7’de sulucakarahöyük/hacibektaþ Hasan kankal



Yüklə 2,27 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə4/6
tarix26.09.2018
ölçüsü2,27 Mb.
#70876
1   2   3   4   5   6

Suç edebiyatýnýn güzel bir örneði olan

Kar Suyu, Hüseyin Bul’un romancýlýk

kariyeri için iyi bir baþlangýç.

“Þefim” dedi, sesi titriyordu. Bekledi bir

süre, konuþamýyordu sanki, boðazýna bir

þeyler kaçmýþ gibi yutkunup durdu birkaç

defa, sonra önündeki masaya gözlerini

dikerek, “Þefim… Semih Þefim… dün

akþam trafik kazasý geçirmiþ” diyebildi.

Ayhan ilk önce anlamadý, sonra olduðu yere

usulca oturduktan sonra, “Nasýl kaza, var

mý bir þey þefimde peki?” aðzýndan

þaþkýnlýkla, ne dediðini bilmeden. “Var…

Semih Þefim, bir milletvekili ve bir de

üzerinde sahte kimlik çýkan biri varmýþ

arabada, üçü de ölmüþ.”

Yazýnýn baþlýðý ve kitaptan yaptýðým

yukarýdaki alýntý yeterince açýklayýcý olmalý.

Öykü ve yazýlarýndan tanýdýðýmýz Hüseyin

Bul, ilk romaný Kar Suyu’nda yakýn tarihin

kirli ve karanlýk iliþkilerini soðukkanlý,

rahatsýz edici ve heyecanlý bir hikâye ile

canlandýrmýþ.

Türkçe romanlarda –özellikle öne

çýkanlarda- ekonomik, siyasi ve toplumsal

gerçekler uzun yýllardýr yeterince yansýmýyor.

90’larýn sonuydu; derin devlet

operasyonlarýnýn, Susurluk’ta açýða çýkan

mafya-siyasetçi-polis üçgeninin, yüzlerce

faili meçhul cinayetin, devlet destekli banka

yaðmalamalarýnýn gözlerimizin önünde

cereyan ettiði, siyasi olanýn hayatýn her

alanýný kapladýðý, insan haklarýna, özgür

düþünceye, sol hareketlere karþý psikolojik

savaþýn tarihin hiçbir döneminde olmadýðý

kadar acýmasýzca ve medyanýn bütün

olanaklarý kullanýlarak sürdürüldüðü

Türkiye’de bu türden romanlarýn

yazýlmadýðýnda þikâyet etmiþtim. Kar Suyu

tam da böylesi þikâyetlere yanýt veren bir

roman. Hüseyin Bul “bütün faili meçhullere”

ithaf ettiði romanýnda þu bildik kazadan

“ilham” alarak kurgulamýþ hikâyesini.

Veli Ok adlý bir iþadamýyla ilgili bir dizi

soruþturmanýn yürütüldüðü Terörle

Mücadele Þubesi’nin sorgu odalarýnda

baþlýyor hikâye. Dosyanýn takipçisi Terörle

Mücadele þeflerinden Komiser Ayhan’dýr.

Sorgulananlarsa çeþit çeþit; mütahhiti,

doktoru, mühendisi, emekli generali, iþçisi,

kadýný-erkeði, yaþlýsý-genci bir dolu insan…

Sorgulananlarýn verdiði bilgilerden Veli

Ok’un pek çok iþ kolunun yaný sýra inþaat

sektöründe de faaliyet gösterdiðini

öðreniyoruz. Özellikle Ýstanbul yakýnlarýnda

tamamladýðý villa kentin iþadamý, siyasetçi,

ordu ve emniyet mensuplarýndan oluþan

sakinleri dikkat çekici.

Soruþturmayý büyük bir titizlikle sürdüren

Komiser Ayhan otuz sekiz yaþýnda, evli, iki

çocuk babasý, evlilikle iþi arasýndaki dengeyi

tuturamamýþ, aslýnda hayata istediði gibi

tutunamamýþ bir adam. Tipik bir orta sýnýf

devlet memuru. Hüseyin Bul olabildiðince

soðukkanlý bir bakýþla çizmiþ Komiser Ayhan

portresini. Çarkýn bir parçasý o.

Sorguladýklarýnýn “rütbesine” göre

davranmayý bilen bir memur; kimine sert,

kimine yumuþak, kimine saygýlý... Üstelik

ne silahýný, ne yumruklarýný ne dudaklarýný

konuþturuyor!.. Kýsacasý roman kahramaný

olarak kolayca empati yapýlacak “esas oðlan”

tipine yönelmemiþ Hüseyin Bul, onun yerine

hikâyeye çok oturan sahici bir karakter

seçmiþ. Bu nedenle Komiser’in gerçekleri

aydýnlatmak için verdiði uðraþ, içine düþtüðü

çýkmaz, riske attýðý hayat daha anlamlý ve

heyecanlý bir hal alýyor. Komiser Ayhan

çözüme ulaþmak için hem suçun toplumsal

dokunun derinlerine uzanan izlerini sürmek

hem de kendisiyle hesaplaþmak zorunda.

Veli Ok soruþturmasýný sürdüren Komiser

Ayhan villa-kenti gizlice ziyaret etmek

isteyecek ancak canýný zor kurtaracaktýr.

Ayný sýralarda dosyada adý geçen –ve

bombalanan bir gazetenin sahiplerinden-

Kürt bir iþ adamý kaçýrýlýp öldürülmüþtür.

