77
alkol ve uyuşturucu madde alışkanlığı fiziksel şiddetten bağımsız bir boşanma sebebi
teşkil eder.
297
Eşe yönelik fiziksel şiddet, eşi itmek
298
, tırmalamak
299
, ısırmak
300
, kesici aletle
yaralamak
301
, eşin arkasından bir şeyler fırlatmak
302
, eşin üzerine yürümek
303
, eşe
kaynar su dökmek
304
vb. şekillerde gerçekleşebilir.
Burada evlilik birliğini sarsan fiziksel şiddet, sadece eşlerin birbirlerine karşı
uyguladıkları şiddet değil aynı zamanda eşlerin anne, baba, kardeş gibi akrabalardan
gördükleri ya da onlara uyguladıkları şiddet olabilir. Yani şiddet eşin akrabalarından
diğer eşe yönelebileceği gibi, eşten de diğer eşin akrabalarına yönelik olabilir. Zira,
bu durumda da Türk örf ve adet kurallarıyla, toplum yapısına göre eşler arasındaki
sevgi ve saygı bağları önemli ölçüde zedelenmiş sayılır.
297
Y 2 HD, 14.7.2009, 11799/14055: “…davalı kocanın birlik görevlerini yerine getirmediği,
sürekli alkol aldığı ve evin eşyalarını sattığı anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında müşterek
hayatı temelinden sarsacak ve birliğin devamına imkân vermeyecek şekilde bir geçimsizlik
mevcut ve sabittir…”(Gençcan, s.447, dn. 1534).
298
Y 2 HD, 25.03.2002, 3603/4255: “… davalının davacıya hakaret ettiği, saçından tutup
merdivenden aşağıya ittiği anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında müşterek hayatı
temelinden sarsacak ve birliğin devamına imkân vermeyecek şekilde bir geçimsizlik mevcut ve
sabittir…”(Gençcan, s.431, dn. 1466).
299
Y HGK, 24.05.1989, 2-300/389: “…toplanan delillerden davacı kocanın başka kadınla ilişkisi
olduğu, evine bakmadığı, davalı kadında değişik yer ve zamanda kocasına puşt, pezevenk vs.
diye hakaret ettiği, bir münakaşa sırasında kocasına kızıp üzerine bıçakla yürüdüğü, yüzünü
tırmaladığı anlaşılmıştır. Bu durumda taraflardan birinin kusurunu diğerine üstün tutmak
mümkün değildir…”(KAZANCI BİLİŞİM, İÇTİHAT BANKASI).
300
Y 2 HD, 4.10.2004, 9940/ 11041: “…davalının davacının elini ısırdığı, zehirlemekle tehdit ettiği
anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında müşterek hayatı temelinden sarsacak ve birliğin
devamına imkân vermeyecek şekilde bir geçimsizlik mevcut ve sabittir…”(Gençcan, s. 431, dn.
1465).
301
Y 2 HD, 22.10.2007, 14795/14107: “…davalı kocanın karısını dövdüğü, onu eve kilitlediği,
davacı kadının da kocasını bıçakladığı, birisinin kusurunun diğerine üstün tutulmasının mümkün
olmadığı anlaşılmaktadır…”(Gençcan, s. 428, dn. 1451).
302
Y 2 HD, 15.9.2009, 13263/15649: “…evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan
olaylarda evlilik birliğinin gerektirdiği yükümlülükleri ihmal eden eşine bardak fırlatıp
“karafatma, Allah belanı versin, çık git” diyerek hakaret eden davalı-davacı kadının da kusurlu
olduğu ve TMK 166/1 madde koşullarının oluştuğu anlaşılmaktadır…”(Gençcan, s. 430, dn.
1457).
303
Y 2 HD, 18.4.2002, 2709/5444: “…davalının dövmek için eşinin üzerine yürüdüğü ve evden
kovduğu anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında müşterek hayatı temelinden sarsacak ve
birliğin devamına imkân vermeyecek şekilde bir geçimsizlik mevcut ve sabittir…”(Gençcan, s.
419, dn. 1415).
304
Y 2 HD, 19.1.2010, 18281/831: “…evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan
olaylarda eşine şiddet uygulayan ve üzerine kaynar su döken davacı-davalı koca yanında, evin
temizliğiyle ilgilenmeyen kocasını sevmediğini, istemediğini söyleyen davalı-davacı kadın da
kusurludur…”(Gençcan, s. 429, dn. 1453).
78
“…Davacı ve davalı aynı okulda öğretmendir. Eşinin özel otomobiline
almayıp, onun dolmuşla okula gitmesine neden olan, okul bahçesinde kayın pederine
şiddet uygulayan davalı koca ağır kusurludur. Davacı kadının davasının kabulü
gerekirken reddi isabetsizdir…”
305
“…Davacı-davalı kocanın ve kayınpederin davalı-davacı kadını sürekli
dövdüğü, davalı- davacı kadının, davacı- davalı kocasına hakaret ettiği, eşyalarını
balkondan attığı, birisinin kusurunun diğerinin kusuruna üstün tutulamayacağı
anlaşılmaktadır.
306
Öte taraftan, aynı çatı altında yaşayan diğer aile bireylerinin örneğin
kayınvalide veya kayınpederin uyguladığı şiddete eşin göz yumması veya bu duruma
engel olmaması da fiziksel şiddet olarak adlandırılmaktadır.
“…Davalının bağımsız ev temin etmediği anne ve babasının davacıya kötü
davranışlarına ve onu dövmesine ses çıkartmadığı anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar
arasında müşterek hayatı temelinden sarsacak ve birliğin devamına imkân
vermeyecek şekilde bir geçimsizlik mevcut ve sabittir…”
307
Eşler TMK Md. 336 hükmüne göre evlilik devam ettiği sürece ana ve baba
ortak çocuklara ilişkin velâyeti birlikte kullanacak, çocuklarını koruyup gözetecektir.
TMK Md. 338 hükmüne göre ise eşler ergin olmayan üvey çocuklarına da özen ve
ilgi göstermekle yükümlü olacak, kendi çocuğu üzerinde velâyeti kullanan diğer eşe
uygun bir şekilde yardımcı olacaklardır. İşte bu yükümlülüklere aykırı olarak
müşterek olsun olmasın aile içerisindeki çocuklara uygulanan şiddet de, geçimsizliğe
sebebiyet verebilir.
“…Davalının eşine ağır hakaretlerde bulunduğu, davacının da çocuklarını aşırı
şekilde dövdüğü anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden
305
Y 2 HD, 19.6.2006, 2875/9667(Gençcan, s. 422, dn. 1426).
306
Y 2 HD, 3.12.2007, 2639/16782(KAZANCI BİLİŞİM, İÇTİHAT BANKASI).
307
Y HGK, 18.2.1998, 1997/2-880 E., 1998/121 K. (KAZANCI BİLİŞİM, İÇTİHAT BANKASI).
Dostları ilə paylaş: |