61
O
2
- Miktarı = (20,8-19,6)/100 . 1,43 . 61
= 1,046 g O
2
/h dir.
Hava debisi Reaktör (R1) için 70 l/ h
Hava debisi Reaktör (R2) için 52 l/ h
Debinin salınım değerleri Tablo 16'de görülmektedir.
Bekleme süresi de aşağıdaki gibi bulunmuştur :
Q= 60,355 l/gün , Rv1 = 17,7 l , Rv2= 17,7 l
Q1 = 2,51 l/h , t1 = 7,04 h
Q2 = 2,5 l/h , t2 = 7,00 h T=t1+t2=14 h
Genelde 13 - 14 saat arasıda değişmektedir.
Aslında bekleme süresini 6 ve hatta 3 saate kadar indiren çalışma ve
araştırmalar da düşünülmektedir.Bu çalışmalar başlangıçta 24-30 saat bekleme
süreleri ile yapılmıştır.Çünkü bu zararlı maddelere özgün mikroorganizmaların
oluşması ve bunların verimli çalışması bu derece beklenmemiştir.Ancak uzun
bekleme sürelerinde arıtma verimi % 90'ları bulurken; ikinci reaktör çıkışında
elde edilen değerler Tablo 17'de de görüldüğü gibi % 73,6 ile % 88,5 arasında
değişmektedir. Kısa bekleme süresinin verdiği işletme avantajları ve maaliyet
düşüklükleri göz önünde tutulursa ayrışması zor olan bu organik maddelerin ol-
dukça ileri düzeyde arıtılabildiği görülmektedir.
Kirlilik yük değişimi, havalandırma değişimi, besin, substrat ve emülgatör
değişimi gibi çeşitli parametrelerle oynayarak ve değiştererek farklı hidrolik
koşullardaki aktif kömürlü akışkan yataklı, iki kademeli sistemlerdeki
beklenebilir biyokimyasal arıtma verimleri elde etmek için devam etmektedir.
Tablo 16 : Deney koşullarında ölçülen bazı parametreler
Hava debisi
P R1 R2 T P
Tarih
l/h l/h C mbar
--------------------------------------------------------
10.8.1987 0.093 68 52 21,0 1057
11.8.1987 0.09 70 51 20.4 1022
13.8.1987 0.043 72 54 22.1 1024
14.8.1987 0.09 70 51 22.1 1012
15.8.1987 0.08 70 56 21.8 1020
17.8.1987 0.08 70 58 22,0 1020
62
18.8.1987 0.08 70 56 24,0 1022
19.8.1987 0.08 70 56 23,0 1022
20.8.1987 0.09 70 56 22,0 1022
21.8.1987 0.09 70 56 25,0 1022
-------------------------------------------------------------
Tablo 17 : Deneyler sırasında elde edilen arıtma verimleri
(KOİ üzerinden hesaplanmıştır)
Tarih Giriş Reaktör 1 % Ar.Ver. Reaktör 2 % Arıt.Ver.
------------------------------------------------------------------------------------------
12.8.1987 1915 814 57.5 506 73.6
13.8.1987 3000 1980 34.0 495 83.5
14.8.1987 3000 2040 32.0 600 80.0
15.8.1987 2940 1023 65.0 460 84.4
17.8.1987 4000 2050 49.8 460 88.5
18.8.1987 1254 645 48.6 299 76.2
19.8.1987 2880 2520 47.2 680 76.4
25.8.1987 3000 1520 49.3 770 74.3
26.8.1987 3280 1740 47.0 730 77.7
-----------------------------------------------------------------------------------------
Ayrıca reaktöre ozon uygulandığında sistemdeki biyokimyasal ayrışabilirlik
iyileşmekte, artmaktadır. Ozon dozlaması 0,2 - 1,0 mg 03 /mg DOC
düzeyindedir (DOC=çozülmüş organik karbon). Yaklaşık olarak 3 gram
ozonla oksidasyon sonucunda 1 g KOİ azalması gerçekleşmektedir. Geriye 2 g
ise moleküler oksijendir.
Farklı bekleme süreli deneylerde, örneğin başlangıç KOİ değeri 600 mg/l'den 24
- 36 saat bekleme sürelerinde 100 mg/l 'ye ; 12 saat bekleme süresinde ise 200 -
250 mg/l'ye düşmüştür. Burada da açıkça 12 saat bekleme sürelideki verim %
65 - 70 bulunmuş; 24 saattekinde ise % 80 - 85 arıtma verimi elde edilmiştir.
Mikroorganizmalar deney boyunca özel kirletici maddeye uyum sağlamakta ve
bu aşamadan itibaren ise parçalanma olayı daha da hızlanmaktadır. Parçalanan,
ayrıştırılan substrat miktarı arttıkça, sabit yatakda ve / veya akışkan yatakta
gelişen mikroorganizmalar da artmaktadır.Bakteri konsantrasyonu artınca,
madde parçalanması da hızlanmakta ve artmaktadır.
63
Laboratuvarda yapılan Batsch - Deneylerinde hidrokarbonlu suyun
biyokimyasal olarak parçalanabilirliği ortaya konmuştur.
Mikroorganizmaların tutunması ve konaklaması için reaktörün içinde bulunan
ve akışkan yatak şeklinde davranan aktif kömürler reaktör hacminin % 2- 3 'ü
kadar bir hacmi işgal etmektedir. Normal yüklemelerde mikroorganizmaların %
50'sininin aktif kömür üzerinde; daha fazla yüklemelerde ise % 70'inin yerleşti-
ği, yaşadığı, yoğun ve ağır işçi gibi çalıştığı belirlenmiştir. Sistemden kaçan
bakteriler ise protein tayini üzerinden belirlenebilmektedir.
Problemli
artıkların
olabildiğince,
biyokimyasal
ayrıştırılması
veya
parçalanmasını sağlamak ve bu konularda teknoloji geliş-tirmek çok önem
arzetmektedir. Zira tehlikeli zararlı, toksik artıkların özel artık işlem
merkezlerindeki bertarafı, zararsız hale getirilmesinin maaliyeti yaklaşık olarak
2 000 DM / Ton 'a kadar çıkabilmektedir.Bu nedenle sorunlu artıkların,
maddelerin ileri arıtma teknolojileri geliştirilip, kullanılarak miktarlarının
azaltılmasında geleceğimizin sağlıklı, yaşam ortamı ve çevresi için çok önemli
bir yarar vardır.
Aktif kömürde tutulan, bentonit kullanarak elimine edilen, ters ozmos
filtrelerinde, iyon değiştiricilerde ve diğer absorbant ve adsorbantlarda toplanan
tehlikeli maddeler, ilerde daha da büyük sorunlar yaratabilmektedir.
Son yıllarda biyoteknoloji ile ozontekniği ortaklaşa kullanılarak ayrışması çok
zor tehlikeli maddelerin parçalanmasına, ayrıştırılmasına çalışılmaktadır ve bu
zorunludur.Bilindiği gibi, uzun halkalı moleküllerin, alifatik ve aromatik
halojenli bileşiklerin biyokimyasal olarak parçalanması çok zor ve sınırlıdır.
Aynı şekilde bu maddelerin kimyasal maddelerle elimine edilmesi de hem
pahalıya mal olmakta, hem de reaksiyon artıkları ve kalıntıları oluşturmakta,
sorun yaratmaktadır. O halde biyokimyasal yollarla eliminasyon için çalışmalara
devam edip yeni teknolojiler geliştirilmek zorundadır. Batch ve Model düzeyde
yapılan çalışmalarda bu konuda başarılı sonuçlar alınacağına dair bizleri
ümitlendirmiştir.Yakında pilot ve teknik düzeyde çalışan sistemler görmek hiç
de zor olmayacaktır.
7. Antik Kentler / Tarihi Eserler ve Mikroorganizmalar
Tüm tarihi eserlerin yapımında çeşitli kayaçlar, doğal yapı taşları kullanılmıştır.
Bu yapı taşlarının çoğu da doğal ekolojik koşullardan etkilenmektedir.Örneğin
her kayaç sıcaklık değişimi ile birlikte özgün hacmini de değiştirmektedir. Bu
Dostları ilə paylaş: |