356 Türkiye’ye Yapılan Göçler Üzerine Kaynaklarve Bazı Problemler
anlaşıldığı kadarıyla, günümüze kadar, kişilerle ilgili davalarda mahkemeler
tarafından kaynak olarak kabul edilmiştir. Bu da mevzubahis defterin esas
alınmasının isabetli bir karar olduğunu göstermiştir.
1930–1960 yılları arasındaki döneme ait göçler için, yine Cumhuriyet
Arşivi’ne Köy Hizmetleri İl Müdürlüklerinden gönderilen defterler kullanıl-
malıdır. Ancak bu malzeme de aynı şekilde verileri tekrarlamaktadır. Farklı
defterlerde yer alan aynı muhacirlerin adı, soyadı, geldiği memleket ve diğer
aile bilgileri kıyaslanarak her yönüyle birebir aynı olanlar değerlendirme dışı
bırakılmalıdır.
Hatırat, Hatıra-Roman
Tarih biliminde önemli bir kaynak da, dönemi veya olayı müşahede etmiş
kişilerin “hatıraları”dır. Ancak son dönemde sayısı artan bazı derlemelerin
önemi büyüktür. Bu çalışmalarda hayatta olan muhacirlerin göç ve iskân sü-
recine ait hatıraları derlenmiştir. Bu çalışmalarda iskân sürecine dair sayısal
veriler bulunmasa da sürece dair bazı ipuçları sunabilmektedir.
Her İki Dönem İçin de Kullanılabilecek Yöntemler
İnternetin Faydaları
Artık dijital dergicilik bir hayli gelişmiş ve pek çok kütüphane de bazı
kaynaklarını bilgisayar ortamında kullanıma açmıştır. Ancak bu işlem, bahse
konu olan göç araştırmaları için kaynak bulma hususunda bir metot değil,
sadece kaynağa veya araştırma esere ulaşma da bir kolaylıktır.
Oysa özellikle yerel ölçekli göçmen iskânı çalışmalarında, internet ortamı-
nın büyük faydası vardır. Günümüzde yeni neslin geçmişe olan ilgisi gittikçe
azalıyor gibi algılansa da, aralarından bazılarının konuya olan ilgisi, araş-
tırmacıya ummadığı kadar yararlı olabilmektedir. Şöyle ki, aile geçmişinde
göçmenlik bulunan kişiler internette çeşitli platformlar oluşturmakta ve bura-
dan enteresan bilgiler vermektedirler. Bu yöntemle bilgi toplamak, aslında ilk
bakışta bir tembellik ve kaynağı belli olmayan bilginin kullanımı gibi etik dışı
bir eğilim olarak görülebilir. Hâlbuki bu yöntemle ulaşılan bilgi, hemen doğ-
ru kabul edilerek kullanılmayacaktır. Kaynakların bahsetmediği ama halen
veya geçmişinde muhacir barındıran bir yerleşim birimi, en azından gidilip
incelemeye değer bir ihtimal olarak karşımızda durmaktadır. Tarihçi de bir
nevi dedektif gibi iz sürmeye alışık olduğu için, bu sanal ortamdan topladığı
bilgileri gerçek dünyada tahkik ve tahlil edecektir.
357
Ferhat BERBER
Saha Araştırması ve Kaynak Kişi Kullanımı
Bununla birlikte yazıya aktarılmamış hatıralar da, “sözlü kaynaklar” ola-
rak son derece mühimdir. Bu bilgiler özellikle, belgelerin boşluğunu doldu-
racak ve ayrıntıları şekillendirecek bir muhtevaya sahip olabilmektedirler.
Çeşitli göç dönemlerinde buralara gelmiş kişilerin, kimi zaman kendilerine
kimi zaman da çocuklarına ulaşılarak göç sürecine dair bilgiler derlenmesi
mümkündür.
Ancak sözlü kaynakların kullanımı hususunda dikkat edilmesi gereken
bazı noktalar vardı. Zira göç sürecinin çeşitli zorlukları, çoğu zaman bir dra-
ma dönüşmüştür. Bu sebeple kuşaktan kuşağa aktarılan hikâyeler içinde, zi-
yadesiyle sübjektif yorumlar mevcuttur. Kaynak kişilerin sunduğu bilgiler-
de, nakil zincirinde kopukluklar olması da muhtemeldir. Bunların bilincinde
olarak gerçekleştirilen görüşmelerde mümkün olduğu kadar nesnel sonuçlara
yönelik sorular iletilmelidir. Elde edilen bilgiler değerlendirme aşamasından
sonra sağlıklı verilere dönüştürülüp, sahih görülmeyenler kullanım dışı bıra-
kılmalıdır.
Görüşme metodu için sahada araştırma yapmanın başkaca bir faydası, çev-
redeki diğer yerleşim birimleri hakkında bilgi edinilebilme ihtimalidir. Böy-
lece kaynaklara yansımamış göçmen yerleşim birimlerinin bir kısmı da bu
şekilde öğrenilebilir.
