şeklinden (orbikular) oblong (dikdörtgensi) şekle rneyil etmesi.
Reseptakulum: Çiçek tablası. Çiçek sapının uç kıs mında genişliyerek bir tablo
alması. Çiçekler bu tablo üzerinde bulunurlar. eş anl. Torus.
Rugus: Buruşuk. Yüzeyde düzgün olmayan belirgin hatların bulunması.
Ruminat: Girintili, düzensiz kanalcıklı. Yüzeyin düzgün olmayan bir çok
kanalcıklar ile girintili çıkıntılı ve koyulu açıklı bir tonda olan.
Runsinat: Geriye doğru oymalı. Yaprak ayası derin oymalı ve lobları yaprak
tabanına doğru yönelmiş basit yaprak.
Saccharomyces: Yaygın bir maya türü. Cinsin tipik türü S. cerevisiae 'dır.
Sagitat: Oksu, ok şeklinde. Yaprak ayasının tabanda iki yana ve aşağıya doğru
uzayarak meydana getirdiği ok şeklinde basit yaprak.
Sakkaraz: Çay şekeri sindiren. Çay şekerini sindiren enzim.
Sakkat: Torba şeklinde. Çanak ve taç yaprakların kaidesinde torbaya benzeyen
ve sarkık duruşlu yapılan için kullanılır.
Sakkulus: İç kulak torbacığı. İç kulakta bulunan duyarlı tüy hücreleriyle kaplı
ve kalsiyum karbonattan oluşan taşlar içeren torbacık. Statik denge duyusu reseptörleri
burada bulunur.
Salmonella: Tifo etmeni. Tifo, paratifo ve gastroenterit etmeni, Gram negatif,
fakültatif anaerob çubuk şeklinde
bakteri.
Salviform: Nal şekilli.
Samara: Kanatlı meyva. Kanatlı açılmayan kuru meyve.
Saprofit Beslenme: Çürükçül beslenme. Bir heterotrof beslenme tipi. Bu yolla
beslenen organizmalar gerekli besin maddelerini hücre dışı sindirimden sonra hücre
zarları aracılığıyla sağlar.
Saprofit: Çürükçül, ayrıştırıcı. Ölü canlılar veya organik maddeler üzerinden
beslenen.
Saprofitik: Çürükçülük, ayrıştırıcılık. Patojen olmayan.
Sarcinia: Sarsinya formundaki bakteri cinsi.
Sarkolemma: Kas Lif zarı. Kas lifini-telini saran zar.
Sarsina: Balya yuvarlak bakteri. Bölündükten sonra balya şeklinde form
gösteren yuvarlak bakteriler.
Schizosaccharomyces: Yaygın bir maya türü. Schizosaccharomyces pombe,
veya "fisyon mayası", tek hücreli bir maya türüdür.
Seboidler: Kuyruklu maymunlar. Yeni dünyanın sarılır kuyruklu maymunları.
Sedimentasyon:
Çökelme.
Segment: Bölüt. Bir yapının, az çok birbirine benzeyen parçalarından her biri.
Segmentasyon: Kesik kısım, benzer parçalanma. Bir vücut yada yapının benzer
parçalara bölünmesi, zigotun geçirdiği bölünme evreleri.
Sekonder
Tepki: İlk enjeksiyondan günler, haftalar, hatta aylar sonra yapılan
ikinci bir antijen enjeksiyonuyla başlatılan hızlı antikor üretimi.ikincil tepki
Sekonder: İkincil, ikinci derecede önemli olan, yan, tali.
Sekresyon: Salgılama. Bazı hücreler tarafından üretilip salgılanan ve vücudun
başka bir yerinde bazı metabolik olaylarında kullanılan madde.
Sekretin: onikiparmak bağırsak hormonu (obh). Oniki parmak bağırsağının
salgıladığı hormon.
Sekum: İleum, kolon ve apandisin açıldığı kapalı kese.
Seleksiyon: Seçme. Seçilim, ayıklama.
Selüloz: Hücre çeperi lifi. Üç bin ya da daha fazla glikozun birleşmesi ile oluşan
bitki hücrelerinin temel yapı taşı olan polisakkarit
Semimikro: Yarı mikro
Seminifer
Tüpçükleri: Sperm tüpçükleri. Testislerde, spermlerin oluşturduğu
ince, kıvrımlı yapılar.
