7’de sulucakarahöyük/hacibektaþ Hasan kankal



Yüklə 2,27 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə3/6
tarix26.09.2018
ölçüsü2,27 Mb.
#70876
1   2   3   4   5   6

Gezegen ölçeðinde düþünürsek, bir

kimyasal maddenin zararlý etkisi, sadece

uygulandýðý bölge ile sýnýrlý kalmaz;

kimyasal moleküller sýnýr tanýmaz.

Gezegendeki kimyasal döngüler vasýtasý ile

zaman içinde her yere yayýlýrlar. Esasen

gýdalara insani faaliyetler veya çevre

kirlenmesi vasýtasýyla bulaþan zehirli

maddelerin tamamýný analiz etmek de

imkânsýzdýr.

Yöntemlerimiz yetersizdir. Konuya biraz

açýklýk getirmek gerekirse, kalýntý

maddelerinin analizinde çeþitli analitik

cihazlar kullanýlýr. Bu cihazlar, gýdada hangi

toksik kimyasallarýn ne miktarda var

olduðunu tespit edebilmelidir.

Buradaki ilginç durum þudur: Cihazlarýn

tespit yapabilme yeteneðinin veya

hassasiyetlerinin artýþý ile gýdalarda varlýðýný

araþtýrdýðýmýz kalýntý maddelerinin sayýsýnýn

artýþý arasýnda sýký bir iliþki vardýr. Yani,

daha hassas cihazlar kullandýkça daha önce

varlýðýndan haberdar olmadýðýmýz ama

zehirli etkileri olan yeni kimyasal maddeler

keþfediyoruz. Yani, bu kimyasal maddeleri

tespit edebilen bir cihaz veya yöntem

geliþtirmeden önce de bu maddeler

yediðimiz gýda ürünlerinde vardý, sadece

farkýnda deðildik.

Bazen, zehirli olmadýðý sanýlan bazý

kimyasal maddelerin çok zararlý olduðu

anlaþýlýyor. Örneðin bazý pestisitler, gýda

ürününde zaman içinde çok daha zararlý

kimyasal yapýlara dönüþebiliyor. Bunlarýn

hepsi gözlenen olaylardýr. Yöntemlerimiz

yetersizdir, doðru. Hem de çok yetersiz.

Ancak buna raðmen her þeyi biliyor ve

kontrol edebiliyor gibi davranýyoruz. Bu

tam bir aldatmacadýr.

Küresel ýsýnmanýn etkisi

Küresel ýsýnma artýk bir tehdit deðil bir

vakýadýr.

Yaþadýðýmýz çað küresel ýsýnma çaðý.

Dünya genelinde kullanýlan pestisitler,

tohumlar, gübreler, genetiði deðiþtirilmiþ

organizmalar vs ile yürütülen tarýmsal

faaliyetler ve bu yapýya eklemlenmiþ gýda

sanayii ile gýda üretim faaliyetlerimiz küresel

ýsýnma sorununun en önemli kaynaklarýndan

biri haline dönüþmüþtür. Üstelik bu

durumdan bir kaçýþ veya geriye dönüþ

olanaðý da pek mümkün görünmemektedir.

Örneðin, önümüzdeki 50 yýl içinde dünyada

pestisit kullanýmýnýn azalmayacaðý, tam

aksine artacaðý öngörülmektedir. Küresel

ýsýnma nedeni ile deðiþecek sýcaklýk ile yaðýþ

rejimlerinin tarýmsal ürünlerde salgýn

þeklinde hastalýklara ve ürün zararlýlarý ile

yabani otlarda aþýrý artýþlara neden olacaðý,

bu nedenle de pestisit kullanýmýnýn zorunlu

olarak artacaðý tahmin edilmektedir

(Kavnakça 4).

Artan sýcaklýklar nedeniyle ürün

verimliliklerinde düþmeler (Kaynakça 5)

olacaðý için elde mevcut ürünleri korumak

amacýyla daha çok pestisit kullanmak

zorunda kalacaðýmýz da açýktýr. Sonuç

olarak, bu durum çevre ve insan saðlýðý için

olasý riskleri arttýracaktýr. Bu kötüye gidiþe

engel olabilmek pek mümkün görünmese

de tarýmda kimyasal madde kullanýmýnýn

gerekliliðini tartýþmalý hale getirmek bir

gerekliliktir.

Pestisitlerin kullanýlmasýnýn gereklilik

olduðunu savunan görüþ iki ana argümana

dayanýr: Bunlardan biri pestisitlerin insan

ile çevre saðlýðýna zarar vermediði ve diðeri

ise sürekli artan dünya nüfusunu

besleyebilmek veya açlýkla mücadele

edebilmek için pestisitler gibi ürün

verimliliðini arttýran kimyasallarý

kullanmanýn bir zorunluluk olduðudur.

Aslýnda her iki argüman da doðru deðildir

ve tarýmda pestisit kullanýmýný rasyonalize

etmek için sýklýkla dile getirilen argümanlar

olmanýn ötesinde, bir iþleve de sahip deðildir.

Pestisitlerin saðlýða zararlý olmadýðý

argümanýný öne sürenlere göre, bu konuda

yapýlmýþ toksikolojik testler güvenilirdir.

Toksikolojik testlerde en temelde, bir gýda

ürününde bulunan bir toksik kimyasalýn

hangi miktarý aþarsa saðlýða zarar vereceði

belirlenmeye çalýþýlýr. Buradaki varsayým,

bir kimyasalýn toksik etkisinin belirli bir

dozu aþtýðýnda ortaya çýkacaðý düþüncesi

üzerine kuruludur.

Dolayýsýyla, herhangi bir toksik

kimyasalýn gýdalardaki MRL deðerinin ne

olabileceði belirlenmeye çalýþýlýr. Sadece

MRL deðerlerinin aþýldýðý durumlarýn bir

sorun yarattýðý varsayýlýr. Ancak son yýllarda

yapýlan çalýþmalarda, bazý pestisitlerin

gýdadaki kalýntý miktarlarý, MRL deðerlerinin

altýnda olsa bile saðlýða zararlý olduðu

belirtilmektedir (Kaynakça 6 ve 7).

En çok zararý, hormonal sistemimiz

görmekte ve zarar yaþ küçüldükçe

artmaktadýr. Bu durum, pestisitlerin saðlýða

zararlý etkilerinin deðerlendirilmesi için

yapýlan toksikolojik çalýþmalarý, þüpheli bir

konuma düþürmektedir. Buna ek olarak,

toksikolojik çalýþmalar tek bir kimyasal

maddenin yol açtýðý saðlýk sorunlarý üzerine

odaklanýr. Oysa, tarýmsal üretimde

kullanman yüzlerce çeþit pestisit vardýr ve

gýdalarýmýzda birden fazla sayýd; pestisit

kalýntýsý çýkmasý oldukça muhtemeldir1.

Bu gibi durumlarýn yol açacaðý saðlýk

sorunlarý hakkýnda herhangi bir

deðerlendirme yapabilecek bilimsel

yöntemlerden yoksunuz. Ancak, böyle bir

kimyasal kokteyl maruz kalmanýn pek de

hayýrlý sonuçlara yol açmayaca ðýný

söylemek için kâhin olmak gerekmiyor.

Tarýmsal üretimde pestisit kullanýlmazsa,

yüzde 40 ile yüzde 65 arasýnda deðiþen

oranlarda ürün kayýplar olacaðý argümanýný

dile getiren çeþitli çalýþmalar vardýr

(Kaynakça 8 ve 9).

Ancak, pestisit kullanmanýn sosyal ve

çevresel maliyetleri bu çalýþmalarda hiç

hesaba katýlmadýðý için bu argüman çok

kusurludur. Yani, herhangi bir faaliyetin yol

açtýðý saðlýk sorunlarýnýn, doðaya býrakýlan

atýklarýn yol açtýðý zararlarýn ya da bu

atýklarýn bertaraf edilmesi için yapýlan

masraflarýn, maliyetlere dahil edilmesinin

iktisadi etkinliklerin verimliliðini ölçmek

için daha uygun olduðu vurgu lanmaktadýr

(Kaynakça 10 ve 11).

Tarýmsal üretimde pestisit kullanmanýn

gerekliliðini, ekolojik iktisat teorisinin

yaklaþýmý ile incelemek ve böylece gerçek

maliyetleri belirlemek çok daha doðru

olacaktýr. Örneðin, Pimentel ve arkadaþlarý

tarafýndan yapýlan bu tarz bir çalýþmada

(Kaynakça 11) pestisit kullanmanýn

savunulduðu kadar ucuz deðil, tam aksine

çok pahalý olduðu ve petrokimyasal

kaynaklarýn savurganca kullanýlmasýna yol

açtýðý belirlenmiþtir. Bir baþka çalýþmada

ise ABD'de 1950'li yýllarda böceklerin neden

olduðu yýllýk ürün kaybý yüzde 7-8 civarýnda

iken, bu oranýn günümüzde yüzde 12-13'ler

düzeyine ulaþtýðý belirtilmektedir (Kaynakça

12).


1950'li yýllara kýyasla, kullanýlan pestisit

miktarý 10 misli artmasýna raðmen böcekler

yüzünden kaybedilen ürün miktarýnýn iki

katýna çýkmýþ olmasý oldukça

düþündürücüdür. Açlýk sorununun yetersiz

gýda üretiminden kaynaklanmadýðý ise

küresel gýda politikalarýna biraz vâkýf

herkesin iyi bildiði bir gerçektir ve bu

nedenle burada deðinmeyeceðim.

Bütün bunlar en az 30-40 yýldýr

bilinmesine raðmen, yine de pestisit

kullanýldý, inancým o ki kullanmaya da

devam edeceðiz, insan her þeyin sonunu

düþünebiliyor, ancak içinde yaþadýðýmýz

sistemin bir sonu olabileceðini ve bizleri

bir sona, büyük bir hýzla bir yok oluþa

götürebileceðini düþünemiyor.

