Fəlsəfə tarixi
- 61 -
böylelikle felsefeyi göklerden yeryüzüne indirdiğini ifade etmektedir.
1
Stra-
uss’un işaret ettiği bu husus, Sokrates’in, kendinden öncekilerin yapmadığı
teoriden pratiğe geçişi ve dolayısıyla siyaset felsefesinin kurucusu olduğunu
göstermeye yeterlidir. Ancak, Aristofanes’in eleştirisine baktığımızda,
Sokrates’in insanî olanla ilgilenmediği, pratik bilgelikten yoksun olduğunu
söylemesi bununla zıtlık oluşturacaktır ki aşağıda bu konuya değineceğiz.
Sokrates problemi yalnızca modern düşünce için geçerli değildir.
Sokrates’in özellikle kimliğine dair tartışmalar daha Antik Yunan
döneminde başlamıştır ki bu durum, Strauss açısından tarihsel problemi
oluşturmaktadır. Strauss, Sokrates hakkındaki bilgimizin dört kaynaktan
geldiğine işaret etmektedir: Aristofanes, Platon, Ksenofon ve Aristoteles.
Aristoteles’in Sokrates’i doğrudan bilmediğini ve anlattıklarının
Ksenofon’un söylediklerinin tekrarı olduğunu belirten Strauss, Aristofanes,
Ksenofon ve Platon’un Sokrates’i bildiklerini ancak bunlardan da yalnızca
Ksenofon’un bir tarihçi rolü ile onu anlatmaya çalıştığının altını çizmekte-
dir.
2
Herkesin kendisine göre Sokrates portresi çizdiğini yukarıda belirtmiş-
tik. İşte Aristofanes’in anlattığı ya da iddia ettiği Sokrates ile Ksenofon ve
Platon’un anlattığı Sokrates arasında farklılıklar bulunmaktadır. Öncelikle
şunu hatırlatmak gerekir ki Antik Atina şehrinin agorasında gençlerle felsefe
yapan Sokrates’in burada birçok konuyu tartışması birilerini rahatsız etmiş
ve sonuçta Sokrates şehrin yasaları karşısında hesap
vermek durumunda kal-
mıştır. Strauss, Sokrates’in iki suçlamayla karşı karşıya kaldığını ifade et-
mektedir: şehrin tanrılarını inkâr edip başka ilahî varlıklar (daimonia) getir-
mek ve gençleri yozlaştırmak.
3
Sokrates’in en büyük suçlayıcısı Aristofanes
1
Leo Strauss, “The Origins of Political Science and the Problem of Socrates”,
Interpretation, c. 23, S. 2, 1996, s. 136-138.
2
Strauss, Platon’un erken diyaloglarının diğerlerine göre daha “Sokratesçi” olduğunun
söylendiğini ifade ederek Platon için Sokrates’in “Erdem nedir?” sorusunun çıkarım ve
varsayımlarının ne derece Sokrates tarafından bilindiği meselesine kayıtsız olduğunu
belirtmektedir. Strauss, daha çok Ksenofon’un Sokrates’ine odaklanacağını söylerken,
Aristofanes’in Sokrates’inin göz önüne alınması gerektiğinin altını çizmektedir; bkz.
Strauss, “The Problem of Socrates”, s. 330-331.
3
Strauss, Sokrates’e yönelik bu suçlamaların Ksenofon’un
Memorabilia adlı eserinden
aktarmaktadır; bkz. Leo Strauss,
Xenophon’s Socrates, Ithaca&London: Cornell University
Press, 1972, s. 3.
Fəlsəfə və sosial-siyasi elmlər – 2016, № 2
- 62 -
olduğundan, Strauss, onun iddialarına yer vermiştir ki onun çizdiği Sokrates
portresini daha iyi anlamak için bu iddialara kısaca değinmek yerinde ola-
caktır.
Strauss’un ifade ettiği üzere Aristofanes’in ilk eleştirisi Sokrates’in
sağduyu ve pratik bilgelikten yoksun olduğu üzerinedir. Aristofanes,
Bulut-
lar (Clouds) adlı oyununda Sokrates’in, tanrıların ve özellikle Zeus’un var
olmadığını söylediğine işaret etmektedir.
1
Aristofanes’in bu ilk suçlaması-
nın temel argümanı Sokrates’in bu inkârıyla Atina şehrinin yasalarına karşı
geldiğidir. Dahası, Aristofanes’in, Sokrates’in bu konuda herhangi bir
önlem almayı düşünmediğini çünkü kendi retorik yeteneği sayesinde suçla-
maları bertaraf edeceğini düşündüğünü ve böylece yargılanmadan kurtulaca-
ğını varsaydığını iddia etmektedir. Aristofanes, Sokrates’in burada yanılmış
olduğunu çünkü onun insanların her zaman mantık temelinde hareket edece-
ğini varsaydığını söyleyerek eleştirmektedir.
2
Hâlbuki Aristofanes açısından
insanın mantık yönü dışında sevgi, aşk gibi yönleri de bulunmaktadır ki
bunların temsilcisi ise eros’dur. İşte Aristofanes’in eleştirisinin bir yönü de
Sokrates’in eros’u görmezden geldiği üzerinedir ki Strauss, bu konunun
Şö-
len (Symposion) diyaloğunda geçtiğini hatırlatmaktadır.
Şölen diyaloğu
Strauss açısından birçok açıdan eşsiz bir diyalogdur. Bunlardan belki de en
önemlisi tanrı eros’a adanmış olan bir diyalogdur. Strauss’un açıkladığı
üzere
Şölen’de ortamın özelliği gereği birçok konu rahatça konuşulabilmek-
tedir. Burada Sokrates’in eros hakkındaki düşüncelerinin özeti şudur: Eros,
insanın üzerinde olan bir şey değil herkesin içinde olan dolayısıyla ilahî ola-
rak değil doğal olarak açıklanabilen bir olgu olup mitlere dayanmamaktadır
ve bu sebeple, tanrı değildir. Strauss’a göre Platon’un tanrı Eros’u bu konu-
da seçmesinin iki sebebi vardır: Eros, Zeus gibi yasalarla korunmuyordu ve
bu nedenle hakkında konuşmak daha az tehlikeliydi. Diğer sebep ise
eros’un, ilahî değil de insanî ya da doğal bir olgu olarak sunulmasıydı ki bu-
nun anlamı yeni bir tanrı sunmaktı. Sokrates’e yapılan
suçlamalar göz önüne
1
Bkz. Aristophanes, “Clouds”,
The Trials of Socrates: Six Classic Texts, ed. C.D.C.
Reeve, Indianapolis&Cambridge: Hackett
Publishing Company, Inc., , 2002, s. 103-11.
2
Bkz. Zuckert,
Postmodern Platos, s. 134.