97
Esas olarak kesin karineler ve varsayım arasında etkileri ve ortaya çıkardığı
sonuçlar açısından pratik bir farklılık bulunmadığından, TMK Md. 166/3 ve 4.
fıkralardaki düzenlemelerin kesin karine mi yoksa varsayım mı olduğu noktasında bir
tartışmanın yersiz olacağını düşünüyoruz.
II.
ANLAŞMALI BOŞANMA
A. Eşlerin Boşanma Konusunda Anlaşmaları Kavramı
4721 sayılı Medeni Kanunun 166/II maddesine göre, “ Evlilik en az bir yıl
sürmüş ise eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi
halinde evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu halde boşanma kararı
verilebilmesi için hâkimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe
açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu
hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır. Hâkim
tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak bu anlaşmada gerekli
gördüğü değişiklikleri yapabilir. Bu değişikliklerin taraflarca da kabulü halinde
boşanmaya hükmolunur. Bu halde tarafların ikrarlarının hâkimi bağlayacağı hükmü
uygulanmaz.
391
”
392
*
393
391
4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 166. maddesinin üçüncü fıkrasının "Bu halde tarafların
ikrarlarının hakimi bağlamayacağı hükmü uygulanmaz." biçimindeki son cümlesi Anayasa
Mahkemesi’nin
2005/26
E.-
2008/105
K.sayılı
kararı
ile
Anayasa'ya
aykırı
bulunmamıştır(Ayrıntılı bilgi için bkz. www.turkhukuksitesi.com-erişim tarihi: 7.3.2012).
392
3444 sayılı Kanun ile değişik EMK 134/II m. göre ise, ” Evlilik en az bir yıl sürmüş ise eşlerin
birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde evlilik birliği
temelinden sarsılmış sayılır. Bu halde boşanma kararı verilebilmesi için hâkimin tarafları bizzat
dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın mali sonuçları ile
çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır.
Hâkim tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak bu anlaşmada gerekli gördüğü
değişiklikleri yapabilir. Bu değişikliklerin taraflarca da kabulü halinde boşanmaya hükmolunur.
Bu halde 150. m. 3 n. b. hükmü uygulanmaz”; 3444 sayılı Kanun ile yapılan değişikliğin genel
gerekçesinde “…bir eşin kendi kusuruyla evlilik birliğini sarsmış olmasına rağmen, geçimsizliğe
dayanarak boşanma davası açamaması ve eşlerin boşanma için anlaşmış olmalarının boşanma
kararı verilmesi için yeterli sayılamaması sebebiyle evlilik birliğini temelden sarsan olayların
vukuuna rağmen boşanma kararı verilememesi, eşleri müşkül durumda bırakmakta eşler fiilen
ayrı yaşamakta evlilik sadece hukuken devam etmektedir. İşte bu iki sebebe işlerlik
kazandırabilmek için yeni düzenleme ile belli şartların tahakkuku halinde, daha ziyade kusurlu
olan eşe de boşanma davası açma hakkı tanınmış ve kendi aralarında anlaşarak karar vermiş