Kuþkuuz bu, sadece pestisitlerle ilgili

bir mesele de deðil. Aslýnda neye el atarsak

atalým, radikal bir deðiþim gerekliliðine

raðmen bir mahkûmiyet veya çaresizlik

durumu ile karþý karþýya kalýyoruz. Kuþkusuz

pestisit kullanýmýnýn gerekli olduðu

durumlar vardýr. Örneðin, sýtma gibi

sivrisineklerden geçen hastalýklarla

mücadelede pestisitler kullanýlýr ve bunlarýn

kontrol edilmesinde fayda da saðlar. Bu gibi

durumlarda kullanýlmalý da.

Oysa milyonlarca ton tahýlý fizyolojik

doðalarýna hiç uygun olmamasýna raðmen

hayvanlara yediriyor ve bunlarý yetiþtirmek

için de muazzam miktarlarda pestisit

kullanýyoruz. Bu iki durum birbirinden son

derece farklýdýr. Birinde hayatta kalmaktan,

diðerinde ise tabiri caizse bilimi ve

teknolojiyi arkasýna alan bir üretim

çýlgýnlýðýndan söz ediyoruz. Modern tarýmda

kullanýlan kimyasal maddelerin konumunu

sarsacak bir deðiþim kýsa vadede olasý

görünmüyor. Uzun vadede ise sadece

tarýmsal faaliyetler ve beslenme tarzýmýzda

deðiþiklik yapmak için deðil, her þey için

çok geç olacak. (BÞ/HK)

***********************************



4.   Miraglia ve ark. (2009): Climate change

and food safety: An emerging issue with

special focus on Europe. Food and Chemical

Toxicology, Volume 47, Issue 5, 1009-1021.

5.   Schultz N. (2009): Wheat gets worse as

C02 rises, The New Scientist

6.   Mckinlay ve ark. (2008): Endocrine

disrupting pesticides: Implications for risk

assessment. Environment International 34

(2008): 168-183.

7.   Mnif ve ark. (2011): Effect of Endocrine

Disruptor Pesticides: A Review.

International Journal of Environmental

Research and Public Health 8 (2011): 2265-

2303.

8.   Urech, P. (2000): Sustainable agriculture

and chemical control: opponents or

components of the same strategy. Crop

Protection 19, 831-836.

9.   Dað ve Ark. (2000): Türkiye'de tarým

ilaçlarý endüstrisi ve geleceði,

10. Fratzscher, W. and Stephan, K. (2001):

Waste energy utilisation-An appeal for an

entropy based strategy. International

Journal of Thermal Sciences, 40 (4) 311-

315.

11. Pimentel D. and Pimentel M. (2008):

Environmental and Economic Costs of the

Application of Pesticides Primarily in the

United States, 161-183, Food Energy and

Society Third Edition CRC Press Taylor

&Francis USA.

12. Weber P. (1992): A place for pesticides.

World Watch Magazine, May/June, Vol. 5,

No. 3.

***

Bu yazý Heinrich Böll Stiftung Derneði

Türkiye Temsilciliði'nin yayýnladýðý

Perspectives adlý siyasi analiz ve yorum

dergisinin ikinci sayýsýnda yayýnlandý.

Derginin ikinci sayýsýnýn dosya konusu

Ortadoðu ve Türkiye olarak belinlenmiþ.

Dosya'da Sedat Aybar'ýn "Türkiye'nin

Ortadoðu politikasý ve 'yeni coðrafya'

algýsý", Bayram Balcý'nýn "Suriye Krizi:

Türkiye'nin Ortadoðu rüyasýnýn sonu mu?",

Nidal Özdemir'in "Hatay'ýn barýþ iklimine

dikkat", Ýlhan Tanýr'ýn "Suriyeliler kendi

kendilerini yönetmeye yelken açtý",  Sezgin

Tanrýkulu'nun "Türkiye'nin Kürt sorunu

politikasý ve bölgedeki geliþmeler", Þah

Ýsmail Bedirhanoðlu'nun "Suriye krizinin

Güneydoðu Anadolu ekonomisine etkileri"

baþlýklý makaleleri yer alýyor.

Ekoloji bölümünde ise Özgür Gürbüz'den

"Nükleer yalanlar mý radyasyon mu daha

tehlikeli" ve Önder Algedik'ten "Ýklim

deðiþikliði: 'U dönüþü' mümkün mü".

Demokrasi baþlýðýnda Fikret Ýlkiz'den "KCK

davalarý ve yargý", Rýza Mahmut

Türmen'den "Yeni anayasa", Aksu Mora'dan

"Bunlarýn derdi money", Þanar

Yurdatapan'dan "Ne bileyim ben",  Pervin

Savran'dan "Ýsyanýmýz Toroslar'a yazýldý".

Dýþ politika bölümünde Tayfun Serttaþ'tan

"Ýktidarýn arka bahçesi: Sanat" ve Dýþ

politika bölümünde Soli Özel'den "Arap

Baharý ile Ortadoðu'da deðiþen dýþ politika

dengeleri" baþlýklý makalelere yer verilmiþ.

         BÝA Haber Merkezi


Yüklə 2,27 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə