365
Ferhat BERBER
lecektir. Buna imkan olmadığı takdirde tercihan Ermeni emvali metrukesinde
muvakkaten iskan olunacaklardır.”
41
Özetle belirtmek gerekirse, mübadeleye tâbi olmayan Yunanistan göçmen-
leriyle diğer ülkelerden 1912’den sonra gelenlerin bulundukları yerlerde is-
kân edilecekleri, bunların iskân yerlerini değiştirmek için Bakanlığın muva-
fakatinin alınması gerektiği; bu yapılmadığı takdirde doğacak masrafların ve
göçmenlerin zararının, olaya sebep olanlardan tazmin ettirileceği vurgulan-
maktadır. 8. maddede ise iskân mahallini harp ve işgal sebebiyle terk etmek
zorunda kalanlardan geri dönmeyi talep edenlere kayıtlı mülklerinin verile-
ceği, bu mümkün değilse Ermenilerin terk ettiği evlerde geçici olarak iskân
edilecekleri açıklanmaktadır.
1 Ağustos 1926 tarihinde, uluslararası anlaşmaların belirlediği esaslar dâ-
hilinde, ülke içi iskân faaliyetlerine yön vermek amacıyla, “İskâna ait Muh-
tıra”
42
, yayımlanmıştı. Muhtıra, hem iskânda dikkat edilecek hususları ele
almakta, hem de sıkça geçen bazı kavramları açıklamaktaydı. 51 maddeden
oluşan söz konusu muhtıranın konuya açıklık getirecek bazı maddeleri şu şe-
kildedir:
5. madde: İskân-ı adi
43
hakkını haiz olanlar:
A) 1 Mayıs 1923 sonrası gelen Lozan mübadilleri,
B) Balkan Savaşı’nın ilan tarihi olan 18 Ekim 1912 ile 1 Mayıs 1923 arası
gelen mübadillerden yardıma muhtaç olanlar,
C) 18 Ekim 1912 ile 4 Kasım 1923 arasında Yunanistan harici memleket-
lerden gelen gayri mübadil ve mültecilerden yardıma muhtaç olanlar,
H) 4 Kasım 1923’ten sonra gelip yeni iskân kanunun neşir tarihi olan 1
Temmuz 1926’ya kadar mürettep yerlerinde tescil edilen Yugoslav mültecile-
rinden yardıma muhtaç olanlara yalnız arazi verilir.
41 İskan Mevzuatı, T.C. Sıhhat ve İctimai Muavenet Vekaleti, İskan Umum Müdürlüğü,
Ankara 1936, s. 189–190
42 İskân Mevzuatı, s. 199–218
43 Muhtıranın 4. maddesine göre iskân-ı adî şöyle tanımlanır: “Memleketinde malı olup
olmadığına bakmıyarak kendisine barınacak bir hane, nevi iştigaline (uğraşısının türüne)
göre geçinecek dükkan veya arsa veya tevzi (dağıtım) talimatnamesinin tayin ettiği nisbet
ve miktarda arazi, bağ, bahçe, zeytinlik ve saire vermek ve yalnız mübadillerden muhtacı
muavenet (yardıma muhtaç) olan sanatkârlara ve ayak satıcılarına sermaye, çiftçilere çift
hayvanatı, tohumluk ve âlâtı ziraiye ita eylemektir (tarım araçları vermektir).”
366 Türkiye’ye Yapılan Göçler Üzerine Kaynaklarve Bazı Problemler
23. madde Mübadillik:
A) Yunanistan ahalisinden olup 18 Ekim 1912’den sonra Yunanistan’dan
gelenler, 1 Mayıs 1923 sonrasında Yunanistan vatandaşı ve Müslüman olanlar
mübadildir. 18 Ekim 1912 öncesinde Yunanistan’ı terk edenler ile 1 Mayıs
1923’te Yunanistan’da yerleşik bulunanlardan Türk tebaası olanlar mübadil
sayılmaz. Onlar Yunanistan’daki mallarının sahibidir.
B) Aslen Yunanistan dışı ülkeler ahalisinden olup Türkiye’ye hicretten ev-
vel Yunanistan’a hicret ederek nakl-i nüfus etmiş ve yerleşerek mal mülk sa-
hibi olmuş Müslümanlardan 18 Ekim 1912’den sonra Türkiye’ye göç edenler
mübadildir.
C) 18 Ekim 1912’den sonra göç eden ve Türkiye’de vefat eden mübadilin
gayri mübadil olan varisleri de mübadil sayılır.
51. madde: Gayri mübadil mıntıkalardan (Yugoslavya, Bulgaristan, Rus-
ya, Romanya, Kıbrıs, v.s.) gelenler iki kısımdır:
A) 28 Haziran 1925 tarihli ve 14263 numaralı tahrirat-ı umumiye ile mü-
rettep yerleri belirlenenler.
B) Mürettebat dışı gelenler.
18 Ekim 1912 ile 1 Temmuz 1926 arası gelenler 6 ay, bundan sonra ge-
lecek olanlar 3 ay içinde tescil için müracaat etmezse iltica ve muhaceret
hakları yanar.
Görüldüğü üzere mübadil sıfatı sadece Lozan Anlaşması’nın yürürlüğe
girmesinden sonra Yunanistan’dan göç eden ve Yunan vatandaşı olan Müslü-
manlara verilen bir sıfat değildir. Aynı şekilde, hem Balkan Savaşı’nın çıkma-
sı ile Yunanistan’dan gelen Yunan vatandaşları hem de başka ülke vatandaşı
olmasına rağmen Yunanistan’da yerleşik bulunan ve savaşla birlikte göç eden
diğer Müslümanlar da mübadil sayılmaktadır.
Sonuç
Bilhassa 19. asırda başlayıp günümüze kadar devam eden, Balkanlar ve
Kafkasya’dan Anadolu’ya yapılan göçler ve muhacirlerin iskânı, tarih bili-
mi açısından son derece önemli mevzulardır. Ancak Anadolu çapında iskân
sürecinin ortaya konulabilmesi için öncelikle, yerel ölçekli titiz araştırmala-
rın artması gerekmektedir. Üstelik ulaşım ve iletişim imkânlarının arttığı bu
dönemde, özgün metotların bilimsel hassasiyetle kullanılması neticeye ulaş-
makta fayda sağlamaktadır.
367
Ferhat BERBER
Bilhassa Balkan Savaşları ile başlayıp Cumhuriyet döneminde de devam
eden göçlere ait kaynaklar, Başbakanlık Cumhuriyet Arşivinde bulunmakta-
dır. Bu kaynaklar son derece zengin bilgiler ihtiva etmektedir. Ancak def-
ter türündeki bu malzeme, bir an önce tasnif edilmeli ve yukarıda örnekleri
verilen biçimde derin bir analize tabi tutularak, sahih olanlar diğerlerinden
ayıklanmalıdır. Bu tashih işlemi için iki yol izlenmesi önerilir. Birincisi Ar-
şiv bürokrasisinin oluşturacağı bir uzman heyet ile tasnif ve ayıklamanın ya-
pılmasıdır. Bunun gerçekleşmesi çeşitli sebeplerden ötürü mümkün değil ise
lisansüstü tezler yaptırılması vasıtasıyla bu sorunun izale edilmesidir. Burada
arşiv politikaları ve imkânlarının el verdiği ölçüde sağlıklı bir çalışma ortamı
oluşturulabilir. Fakat malzemenin hukuki boyutu da düşünülerek, yıpratma
ve suiistimale fırsat verilmemelidir. Hangi yöntemle olursa olsun tashih ve
ayıklama işlemi bittikten sonra malzeme dijital ortama aktarılmalıdır.
Göç ve iskân konulu çalışmalarda dikkat edilmesi gereken bir diğer husus
da, kullanılacak terminolojidir. Burada en mühim mesele, 1912-1923 arası
ve 1923 sonrası iskân edilen muhacirlerin birbirinden ayrılmasıdır. Yukarıda
değinilen ilgili mevzuat iyi incelenmeli, ardından kaynak bilgisi bu yönde bir
tasnife tabi tutulmalıdır. 1923 sonrası kaynaklarda kayıtlı bütün göçmenler,
1923 sonrasında göç etmiş olmayabilir. Balkan Savaşları sonrasında gelen-
lerin bir kısmının yerlerinden edilmiş olup, yeniden iskâna tabi tutuldukları
unutulmamalıdır. Ayrıca “mübadil-gayri mübadil” kavramlarını da karıştır-
mamak gerekir. Zira görülecektir ki, 1923 yılından önce Anadolu toprakların-
da yerleşmiş, hatta Yunan vatandaşı olmayan bir muhacir de hukuken müba-
dil olabilmektedir.
Sosyal yapımız üzerinde mühim tesiri bulunan yakın dönem göçlerinin
izahı için, bilhassa konu üzerinde ilk kez çalışmaya başlayacakların bu husus-
lara dikkat etmeleri, sonuçların sıhhati açısından elzemdir.
Dostları ilə paylaş: |