57
yüksekliğinde yığınlar halinde ıslatılarak biyolojik olarak arıtılmaya bırakılır.
Ayrışma ürünü olarak açığa çıkan hafif uçucu ara ürünlerin de havayı ve
yeraltını kirletmemesi için arıtma yapılan yer kapsüllenir. Atık hava aktif
kömürden geçirilerek de arıtılır. Rejenerasyon yığınlarından sızan sular gerek
tekrar tekrar yığınlarda kullanılarak gerekse de aktif çamur kademesinden
geçirilerek yeniden gençleştirilir, aktifleştirilir.
Bu ara gerek atık hava, gerek atıksu ve de rejenerasyon biyoması arıtılması
gereken zararlı madde içeriği açısından sürekli olarak ölçülür. Bu aynı zamanda
arıtmanın seyri bakımından da hem bir kontrol mekanizmasıdır hem de bir fikir
verir. Böylece su, toprak ve hava ortamları için geriye kalan veya oluşan teh-
like potansiyeli hakkında bir fikir verir.
Yapılan bazı çalışmalarda başlangıçtaki kirletici konsantrasyonu 21 000 mg
karbon/kg KM olan organik kirleticiler arıtmadan sonra 365 mg/kg KM'ye
kadar düşmüşlerdir. Bu da yaklaşık olarak %98 bir arıtma demektir. Başka bir
çalışmada başlangıçtaki kirletici konsantrasyonu 40 000 mg karbon/kg KM olan
organik kirleticiler yaklaşık olarak %97 arıtılmışlardır. Bu ikinci örnekdeki olay
sekiz ayda gerçekleşmiş olduğundan, aylık ortalama ayrışma hızı 5000 ppm/ay
olarak değerlendirilebilir. Federal Almanya'da biyolojik toprak arıtmanın
maliyeti 150 - 300 DM/m
3
toprak olarak hesaplamaktadır. Bu yöntem aslında
özel atık yakma veya depolama yöntemlerinin getirdiği maliyetten çok daha
düşüktür.
Şekil 9 ve 10'de de başka bir biyolojik toprak arıtma yönteminin işlem akış
şeması görülmektedir.
6.5. Kirlenmiş Toprağın Yıkama Suyunun Arıtılmasında Kullanılan
Biyolojik İşlemler
Çeşitli sanayii, esnaf ve tarımsal faaliyetler yüzünden bunların bulunduğu veya
kullandığı zemin, yani toprak kirlenmektedir. Özellikle petrol ve türevlerinin
neden olduğu fenol, klorluhidrokarbon gibi maddelerin bulaşması yeraltı sularını
tehdit etmekte ve hatta kullanılamayacak derecede kirletmektedir. Son yıllarda
çeşitli nedenlerle kirlenmiş toprakları arıtmada kullanılan hidrolik, termik ve
biyolojik yöntemler vardır. Kirlenmiş arazideki toprak tabakasının hafriyat
yapılarak alınması ve işlemlere tabi tutulması ve arıtıldıktan sonra yerine konul-
ması hem çok pahalı, hem işletmenin akışını aksadıcı hem de toprağın
özelliklerini çok değiştirmektedir. Bu nedenle de genelde arıtılmış materyal
inşaat malzemesi olarak kullanılmaktadır. Biyolojik yöntemle toprak arıtma ve
58
iyileştirme ise ancak organik kimyasal madelerle kirlenmiş topraklarda uygula-
nabilmektedir. Bu yöntemle iyileştirme çok uzun sürmekte ve epey zaman
almaktadır. Bu nedenlede iyileştirme başlangıcından bitimine kadar da yeraltı
suyu tehditi devam etmektedir. Kirletici maddeye özgü olarak izole edilmiş ve
iyi bir şekilde yetiştirilmiş, üretilmiş ve uyum sağlatılmış mikroorganizmalar
ayrıştırma verimini artırmakta ve uygulanan yöntemin kısa zamanda sonuç
almasını sağlamaktadır. Bu yöntem işletmeleri sekteye uğratmadan, erişilmesi
zor bina, yol, cadde altları gibi kirlenmiş yerlerin yapılarını bozmadan
uygulanmasına olanak vermektedir. Örneğin uçak motoru yakıtı itici gücü olan
kerosin, herhangi bir uçak kazası, yakıt deposu kazası sırasında çok büyük
ekolojik, çevresel sorunlar meydana getirebilmektedir. Bir Boing 737 Tip 300
uçağı 20 000 litreye kadar kerosin depolayabilmektedir. Bir Airbus A 300 B4
ise 58 000 litre. Bu uçaklardan birinin kaza yapması halinde sebep
olabilecekleri
ekolojik
zararların
boyutlarını
insan
düşünmek
bile
istememektedir.
Bu
kerosin
ile
kontamine
olmuş
toprakların
Noggies-Mikroorganizma Köpüğü püskürtülmek süretiyle; köpük içindeki
mikroorganizmalar 30-40 cm toprak derinliğine kadar nufus ederek, işletmeyi
aksatmadan, kerosini karbondioksit ve suya dönüştürmektedir. Bu ara protein
ağırlıklı mikroorganizma biyoması oluşmaktadır. Geriye kalan bu protein kütlesi
ise zararsızdır. Bu şekilde kirlenmiş toprağın arıtılmasının maaliyeti 50 DM / m
2
alandır. Ayrıca yağ, deterjan, protein, mineralyağ, fenol, naftalin ve alkol vb.
gibi maddeleri besin olarak kullanan ve yiyen mikroorganizmalar vardır.
Kirlenmiş toprakların, hiç bir önlem alınmadığı ve hiç bir işlem yapılmadığı
zaman mutlak sürette yeraltı sularını kirletme olasılığı vardır. Bu olgunun varlığı
ve ciddiyeti ise ancak yeterince yapılan su, toprak analizleri ile ortaya konabilir.
Ayrıca jeolojik ve hidrojeolojik etüdler de gerektirmektedir. Eğer bir yeraltı
suyu kirlenmesi olgusu varsa, bu 6 kademede ele alınıp, sorun bir çözüme
bağlanabilir:
- Durumu belirleme, veri, bilgi toplama
- Ön analizler ve incelemeler
- Detay ve ayrıntılı incelemeler
- İyileştirme için hazırlıklar
- İyileştirmenin gerçekleşmesi
- Kontrol (gözlem, bakım )
O halde böyle bir yerde iyileştirme çalışmalarına başlamadan önce, toprak
örnekleri alınarak kirleticilerin türü, miktarı ve tehlike potansiyeli
belirlenmelidir. Tüm bu detaylı çalışma-nın ve değerlendirmenin ışığında olay
ele alınmakta ve zararlı maddeler özel, adapte edilmiş mikroorganizmalara