Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar-Current Approaches in Psychiatry 2015; 7(3):319-332
doi: 10.5455/cap.20141220023913
Belirtiden Bozukluğa İstifleme
Hoarding: from Symptom to Disorder
Süheyla Doğan Bulut, Kadir Özdel, Cebrail Kısa
Özet
İstifleme, aşırı toplama ve istifleme, toplanan aşırı miktardaki öğeleri atmada başarısızlık ile karak-
terize, genellikle önemli bir sıkıntı veya bozukla beraber görülen bir sorundur. Bu kavram yüz yılı
aşkın süredir bilinmesine karşın yakın zamana kadar obsesif kompulsif bozukluğun bir bileşeni
olarak değerlendiriliyordu. Ancak Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabı’nın güncellen-
miş baskısında (DSM-5) ayrı bir bozukluk olarak yer aldı. Bu gözden geçirme psikiyatride son
dönemde ön plana çıkan istifleme bozukluğunun anlaşılmasında genel bir çerçeve oluşturmayı
amaçlamıştır. Bu amaçla istifleme bozukluğunun etiyolojiisi, klinik özellikleri ve tedavi yaklaşımları
bakımından incelenmiştir.
Anahtar sözcükler: Kompulsif istifleme, obsesif kompulsif bozukluk, DSM-5
Abstract
Hoarding is a psychological disorder characterized by excessive collecting, storage and inability to
discard large
quantities of the objects, usually accompanying a severe level of distress or dysfunc-
tionality. Despite the concept has been known for more than a century, it used to be conceptualized
as a component of obsessive compulsive disorder. However, hoarding disorder appears as a distinct
psychiatric disorder in the last updated version of the Diagnostic and Statistical Manual of Mental
Disorders (DSM-5). Accordingly, in this review we aimed to make a general framework in under-
standing of hoarding disorder which is an attention-grabbing diagnosis in these days. In this regard,
we addressed the etiology, clinical features of, and treatment approaches to hoarding disorder.
Key words
: C
ompulsive hoarding, obsessive-compulsive disorder, DSM-5.
T
ÜRK
D
İL
K
URUMUNUN tanımladığı sözlük anlamı ile istiflemek düzgün bir
biçimde üst üste yığmak, stok etmek anlamlarına gelmektedir. Bir belirti olarak istifle-
mek gelecekte bir gün işe yarabileceği düşüncesiyle belli bazı nesneleri biriktirmeyle
başlarken bir ruhsal hastalık olarak istifleme bozukluğu değeri olmayan, işe yaramaz her
şeyi biriktirmeye kadar gider. Bazen bu belirtilere evcil hayvanların biriktirildiği atipik
belirtiler eşlik edebilir (Patronek 2001).
İstifleme davranışına son 20 yılda ilgi giderek artmış ve kompulsif istifleme davranı-
şını en iyi tanımlayabilecek tanımlamalar geliştirilmeye çalışılmıştır. Frost ve arkadaşları
(1996) istiflemeyi, yararsız ya da sınırlı değere sahip görünen çok sayıda eşyayı edinmek
ve onları atmakta zorlanma ve bu nedenle işlevsellikte önemli bozulmanın görüldüğü bir
durum olarak tanımlamışlardır. Bu tanım, önceki çalışmalarda Freud (1908) ve
Fromm’un (1947) istifleme için sundukları teorik kavramlaştırmaların aksine, patolojik
seviyedeki istiflemenin karakteristik özelliklerini tanımlamak için geliştirilmiştir. Böyle-
©2015, Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar eISSN:1309-0674 pISSN:1309-0658
Bulut ve ark.
320
ce klinisyenler ve araştırıcılar tarafından da yaygın olarak kabul edilerek istifleme davra-
nışı ile ilgili tutarlı araştırmalara olanak sağlanmıştır.
İstifleme literatürde yüzyıldan fazla süredir tanımlanmakla birlikte ayrı bir tanı ka-
tegorisi olarak ilk kez DSM-5’te (Diagnostic and Sttistical Manual of Mental Disorders
5th edition[Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabı-5’nci Basım]) obsesif
kompulsif bozukluk (OKB) ve OKB ile ilişkili bozukluklar başlığı altında tanımlanmış-
tır. İstifleme, psikoanalitik kuram yaygın olarak geçerli olduğu dönemlerde psikoseksüel
gelişim basamaklarından olan ‘anal’ dönem özelliklerinden biri olarak kabul ediliyordu.
