21. yüzyılda pek çok gelişmiş ve gelişmekte olan ülkede sosyal belediyecilik anlayışıyla yerel yönetimler sosyal politikada etkin rol almaktadır



Yüklə 13,01 Mb.
səhifə22/71
tarix08.04.2023
ölçüsü13,01 Mb.
#104773
növüYazı
1   ...   18   19   20   21   22   23   24   25   ...   71
diplom isi son olarn izmir belediyyesi

İzmir Büyükşehir Belediyesi, bankalara 7 ayda 470 milyon lira borçlandı. Bu süreçte kentin kronik sorunlarına yönelik bir adım atılmaması tepki çekti. (Kaynak: https:/ /www. yeniasir. com.tr/izmir/2019/10/19/borclar)


İzmir Büyükşehir Belediyesi, 31 Mart yerel seçimlerinde Tunç Soyer'in belediye başkanlığı koltuğuna oturması ile birlikte borç batağına saplanmış olduğu söyleniyordu. Belediyeye iş yapan müteahhitlere hak edişlerini ödemekte zorlanan Büyükşehir Belediyesi, içine düştüğü mali krizi aşmak için çareyi borçlanmakta bulmuşdu. Seferihisar'da belediye başkanlığı yaptığı dönemde belediyeye ait çok sayıda gayrimenkulü değerinin çok çok altında satan ve geriye 150 milyon liralık borç Tunç Soyer, 31 Mart yeler seçimlerinde CHP'den İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı seçildi. Bir önceki belediye başkanı Aziz Kocaoğlu döneminde mali yapısının sağlamlığı ile adından sıkça söz ettiren İzmir Büyükşehir Belediyesi aradan geçen 7 aylık dönemde mali krizin içine sürüklemişdir.




ŞEKİL 15. Sadece İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin su ve kanalizasyon
Daha önce belediyeye iş yapan müteahhitlere hak edişlerini günü gününe ödeyen Büyükşehir Belediyesi hak edişleri ödemekte zorlanmaya piyasaya ciddi miktarda borç yapmaya başladı. Sadece İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin su ve kanalizasyon şirketi İZSU'nun müteahhitlere olan borcunun 200 milyon lirayı geçtiği öne sürülmüşdür. Büyükşehir Belediyesi içine düştüğü mali krizi aşmak için tasarruf tedbirleri uygulamak yerine borçlanma yoluna gitmişdir. İzmir Büyükşehir Belediye Meclisine sunulan başkanlık önergesi ile Başkan Tunç Soyer'e 200 milyon lira borçlanma yetkisi verilmiş, daha sonra Büyükşehir'i İZSU Genel Müdürlüğü izledi. İZSU Genel Kurulunda meclisten 220 milyon lira borçlanma yetkisi istendi. Her ne kadar borçlanmaya gerekçe olarak eski ve yeni Foça, Dikili ve Çeşme'de yapılacak içme suyu yatırımları gösterildiyse de içeriden sızan bilgilere göre bankalardan çekilecek kredinin önemli bir bölümünün piyasaya olan borçların kapatılmasında kullanılacağı öne sürüldü. Büyükşehir'deki son borçlanma toplu ulaşım şirketi ESHOT'tan geldi. Ekim ayı meclisi toplantısında ESHOT Genel Müdürlüğünün bankalardan 50 milyon liralık kredi çekmesine ilişkin önerge kabul edildi. Son borçlanma talebi ile birlikte Tunç Soyer'in başkanlığında son 7 ayda alınan borç miktarı 470 milyon lirayı buldu. Alınan 470 milyon liralık borca karşılık İzmir'in trafik, körfez kirliliği gibi temel sorunlarının çözümüne ilişkin hiçbir adım atılmamış olması tartışma yaratmışdı.(Kaynak:https://www.yeniasir.com.tr/?utm_source=yeniasir HABER)
Soyer'e yüklenen İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin AK Parti Grup Başkan Vekili Özgür Hızal, "7 ayda 500 milyon TL'ye yakın kredi çeken İzmir Büyükşehir Belediyesi'nden kentin çözüm bekleyen sorunlarına yönelik bir çalışma ne yazık ki göremiyoruz. Günlük hayatımızı ve İzmir'in geleceğini fazlasıyla etkileyen bu sorunlardan biri olan trafik probleminin kendi fikirlerince çözümü için atılan bir adım göze çarpıyor. Altınyol'daki şerit artırım işi her ne kadar 3 ayda tamamlanacak bir iş olsa da belediye bu işi 6 ayda zor bitirdi. İş yapma konusunda böyle yavaş hareket eden bir yönetimin '3 yıl sonra körfezde yüzebileceğiz' vaadi de atılan somut bir adım olmadığı için hiç inandırıcı gelmiyor. Koltuğa oturmasının üzerinden bu kadar zaman geçtiği halde hala somut adımlar göremiyor olmak Sayın Soyer'in deyimiyle bizleri şehrimiz adına 'huzursuzluğa, mutsuzluğa ve karamsarlığa' sürüklüyor"söylemişdir(Kaynak:https://www.yeniasir.com.tr/?utm_source=yeniasirHABER)
Ana Muhalefet Partisinin yönetiminde olan 3 Büyükşehir Belediyesi İçişleri Bakanlığı’nın sürekli teftişi altında hizmet vermeye çabalamaktadır; 3 Belediye’ye de operasyon düzenlenmiş, belediye başkanlarının ifadeleri alınmış, haklarında soruşturma hatta dava açılmıştır; çok sayıda belediye bürokratı ve çalışan benzer uygulamalarla yüz yüze kalmıştır. İzmir Büyükşehir Belediyesinde açılan davalar nedeniyle tutuklamalar olmuş, belediye çalışanları hatta sendikacılar aylarca tutuklu kalmışlardır.(Kaynak: http://www.yayed.org/)
Bu operasyonlarla ilgili yapılan değerlendirmelerde olayın siyasi yönü ön plana çıkarılmakta; bu operasyonlarla ana muhalefetin elindeki belediyeleri hizmet yapamaz hale getirme, itibarsızlaştırma ve bir sonraki yerel yönetim seçimlerine dönük olarak halkın gözünden düşürmenin hedeflendiği söylenmektedir. Bunlar doğrudur ama sadece operasyonların bu boyutunu aydınlatabilecek değerlendirmeleri içerir.
Belediyelerin asli hizmetlerinin yani yerel kamu hizmetlerinin kamu ihale mevzuatına konu edilmiş olması nedeniyle bu karmaşık süreçte ortaya çıkan hatalar, yanılgılar, usul yanlışlıkları ve ihale makamı olan muhalif belediye aleyhine yapılan yorumlar operasyonlara kaynaklık etmektedir. (Kaynak: http://www.yayed.org/)
Bu süreç daima muhalif belediyelere uygulanmakta iktidar partisinin yönetimindeki belediyelerle ilgili şikâyetler rafa kaldırılmakta, sumen altına itilmektedir; bu belediyeler doğru düzgün bir merkezi yönetim teftişine bile tabi tutulmamaktadır.Ana muhalefetin yönetimde olduğu belediyeler için yürütülen denetim ve teftiş süreçleri tüm belediyelere ayrımsız uygulansa cezaevleri iktidar partisine mensup çok sayıda belediye başkanı ve yöneticisi ile dolu olurdu. (Kaynak: http://www.yayed.org/)Ana muhalefet Partisinin ve bu Partiye mensup belediye yönetimlerinin en büyük eksiği kamu hizmeti anlayışını ortadan kaldıran yeni düzene de itiraz etmemeleridir. Daha somut ifadesiyle norm kadro düzenine, kamu hizmeti aleyhine işleyen kamu ihale düzenine ve belediye hizmetlerinin piyasaya terk edilmesine karşı durmamalarıdır.Az sayıda da olsa benzer uygulamalar başka partiler için de geçerlidir; istisnai olarak iktidar partisinin yönetiminde olan belediyelerde de soruşturma yürütülmüştür. Ancak iktidar partisinden belediye yönetimlerine karşı yürütülen soruşturmaların yolsuzlukların örtülemez olması nedeniyle ya da parti içi çelişkiler nedeniyle oldukları düşünülmektedir. Aşırı derecede artan nüfus ve araç sayısı yüzünden trafik sorunları şehir hayatının en büyük problemi olmuştur. Türkiye’nin 3. büyük şehri olan İzmir, sanayi alanında yükselen bir grafiğe sahip olması ve uluslararası nakliyenin bir parçası olan limanı nedeniyle çözülmesi gereken bir problem ile karşı karşıyadır. İzmir halkı son yıllarda trafik sorunuyla sadece işe gidiş ve işten çıkış saatlerinde değil günün tüm saatlerinde ana arterlerde ve tüm ilçelerinde karşılaşmaya başlamıştır. Aşağıda önerilen çözümler ile bu sorunun önemli bir miktarda giderileceği düşünülmektedir.Ulaşımın ana ögesi insandır. İnsansız bir ulaşım düşünülemeyeceği gibi yaya ulaşımını hesaba katmadan da ulaşım planından bahsedilemez. Yaya ulaşımını bu kadar önemli yapan unsur, en çevreci ulaşım türü olması ve ekonomik herhangi bir bedel gerektirmemesidir. Şehir merkezleri kamusal alanları, ticari merkezleri ve sosyal aktivite yerlerini içermesi nedeni ile yaya ulaşımında en çok ağırlık verilecek yerlerin başında gelmektedir. Yaya ulaşımının erişilebilirlik, ulaşım sistemlerine yakınlık ile trafik gürültü ve görüntüsünden uzaklık gibi belli başlı özellikleri barındırması gerekmektedir (Uzun, 2013). Yaya ulaşımında aşağıdaki önerilere dikkat edilerek atılacak adımların katkılar yapabileceği düşünülmektedir:
• İzmir’de yaya yolu denilince Kordon, Konak Meydanı, Kemeraltı, Bostanlı ve Karşıyaka sahilleri akla gelmektedir. Sahilin gerisindeki diğer bölgelerde böyle yolları ve alan-ları görmek mümkün değildir. Geniş kaldırımlar ve yaya yollarının şehrin diğer bölgelerine de yayılması gerekmektedir.
• Sinyalizasyonların yenilenmesi, alt ve üst geçitlerin yapılması gibi kavşaklardaki yayalara yönelik düzenlemeler, yayaların güvenliği ve diğer yollara geçişi açısından önemlidir (Uzun, 2013). Alsancak Plevne ile Talatpaşa Bulvarlarının kesiştiği sahile doğru giden yolda ve Karşıyaka sahili Yunuslar mevkiinden Girne Bulvarına dönüş yolunda sinyalizasyon hatalarından dolayı trafik güvenliği araç ve yaya açısından ciddi tehlike arz etmektedir. Bu hatalı yerler ve birçok kavşağın sinyalizasyonları trafik yoğunluğu ve kullanımı dikkate alınarak yeniden düzenlenmelidir.Sosyal politika insanla ilgili sorunları ele alan ve sorunları çözmeye çalışan sistemli uygulamalar bütünüdür. Hedef, insan mutluluğunu geliştirmek ve bunun için gereken ihtiyaçları karşılamanın araçlarında sürekliliği sağlamaktır. Sosyal sorunlar, insan topluluklarına özgüdür ve her insan topluluğu sorunların çözüm araçlarını bulma ve uygulama bakımından sistemini de kendisi oluşturmaktadır. Sürekli olarak değişen koşullara bağlı olarak da sosyal politika yaklaşımları gelişmektedir. Önceleri genellikle merkezi otorite tarafından yürütülen uygulamaların günümüzde değişen koşullara bağlı olarak, görev paylaşımı ile de yerel yönetimlerin görev alanlarına doğru kaydığı görülmektedir.



Yüklə 13,01 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   18   19   20   21   22   23   24   25   ...   71




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə