17
Tüm iç suların, körfezlerin ve denizlerin sedimentlerinde bakteri ve
mantarların çok yönlü işlevleri sürmektedir. İşlevler özellikle sedimentlerin
en genç olan üst tabakalarında, ayrışabilir organik madde bulunmasından dolayı
çok canlı bir şekilde olmaktadır. Bakteriler az da olsa derinliklere doğrudan etki
edebilmektedirler. Bakterilerin işlevleri ile sedimentin organik madde içeriği
devamlı azalmaktadır. Önce kolay ayışabilir maddeler azalmakta ve geriye zor
ayrışabilirler kalmaktadır (Lignin-Humus kompleksleri). Ötrofik suların besin
maddesince zengin sedimentlerinde kuvvetli mikrobiyel oksijen tüketiminden
dolayı anaerobik bölge ve adacıklar oluşmaktadır. Burada fermantasyon hatta
denitrifikasyon ve desülfirifikasyon olayları oluşmaktadır. Sülfatın redüksiyon
sırasında açığa çıkan H
2
S ortamdaki demiri FeS'e dönüştürmekte ve kötü kokan
siyah demir-sülfür çamurunun oluşmasına neden olmaktadır. Bu durum özellikle
pissuyun yükü altında bulunan körfezlerde limanlarda ve göller de açıkça
görülmektedir. Bu çamurların devamlı alınması gerekmektedir.
H
2
, CH
4
, N
2
, ve CO
2
oluşumları ile sedimentlerin yapıları devamlı olarak
değişmektedir. Gaz kabarcıklarının çıktığı da görülmektedir.
2. Besin Maddesi veya Yem Lagünleri
Bilinen canlılar arasında en çok kendi kendine yeteni toprakta, tatlı suda ve
denizde bulunan prokaryot mavi-yeşil alglerdir. Enerjilerini güneş ışığından,
karbonlarını CO
2
'den, azotlarını atmosfer N
2
'den CO
2
'in indirgenmesi için
gerekli olan elektronları da H
2
O'dan sağlarlar. Mikroalglerin yüksek oranda
protein içermesi çabuk üremesi insanların kültürünü yapmaya zorlamıştır.
İzmir Arıtma Tesisi Projesi kapsamında sığ alg kültürü havuzları
düşünülebilir. Burada sadece heterotrof algler (Chlorella ellipsoiden) yerine
ototrof alglerin (Scenedesmus acutus 276-3a: Spirulina) yetiştirilmesi söz
konusudur. Bu amaç için kullanılan havuzların (göletlerin) büyüklükleri 0.4-160
ha ve derinliği ise 0.2-1.0 m arasında değişmektedir. Mikroalglerin
bileşiminde bulunan önemli ana madde ham proteindir. Scenedesmus almaryo
koşullarında yetiştirildiğinden % 14-16 protein içermesi; sıcak yörelerde (Şzmir
v.b) %35-40 dolayında içereceği tahmin edilmektedir (Krantu.Meffert 1966).
Halbuki soya fasulyesinde aynı değer % 1.8-2.5 dolayındadır. Soeder (1970)
yaptığı bir çalışmada Scenedesmus acutus ve Spirulina maxima kültürlerinde
KM'de de % 50-60 arasında ham protein saptanmıştır. Scenedesmus 276-3
amino asitlerini soyaninki ve inek sütününkiyle karşılaştırdığımızda glisin'den
Pralin'e kadar tüm diğer
aminoasitlerinin yüksek düzeyde bulunduğu görülür.
18
Mikroalglerin vitamin içerikleri de sebze ve meyvelerinkinden çoktur.
Scenedesmus acutus'un her kg'da 2 gr klorofil 4.5 gr karotenorol bulunur.
Koyu yeşil renkte olan Scenedesmus'un kurutozu (kurusu) ıspanak gibi
lezzetlidir; en iyi bitkisel protein kaynağıdır. Yetişkin insanın günlük ihtiyacını
karşılamaya 60-80 gramı yeterlidir.
Peru ve Tayland'da 15 gr. kuru Scenedesmus/N.gün düşmektedir. Ancak insan
gıdası ve hayvan yemi olarak kullanılmadan önce toksikolojik açıdan
değerlendirilmesi gerekir. Yapılan çalış-malarda 400 gr'a kadar yenilen
Scenedesmus kuru maddesi kandaki ürik asit konsantrasyonunu anormal
miktarda artırmamıştır. (Müller-Wecker 1973). Pb, Cd, 34-Benzpren,
Floranten gibi za-rarlı maddeler de alg bünyesinde birikebilir (
Tablo 2 ).
Tablo 2 : Zararlı maddelerin algdeki konsantrasyonu
---------------------------------------------------------------------------------------------
Mikro algler Dortmund'daki
Zararlı maddeler Dortmund Tayland Sebze ve meyveler
--------------------------------------------------------------------------------------------
Pb (mg/kg KM) 37 6 3-20
Cd (mg/kg KM) 2.3 0.4 1-3
3.4 Benzpren 39 1.4 10-20
(mg/kg KM)
Floranten (mg/kg KM) 444 91 100-400
----------------------------------------------------------------------------------------------
Bu nedenle de yeni protein kaynaklarının toksikolojik ve zararlı maddeler
arasından sakıncasız olduğunu ortaya koymak gerekecektir.
3. Atıksuların Arazide Bertarafı ve Sulama
Atıksuların arazide bertarafı için arazide her gün 5 - 10 cm kalınlığında su
tabakası oluşturulur. Su sızmaya bırakılır.
Sızma olayı bozulursa, o zaman toprak yüzeyi kurumaya bırakılır. İyice
tırmalanır, ölü biyomasfilmi (biyolojik kütle) parçalanır, gözenekleri tıkayan
ince zerrecikler, taneler dağıtılır ve gevşetilir. Fakat toprak tabakası ters yüz
edilmemelidir.
Bundan sonra uygulanabilecek arazi yüklemesi ise :
2 000 - 5 000 EDN / ha