115
sağlık mesleki okullar için
seçer. Örnek, sevdiğimiz olsa ağır hasta olan kişiye gerçekleri söylemek
zorundayız, bunu yapmak çok zordur, öte yandan ona yalan söylemek is-
temeyiz.
Öğrencilerde de benzeri çatışmalar vardır. Örneğin öğrenci kendi-
sine şu soruyu sorar: Acaba derste kalıp zayıf not mu alsam, yoksa dersten
kaçıp özürsüz mü alsam.
L
Bazan bu çatışma çok kuvvetlidir ve insanlar kurtuluşu hastalığa ka-
çışta bulmaktadırlar. Müdür kendi firmasındaki problemleri halledemez,
fakat iş yerinden de ayrılamaz, kalp problemi olur ve hastaneye kaldırılır.
Bu tür çatışmalarla daha sık karşılaşan insanlar nevrotik ve psikosomatik
tepkiler gösterebilirler.
3. Yanaşma-kaçınma çatışması
- bu çatışmada bir hedef vardır,
aynı zamanda çekici ve reddedici olan nesne ya da kişi söz konusudur. Bu
durum ambivalensiyon olarak adlandırılır ve gerçekten çok yorucu olabi-
lir. Örneklerin sayısı çoktur. Mesela: kız makarna yemeği sever ama aynı
zamanda şişmanlamaktan korkar, iyi bir şirkette çalışan biri şefinden kaç-
mak ister, ancak iyi maaş aldığı için şirkette kalır. Bunu hasta insanlarda
da görebiliriz - insan hastaneye gitmeye mecbur olduğunu bilir ama aynı
zamanda gitmekten ve ailesinden ayrılmaktan çekinir.
P
L
____
Bu tip çatışmalar insanda daha uzun zaman gözleniyorsa, ciddi nö-
ropsikolojk ve psikosomatik hastalıklar belirebilir ve kişiye ciddi zararlar
verebilir.
HÜSRAN VE ÇATIŞMA TEPKİLERİ
İnsan çatışma ve hüsranlara pozitif tepki verebilir ve gerçekçi bir
yanaşımla engellerin üstesinden gelebilir: artırılmış çabalar ve daha ka-
116
Psİkolojİ
liteli emek. Mesela bu yıl tıp fakültesine kayıt yaptıramayan aday, kendi
hedefine varmak için bir yıl zarfında hazırlıklar yapabilir. Bir spor takımı
rakibini dize getirmek için oyunda taktik değiştirir ya da bir genç beğen-
diği kızın sempatilerinin kazanmak için taktik değiştirir. Hedefin bilinçli
olarak değiştirilmesi, gerçekçi tepkilere girmektedir. Örnek olarak, güzel-
liği ve çekiciliğiyle puan toplayamayan bir genç, sporda ad yapar. Hüsran
dayanırlılığını artırmak da gerçekçi yanaşımdır. Mesela sevmediğimiz bir
şefi zamanla tahammül etmeye alışırız.
Hüsranlara gösterilen olumsuz tepkiler çoktur. Hüsran kaynağı veya
tamamen suçsuz birine yönelik olacak agresif davranış, en sık rastlanan
hüsran tepkilerinden biridir. Dezorganize davranış (büyük insan küçük
çocuk gibi davrandığı zaman, gerginlik, huzursuzluk ve çaresizlik de bu
grupta yer almaktadır. İnsan çatışma ve hüsranlara genelde savunma me-
kanizmaları ile cevap vermektedir.
SAVUNMA MEKANİZMALARI
Bu durumlar bazan o kadar huzursuzluk yaratıcıdır ki insan onlar-
dan kendisini savunmalıdır.
Memnun edilmeyen gereksinim ve istekler ortadan kaldırılmalı,
bastırılmalı veya tanınmayacak kadar yeni şekile sokulmalıdır. Bu rolü sa-
vunma mekanizmaları
oynamaktadırlar.
