52
gelen evsel atık sular) doğal ortamı yansıtan bir modele uygulama yapılmış,
sürekli olarak girişte ve çıkışta seçilen iki parametre değeri ölçülerek arıtma
verimleri hesaplanmıştır.
Sonuçlar kısaca özetlenebilir;
1- İncelendiğinde besleme tankına verilen atık suyun ölçülen parametre
değerlerinin, literatürde verilen değerlerle karşılaştırılması sonucu SEK atık
suyu içinde bu değerlerin daha düşük olduğu gözlenir.
Evsel atık su için toplam katı madde değerleri literatürde verilen değerlerle
karşılaştırılırsa; arıtılmamış evsel atıksu için bu değer (350-1200) mg/lt olarak
verilmiştir. Ancak, bazı uygulama günleri için bu değerlerin belirtilenlerin
üzerinde olduğu gözlenir. Bu sonuç hazırlanan sentetik suyun iyi çözünmeden
uygulamaya verildiği şeklinde yorumlanabilir.
2- Ölçülen giriş ve çıkış değerleri için hesaplanan arıtma verimleri çizelgelerde
gösterilmiştir.
Parametre değerleri için arıtma verimleri karşılaştırılacak olursa,
- Ortalama KOŞ arıtma verimi SEK atık suyu için % 62'dir. Şlk bakışta bu
değer salt toprağın arıtma kapasitesidir ve toprak özellikleri ile yakından
ilgilidir.
Şüphesiz bu tür sistemlerde bir ön arıtma yapmaksızın suyun toprağa doğrudan
verilmesi pek mümkün değildir. Sonuçta ön arıtma ile beraber arıtma veriminin
artacağını söyleyebiliriz. Modelde uygulanan basit çökelme yöntemi ile toplam
KOŞ arıtma verimi SEK atık suyu için % 68, olarak bulunmuştur. Mekanik
arıtmadan gelen evsel atık su için bu değer % 64'tür. Bu atık su örneği için
çökelme ile ilgili ek bir arıtma verimi söz konusu değildir.
Evsel atık su için verilen çıkış değerleri incelenecek olursa II.cil arıtmadan gelen
atık su örneğinde bu değerler 25-80 mg/lt arasında olmaktadır. Sonuçlar
kısmındaki incelendiğinde bazı uygulama günleri için yaklaşık aynı değerin 80
mg/lt bulunduğu gözlenir.
Evsel atık sudaki aktif çamur ve damlatmalı filtre sistemleri için BOŞ giderme
verimleri verilmiştir (%75 - %70). Belirlenen % arıtma verimi için % 64'tür. Bu
verimin çeşitli şekillerde arazide arıtılabileceği yorumlar kısmında açıklanmıştır.
53
Toplam katı maddenin arıtma verimi SEK atık suyu için % 44 bulunmuştur.
Ancak toplam arıtma verimi (çökelme ile) % 58.5 olmaktadır. Buradan atık su
içeriğindeki toplam katı madde miktarının bir bölümünün ortamdan
uzaklaştırıldığı anlaşılır. Evsel atık su için bu değer % 34'tür. Toplam katı
madde arıtma veriminin genelde düşük olmasını toprak kolloidlerinin taşınma-sı
ve taşıma olayının stabilize olmadığı olasılığına bağlayarak açıklamak
mümkündür.
- Arıtma verimleri içinde en yüksek olarak fosfor giderme veri-mi bulunmuştur.
Bu değerler SEK atık suyu için % 87, sentetik atık su için % 91'dir. Buradan
fosforun büyük miktarının toprakta elimine edildiğini ve çıkıştaki miktarının bir
sorun oluşturmayacağını söyleyebiliriz.
Fosforun toprakta tutulma mekanizması toprak pH'sı ile ilgilidir. Toprak pH'sı 8
olarak ölçülmüştür. Bu tür alkali topraklar da fosfor HPO
4
-2
şeklinde bulunur ve
ortamda Ca
++
ve Mg
++
gibi serbest katyonlarda mevcuttur. Bu pH değerlerinde
CaPO
4
oluş-maktadır. Fosfor toprak tespit edildiğinden de bitkilerin orga-
nizmaların faydalanabileceği fosfor miktarı azalmaktadır. Bu değerler verilen
aktif çamur ve damlatmalı filtre sistemlerinde ki P giderme verimi ile
karşılaştırılacak olursa bu sistemlerde fosfor gideriminin önemli düzeyde
olmadığı görülür.
- Azot giderme verimi ise ortalama her iki atık su için de % 65'tir. Azot
gideriminde etkili olan mekanizmalar amonifikasyon ve nitrifikasyon olaylarıdır
ve NH
4
+
, NO
3
-
iyonları toprakta tutulmaktadır. Ancak çok ıslak ve kuru
topraklarda bu olaylar inhibe olmaktadır. Yine bu değerleri diğer gösterilen
değerlerle karşılaştıracak olursak aktif çamur ve damlatmalı filtre sistemlerinde
önemli düzeyde azot gideriminin olmadığı görülür.
Sucul alıcı ortamlarda ötrofikasyona neden olabilecek önemli kirlilik
parametreleri olan azot ve fosforun giderimi diğer sistemlerden farklı olarak
toprak ortamında mümkündür.
3. Kirlilik yükü,yüzeysel kirlilik yükü, hacimsel kirlilik yükü ile arıtma verimi
arasındaki ilişkiler gösterilmektedir. % arıtma verimlerinde gözlenen ilginç bir
olay 3 günlük bir uygulama süresi, bir uygulama periyodu olarak
düşünüldüğünde bu periyodların ikinci günlerindeki arıtma verimlerinin çok
yüksek olmasıdır. 1. lagünde düşük arıtma verimi, 2. günlerde max. arıtma
verimleri ve son günlerde tekrar düşüşler gözlenmiştir. Bu sonuç bir uygulama
54
periyodu
dışında
doğrulanmaktadır.
Uygulamanın
başlangıcında
(ilk
uygulamada) toprağa herhangi bir atık su girdisi söz konusu olmadığı için
(oksijen içermesi yani dinlenmiş bulunması) verilen kirlilik yüklerine birinci
uygula-ma periyodu boyunca sürekli olarak arıttığı görülür. Verilen atık su
girdisi ile beraber ilk günü topraktaki mikroorganizmaların bir hazırlık
(adaptasyon) dönemi geçirdiklerini, daha sonra max. aktivite göstererek atık
suyun organik içeriğini parçaladığı söylenebilir. Daha sonra 4 günlük bir
dinlenme periyodu uygulanmış ve bundan sonraki 5 periyodda I. günlerde
mikroorganizmalar için bir hazırlık söz konusu olduğu için arıtma verimlerinden
genel bir azalma (2. güne kadar) 2. günlerde max. verim ve 3. günlerde de ortam
anaerobikleştiği için verimde azalma göstermiştir. Bu tür göllendirme ile
sulamalarda atık su kirlilik yükü giderme verimlerini arttırmak için öneri olarak
2 gün tatbikat ve 5 gün havalandırma (dinlenme) sonucuna varmak mümkündür.
Bir süt fabrikasının atık sularının sulama suyu olarak arazide giderilmesi
düşünüldüğünde süt atık suyunun özellikleri mutlaka göz önünde
bulundurulmalıdır. Açıklamalar kısmında da değinildiği gibi bu tür bir
uygulamada en önemli sorun havalandırma sorunudur. Atık suyun dengeleme
havuzunda toplanması çok kısa süre için mümkündür. Çünkü oksijen
yoğunluğunda atık suyun organik kirliliğini oluşturan laktoz laktike aside
dönüştürülerek kazeinin dibe çökmesine neden olmakta ve sonuçta kuvvetli
büritik asit kokusunu müteakip koku kirlenmesi sorunu ortaya çıkmaktadır. Bu
nedenle en önemli sorunun depolama sorunu olduğunu söyleyebiliriz. Bu
olumsuz durumu ortadan kaldırmak için uygulamada ya oksijen kazanımına
uygun sulama tipinin seçimi veya karıştırma ve dengeleme havuzunun
havalandırması önerilebilir.
Yine süt fabrikası atık suyunun kirlilik yükü açısından incelenmesi ile burada
esas kirliliği oluşturan maddenin peynir yapımı sırasında oluşan süt kesiğinin
sıvı kısmı (peyniraltısuyu) olduğu bilinmektedir. Eğer peyniraltısuyu uygun
teknoloji ile ortamdan uzaklaştırılırsa süt fabrikası atık sularının sulama suyu
için uygun niteliklere sahip olabileceğini söyleyebiliriz. Bu çalışmanın
sonuçlarından yararlanarak 3 günlük uygulama periyodu yerine 2 günlük
uygulama ve 5 günlük dinlenme periyodu önerilebilir. Doğa şartları düşünülecek
olursa havzanın yağış durumuna göre uygulama periyodu birgüne de
indirilebilir. Süt endüstrisi atık suyu basit bir mekanik arıtmadan geçirilerek a-
rıtma için kullanılacak toprak ortamına verilebilir. Diğer endüstri kökenli
atıksular için kirlilik yükü ile orantılı olarak diğer arıtma sistemlerinden birisi
önerilebilir. Böylece kısmi biyolojik arıtmadan çıkan atık suyun arazide sulama
suyu olarak değerlendirilmesi uygundur.
Dostları ilə paylaş: |