Bir sendrom olarak kompulsif istifleme için operasyonel tanım ve geçici tanı ölçütleri
1996 yılında ortaya koyulmuştur (Bolman ve Katz 1966). Tamamen normal, uyuma
yönelik, aşırı veya patolojik arasında değişim gösterebilmektedir. İnsan, gelişim sürecin-
de nesneleri toplamaya ve istiflemeye meyillidir. Çocukların ortalama 25-27 aylıkken
nesneleri toplamaya ve saklamaya başladıkları ve altı yaş civarında bunun monotonik bir
artış gösterdiği ve sağlıklı kabul edilen çocukların yaklaşık %70’inde bu özelliğin göz-
lendiği bildirilmektedir (Storch ve ark. 2007).
Bolman ve Katz (1966) insanlardaki patolojik veya aşırı toplama davranışını tanım-
lamak için “kompulsif istifleme” terimini kullanmıştır. Kompulsif terimi ile aşırı, dürtü-
sel ve patolojik istiflemeden normal tasarruf ve istiflemeyi ayırmışlardır. Yakın zamana
değin kompulsif terimi, birincil istifleme davranışını (örneğin önemli, değerli ya da aşırı
duygusal bağı nedeniyle kaybetmeye karşı abartılı korkuları nedeniyle istifleme) diğer
gelişimsel, nörolojik veya psikiyatrik durumlara bağlı ikincil istifleme davranışından
ayırt etmek için kullanılmıştır. Kompulsif terimi ile anterior ventromedial prefrontal ve
singulat korteks hasarlarının olduğu beyin lezyonları, hafiften ağıra kadar olan demans-
lar, “diogenes sendromu” olarak tanımlanan bakımsız ve sokaklarda yaşayan kişiler,
Asperger ve otizm gibi yaygın gelişimsel bozukluklar, Prader-Willi ve Velokardiyofasi-
yel sendrom gibi genetik geçişli hastalıklar, şizofreni ve dürtü kontrol bozukluklarında
görülen istiflemenin ayrımı yapılmaya çalışılmıştır (Steketee ve ark. 2003, Pertusa ve
ark. 2008). Bu yazıda yeni bir tanı olan istifleme bozukluğunun etiyoloji, epidemiyoloji,
klinik özelliklerini ve tedavi yaklaşımlarını aktarılmıştır.
İstifleme Bozukluğu: Tanısal Sistemlerdeki Yeri
Kompulsif istifleme, DSM-5 öncesi, çoğu yapılandırılmış görüşme ve anketlerde, obse-
sif kompulsif bozukluğun bir alt kümesi olarak kabul edilmiş olmasına rağmen, DSM-
IV-TR’de obsesif kompulsif kişilik bozukluğunun (OKKB) sekiz tanı ölçütünden biri
olarak kabul edilmiş ve DSM-IV-TR veya ICD-10’da OKB’nin tipik bir belirtisi olarak
tanımlanmamıştır (Foa ve ark. 2002).
Yale Brown Obsesyon Kompulsiyon Ölçeği (Y-BOCS) Belirti Tarama Listesi kul-
lanılarak yapılan tüm çalışmalarda ayrı bir klinik alt tip olarak, iki çalışmada ise simet-
ri/düzenleme ile birlikte ayrı bir grup olarak yer almıştır. Ancak pek çok ölçek çalışma-
sında OKB belirtilerinin bir alt-kümesi olarak değerlendirildiğinde iç tutarlılığı diğer
alt-tiplere göre oldukça düşük bulunmuştur (Huppert ve ark. 2007, Woo ve ark. 2010,
Aydın ve ark. 2014). Ayrıca belirti alt tipine yönelik tedavilerle ilgili çalışmalar, gele-
neksel OKB tedavilerinin istiflemede pek de iyi sonuç vermediğine işaret etmiştir (Ab-
ramowitz ve ark. 2003, Steketee ve ark. 2003, McKay ve ark. 2004).
Kompulsif istifleme; mesleki sorunlar, kötü fiziksel sağlık ve sosyal hizmet kullanı-
mı açısından derin bir halk sağlığı sorunudur. Kompulsif biriktiriciliği olan bireylerin
Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar - Current Approaches in Psychiatry