41
óurÿf-ı muúaùùaèa gelür eger bir óarf gelür ن ق gibi ve eger iki óarf gelür ﻢﺣ gibi ve
eger üç óarf gelür رﻟا gibi ve eger dört óarf gelür ﺺﻣﻟا gibi ve eger biş óarf gelür
ﺺﻌﻳﻬآ 11/7-13
Mukattaa harflerinden tekrarlanan “hâmîm”lere çoğul olarak “havâmîm”,
“tâsîn”lere “tavâsîn” denilmiştir. Meryem, Ankebût ve Rûm dışındaki sûrelerde
hurûf-ı mukattaadan hemen sonra Kur’an’dan veya aynı anlamda kitaptan söz eden
ya da bunlara işaret eden bir âyet yahut âyetler gelmektedir.
188
Bu noktada hurûfî
metinlerde Kur’an’ın bütün sırrının âyetler önünde yer alan söz konusu harflerde
olduğu dillendirilir. Özellikle Mukattaa harflerden sonra Kur’an’dan bahseden
âyet/âyetlerin gelmesi hurûfî te’vilin kaynağı ve dayanağı olmuştur. Hurûf-ı
mukattaanın tekrarsız sayısı on dörttür. Hal mahal yirmi sekizdir. Kur’an’ın yazıldığı
harflerin sayısına tekabül eder.
İnsan sûretinin bir yanında mukattaa adedince on dört hat bulunmaktadır.
Dolayısıyla kişinin müttaki ve salih kul olabilmesi için kendi vücudunda mukattaanın
ilamını müşahede etmesi gerekir.
óurÿf-ı muúaùùaèÀtdan kendü vücÿdında ièlÀmını müşÀhede itmese ve daòı
muúaùùaèÀtdan kendü vücÿdında yol bulmasa ve maèrifet-i nefsi ve maèrifetillah
óÀãıl itmese ol müttaúí olmaz ve ãÀlió olmaz 11/17-20
Kur’an insan suretinde yazılıdır. Kur’an’ı anlamak esrarına vakıf olabilmek,
ehl-i Kur’an olmak için hurûf-ı mukattaanın sırlarını bilmek gerekir. Elif lâm râ
sırrını bilmeyen Yusûf’a ve Züleyhâ’ya erişemez.
Yÿsuf úıããasınuŋ evvelindeki elif lÀm rÀ sırrına irişmezsen Yÿsufuŋ ve ZüleyòÀnuŋ
óüsnine ve cemÀline ve òuùÿùlarına ve suùÿrlarına irişemezsin ki bu èIşú-nÀmenüŋ
mühri elif lÀm rÀdur 1/21-23
ehl-i Úur’Àn şol vaút olursın ki Úur’Àndaki óurÿf-ı muúaùùaèÀtuŋ esrÀrına vÀúıf
olasın hemÀn ki ehli’l-Úur’Àn olduŋ ve ehlullah olduŋ 17/60-62
Hurûf-ı mukattaanın herhangi biri tüm Kur’an’dır.
Óaú taèÀlÀ ﻦﻳﺳﺎﻳ didi yÀ óarf-i nidÀdur síŋ Muóammede òiùÀbdur pes ol daòı kelime
ola ve Úur'Àn ola 32/74-76
eger bu óurÿf-ı muúaùùaèÀtdan kendü vücÿdında ièlÀmını müşÀhede itmese ve daòı
muúaùùaèÀtdan kendü vücÿdında yol bulmasa ve maèrifet-i nefsi ve maèrifetillah
óÀãıl itmese ol müttaúí olmaz ve ãÀlió olmaz 11/17-20
Işk-nâme’de Hurûf-ı mukattaa ön plana çıkarken Beşâret-nâme’de daha çok
kelimekeri oluşturan harfler göze çarpar.
İsmi Allahuŋ elifdür lÀm u hÀ
Taŋrı dirseŋ oldı tÀ vü kÀf ü rÀ
128
188
M. Zeki Duman, Mustafa Altundağ, “a.g.m.” s.401.
42
Didi yÀ Ádem ÒudÀvend-i úadím
Ádeme yaèní elifdür dÀl u mím
134
Ger ãorarlarsa saŋa kimdür Óasen
ÓÀ vü sín ü nÿn olur üçi bir olur di sen
135
Bilindiği üzere Hurûfîler oldukça fazla kısaltma kullanmışlardır. Söz konusu
kısaltmaların Yeni Eflâtunculuk ve Kabbalist etkilerin yanında hurûf-ı mukattaa ile
ilintili olduğu düşünülebilir. Hurûfilik, bu örtülü kamuflaj yöntemden ötürü daha da
gizli anlaşılmaz bir hal almıştır.
4.7. FAZLULLAH-I HURÛFÎ
Fazlullah-ı Hurûfî’nin bilinen bir yaşam öyküsü bulunmaktadır. Ancak
özellikle onun müridlerinin Fazlullah’ı algılama biçimleri oldukça farklıdır. Fazlullah
Mehdî ve İsâ’dır. Onun Mehdî ve İsâ olduğuna inanmayanlar kafirdir. Fazlullah’ın
İsâ olduğunu ispatlayan hususlar şunlardır. Hz. Muhammed hicretinden sekiz yüz yıl
geçmesi, bütün dillerin bir olması, Hz. Muhammed’in bayrağını taşıması ve onun
soyundan gelmesi, otuz üç yaşında ehl-i te’vil olması, Horasan’dan zuhur etmesi...