İnternet ve Saha Araştırmasının Kullanımının Örnekleri
Adı geçen tez çalışmasında, internet ortamından elde edilen ipuçlarının
saha araştırması ile doğrulanması yöntemi test edilebilmiştir. Manisa Dağı
eteklerindeki iki adet Pomak köyünün geçmişine dair, internetin yukarıda be-
lirtilen şekilde kullanımının çok büyük fayda sağladığı söylenebilir.
Örneğin Manisa (Spil) Dağı’nın eteklerindeki Ayvacık köyünde, göçmen
Pomakların iskân edildiği, elde başka hiçbir belge olmaksızın, bu yöntem-
le tespit edilmiştir. Arşiv belgelerinde ve incelenen eserlerde rastlanılmayan
bu durum derinleştirilmiş internet taraması esnasında ortaya çıkmıştır. Tür-
kiye’de yaşayan Pomak kökenli kişilerin forumlardaki yazışmalarından ha-
reketle buranın bir göçmen köyü olabileceği düşünülmüş ve sonrasında köy
ahalisinden kaynak kişiler de bunu teyit etmişlerdir. Manisa köylerinin geçmi-
şine dair veriler incelendiğinde, önceki kayıtlarda gözükmeyen Ayvacık köyü
ismine, ilk defa 1908’de Ayvacık=Bâyezid-i Sâni şeklinde rastlanmaktadır.
12
12 BİLGİ, Nejdet. XX. Yüzyılın ilk Yarısında Manisa Kazası (1908–1950). İzmir: Ege
Üniversitesi SBE Yayınlanmamış Doktora Tezi, 1996. s.324
358 Türkiye’ye Yapılan Göçler Üzerine Kaynaklarve Bazı Problemler
Bu da kaynak kişilerin bilgilerinin doğru olma ihtimalini kuvvetlendirmekte-
dir. Zira köyde meskûn muhacir kökenli kişilere göre, Doksanüç Harbi sonra-
sı Filibe’den gelen Pomak muhacirlerinin bir kısmı bu köye yerleşmişlerdir.
13
İnternetten elde edilen bilgilerin kullanıldığı bir diğer örnek de, Turgutalp
köyüdür. Daha önceden halkbilimi alanındaki bir çalışma
14
vesilesiyle Pomak
köyü olduğu anlaşılan Turgutalp’in kuruluş hikâyesi, bu yolla netleştirilmiş-
tir. Osmanlı arşivine ait 1906 tarihli belgelerde, Manisa’nın Kirazalanı adı
verilen mevkide, 19 hane Rumeli muhacirinin evler inşa etmesi suretiyle ku-
rulan köye Ferahiye adının verildiği ifade edilmektedir.
15
Ancak başka hiçbir
kayıtta bu isimde bir köye rastlanmamıştır. Anılan bölge (Kirazalanı) bugün,
Manisa Dağı’nın hemen şehir merkezine inen eteğindedir. Bu bölgede halk
tarafından da Pomak köyü olarak bilinen tek muhacir köyü Turgutalp’tir. Ki-
razalanı, bugünkü köyün 1–2 km. yukarısında kalmaktadır. Muhacirler ilk
geldiklerinde, Manisa içinde, bir süre kendilerine en uygun yeri aradıktan
sonra burada yerleşmişlerdir.
16
1891 yılı kayıtlarında yer almayan köyün
1906 tarihli kuruluş belgesinden 2 sene sonra 1908’de Manisa’ya ait kayıt-
larda adı geçmektedir.
17
Bu sebeple Turgutalp köyünün belgede adı geçen
yerleşim birimi olması kuvvetle muhtemeldir. Köyün tamamı Pomak kökenli
olup, bugün dahi köyde Pomakça bilen birçok kişi vardır.
18
Turgutalp köyü
muhtarına göre: Pomaklara önce ovada yer gösterilmiş ancak buradan, batak-
lık olduğu gerekçesiyle, memnun olmamışlar ve kendilerine dağ eteklerinden
yer istemişlerdir. Bunun üzerine Sultan Yaylası civarına yerleşmelerine izin
verilmiştir. Muhtemelen geldikleri bölge ile benzerlik taşıyan bir yer arayışı
içinde olduklarından ova yerine dağa yerleşmeyi talep etmişlerdir.
19
Yukarıdaki örneklerden de anlaşılacağı üzere, internet üzerinden ipuçlarını
takip etmek kimi zaman herhangi bir belge olmadan doğru bilgiye ulaşmayı
sağlamakta; kimi zaman ise belgelerin sunduğu muğlâk bilgileri netleştir-
mektedir.
13 Berber, a.g.t., s. 95
14 Bkz. Gürol Pehlivan, “Manisa İli Turgutalp Köyünde Hıdırellez”, Manisa, S. 19, Haziran
2000, ss. 30–35
15 BOA. A. MKT. MHM. 529/30 1324 Ra. 9/ 3 Mayıs 1906; A. MKT. MHM. 529/29 1324
Ra. 13/ 7 Mayıs 1906
16 Berber, a.g.t., s. 94
17 Bilgi a.g.t. s. 385
18 Pehlivan, a.g.m.
19 Berber, a.g.t., s. 95
Dostları ilə paylaş: |