınma başvurusu
yapmıştı. Onlar Doğu Türkistan’dan gizli olarak Tibet dağlarından geçerek,
Nepal’e ulaşmıştır. Sığınma başvurusu kabul edilip, sığınacak bir devletin
davetini bekledikleri süreçte, Çin kükümeti Nepal hükümeti ile anlaşma ya-
parak Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiseriliği’nin bilgisine rağ-
men, dört Uygur Çin’e iade etmiştir. Nepal’daki diğer 8 Uygur Hindistan’a
gelip, Birleşmiş Milletler temsilciliğine tekrar sığınma başvurusu yapmış ve
bunlardan 5’i BM aracılığıyla İsveç’e yerleştirilmiştir.
5- Kamboçya
2009 yılı 19 Aralık günü, Veitnam’dan geçerek, Kamboçya’ya gelen ve
Kamboçya’daki BM’ye sığınma talebinde bulunan 20 Uygur, Kamboçya
hükümeti tarafından Çin’e iade edilmiştir. Bu olay, sadece dış ülkelerdeki
Uygurlar arasında değil, uluslararası kamuoyunda bile tartışılabilen bir konu
olmuştur.
346 Uygur Diasporası ve Uygur Göçmenler Durumuna Genel Bakış
Kamboçya’da yaşanan olaydan dolayı, Avrupa Birliği’ne üye devletler,
ABD, Birleşmiş Milletler, Türkiye ve diğer uluslararası insan hakları örgüt-
leri kendi beyannameleriyle, Kamboçya hükümetinin insan haklarına aykırı
davranışlarını eleştirmiştir. Ayrıca Çin hükümetinden 20 Uygurun durumu
hakkında net bir açıklama yapması istenmiştir.
6- Myanmar
18 Ocak 2010 tarihinde Myanmar hükümeti, 17 Uygur mülteciyi zorla Çin
hükümetine iade etmiştir. Bunların akıbetleri hakkında şuana kadar hiçbir bil-
gi alınamamıştır.
7- Malezya
2011 yılı Ağustos ayında Malezya’nın ilgili kurumları Çin hükümetinin
istek ve talebine göre 19 Uygur mülteciyi yakaladı. Bunlardan 11’i Çine iade
edildi.
Yukarıdaki açık kanıtlar 1990’lı yıllardan beri yeni bir aşamaya giren Uy-
gur mülteciler sorununun belirgin örneklerinden bir kısmını göstermektedir.
Batı Ülkelerindeki Uygur Mücadelesinin Durumu
Doğu Türkistan’a komşu ülkelerin çoğu BM’nin İnsan Hakları Beyanna-
mesi’ne ve BM’nin ilgili düzenlemelerine katılan üye ülkeler olmasına rağ-
men, siyasi ve dini baskılar nedeniyle zor durumdaki Uygurların yardım ta-
lebini geri çevirmektedir. Bununla da yetinmeyen hükümetler, uluslararası
düzenleme ve yasalara aykırı olmasına rağmen, onları Çin’e iade etmektedir.
Komşu devletlere kaçtıktan sonra bile hayatları tehlike altında bulunan
Uygurlar, daha demokratik devletlere sığınma yolunu, hayatlarını kurtarabi-
lecekleri en son çare olarak görmektedir.
Demookratik devletlere sığınan Uygurların çoğunun talepleri kabul edil-
miştir. Bununla birlikte talepleri kabul edilmeyen uygurlar da vardır. Bu kişi-
ler birçok zorluk içerisnde hayatta kalabilme mücadelesi vermektedir.
Demokiratik ülkelere sığınma başvurusu yapan Uygurların Çin’e iade
edilme olasılığı düşük olsa bile, çok az olsa da bu tür sorunlar yaşanmakadır.
Hatta bazı Uygurlar başvuru yaptıktan sonra, kısa süre içerisinde zor durum-
lara dayanamadan, Çin’e geri dönme yolunu seçmektedir. Bu yüzden bazı tra-
jik durumlar ortaya çıkmaktadır. Mesela 10 Ocak 2001 tarihinde, Belçika’nın
Antewerpen şehrinde talepte bulunan Rinat İskender (Kazakistan’dan gelen
sığınmacı) isimli Uygur, Kazakistan’a geri gönderilme tehlikesi ile karşılaştı-
347
Erkin EMET
ğı için kendini asarak hayatına son vermiştir. Bu trajik olaydan sonra Belçika
hükümeti Uygurları geri göndermeyi durdurmuştur.
28 Aralık 2004 tarihnde ise Burhan Zunun adlı Uygur Türkü, Danimar-
ka polisleri tarafından tutuklanma sürecinde kendini asmıştır. Burhan Zunun,
2001 yılı Ekim ayında Doğu Türkistan’dan Almanya’ya gelerek sığınma ta-
lebinde bulunmuştu. 2002 yılında sığınma talebi reddedildikten sonra tekrar
başvuru yapmıştır. 2003 yılında tekrar reddedilince 2004 yılında Norveç’e
giderek sığınma talebinde bulunmuştur. Dublin Anlaşmasına göre, 2005 yılı
Aralık ayında, Almanya’ya gönderilmiştir. Burhan tekrar Norveç’e gidiş yo-
lunda Danimarka polisleri tarafından sorgulanmıştır.
Bu iki örnek sadece demokratik ülkelerdeki Uygur sığınmacıların karşılaş-
tığı trajik olayların bir kısmıdır. Bütün bu olumsuzluklara rağmen sığınma-
cıların genel durumuna baktığımızda ve Uygur sığınmacıların toplam sayısı
ile oransal olarak karşılaştırdığımızda, Uygur sığınmacıların taleplerinin de-
mokratik ülkeler tarafından kabul görülmesinin yüksek olduğunu söylemek
mümkündür.
2009 yılında yaşanan Urumçi katliamından sonra, Çin hükümetinin tutuk-
lama ve idam etme tehlikesinden kaçmak zorunda kalanların sayısını net ola-
rak belirlemek çok zor olmuştur. Yine de Doğu Türkistan’dan çıkabilenlerin
sayısı tahmini olarak 5.000 civarındadır. Bunlardan bazıları Kuzey Amerika
ve Avustralya’ya, bazıları da AB ülkelerine gelip sığınma talebinde bulun-
muştur. Yine çok sayıda Uygur, Türkiye’ye yerleşmiş veya geçici olarak Tür-
kiye’de kalmaktadır. Ayrıca az sayıdaki Uygur da çevre ülkelere gidip haya-
tını korumaya çalışmaktadır.
05 Temmuz 2009 katliamından sonra, Avrupa ve diğer batı ülkelerine gi-
dip sığınma talebinde bulunan Uygurların genel durumuna baktığımızda, bu
ülkelerin Uygurlara uygulayan politikalarından memnuniyet duymaktayız.
Uygur milli mücadelecilerin sayısının artması yine aynı zamanda bazı zor-
lukları da beraberinde getirmektedir.
Muhacirler Meselesinin Geleceği
Bugün önemli bir mesele olarak görülen Uygur muhacirler konusu önü-
müzdeki günlerde acil ve çözüm bulunması gereken problemler listesinin
başında durmaktadır. Çünkü Doğu Türkistan’nın mevcut durumu tarihin en
hassa dönemini yaşamaktadır. Çin hükümetinin Doğu Türkistan’daki mevcut
sorunları çözme ve uyguladığı katliam politikasında değişiklik yapma niye-
tinin olmadığı daha belirgin hale gelmiştir. Çin hükümetinin Doğu Türkistan
Dostları ilə paylaş: |