Yazılmış ilk ve en önemli çalışmalardan biridir. Platon bu diyaloğunda



Yüklə 197,48 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə6/8
tarix06.05.2018
ölçüsü197,48 Kb.
#42344
növüYazı
1   2   3   4   5   6   7   8

394

aslında  hep  aynı  güzellik  olduğunu  fark  edecek  ve  böylece  beden 

güzelliğine  fazlaca  kapılmamayı  öğrenecek”  (Platon,  1995:  67).  Eylem 

güzelliği, ahlaksal güzelliktir. Düşünce güzelliği iyi niyeti, kişinin düşünce 

olarak  erdemli  yaşama  hazırlığını,  eylem  güzelliği  ise  bu  iyi  niyetin 

erdemli  yaşama  dönüşmesini,  eylemlerde  somutlaşmasını,  düşüncenin 

eyleme aktarılmasını ifade eder. Fuzûlî, Leylâ ve Mecnun mesnevîsinde, 

Mecnun’un ahlak güzelliğinden söz eder. Sevgi onu berraklaştırmış, “arı 

duru”  birisi  haline  getirmiştir.  İnsanlık  değerini  düşüren  duygulardan, 

hırslardan,  tutkulardan  arındırmış,  içinde  kendi  saflığını  bozacak  bir 

duygu ve istek bırakmamıştır. Acı ve ayrılık hali ile olgunlaşmış, terbiye 

olmuştur. Bu öyle bir arınmadır ki, kötülük alanından uzaklaşmış, yalnızca 

iyiliğe duyarlı hale gelmiştir. Sevgisi sayesinde, kendi saflığını bozacak, 

berraklığını bulandıracak dünyasal ilgilerden uzaklaşmıştır. Karakterdeki, 

ruhtaki arınma ile fiziksel, maddi değer arınması bir arada olur. Öylesine 

arınmıştır  ki,  üzerindeki  elbiseleri  bile  bir  ceylan  yavrusunu  kurtarma 

karşılığında avcıya vermiştir. İstediği her türlü güzelliğe sahip olabilecek 

iken,  bunlardan  kaçınmış,  zenginlikten,  şöhretten,  makam  ve  mevkiden 

uzak  durmayı  tercih  etmiştir.  Sadece  Leylâ’yı  istemiştir.  Ama  isteye 

isteye  onu  da  istememeyi  öğrenmiştir.  Kendi  saflığını  bozacak  hiçbir 

dert kalmamıştır üzerinde, ne açlık, ne yokluk derdi. Bütün korkulardan, 

endişelerden arınmıştır. Bu arınma öylesine ileri bir noktalara ulaşmıştır 

ki,  Tanrı’ya  yakın  hale  getirmiş,  makamı  “yakınlık  sarayı”  olmuştur. 

Böylece, “Manevî saflık kazanmış, mecazdan hakikate geçmiştir” (Fuzûlî, 

2006: 503).

Mecnun, çöle kaçıp gitmesinin nedenini, insanların “şerri”yle açıklar 

(Fuzûlî, 2006: 499). İnsanlardan öyle usanmıştı ki, kendi gölgesi ile bile 

yoldaş olmak istemez (Fuzûlî, 2006: 233). Çöle giderken, insanların içinde 

kötülüğü çoğalttıkları dünyadan kaçar. Böylece tabiatla bütünleşme arzusu 

güder. Burada şöyle bir soru sorulabilir: İnsanî dünyada saflaşmanın ve 

arınmanın  önünde  engeller  mi  vardır?  Mecnun  bunun  böyle  olduğunu 

düşünür. İnsan dünyası, kötülüğün ve zulmün dünyasıdır. İnsan dünyasından 

hayvanların dünyasına kaçarken, sevgiyi de beraberinde götürür. İnsanlar, 

sevgiyi  de  onunla  birlikte  sürgün  etmişlerdir.  Orada  vahşî  hayvanlar 

arasında  olması,  şöyle  gizil  bir  mesaj  da  verir:  İnsanların,  birbirlerini 

sevmeyerek, sevenlerin sevgisine saygı göstermeyerek, sevenleri, erdem 

adına  ürettikleri  değerlerle  kınayarak,  birbirlerinden  ayırarak  insanî 

dünyadan  sürgün  ettikleri  sevgi,  doğada,  vahşî  hayvanlar  arasında  bile 

bir işe yarar. Bu nedenle, vahşî hayvanların kavgası ve şiddeti biter, fakat 

insanların  dünyasında  şiddet  ve  zulüm  bitmez.  Hayvanlar  dünyasında, 




395

sevginin oluşturduğu dostluğun örnekleri vardır. Sevgi bir uzlaşı ve birlikte 

yaşama alışkanlığı oluşturur. Av ve avcı bir arada yaşar, ceylan yavrusu, 

aslandan süt emer. İnsanlar sevgiyi kendi dünyalarından çıkardıklarında, 

bir arada dostluk içinde yaşamanın imkânını da yitirirler. Sevgiyi kendi 

içlerinden atarak seveni ve sevileni kınamaya, ayıplamaya başlarlar. Peki, 

bunun sonucunda çok mu erdemli olular? Bu sorunun cevabını, Mecnun’un, 

çöle kaçışında bulabiliriz.

Mecnun, çölde geçirdiği dönüşümle toplumdan, insanlardan uzaklaşır. 

Buna  bir  tür  “arınma”  da  diyebiliriz.  Toplumsal  dünyanın  iktidarından, 

zulmünden, insan olmanın zaaflarından arınma ile hırs, tamah, gurur, kibir, 

kıskançlık, yalan, ikiyüzlülükten de uzak durur. Doğa ile bir olma; bilinçten 

arınma, ben bilincini yitirme değil, insan özüne doğru bir saflaşmadır. Bu 

öz kendi içinde bir potansiyeldir. Aktif hale geldiğinde, normalde insan 

olmanın tüm niteliklerine batacaktır. Doğal olarak bu insanlık özü, dünyadan 

arınmadır.  Manevî  bir  yolculuktur,  bir  olgunlaşma  yolculuğudur.  Ama 

şu  soru  hep  sorulabilir:  Olgunlaşma,  dünyadan  çekilmeyi  mi  gerektirir, 

insani  niteliklerden  arınmayı  mı  gerektirir?  Leylâ  ve  Mecnun,  insanın 

toplum içindeki değil, daha çok kendi içindeki yolculuğunun öyküsüdür. 

Bu öyküde kötülüğü ve zulmü yeryüzüne getirenlere karşı bir tepki vardır. 

Çöle çekilme ve insanlardan uzaklaşma, bunu anlatır. 

4.4. Bilgi Güzelliği Aşaması: Düşünce ve eylem güzelliğine ulaştıktan 

sonra, düşüncedeki ve eylemdeki yaşantı ile bir takım yüksek bilgilere de 

ulaşacak, böylece bilimlerdeki/bilgilerdeki

3

 güzelliğe de sahip olacaktır. 



Bu  bilgiler  sıradan  bilgiler  değil,  varlığın  ve  güzelliğin  özüne  ilişkin 

bilgilerdir. Bu, “tek başına var olan salt güzelliğe varmaktan, asıl güzelin 

özünü tanımaktan başka bir şey değildir.” Bütün bu aşamalar, onu duygusal, 

zihinsel ve kişilik olarak geliştirecek, olgunlaştıracaktır. “Davranış, yaşayış 

yollarından bilimlere geçip, oradaki güzelliği de görecek. Gözleri böylece 

daha geniş bir güzele erdiği zaman, artık bir tek varlığa bağlanmayacak, 

bir  delikanlının,  kim  olursa  olsun  herhangi  bir  adamın,  şu  ya  da  bu 

davranışın kulu kölesi olup, incir çekirdeği doldurmaz laflar etmeyecek.” 

Düşüncedeki, eylemdeki ve bilgideki güzelliğe ulaşan bu kişi, sevgiyi ve 

güzelliği sırası ile yaşamış, görmüş geçirmiş bir kişilik olarak olgun bir 

benliğe  kavuşacak,  “önüne  serilen  engin  güzellik  denizi  karşısında  içi 

dolup taşacak, en güzel, en yüce sözlerle, sonsuz bilgi özleminin yarattığı 

engin düşüncelerle. Ve işte o zaman gücü kuvveti arttıkça artacak, bir tek 

bilgiye, şimdi anlatacağım güzelin bilgisine erecek” (Platon, 1995: 66-67).

3

 Abadan ve Meray çevirisinde “ilim” olarak geçiyor (Platon, 1937: 63). İngilizce çeviride ise “science” geçi-



yor (Plato, 1989; 558).


Yüklə 197,48 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə