Zabit ve Kumandan ile Hasb-ı Hâl



Yüklə 4,74 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə16/31
tarix14.05.2018
ölçüsü4,74 Kb.
#43494
1   ...   12   13   14   15   16   17   18   19   ...   31

73
Yukarıda, barış zamanının, harbin ateşsiz devamı
olarak kabul edilmesi gerektiğini söylemiştik.
Kendimizi, biz daima harp hâlinde bilmeliyiz. Böyle
kabul edersek harp ortaya
çıktığında hazırlık
dönemiyle asıl uygulama dönemi arasında çok fazla
fark görmez, şaşırmaz, kaybetmeyiz. Provası en son
yapılan oyunlar, sahnede başarıyla oynanır. Bu daha
çok eğitim dönemindeki çalışmayla, sonunda yapılan
sıraya benzer. Harp, barış dönemindeki çalışmanın
bir sınavıdır. Eğitim döneminde ne kadar çok tartışılır,
kafa yorulursa sınavda başarı ihtimali o kadar
yükselir. Barış döneminde harp sanatının aralıksız
olarak özenle öğrenilmesi, harp sınavında başarı için
şarttır. 
Günümüzde harp silahların çoğalması,
mükemmelleşmesi, orduların mevcutlarının artmasıyla
birlikte önemi gittikçe harp sanatının eğitimi ve
başarıyla uygulanması, sürekli çalışmaya ve
çalıştırmaya bağlıdır. Böyle bir çalışmayla, daha çok
maddi kuvvetlerin gelişmesiyle ilintili olan askerî bilgi,
bilimsel yeterlikle artırılabilir, sağlamlaştırılabilir.
Bunların yerinde ve zamanı geldiğinde tam başarıyla
uygulanması verim ve galibiyet elde edilebilmesi için
yalnız teknik bilgiye sahip olmakla mümkün olmaz. 
Zabit ve Kumandan


(Sağdan sola)
1. T
uğgeneral Mazhar
2. Binbaşı Hacı Osman
3. Tümgeneral Ziya
4. Albay 
Hasan
5. Tümgeneral Rıza (Âyan)
6. Tümgeneral İsmail
7. Mareşal Osman
8. Tümgeneral Hafız T
evfik
9. Yüzbaşı 
Mümtaz
10. Korgeneral Süleyman (Âyan)
11. Albay Ahmet
12. Sait Bey
13. Tümgeneral Bahri
14. Albay 
Halit
15. T
eğmen 
Asım
1912-1913 Balkan Harbi yüksek kumanda heyetini yargılamak üzere
1913’te Mareşal T
atar Osman Paşa başkanlığında oluşturulmuş
Yüce Divan.
Genelkurmay
AT
ASE Başkanlığı 
Arşivi
AT
ATÜRK Arşivi 
Fotoğraf Koleksiyonu
Albüm Nu.:
Fotoğraf Nu.:
24
5


75
Harp sanatını öğrenip uygulayacak askerlerde öyle
duygular ve meziyetler vardır ki bunların bilimsel
gücümüzle aynı seviyede ilerletilmesi, güçlendirilmesi
mecburidir. Harp ilminin felsefi yönünü ilgilendiren bu
duygulardan, meziyetlerden mahrum askerlik âlimi, söz
konusu özelliklerle canlandırılmayan bir askerlik bilimi;
fedakârlık meydanlarında, harbin moral dayanıklılığı
ağır yıkıma uğrattığı anlarda derhâl sıfırlanıp hiç olur.
Bence, askerlik sanatını maddi olarak yaşamak için
meslek edinecekler için, bilimden ve askerî eğitimden
önce, hiç olmazsa askerî duygu ve meziyetlerle
kendilerini donatmaları mutlak ihtiyaçtır. 
Ordumuzun son Balkan Harbi’ndeki elim yenilgisi
acı bir gerçektir. Hayal kırıklığı yaşandı. Komuta
heyetinin gücünü, askerî kabiliyetini birliklerin eğitim
öğretim bakımından mahiyetlerini bilenlerce, bunun
böyle olacağı biliniyordu. 
Şu kesin sonuç karşısında, yenilginin sebeplerini
aramak hepimizin üzerine düşen borçtur. Aslında orduda
ilmî yenilik ve askerlik sanatı tecrübesi pek azdı. Askerlik
sanatının ayrıntılı ve çeşitli görevlerine yönelik değişik
icraatlar arasında, moral güç ve askerliğin ulvi faziletlerine
dair fikirlere eğilimlere hemen hiç değer verilmediğini,
ordudaki eğitim öğretim şekli uygulaması ve takibi
hakkında, uzun süredeki tecrübelerimle edindiğim geniş
ve derin görüşlerime dayanarak iddia edebilirim.
Zabit ve Kumandan


76
Harpte bütün işleri kuru bir direnmenin,
kahramanlığın göreceği fikri anlaşılmamalıdır. Esaslı
bir araştırma ve çalışma sonucuna, ciddi bir bilimsel
kavramaya dayanmayan cesaret ve fedakârlığın tek
başına yetmesi zamanı çoktan geçmiştir. “Hiç bilenle
bilmeyen bir olur mu? Kesin kuralıyla Kur’an bunu
çözmüştür. Biz hâlâ mertlik hasletleri, fedakârlık
faziletinin ahlakıyla birleşmeyerek bilimsel bilginin bile
başlı başına maksada ulaştırmayacağı iddiasındayız. 
Bu iddialarımızdan dolayı kitabın konusunu, hemen
hemen sırf bu meselenin ortaya konulmasına,
yorumlanmasına ayırdık. En güzel örnek olarak İtalya
Harbi’ni gösterebiliriz. İtalyan askerlerin, Avusturya ve
Fransa sınırlarında da Trablus ve Bingazi’deki gibi
savaşacaklarını sanmamalıyız.
İklim, arazinin özel durumun düşmanlarının hususi
hâlinin kendilerini haklı göstereceğini de düşünmekle
birlikte, on beş yirmi misli zayıf kuvvet, harp malzeme
ve mühimmatı karşılaştırılamayacak kadar aşağıda bir
düşmanla çarpışan İtalyanların, muharebelerdeki ruh
hâlleri, harp için bilimden, teknikten önde geldiğini iddia
ettiğim cengâverlerin yüksek meziyetlerine sahip
bulunmadıklarına örnektir. Oysa İtalyan ordusunun
bilimsel ve teknik açıdan, muharebeye tam anlamıyla
hazırlanmış ordulardan birisi olduğunu herkes biliyor.
Zabit ve Kumandan


77
İşte bu yüzden, bilimsel ve teknik kazanımları daha
ziyade maddi güçleri geliştirdiğine hükmettim. 
İtalyanlar, Afrika’nın kuzey kıyılarında sağlam
istihkâmlar yapmışlardı. Bilimsel karşılaştırma
yapılacak olursa nitelik ve durum itibariyle düşmanları
pek geriydi. Üstün sayıdaki askeri kuvvetleri ve askerlik
sanatı yönünden hiçbir iş göremediler. Bu durum
askerlikle ilgili manevi meziyetlerin, ilmî ve teknik
sermayeden önce tanıttırılmasında beni haklı
gösterecek bir delildir. Asıl olan fedakârlık duygusu ve
kahramanlık hasletidir. Bunu da en parlak misal
Pilevne’dir. Pilevne ordusu bilimsel ve askerlik sanatı
yönünden bakıldığında hiç önemli konumda değildir.
Kullanılması zor ve düşmanlarının dörtte biri kadar da
kuvveti vardır. Rus Başkomutanının daha önce ihtiyaç
duymadığı küçük Romanya ordusuna meşhur ezici
kuvvetiyle aman diletir. Gazi Osman Paşa, saygın ve
otoriter komutasını bütün Orduyu büyüleyerek yayıp
Osmanlı sancağının hayattan, candan, rahattan, her
türlü izzetten daha değerli ve sevgili tanıtmaya
dayandırmıştır. 
Yaptığımız tarihî mukayese ve tecrübeye göre
harpte zaferin, askerlik sanatını kavraması ve meziyeti
de anlaşılmak şartıyla, bütün olarak moral güçle elde
edilebileceği ilkesini çıkarırsak meseleyi bire indirmiş
Zabit ve Kumandan


Yüklə 4,74 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   12   13   14   15   16   17   18   19   ...   31




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə