325
Eylemci Kadının 'Öteki'liği: Siyasetin Cinsiyetçi Sınırları (Alienation of
Activist Women: Sexual Limits in Policy)
İkonografik Sembolizm (Iconographic Symbolism)
Star Ana Haber Bülteni’nde doğrudan kadının bulunduğu ilk haber, yasadışı
örgüt üyesi kadınlardır. Haber İstanbul Terörle Mücadele Şubesi polisinin 3 hafta
içinde 3 ayrı terör örgütüne yaptığı baskınla ilgilidir. Örgüt üyelerinin evlerine
yapılan baskınlar sonucu el yapımı bombalar, polis merkezlerine ait krokiler, üst
düzey polis ve askerlere ait bilgiler bulunmuştur. DHKP-C (Devrimci Halk Kurtuluş
Partisi-Cephesi) terör örgütüne üye 3 kadın gözaltına alınmıştır. MLKP (Marksist
Leninist Komünist Parti) üyesi 1’i kadın 4 kişi gözaltına alınmıştır. Haberde dış sesin
de desteğiyle anlatıyı tekinsiz kılan eğitimli köpeklere ve polisler eşliğinde bulunan
bomba vb. şeylere ve örgüt üyelerinin kapalı yüzlü görüntülerine yer verilmektedir.
İkonolojik Sembolizm (IconologicalSymbolism)
12 Eylül 1980 askeri darbesi ve sonrasının en önemli siyasal sonuçlarından
biri toplumdaki apolitikleşmedir. Yalnız dikkat edilmesi gereken nokta şu ki, bahsi
geçen siyasi duyarsızlaşma, pratikte olduğundan belki daha da fazla medya kanalları
aracılığıyla, çeşitli tekinsiz söylemlerle ve daha da önemlisi çeşitli kavramların
‘tekinsiz ve tehlikeli’ kılınmasıyla, topluma yeniden sunulmaktadır. Oluşturulan her
yeni anlam ve söylem ekrana düşen görüntünün de desteğiyle kendi yapılanışını kuv-
vetlendirmektedir. Bu kavramlardan biri de kuşkusuz ki ‘örgüt’ kavramıdır. Örgüte
dahil olan kadının diğer örgüt üyeleriyle birlikte marjinalleştirilerek, görsel ve
söylemsel anlamda öteki olarak sunumu, iktidarların görmek ve tanımlamak istediği
‘kadın’ profilinden çok farklıdır.
Eril Devletin Kadın Cinayetlerine Bakışı: 'Talihsizlik' (Masculine State’s
Perspective on Women’s Murder: ‘Bad Luck’)
İkonografik Sembolizm (Iconographic Symbolism)
Sırada kadına yönelik ‘saldırı’ ile ilgili iki haber var. İlk haber 45 yaşında iki
çocuk annesi olarak tanımlanan Şengül Ünlüyayla isimli kadının tahmini olarak ko-
cası tarafından işe giderken öldürülmesi haberidir. Bağcılar İstoç yolunda işe 200
metre kala yanındaki genç adamla birlikte ‘kurşun yağmuru’na tutulan kadın haya-
tını kaybetmiştir. Genç adam ise yaralanmıştır. Ekranda, Şengül Ünlüyayla’nın üzeri
örtülü cesedi yer almaktadır. İkinci haber ise Balıkesir’depolis memuru kocanın,
hemşire karısını çalıştığı hastanede, tartışmaları sonucu, silahıyla alnından vurma-
sıyla ilgilidir. Haberde sunulduğu şekliyle ‘talihsiz’ kadının durumu kritiktir. Saldır-
gan polis ise meslektaşları tarafından gözaltına alınmıştır. Haber boyunca hemşire
kadının vesikalık fotoğrafı ekranda görünmektedir.
İkonolojik Sembolizm (IconologicalSymbolism)
Kadın cinayetlerinin ancak 3. sayfa haberi olarak haberlerde yer alabildiği ve
sunulduğu ülkemizde, anaakım medyanın kuşkusuz ki bu cinayetlere ‘saldırı’ demesi
şaşılacak bir durum değildir. ‘Kadına yönelik saldırı’ yerine ‘kadın cinayetleri’ de-
mek, tabii ki daha politik bir söylemdir. Ancak tam da bu noktada belirtilmesi gere-
ken şey; ana akım medyanın var olan ataerkil zihniyeti sahiplenip yeniden üretmesi
dolayımında, kişisel ve özel olanın politikliğini reddetmesidir. Bu açıdan bakıldı-
ğında, kadın cinayetlerine dair haberlerin kişiselleştirilmiş, kendinden menkul, ajite
326
edilmiş bir söylemle kurulması beklenilebilir bir tavırdır. Spikerin başlangıcında
“Yine kurşunlar, hedefte yine savunmasız bir kadın…” olarak sunmaya başladığı
haber, bu ‘yine’lerle alışık olduğumuz durumu daha da aşina kılıp normalleştirmek
üzerine kurulmuş gibidir. “Yol ortasında kurşun yağmuru” ifadesi ise, Şengül Ün-
lüyayla’nın yol kenarındaki cesedinin-bedeninin şiddetle ve kendince aksiyonel
içerikli bir sunumudur. Öldürülen kadının sürekli olarak iki çocuk annesi olduğunun
belirtilmesi, anne olmayan kadınların öldürülmesine göre daha affedilemezmiş gibi
sunulmaktadır. Anneliğin bir kadın için ‘kutsal’ sayılması ve bu yolla çocuk sahibi
olmayan, olmak istemeyen ya da evli olmayan kadın ile evli ve çocuklu kadının
'biyopolitiğinin’ yapılması, öldüğünde bile kadının ‘annelik’ sıfatıyla ölüyor olması
ataerkil yapının kendi nezdinde çocuklu kadına vermiş olduğu bir ödüldür!
‘Kadına yönelik saldırı’ olarak sunulan diğer haberde ise polis memurunun
hemşire eşini silahıyla yaralaması işlenmektedir. Haber anlatı ve sunuş açısından
yukarıdaki haberle birçok benzerlik taşımaktadır. Yaralanan kadından ‘talihsiz ka-
dın’ olarak söz edilmesi, toplumsal, politik ve cinslerarası eşitsiz ilişkilerin göster-
gesi olan şiddetin sebebi ve sonucu ‘talihsizliğe’ bağlanmakta, dolayısıyla önceki
haberde olduğu gibi hiçbir kurumu ve yapıyı sorumlu tutmayan ve adeta boşluğa
seslenen bir anlatı ortaya çıkmaktadır. Şiddeti uygulayan kocanın polis memuru
olması haberin sunumu açısından önemli noktalara dikkatimizi çekmektedir. Habere
konu olan polis memuru üzerinde bulunan silahı eşini vurmak suretiyle kullanmıştır.
Devletin kamusal alandaki yüzünü temsil eden polis, aslında eril devletin ‘yüzü’nü
açığa çıkarmakta ve kamusal alanda herkesin gözü önünde yaptığı bu devlete yakış-
mayan (!) eylemlilik sebebiyle cezayı hak etmektedir. “Siyasal iktidarın sonsuz
küçüğü”ne (Doğan, 2012: 180) yani polise yönelik tepkilerin de önüne geçilmesi
gerektiğinden;
kadın cinayetlerinin oranının yedi yılda yüzde 1400 arttığı (www.
bianet. org),
devletin kadın cinayetlerini önlemek için kayda değer neredeyse hiçbir
önlem alamadığı, korunma talebinde bulunan kadınların dahi korunmadığı bir ülk-
ede, polis memurunun eşini vurarak öldürmeye çalışması münferit bir olaya, ceza-
landırılacak bir ‘hata’ya dönüştürülmektedir. Bu doğrultuda değerlendirecek olur-
sak, ‘saldırgan’ polis memurunun meslektaşları tarafından gözaltına alınması duru-
mu, izleyicinin içini rahatlatır, çünkü yeri geldiğinde devlet gereğini yapmaktadır.
Alışılmışın Dışı: Cani Kadın! (Out of theWay: VillainWoman!)
İkonografik Sembolizm (IconographicSymbolism)
Sıradaki haber Balıkesir’de yaşayan Adile Çınar isimli kadının yasak ilişki
yaşadığı sevgilisini satırla öldürüp parçalara ayırmasını, evinde sevgilisine ait diş-
lerin bulunmasıyla polisler tarafından yakalanmasını konu almaktadır. Haberde
kadının iki polis arasında karakola götürülme görüntüleri yer almaktadır. Bu kez
‘talihsiz’ olarak tanımlanan kişi bir erkek ve spiker de şaşkınlığını “Yanlış duyma-
dınız bu kez öldürülen erkek” diyerek belli etmektedir.
İkonolojik Sembolizm (IconologicalSymbolism)
Yukarıda da belirtildiği gibi kadın cinayetlerinin alışıldık ve süreğen bir dille
yapılan aktarımı eşit ölçüde ve zıt olarak kadın tarafından işlenen erkek cinayetlerini
de bir o kadar marjinal ve olağanüstü yapmaktadır. “Cesedi parçalara ayırıp eve
götürdü”, “Dişlerini hatıra olarak sakladı” gibi ifadeler, haberi 3. sayfa haberi olarak
Dostları ilə paylaş: |