Komiser Ayhan olay mahalline intikal

ettiðinde delillere Ýçiþleri Bakanlýðý

tarafýndan el konulduðu gerekçesiyle geri

çevrilir. Kýsa bir süre sonra kaza haberini

alacak, hemen ardýndan da airleri tarafýndan

zorunlu izne yollanarak dosyadan tamamýyla

uzaklaþtýrýlacaktýr. Hayatýný kararan gölgeler

arasýnda yolunu þaþýran, yorgun ve bitkin

düþen Komiser Ayhan yaptýðý iþin

beyhudeliðini bir ölümün acýsýyla

hissedecektir…



Suç edebiyatý

Son yýllarda çeþitli davalarla gündeme

gelen ama etrfýnda yapýlan tartýþmalarla içi

boþaltýlan ve toplum vicdanýnda iz

býrakmayan faili meçhul cinayetlerin, Jitem

gibi karanlýk teþkilatlarýn, resmi ve sivil

kiþilerden kurulu çetelerin izini sürmek,

hafýzalarý zinde tutmak, tarihi

güncelleþtirmek için belki de en güçlü silah

edebiyattýr. Siyasi polisiyeler, ya da biraz

daha genelleþmiþ baþlýðýyla suç edebiyatý

bu konuda büyük bir potansiyele sahip.

Meksika’nýn en ateþli suç edebiyatý

savunucularýndan olan yazar Alfonso

Reyes’in ifadesiyle; “Yozlaþmýþ bir toplumda

eðer gizli alay ve iki yüzlülük dallanýp

budaklanmýþsa ve güç tek bir yerde

toplanmýþsa, detektiflik edebiyatý eþitsizliði,

haksýzlýðý ve kötülüðü gösterir. Suç kurgusu

gerçekten de sorunlu bir ülkenin

gereksinimlerine adapte olan bir edebiyattýr.”

Aslýnda edebiyat ürünleri kategorize

etmeye hiç gerek yok. Önemli olan

edebiyatýn bir bütün olarak ne yaptýðý,

gerçeklikle nasýl bir iliþki kurduðu.

Gerçeklikten bilinçli bir kaçýþ olduðunu

düþünmüyorum. Sorun gerçekliðin

kavranýþýnda. Bir yazar ancak farkýna vardýðý

gerçekliði ifþa eder. Okuyucu da farkýna

vardýðý kadarýný benimser. Herkesin kendi

derdine düþtüðü böyle bir hayat içerisinde

gerçekliðin yerini arzular, düþler ve hayaller

almýþ, edebiyat kaçýlacak pembe bir dünyaya

dönüþmüþse eðer, bunun nedeni gerçek

hayatýn ekonomik ve siyasal anlamda

eþitliksiz, adaletsiz, baskýcý, boðucu, þiddet

dolu atmosferidir. Gerçeklikten toplu bir

kaçýþýn yaþandýðý Türkiye’de böyle bir

atmosferi –edebi ölçütleri ýskalamadan-

romana taþýmak gerçekten zor bir iþ.

Ýlk romaný olmasýna raðmen Kar

Suyu’nda bu iþin üstesinden kolaylýkla

gelmiþ Hüseyin Bul. Öncelikle çok sakin ve

sade bir üslupla yazmýþ. Anlatýlan olaylarýn

þiddeti ve dehþeti ile üslubun sakin ve sade

oluþu çeliþki gibi görünebilir. Ancak zýtlýk

anlatýma çok daha gerçekçi bir hava veriyor

ve etkiyi arttýrýyor. Soruþturma ekseninde

ilerleyen hikâyenin ilk bölümlerinde -durum

gereði- soru ve cevap þeklinde süren

karþýlýklý konuþmalar hakim. Veli Ok’un

neden soruþturulduðunun belirsizliði merak

duygusunu kýþkýrtan bir etken. Ancak yazar

soruþturm sürecine takýlýp kalmamýþ.

Tanýklarýn ifadeleriyle hayatýn farklý

alanlarýna, gündelik iliþkilere, orta sýnýflarýn

arzularýna, yeni yaþam tarzlarýna da

dokunmuþ. Ýfadesi alýnanlarýn konudan

sapýþlar yer yer mizahi öðeler içeriyor ama

hikayenin akýþýný kesmiyor. Tersine konudan

bu kýsa uzaklýk anlarý sayesindedir ki merak

ve gerilim öðesi týrmanýyor.

Romanýn merkezi karakteri Komiser

Ayhan olmakla birlikte, roman kahramaný

sayýlmaz. Þiddet ve þefkat duygularý arasýnda

salýnan iç dünyasý, etrafýnda olup bitenleri

kavramaya yetersiz zihinsel donanýmý ve

mesleðinden kaynaklanan davranýþ

bozukluklarýyla ne olumlu ne olumsuz

kategorisi içine sokulabilir Ayhan.

Soruþturma ilerleyip olaylar týrmandýkça,

kendisinin bu sürecin aktörü olamayacaðýný

anlayýnca olumsuzdan olumluya doðru bir

dönüþümden söz edilebilir.

Siyasi polisiyelerin, suç edebiyatýnýn

güzel bir örneði olan Kar Suyu, Hüseyin

Bul’un romancýlýk kariyeri için iyi bir

baþlangýç.



KAR SUYU

Hüseyin Bul

Ayrýntý Yayýnlarý

2012, 240 sayfa, 15 TL.

                                               Radikal Kitap


Yüklə 2,27 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə