4- Gerçek ancak ve yalnız
mutlak olabilir:
Asırların içinde cihangir fatihler
bulunduğu gibi, fikir fatihi birtakım
dâhi filozoflar yetişirler. Bunlar ansı-
zın ve sırf düşünce kuvvetiyle mutlak
gerçeği keşfederler. Bir kere keşfedi-
len bu gerçek bir daha değişmeden,
ebedi ve ezeli kalır. Hükmü Kıyame-
te dek bâkidir. Gerek Doğada, ge-
rek Toplumda filozofun tek vazifesi
böyle mutlak gerçekleri keşfetmek-
tir. Mutlak olmayan gerçeğe Gerçek
demek saçmadır. Mutlak gerçek ev-
renin gelmişini geçmişini, tekmil ge-
leceğini bir defada içine alır. Maddi
kudretimizin ve bilim faaliyetimizin
erişemeyeceği geçmiş ve gelecek
karanlıklarında olmuş olacak her şey
bu "Mutlak Gerçek"e malûmdur.
4- Mutlak gerçek izafi
gerçeklerin sentezidir:
Cihangir fatih gibi, "Dâhi Filozof"
denilen kimseler de, kendi mucizele-
riyle doğmazlar. Kendilerinden önce
uzun ve göze çarpmaz bir hazırlık ve
birikişin, kendi zamanlarına ait bin
bir araştırma, keşif ve icatlar yığını-
nın ürünü ve sonucu olan birtakım
gerçeklere ulaşabilirler. Mutlak ger-
çekler pek azdırlar. Hele Toplum öl-
çüsünde büsbütün seyrelirler. Çünkü
toplumsal yapı çok daha değişkendir
ve medeni toplulukta şimdiye dek en
zıt sınıfların kör ilişkileri hüküm sür-
müştür. Lâkin izafi gerçekler, Gerçek
olmaktan çıkmazlar. Gerçeğin ne de-
rece izafi ve hangi dereceden sonra
mutlak olduğunu ancak objektif ve
somut bilim araştırması gösterebilir,
filozof doğrulamaları değil. Mutlak
gerçek, Dogmatizmin zannettirdiği
gibi bir Allah değildir. İzafi gerçekle-
rimizin bir sınıra dek biriktikten son-
ra atlayarak ulaştıkları bir Sentezdir.
S Ü B J E K T İ V İ S T Felsefe S i s t e m l e r i , İzafi g e r ç e k l e r i n M u t l a k ' a d o ğ r u
gelişimini anlamazlar.
Metafizik Rölativite
(Mach vb.)'ye göre:
1- Gerçek yalnız izafidir:
Mutlak gerçek olamaz. Çünkü
her gerçek yerine ve zamanına
göre değişmektedir.
2- İzafî gerçeğe
inan ılamaz:
Mademki Gerçek yerine ve zama-
nına göre değişir, demek tutunulacak
bir Gerçek kalmıyor.
Diyalektik Materyalizme
göre:
1- Mutlak gerçek vardır:
Az olması ve şartları içinde bu-
lunması Mutlak gerçeğin yokluğu-
nu göstermez.
2- İzafî gerçek yalan
yahut yanlış değildir:
Onun izafiliği, şartlarını bilmek
ve bulmak anlamına gelir. Bir şeyin
açıklamasını yapmak, o şeyin de-
ğerini indirmez. Pratikte ne kadar
izafi olsa Gerçek hiçe sayılamaz.
Bir sebebi var diye sonuç inkâr
olunamaz.
Özetçe:
Sübjektivizmler:
"Sübjektivizm ve Sofistler için
izafilik yalnız izafiliktir. Mutlak
onun dışında kalır."(Lenin, Diya-
lektiğe Dair, Marksizm Bayra-
ğı Altında, Nr. 5-6, Mayıs-Hazi-
ran, sf. 13-14)
"Mach'ın bütün şâkirtleri [öğ-
rencileri] için olduğu gibi Bogdanof
için de, bilgimizin izafiliğini itiraf
etmek her türlü mutlak gerçeğin
kabul edilmesini dışarıya atar...
Bogdanof izafici (rölativist)'tir."
(Lenin, Materyalizm ve A m p i -
riokritisizm, sf. 107)
Özetçe:
Diyalektik Materyalizm:
"Objektif diyalektik için izafi-
lik içinde mutlak vardır." (Lenin,
Diyalektiğe Dair, Marksizm
Bayrağı Altında, Nr. 5-6, Mayıs-
Haziran, s. 13-14) "Engels için,
mutlak gerçek, izafi gerçekten
sonuç olarak çıkar... Engels diya-
lektisyendir." "Marks ve Engels'in
diyalektiği, aksini söylemeksizin
rölâtivizmi kucağına alır, ama rölâ-
tivizme döndürülemez (indirgene-
mez)." (Lenin, Materyalizm ve
Ampiriyokritisizm)
Rölâtivizm, Diyalektiğin içinde
vardır, ama Diyalektik, Rölâtiviz-
min içinde bütünlüğü ile yoktur.
B ö y l e c e , G e r ç e ğ i n izafiliği p r e n s i b i n d e n y o l a çıkanlar:
1 - Ya, hiçbir o b j e k t i f g e r ç e ğ i n b u l u n m a d ı ğ ı n a v e b u l u n a m a y a c a ğ ı -
na varırlar: S e p t i k l e r ve Sofistler gibi...
2- Ya, hiçbir g e r ç e ğ e dair kesin karara g e l e m e z l e r : Agnostikler,
Eklektikler gibi...
1 - Hiçbir g e r ç e k y o k t u r : d i y e n l e r i n kanaatlerini h a y a t a t a t b i k
e d e r s e k , onları şu iki zıt k u t b a ayrılmış g ö r ü r ü z :
a) Septiklere
göre:
Hiçbir şeye inanma. "Sakın al-
danma, inanma, kanma"... Gerçek
bildiğimiz her şey bir yalan veya
uydurmadır
-
. Yanılmamak inanma-
makla olur!
b) Sofistlere
göre:
Septiklerin zıddına, her şeye
inanmak mümkündür. Mademki
mutlak ve mecburi inanılacak bir
şey yok, hoşuna gideni, aklına ese-
ni doğru sayıp, herkese doğru gibi
gösterebilirsin... Yaşasın yalan!
a) Diyalektik Materyalizme
göre:
Gerek mutlak ve gerekse izafi
gerçekler elbet objektif olarak vardır-
lar. Onlara inanmazlık edemeyiz. Ateş
elimizi yakar. Buna inanmayıp elimizi
tekrar yanan fırına atabilir miyiz?
b) Diyalektik Materyalizme
göre:
Gerçekler objektiftir demekle,
onların keyfimize bağlı olmadık-
larını da söylemiş oluruz. Tersine,
keyfimizi kaçırmamak istersek,
kendimizi gerçeklere uydurmak zo-
rundayız. Gerçek uydurulmaz, ger-
çeğe uyulur.
Dostları ilə paylaş: |