314
bir sosyal hegemonya alanı oluşturulmaktadır. Bu kapsamda gerçekleri yansıttığını
söyleyen anaakım medyada kadının temsili de hep sorunlu bir alan olarak karşımıza
çıkmaktadır. Bu durumdan oldukça rahatsız olan kadın hareketleri, kadının medya-
daki temsilinin en çok anne, eş ve cinsel nesne olarak işlenmesine karşı hep tavır
almıştır. Ancak, az olmakla birlikte kadının medyada meslek sahibi olarak farklı
yaşantılarla temsil edildiği durumlar da vardır. Bu durumlarda bile genellikle medya
farklı kadın tiplerini ve farklı kadın yaşamlarını dişilik paydası altında ortaklayarak,
erkek egemen ideolojinin ideal kadın imgesini yeniden üretir. Bu kadının
en önemli
özelliği, dış görünüşüdür. (Gencel-Bek ve Binark, 2000: 14)
1980 yılında Butler ve Paisley radyo, televizyon, günlük gazeteler, süreli
yayınlar ve sinema alanında yapılan içerik analizlerinin bütünsel bir değerlendirmesi
niteliğinde medyada kadınların temsili konusunda bir cinsiyetçilik ölçeği oluştur-
muşlardır. Bu ölçekten hareketle kadın temsillerine dair beş grup belirlemişlerdir:
1. Aptal, suskun, seksi ya da inleyen- kurban konumundaki nesne- kadın
(“aşağı it” tipi)
2. Rolünü yerine getiren ve hayatında evini, yuvasını hep temel alan, eş, anne,
sekreter, hemşire vb. kadın (“yerinde tut” tipi)
3. Geleneksel rolüyle mesleğini birarada yürüten kadın (“iki yer ver” tipi)
4. Erkeklerle eşit kadın (ki bu tip 70’li yılların televizyonunda çok ender
rastlanan vemutlaka bekâr olarak çizilen bir kadın tipidir)
5. Belli kalıplara sokulmamış (stereotipleştirilmemiş) kadın (ya da erkek);
burada rollertersine çevrilmiş ya da alışılmışın dışında olabilir (akt. Tanrıöver, 2012:
157).
Kadınların medya izleme grubu MEDİZ’in “Medyada Cinsiyetçiliğe Son”
kampanyası kapsamında 2008 yılında Türkiye’de yürüttüğü araştırmada da radyo,
gazete ve televizyondaki kadın temsilleri incelenmiş ve medyanın genelinde kadın-
ların aleyhine cinsiyetçi söylemin önceki çalışmalarda olduğu gibi devam ettiğini
ortaya koymuştur. Bulgular yaklaşık her iki temsilin birinde (% 45) kadınların
“doğal-eşit varlık” olarak sunulduğunu işaret etmektedir. Bunu eşite yakın oranlarla
3. sayfa-magazin nesnesi ve eş, anne, fedakar kadın kategorileri izlemektedir. Gü-
nümüzde geniş kitlelere ulaşan yaygın medyada kadınların daha çok melodramatik
öğe (3. sayfa), magazin malzemesi ya da herhangi bir haberi görselleştirmede araç
(konu mankeni) olarak temsil edildikleri görülmektedir. Metinlerin içeriklerine
bakıldığında, haber metinlerinde kadınların yer alma oranı yüzde 21 ile yüzde 32
oranında değişmekte ancak temsil biçimleri incelendiğinde, haberin temel öznesi
olarak ve yaşamın farklı alanlarında (siyaset, ekonomi, iş yaşamı, vb.) erkeklerle eşit
konumda temsil edilen kadınlara dair haberlerin sayısının 2 haftada birkaç adeti
aşmadığı gözlenmektedir. Kadınların daha çok görünür oldukları basın ve yayın
ortamlarında ise daha çok 3. sayfa ya da magazin nesnesi olarak temsil edildikleri
göze çarpmaktadır (MEDİZ, 2008).
Medya temsillerinde erkeklerin kadınlara göre daha sıklıkla rol aldığı, ekran-
larda daha çok görüldüğü uzun yıllardır dile getirilmiştir. Eleştirilerle birlikte, medya
yapıtlarında kadınlara daha sık yer verilmeye başlanmıştır. Ancak dikkatler bu kez
kadınların ekranda nasıl temsil edildiğine yönelmiştir. Kadınları genellikle ev işleri