319
araçlarla ilgili, 3 haber trafik kazaları ve yangınla ilgili, 1 haber Gezi direnişi sıra-
sında başından yaralanan ve hâlâ hastanede tedavi görmekte olan Berkin Elvan
protestosuile ilgili, 1 haber hamileler ve grip salgını ile ilgili, 1 haber 71. Altın Küre
Ödül Töreni ile ilgili ve son haber ise beslenme ile ilgili haber içeriğinden oluş-
maktadır.
“Sınırı Aşan Kadınlar”(WomenGoing Beyond theLimits)
İkonografik Sembolizm (IconographicSymbolism)
13. 01. 2014 tarihli Kanal D Ana Haber Bülteni'nde kadının doğrudan ve aktif
olarak-haberin öznesi olarak yer aldığı ilk haber (bültenin haber sıralamasına göre
10. haber), 9 Ocak 2013'te Paris'te öldürülen PKK (Kürdistan İşçi Partisi/Parti-
ya Karkerên Kurdistan)üyesi üç kadının (Sakine Cansız, Fidan Doğan, Leyla Söy-
lemez) cinayetiyle ilgili bir ses kaydının yayınlanmasıyla ilgilidir. BDP grup başkan-
vekili Pervin Buldan, hem Fransa hem de Türk hükümetlerinden cinayetlerin zanlısı
Ömer Güney ve 2 MİT (Milli İstihbarat Teşkilatı) görevlisi arasında geçen görüş-
melerin ses kaydının incelenmesini talep ediyor. Buldan, cinayetlerin aydınlanması
için 89 kadın kuruluşu adına toplanan imzaları Fransız Büyükelçiliği'ne veriyor.
Haberin tamamına yakınında Pervin Buldan'ın ve kadın kuruluşlarından kadınların
görüntüsü var. Olay hakkında bilgi veren ve fikir ileten, haberde aktif olarak yer alan
kişi Pervin Buldan.
İkonolojik Sembolizm (IconologicalSymbolism)
Kadın – mekân arasındaki ilişki söz konusu olduğunda, mekân olarak ‘so-
kak’ın ve ‘sokakta–dışarıda’ olmanın ayrı bir önemi vardır. Kadının cinsiyeti ve
kimliğiyle adeta özdeşlik kazanmış olan ‘ev’ yani ‘içeri’, ‘dışarı’ yani ‘sokak’ ile
belirli bir zıtlık oluşturur. Milliyetçi ideolojinin mekan olarak ‘ev’i metaforik anlam-
da ‘(ana)vatan–(ana)yurt’ ile özdeşleştirmesi bize hem milliyetçi ideolojinin kendini
yeniden üretmek ve ayakta kalabilmek için beslendiği ‘sınır’ kavramı üzerine hem
de kadın ve ‘ev/içeri’ ve ‘dışarı’ arasındaki ilişki üzerine düşünme imkanı verir.
Öncelikle örgüt üyesi olarak kendini siyasi anlamda var eden ve eril yapının kadınla
özdeşleştirdiği ‘özel’ ve ‘pasif’ olandan kendini ayıran, bağlı bulunduğu devletten
kendini bağımsız kılmak suretiyle ‘illegal’ bir örgütte mücadelesini sürdüren ve bu
doğrultuda ‘sınır’ı aşmış olan üç kadının ‘evden kaçış’ (Bora, 2009: 70) hikâyesidir
anlatılan. ‘Ev’den kaçarak sınırı aşıp Fransa’da bağlı bulunduğu yasadışı mücade-
leye devam eden üç kadın, kaçtıkları evin bir nevi gizli korumasını sağlayan Milli
İstihbarat Teşkilatı ile bağlantılı olan Ömer Güney adlı kişi tarafından öldürülüyor;
böylelikle hem sınırı aşıp yok sayarak evden kaçmanın cezası verilmiş oluyor hem
de bir anlamda ‘ev sahiplerine’ yani devlete başkaldırmanın cezası… Öldürülen üç
kadının fotoğrafları ekranda hızlıca beliriyor. Diğer taraftan BDP grup başkanvekili
Pervin Buldan, bulunan ses kayıtlarının incelenmesi ve olayın açığa çıkartılması için
yasal yolla mücadele edeceklerini ve bunun için de 89 kadın kuruluşundan toplanan
imzaların Büyükelçiliğe verildiğini söylemektedir. Bu süreçte kadının, siyaset ve
kadın temsili arasındaki ilişki dolayısıyla, alışkın olmadığımız bir 'görünürlüğüne'
şahit oluyoruz. Buldan’ın konuşması ve ekrandaki ağırlıklı ‘var’lığı ve ek olarak
kadın kuruluşlarından birçok kadının görünürlüğü, ‘ev’den kaçan üç kadının cezasını
sorgular niteliktedir.