Bu mekanizmaları S. Freud tarif etmiştir. İnsan kendi benliğini ken-
disi ve başkaları karşısında korumak için bu mekanizmaları bilinçsiz ve
otomatik olarak kullanmaktadır. Savunma mekanizmalarının kullanıl-
masıyla, hüsran ile kışkırtılan gerginlik azalmaktadır. Metnin devamında
daha sık kullanılan savunma mekanizmalarını tarif edeceğiz:
- Mantığa bürünme (rasyonalization) - en sık kullanılan savunma
mekanizmalarından biridir. Hüsrana uğrayan kişi başarısızlık nedenlerini
başka birine yükler (bu arada kendi söylediklerine inanır). Örnek: öğrenci
sınavdan geçmemiştir çünkü sadece “ezberciler” geçebilir ya da doktorun
tavsiyelerini saygılamayan hasta, doktorun ona yardım etmek istemediğini
ve yardım edemediğini söyler.
Bu mekanizma “ekşi üzüm” ve “tatlı limon” olarak adlandırılan iki
alt gurubu vardır. Masalda üzüme yetişemeyen tilki üzümün zaten ekşi
117
sağlık mesleki okullar için
olduğunu ve dolayısıyla fazla uğraşmanın fuzuli olduğunu söylemiştir.
Belli hedefl ere ulaşamayan kişiler genelde aynı o hedefi küçümserler. Tatlı
Limon mekanizması buna aykırıdır. İnsan elinde bulunan şeyin değerini
artırır. Mesela küçük başarılar büyük başarı olarak gösterilir.
- Telafi etme (ödünleme) kişi bir alanda başaramadığı veya engel-
lerle karşılaştığı için başka alanda netice elde eder ve bu şekilde gerginliği-
ni ve daha düşük değer duygusunu azaltır. Mesela yürüyemeyen bir özürlü
kişi sanat resimleri çizer, üniversite diploması alamayan kız iyi bir manken
olur.
Ödülenmenin özel bir şekli üst ödülenmektir. Üst ödülenme kişi-
nin hüsran ve engelleri olduğu alanda üstün başarı elde etmesi demektir.
Mesela konuşmakta güçlük çeken Yunan devlet adamı Demosten şahane
bir nutukçu olmuş, çocukluk çağında felç olan Vilma Rudolf büyük irade
ve yoğun çalışmalar sonucunda atletik dalında dünyaca ad yapmıştır.
- Özdeşleşme - başka biriyle özdeşleşme anlamında olan bu meka-
nizma oldukça önemlidir. Özdeşleşme çocukluk çağında önemli bir süreç-
tir. Çocuk bunun üzerinden öğrenir, hayatın rollerini alışır ve toplumsal-
laşır. Savunma mekanizması olarak başkaları ile özdeşleşmemiz demektir.
Çocuk-ebeveyn hattında da bir nevi özdeşleşme mevcuttur. Bir babanın
yapmış olduğu açıklaması aynen şöyledir: “Ben doktor olmadım ama sen
mutlaka olacaksın”. Bu arada çocuk doktor olmak istiyor mu ve olabilir mi
diye hesap yürütmüyor.
- Bastırma (repression) ile ifade edilen savunma mekanizmasıdır.
İnsan hoş olmadığı tüm içerikleri, pişmanlık duyduğu, suçluluk hissettiği
tüm duyguları bilin çaltına bastırır. Bu içerikler sözde unutulmuşlardır,
ancak değişik durumlarda psikonürotik durumların belirmesine neden
olabilirler. S. Freud bilinç altına bastırılanların meydana çıkarılması yö-
nünde büyük katkı sunmuştur. Freud psikoanaliz uygulayarak, çoktandır
bilinç altına bastırılanları yüzeye çıkarmaya başarmıştır. Hasta bastırılmış
olayları yeniden yaşamıştır, ancak bundan sonra hastalık belirtileri genel-
de kaybolmaktaymış.
Bastırma en ağır savunma mekanizmasıdır çünkü bu mekanizma
esası üzerine psikolojik bozukluklar, özellikle nürozlar meydana gelmek-
tedir.
Dostları ilə paylaş: |