Bunların dışında Hz. Peygamber’in Tevrat’ta yer aldığını te’villeriyle ortaya koyan
yine Fazlullah’tır. Esterabadlı Fazlullah Hz. Muhammed ve Ali’den aşağı bir insan
değidir. Çünkü onların hakikatlerini bilen ve sözlerini te’vil eden kişi onlardan aşağı
olamaz. Hurûfîlere göre Kur’an’da geçen bütün fazl kelimeleriyle Fazlullah-ı
Hurûfî’ye işaret edilmektedir. Evrenin üç temel dönemi bulunmaktadır:
peygamberlik (Nübüvvet), imamlık (İmamet), tanrılık (Uluhiyet). Peygamberlik
dönemi Adem ile başlamış ve Hz. Muhammed’le son bulmuştur. İmamiyet Hz. Ali
ile başlayarak Hz. Hasan’la son bulmuştur. Fazlullah ile tanrılık dönemi başlamıştır.
Tüm peygamberler ve onlara indirilen kitaplar Fazlullah’ın habercisidir. Fazlullah
Musevîlerin beklediği “Mesih”, Hıristiyan ve Müslümanların gökten nüzul edeceğine
inandıkları “İsa”dır. Burada değinilmesi gereken bir başka husus ise hulûl inancıdır.
Bütün imamiye Şiâsında bulunan bu inanç Hurûfîlikte, Mehdi, Mesih, İsâ olarak
tezahür etmiştir.
Ádemüŋ ôuhÿrı cumèa günidür ki Ádem Faøldan kinÀyetdür ki Faøl-ı YezdÀn cumèa
güni ôuhÿr itdi èarş yidinci gün yaradıldı didüklerinüŋ maènÀsı budur èarş Faøldan
kinÀyetdür ki òilúat-i Ádem yidinci gündür 26/46-49
Muóammed resÿlullÀh hicretünden sekiz yüz yıl geçdi andan soŋra èÍsÀ a.s. ki ãaóib-i
te’víl idi ôuhÿr itdi ÀsmÀndan geldi beyÀn-ı óaúÀyıú eyitdi cemèi diller bir oldı
Muóammedüŋ a.s. èalemini getürdi yine òalÀyıú iki fırúa oldı bir fırúa eyitdi ki ol
Muóammedüŋ òaber virdügi gelicek èÍsÀ a.s. budur didiler Mehdí leşkeri oldılar bir
fırúa inanmadı eyitdi ki ol Muóammed a.s. didügi èÍsÀ bu degildür henüz ol gelmese
gerek didiler kÀfir oldılar 2/45-51
43
Muóammed a.s. eyitdi ÀsmÀndan gele didi òalÀyıú fehm itmediler maòsÿs ÀsmÀn
taãavvur itdiler vaútÀ ki èÍsÀ-i åÀní anadan ùoàdı ol maòsÿs ÀsmÀn taãavvur idenler
inkÀr itdiler eyitdiler peyàamber òaber virdügi èÍsÀ ÀsmÀndan gele didi bu kişi òod
anadan ùoàdı ÀsmÀndan gelmedi pes bu degildür didiler kÀfir oldılar 2/52-56
imdi iy ùÀlib-i esrÀr-ı ilÀhí ve kelime-i nÀ-mütenÀhí vaútÀ ki bir kişi gelse kelime-i
Úur’Ànı ki yigirmi sekiz óarf ü yigirmi iki noúùadur ki elli şuúúe olur kendü
vücudında ve mecmÿè-ı kÀ’inÀtda iåbÀt eylese bil ki Mehdí oldur zírÀ ki
peyàamberüŋ èilmini ol getürmiş olur peyàamberüŋ èilmi Úur’Àndur ve Úur’Àn
yigirmi sekiz óarfdür ve yigirmi iki noúùadur elli şuúúe olur ki úara èalemdür úaçan
ki Àdem vücudında ôuhÿr itse èÍsÀ a.s. ol èilmi getürmiş olur mecmÿè-ı kÀ’inÀt úısù
ile ve èadl ile ùolmış olur ùolmaú òaùù-ı istivÀnuŋ sırrı kÀinÀtda ôuhÿr itmekdür şöyle
ki òaùù-ı istivÀ sırrı bilinmedin kÀ’inÀt ôulm ile ve cevr ile ùolmış idi yaèní Óaú
bilinmedügi ôulm idi ve cevr idi 2/61-70
EnbiyÀ her söz ki gizlü söyledi
Geldi Ádem ÀşikÀre eyledi
227
Virdi bir óarf ile varlıúdan nişÀn
Belki bir noúùayla bildürdi hemÀn
228
Faøl-ı Óaúdur Ádem Ádem Faøl-ı Óaú
Perdeyi götürdi açıldı ùabaú
229
Ôulm ü cevrile cihÀn ùolmışıdı
Geldi Mehdí úısù u èadlile yudı
986
EnbiyÀnuŋ vaèdesi oldı temÀm
Geldi Ádem gitti ôulmet ve’s-selÀm
987
Faøl-ı YezdÀn olmasa feryÀd-res
Yir yüzin dutmış idi nÀ-dÀn feres
988
Fazlullah, Ádem’dir. Ádem Farsça konuşmaktadır ve bütün isimlerin sırrını
bilmektedir. Fazlullah da bütün sırları bilir ve bazen bir harfle bazen bir noktayla
bildiği sırları aşikar eder. Fazlullah’tan daha büyük ve ondan önce Ádem yoktur.
Eğer olsaydı onun da ilmi Fazlullah gibi cihanda bulunurdu.
Aŋa ôÀhir oldı çün esmÀ-i kül
Ádem oldur lÀ-cerem ayruú degül
Dostları ilə paylaş: |