320
Faili ‘Belli’ Cinayetler… (IdentifiedMurder)
İkonografik Sembolizm (IconographicSymbolism)
Görselin yanı sıra dilsel anlatımın da anlatıyı tamamladığı haber, Siirt’in Per-
vari ilçesinin Düğüncüler mecrasında, odasında ölü bulunan 14 yaşındaki 1 çocuk
annesi Kader Erten ile ilgilidir. Sunucunun anlatımına göre Türkiye’deki 181 bin
çocuk gelinden biri Kader Erten. Evlendirildiğinde 12 yaşındaydı ve 13 yaşında da
ilk çocuğu dünyaya geldi. İddiaya göre 14 yaşındayken 7 aylık bebeğin erken doğum
nedeniyle ölmesi sonucu Kader Erten bu acıya dayanamadı ve intihar etti. Ardından
da toprağa verildi. Haber boyunca Kader Erten’in ailesinden genç bir adamdan bilgi
alınıyor. Genç adam Kader’in 18 yaşında olduğunu ancak yaşının kimliğe yanlış
yazıldığını söylüyor. Kader’in yaşadığı ev görüntüleniyor, hane halkı (kadınlar ve
çocuklar) ev içi ve çevresinde erkekler ise kameraya daha yakın ve dışarıda tabut
taşırken ya da bilgi verirken görüntüleniyor. Haberde sıklıkla çocuk gelin/arşiv
görüntüleri ve Kader Erten’in puslu vesikalık fotoğrafı yan yana ekrana geliyor. Bu
esnada ince ve dokunaklı bir alt ses ‘öykü’yü duygularımızın hizmetine sunuyor.
Devamında erkek bir spikerden Kader Erten’in resmiyette 2000 doğumlu olduğunu
ancak kemik yaşının 16 olduğunu öğreniyoruz ve ardından yine tabut taşıyan
erkekler eşliğinde görüntü kapanıyor.
İkonolojik Sembolizm (IconologicalSymbolism)
Erkek egemen zihniyetin kendini en ‘can alıcı’ şekilde deşifre ettiği durum-
lardan biri de töre cinayetleridir. Töre; bir toplulukta benimsenmiş davranış ve
yaşama biçimlerinin, kural, gelenek ve ortak alışkanlıkların tümü, toplumdaki ahlaki
davranış biçimi (Faraç, 2006: 14) olarak tanımlanabilir. Geleneksel aile bağlarının
sıkı şekilde örüldüğü ve sürdürüldüğü ve tek tek bireylerin değil de daha çok bağlı
bulunulan cemaatin kararlarının ön planda olduğu geleneksel toplumlarda ataerkil
zihniyetin daha baskıcı formlarını görmek mümkündür. Hatta sahip oldukları kolek-
tif kimliğin inşası eril zihniyetin ve öğretilerin izinde, dişil varlığın ve kadın cinsel-
liğin üzerine kurulur. Bu noktada, ataerkil toplumlarda ‘namus’ kavramının evrensel
ve ‘unisex’ bir seslenmeden ziyade kadına ve kadının cinselliğine seslenen bir kav-
ram olması şaşırtıcı değildir. Dolayısıyla kadının cinselliğiyle özdeş olarak tutulan
‘namus’un bekçiliğinin yapılması da, kendini kadın üzerinden tanımlayan erkeğin
en önemli görevlerinden biridir. Mies’in de dediği gibi sınıflı toplumun oluşumu
kadının tahakküm altına alınması ile başlar. Erkeğin üstünlüğü, erkeklerin üstün eko-
nomik katkısının değil, kadınları, doğayı ve diğer erkekleri denetim altına aldıkları
yıkıcı aletlerin gelişimi ve denetiminin bir sonucudur (Bhasin, 2003: 30). Bu tahak-
küm ilişkisinin belirlediği kuralların dışına çıkmak, erkeğin tahakkümünü ve erkek-
liğini tehdit ettiği için cemaat tarafından uygun görülen ceza ile sonuçlanabilir. Ka-
dına ait cinsel saflık olarak mimlenen namus olgusu elden geldiğince korunmalı,
‘namus’u lekeleyen ya da kirleten kişi yani kadın ise duyması gereken ‘cinsel utanc’ı
duymayıp kendisi ile beraber bağlı bulunduğu erkek cemaatinin de iktidarına ve
namusuna leke sürdüğü için en hızlı şekilde yok edilmelidir. “Karı ve koca tek
kişidir, o kişi de kocadır”(Yalom, 2002: 186) diyen 18. yy İngiliz yasalarının bugün
hâlâ doğrudan yasal olmayan formlarla geçerli olduğunu deneyimlemekteyiz. Resmi
yaşının 13 (2000 doğumlu) kemik yaşının 16 olduğu saptanan Kader Erten de
Dostları ilə paylaş: |