Sendai Virüsü: Paramyxoviridae familyasından, virüs kılıfının hücre zarıyla
birleşmesiyle hücreye giren ve hücrelerin birleşmesine neden olan, faal olmayan şekli
somatik hücre hibritleri yapılmasında, hücrelerin birleşmesi için kullanılan virüstür.
Sentral Spor: Merkezi spor. Bakterilerde hücrenin ortasında (merkezde)
bulunan spor.
Sentriol: İğ ipliği organeli. Hayvan hücresinde sitoplazma çekirdeğe yakın yerde
bulunan koyu boyanan ve mitoz ile mayoz bölünme sırasında iğ ipliklerini oluşturan
organel.
Sentriperital: Dış-iç gelişim. Gelişmelerini dıştan içe, merkeze doğru
tamamlayan. Ranunculus Girişindeki stamenlerin gelişmesinde olduğu gibi.
Sentromer: Kromozom üzerinde iğ ipliğinin tutunduğu nokta.iğ iplikleri
tutunma noktası.
Sentrozom: Hücre bölünme organeli, hayvansal iplikçik organeli. Yosun ve
mantar gibi ilkel bitki hücrelerinde ve sinir hücreleri hariç tüm hayvan hücrelerinde
çekirdeğe yakın bir yerde bulunur. Yüksek yapılı bitki hücreleri ve yumurta gibi
hücrelerde bulunmaz.
Sepaller: Çanak yapraklar. Çiçek örtü yapraklarının dış halkasını oluşturan ve
genellikle normal yaprakları andıran yeşil
yapraklar.
Sepsis: Ateşli hal. Bakteri veya bakteri toksinlerinin belli bir yerden kana
geçmesi sonucu oluşan ateş ve titreme ile beliren durum.
Septifragal Kapsula: Sütunlu koruncak. Karpellerin tabanında tohum taşıyan
dış kısımları birbirinden ayrılarak yukarı doğru kıvrılır ve karpellerin iç kısımları bir
sütun halinde kalır.
Septisid Kapsula: Yarıklı koruncak. Karpelleri bileşme yerleri boyunca açılan
kuru meyva.
Septum: Bölme.
Ser: Yer alım evresi. Bir süksesyonun belirli bir alanda, birbirinin yerini alan
kommüniteleri. Geçici kommüniteler, seral evreler adını alır. Serler, yeryüzünün o
kesimindeki iklime özgü bir klimaks kommünitesiyle sonlanır.
Serebellum: Kas denetler. Omurgalı beyninin kas koordinasyonunu denetleyen
kısmı.
Serebral: Beyine bağlı. Beyin organıyla ilgili yapı.
Serebrum: Beyin ana kısmı, üst beyin. Omurgalılarda kafatasının üst kısmını
işgal eden beynin ana kısmı. İnsanda iki beyin yarım küresi Corpus callosum’la
birleşerek merkezi sinir sisteminin en kısmını oluşturur.
Serimetri: Ce(S04)2 çözeltisi ile yapılan miktar tayini metodu.
Seriseus: İpeksi tüylü. Yüzeyin çok ince, sık ve basık bir yöne doğru tüylerle
kaplı olması.
Serkarya: Balık kisti. Kuyruklu evre. Balıklarda kist yapan Trematod
parazitlerin
serbest
yüzen
son
larva
evresi.
Serkopitekoid: Eski dünya maymunu. Kuyruğu var fakat bir ekstremite olarak
kullanmaz.
Serotip: Alt tür kümesi. Özellikle bakteri ve virüslerde, antijen karakterleri ile
belirlenen türün alt tür kümesi.
Serrat: Testere dişli. Yaprak ayası kenarındaki dişlerin testere dişlerine benzer
şekilde olması.
Serrulat: İnce, küçük testere dişli
Sesil: Bağlı sapsız. Bir organizmanın sap, gövde ve pedisel gibi yapıları
olmaksızın doğrudan bir yere oturması.Örnek: Deniz tabanına oturması. 2.Bir yere bağlı
olarak yaşayan.
Dostları ilə paylaş: |