101
müdafaa edenler” olmuşladır.
1
XIX. yüzyılın savrulmaları ve savurmaları arasında,
şüphesiz Kafkasya ve Doğu Anadolu da bulunmaktadır. Anadolu, 1071’den itibaren,
Doğu’dan başlayarak fethedilmeye başlanmış, 10 yıl gibi kısa bir sürede Selçuklu
orduları ve onları izleyen Oğuzlar-Türkmenler kıyılara ulaşmışlardır. Anadolu, önce
Haçlıların, sonra putperest Moğolların işgaline uğradığında, bunların egemenlik
kurma teşebbüslerine karşı hep birlikte karşı konulmuş, Karakoyunlular, Akkoyun-
lular ve Osmanlılar zamanında samimi mukadderat birliği yapılmış, Anadolu’nun
ideal ve ideoloji birliği temin edilmiş, Birinci Cihan Harbi’nde vatan toprakları bir-
likte savunulmuş, ortak felaketlere karşı konulmuş, ayrışmamıza çalışanlara karşı
sabır ve sebatla direnilmiş, nihayet, binlerce yıllık müsibetlerin bir intibahı olarak,
sınırları ve içeriği “Misak-ı Milli” ile belirlenmiş Türkiye Cumhuriyeti Devleti ku-
rulmuştur.
Tarihi, medeni, ahlaki, ırki akrabalığı bulunan, bütün zamanlarda teşrik-i me-
sai eyleyen Türkler ile Kürdler arasında fitne ateşi yakmak ve tutuşturmak isteyenler,
bundan önce olduğu gibi, şimdi de ve sonrasında da hüsrana uğrayacaklardır. Türki-
ye’nin medeni yüksek vasfını zedeleyen bazı yanlış uygulamalar, gerekçesi ne olursa
olsun, bizleri devletimize küsmeye, gücenmeye, kırılmaya
ve incinmeye sevk etme-
melidir. Türkler ve Kürdler birbirlerine emanettirler. Ne biri ne de diğeri, emanete
ihanet etmemişlerdir. Şimdi ve gelecekte de etmeyeceklerdir. Tarihin, coğrafyanın,
jeopolitik ve jeostratejinin bizler için öngördüğü durum ve sorumluluğun gereği de
budur. Ayrılıkta azabın ve birlikte rahmetin olduğu gerçeğini asla gözden ve gönül-
den ırak etmeyelim. Geçici hevesler uğruna istikbalimizi karartmayalım. Onmamız-
dan rahatsızlık duyanları hoşnut etmeyelim. Âşık Paşa’nın “Garipname”sinde anlat-
tığı, birbirinin dilini anlamayanların, aynı nesneyi isterken bile, birbirlerini darp et-
melerini değil de, bunun yerine aynı dili, bağlaç ve paydaş dilini kullanmanın çok
makul ve meşru olduğunu unutmayalım.
Burada iki yaşadığımız iki doğal felaketten ve sonuçlarından söz etmekle teb-
liğimi bitirmek istiyorum. Birincisi 17 Ağustos 1999 tarihli “Büyük Marmara Dep-
remi” ve ikincisi 23 Ekim 2011 tarihli “Van Depremi”’dir. 19 Ağustos 1999 günü,
gün batımına yakın, Bolu Dağı’nın “Değirmentaşı” mevkiinde eşimle birlikte Ana-
dolu’dan deprem bölgesine yardım getiren Diyarbakır Büyük Şehir Başkanlığı’na ait
10 civarında tır aracını gördüğümde, büyük bir heyecanla ve gururla Hanım’a
“Ölsem de gam yemem, gözüm arkada kalmaz”. Bir kez daha anladım ki, biz bir
milletmişiz, hem de, İstiklâl Marşı Şairimiz Mehmed Akif Ersoy’un şu beytini de
ilave etmiştim:
“Biz de milletmişiz, hem de ne milletmişiz
Gelmişiz dünyaya, milliyet nedir öğretmişiz”
Van depremi, olduğunda milletçe üzüldük, mahzun olduk. Vatan’ın, her yanı
gibi, muazzez olan Van şehrimizin yıkılmasından, çok sayıda vatandaşımızın ölü-
münden ve yaralanmasından kederlendik. Takdire şayandır ki, bütün bir millet olarak,
Türk milleti olarak, fütur göstermedik, ümitsizliğe düşmedik, kendi elemanlarımızla
ve kendi paramızla Van’ı, eskisinden çok daha güzel olmak üzere, inşa ettik.
1
M. Fahreddin Kırzıoğlu, Bütünüyle Erzurum Kongresi, T. C. Ziraat Bankası Armağanı, Ankara
1993, s. 148.
102
Her iki depremde bizim, her bakımdan yekpare bir millet olduğumuzu asla
ama asla ayrılamayacağımızı, kaderlerimizin birbirine tâbi olduğunu bütün dünya
âleme göstermiştir. Yüzyılların sevinçlerinin ve kederlerinin yoğurduğu, birlik ve
beraberliğimizin, ebediyete değin devam edeceğinden hiçbir şüphem bulunmamak-
tadır.
KAYNAKÇA
Aslan, Hasan, “XVII. Yüzyılda Maraş”, Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Tarih
Anabilim Dalı, Yeni-Yakınçağ Bilim Dalı, Doktora Tezi.
Aybars, Ergün, Türkiye Cumhuriyeti Tarihi, Cilt 1, Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yay.,
İzmir 1984.
Başgil, Ali Fuat, Esas Teşkilat Hukuku Dersleri, Cilt 1, Ankara 1943.
Bilmen, Ömer Nasuhi, Hukûk-ı İslâmiyye ve Istılâhât-ı Fıkhıyye Kâmusu, C. IV, İstanbul
1969.
Bitlisi, İdris, Heşt-Bihişt, II Cilt, Haz. Mehmet Karataş, Selim Kaya ve Yaşar Baş, Betav
Yay., Ankara 2008.
Cliff, Nigel, Son Haçlılar, Çev. Deniz Güzelgülgen, Remzi
Kitabevi, İstanbul 2013.
Gözübüyük, A. Şeref ve Suna Kili, Türk Anayasa Metinleri, Siyasal Bilgiler Fakültesi Yay.,
Ankara 1982, s. 29.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, Kare Yay., İstanbul 2010.
Keskin, Mustafa, Atatürk’ün Millet ve Milliyetçilik Anlayışı, Atatürk Araştırma Merkezi,
Ankara 1999.
Keskin, Mustafa, Kayseri Nüfus Müfredat Defteri 1831-1860, Kayseri Büyükşehir
Belediyesi Kültür Yay., Kayseri 2000.
Kırzıoğlu, M. Fahreddin, Bütünüyle Erzurum Kongresi, T. C. Ziraat Bankası Armağanı,
Ankara 1993.
Köymen, Mehmet Altay, Büyük Selçuklu İmparatorluğu Tarihi, Cilt 2, II. İmparatorluk
Devri, TTK Yay., Ankara 1954.
Kur’ân-ı Kerim, Fetih Suresi, 26. Cüz, 48. Sure, 11. Ayet.
Kuran-ı Kerim, Yunus Suresi, Cüz 11, Sure 10, Ayet 100.
Lehçe-i Osmanî, Cilt 2, İstanbul, Tarihsiz.
Mesnevi-i Şerif, Cilt 1, Tercüme eden, Ahmet Avni Konuk, Yayına Haz. Dr. Selçuk Eraydın
ve Prof Dr. Mustafa Tahralı, Gelenek Yayınları, İstanbul 2004.
Mütercim Asım Efendi, Burhan-ı Katı, Türk Dil Kurumu Yay., Ankara 2000, s. 786. ; Ahmet
Vefik Paşa, Lehçe-i Osmani, Cilt 1.
Siyasetname, Haz. Mehmet Altay Köymen, TTK Yay., Ankara 1999.
Sümer, Faruk, Ali Sevim, İslam Kaynaklarına Göre Malazgirt Savaşı, Metinler ve Çevirileri,
TTK Yay. Ankara 1971.
Şemseddin Sami Bey, Kamus-ı Türkî.
Yinanç, Mükrimin Halil, Türkiye Tarihi Selçuklular Devri, Cilt 1, Yayına Sunan: Refet
Yinanç, Ekol Yayınevi, Ankara 2009.
Yücel, Yaşar, Anadolu Beyliklerinde Devlet Teşkilatı ve Toplum Hayatı, Belleten, Cilt 54,
Sayı 210, Ankara 1990.