XəZƏr universiteti erciyes universiteti



Yüklə 3,79 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə152/179
tarix23.01.2018
ölçüsü3,79 Kb.
#22108
1   ...   148   149   150   151   152   153   154   155   ...   179

327 
 
nitelemekle  beraber  kadının  ‘cani’  sıfatıyla  sunumunu  da  mümkün  kılmaktadır. 
“Yanlış duymadınız bu kez öldürülen erkek” diyerek toplumun ‘normal’ karşıladığı, 
kurbanın  kadın  olduğu  cinayetler  yerine,  bu  kez  kurbanın  erkek  olduğu  haberini 
sunan spiker, bu ‘normal dışılığı’ ‘kadın’a yakıştıramayan bir tavırla, haberi, rutini 
bozması açısından sansasyonel bir şekilde sunmaktadır. Spiker adeta bize, ‘Erkek 
tarafından öldürülen kadın’ın ne kadar ‘alışıldık’ ve beklentilerimize(!) cevap veren 
bir ‘pratik’ olarak olağanlaşması gibi tehlikeli bir algıyla karşı karşıya olduğumuzu 
hatırlatmaktadır.  
5. 3. ATV Ana Haber Bülteni (Main News Bulletin of ATV) 
Çalışmanın  bu  kısmında  diğer  bölümlerden  (Kanal  D  Haber  ve  Star  Ana 
Haber) farklı olarak, toplu bir değerlendirme yapılacaktır. 15. 01. 2014 tarihli ATV 
Ana Haber, Ziraat Türkiye Kupası Galatasaray  - Tokatspor arasındaki futbol maçı 
nedeniyle normal şartlar altında 1 saate yakınken, 18 dakika sürmüştür. Haberlerin 
birer  birer  analizlerinin  yapılmayışın  nedeni  ise  ATV  Ana  Haber'deki  toplam  7 
haberden 5 haberin, Kanal D ve Star Ana Haber'de olduğu gibi, daha çok 'siyasetle' 
ve  siyasetin  'ciddi'  konularıyla  ilgili  olmasıdır.  Bu  haberlerde  de  kadının  görünür 
olduğunu söylemek güçtür. En çok izlenen üç ana haber bülteninin (Kanal D Haber, 
Star Ana Haber ve ATV Ana Haber) üçünde de benzer haberler özellikle mekân ve 
cinsiyet  ilişkisi  bağlamında  çok  benzer  veriler  sunmaktadır.  ATV  Ana  Haber 
Bülteni'nde  yer  alan  gündemle  ilgili  5  haberin  dışındaki  2  haberden  biri  Seviye 
Belirleme  Sınavı  (SBS)  için  verilen  iptal  kararı  ile  ilgilidir.  Seviye  Belirleme 
Sınavı'na  giren  kız  ve  erkek  öğrencilerin  görüntüleri  eşit  oranda  verilmektedir; 
cinsiyet  ve  mekân  arasındaki  ilişki  haberde,  doğal-  eşit  varlık  temsiline  dayan-
maktadır. Diğer haber ise kayıp bir üsteğmen ile ilgilidir ancak son görüntü veril-
memiştir.  
6. SONUÇ VE DEĞERLENDİRME (RESULTS AND CONCLUSION) 
Gündem  maddelerine  ait  'ciddi'  haberlerin  mekan-cinsiyet  bağlamında  de-
ğerlendirildiğinde, kadının mekandaki etkin rolünden, haber içeriğinde aktif olarak 
yer almasından söz etmek mümkün değildir. Çünkü kadının etkin olarak haberde yer 
alması bir yana, gündemi oluşturan ve haberi 'ciddi' kılan içeriklerde kadının görü-
nürlüğü bile yok denecek kadar azdır. Var olan temsiller ise kadını 'eş' ve aslında 
'aracı' bir konuma işaret eden 'doğal-eşit varlık' olarak sunmaktadır. Sırasıyla Kanal 
D ana haber bülteninde yer alan 23 haberden 12'si, Star ana haber bülteninde yer alan 
25 haberden 13'ü, ATV ana haber bülteninde yer alan 7 haberden ise 5'i, 'ciddi' haber 
olarak değerlendirilen siyasi içerikli haberlerden oluşmaktadır. Bu haberler sırasıyla; 
17 Aralık yolsuzluk operasyonu ve operasyona muhalefetten gelen tepkiler, operas-
yonla ilgili olarak birçok polis ve savcının yerinin değiştirilmesi, Fethullah Gülen 
Cemaati  ve  iktidar  partisi  arasındaki  çatışma,  bakanlar  kurulu  toplantısı,  HSYK 
teklifi, HSYK teklifine muhalefetten gelen tepkiler ana konuları bağlamında bülten-
lerde yer almaktadır. Aslında analize dahil olan 15. 01. 2014 tarihli ATV ana haber 
bülteninin maç nedeniyle normal süresinden daha kısa sürede bitmesi (18:36 dk.), 
haberlerin belirli bir öncelik sırasına göre sunulduğunu ve bu 'önceliğin' ise, kadını 
siyasetten dışlayan ve erkeğe göre daha az görünür kılan, yönetim erkinin, siyasetin, 


328 
 
siyasi partilerin, yani 'ciddi' meselelerin yer aldığı bu ilk haberlerde kadına 'göster-
melik' bir görünürlük bahşeden (!), eril bir siyaset anlayışını ve dolayısıyla siyaset 
mekanlarının eril yapısını ve deyim yerindeyse 'kadınsız'lığını, kendi içine kapalı bir 
'erkek  meclisi'nin varlığını deşifre etmektedir. 18 dakikalık ATV ana haber bülte-
ninde süre sınırı nedeniyle 'olmayan' şey ise özel alan-gündelik yaşam ve buna bağlı 
olarak yeniden üretim ve süreğenlikle özdeşleşen kadın cinsinin doğrudan yer aldığı 
haber içerikleridir.  
Kamusal/özel alan ayrımı Eski Yunan düşüncesinden ve onun polis (kamusal 
alan) ve oikos(hane) kavramsallaştırmasından hareketle üretilir ve  polis erkeklerin 
yönetim alanıyken, oikos da kadınların ve çocukların yeri olan ev içidir. Dolayısıyla 
erkeklerin yönetim alanı olan polisin, Atina demokrasisinde düşüncelerini özgürce 
başkalarına teşhir edebilen ve kent yaşamında doğrudan var olan-görünür olan 'bi-
rey'leri 'yurttaşları' ise politeslerdir (Sennett, 2001). "Polis'in kamusal-politik-felsefi 
bilgisine hâkim olan kesimine karşılık gelen  polites, bugün İngilizcede bildiğimiz 
polite'ın  kaynağıdır.  Diğer  yandan,  özel-ekonomik  alana  (oikos)  karşılık  gelen 
çocuklar, köleler ve kadınlar idiot'u oluşturur. Bugün bildiğimiz anlamda idiot'un 
kaynağı... " diyen Alkan (2009, 8), yukarıda da belirtildiği gibi, tüm yurttaşları ilgi-
lendiren  'ciddi'  kararların  alındığı  bu  siyasi  arenayı  neden  'erkek  meclisi'  olarak 
nitelediğimizi açık etmektedir. Şehirlerin ve buna bağlı olarak bedenlerin yeniden 
tanımlanıp kurulduğu çok eski zamanlardan bu yana kamusal ve özel alanın cinsi-
yetçi bir dikotomiyle paylaşımının hâlâ devam ettiği görülmektedir. Eski Yunan'da 
yaygın  olan,  erkeğe  ait  olan  ve  onunla  tanımlanan  kent  ve  siyasete  dair  kadının 
söyleyecek sözünün ol(a)maması durumu, aradan çağlar geçmesine rağmen garip bir 
şekilde daha da güçlenerek varlığını sürdürmektedir.  
Kadının  'yurttaş'  olarak  kabul edilip  mecliste  ve  siyasette  görünür  olmasını 
sağlayan seçme ve seçilme hakkının Türkiye'de kadına 1930'lu yıllarla birlikte tanın-
ması, yani bu hakkın mücadele yoluyla kazanılmayıp, kadına faydalanması gereken 
bir hak olarak verilmesi, bizi 'batı' ve 'batı-dışı' ve 'gelenek'-'modernlik' kavramlarını 
düşünmeye itmektedir. İlerlemeci felsefe azgelişmiş, geleneksel toplumların da mo-
dernitenin güzergâhını takip edebileceği inancında toplumları birleştirir. Bu güzer-
gâh ise Batı'dan geçmektedir. Gelenek ve yerel olan ise modernlik, ilerleme ve Ba-
tı'ya zıt bir anlamsal ifadeye bürünerek, 'geri' kalmayı ifade eder. Bu nedenle Batı-
dışı  toplumların  modernleşme  çabası,  içerisinde  belirli  bir  asimetriyi  barındırır 
(Göle, 2008), çünkü çağdaş olma gayreti toplumun taşıdığı kültürel ve geleneksel 
kodlarla yani toplumun kimliği esas alınarak (ve onlarla birlikte) değil de modern 
'görünmenin' önünde teşkil eden unsurların bastırılmasıyla ve yüzeysel uygulama-
larla kendini gösterir. Türkiye'de yaşanılan bu 'gönüllü modernizasyon hareketi'ni 
(Göle, 2008) de bu bağlamda değerlendirebiliriz. Cumhuriyetin ilk yıllarıyla birlikte 
benimsenen 'laik'lik ve kadının modern-laik yaşam biçiminin bir 'gösterge'sive bağlı 
bulunduğu toplumun modern 'yüzü' olarak Batı'ya sunumunun ilk şartı olan seçme 
seçilme hakkı, bu 'yüz'ü temsilen kadına tanınmıştır. Kadının siyasette ve mecliste 
hatırı  sayılır  (!)  varlığının  Batı'ya  karşı  bir  çeşit  'modern  süs'  olarak  kullanılması 
durumu, bugün de hâlâ varlığını sürdürmektedir.  
Bu doğrultuda, yukarıda da belirtildiği gibi ulusal yayında en çok izlenen üç 


Yüklə 3,79 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   148   149   150   151   152   153   154   155   ...   179




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə