88
Duygusal şiddet, duyguların istismar edilerek yaptırım aracı olarak
kullanılmasıdır.
344
Kullanılan söz ve takınılan davranışların, muhatabı düzenli bir
şekilde korkutma, sindirme, cezalandırma ve kontrol etme aracı olmasıdır. Bağırmak,
korkutmak, küfretmek, tehdit etmek, ailesiyle arkadaşlarıyla komşularıyla ya da
başkalarıyla görüştürmemek, eve kapatmak, küçük düşürmek, çocuklarından
uzaklaştırmak, kıskançlık bahanesiyle sürekli kontrol altında tutmak, başkalarıyla
kıyaslamak, nasıl giyineceği, nereye gideceği ve kimlerle görüşeceği konusunda baskı
yapmak, eşin kendini geliştirmesini engellemek gibi eylemler duygusal şiddeti
oluşturur.
345
Uygulamada karşılaşılan duygusal şiddet örneklerinin ağırlıklı kısmını, eş
veya yakınlarına yönelik icra edilen küçültücü davranışlar oluşturmaktadır. Yargıtay
özellikle eşin fiziksel özellikleri ile alay edilmesini ve aşağılanmasını bu kapsamda
değerlendirmiştir. Öte taraftan eşin manevi varlığına ve bu varlığın tahribine yönelik
davranışların içerisinde hakaret önemli yer tutmaktadır. Ceza hukuku açısından da
suç oluşturan
346
, insan varlığına ve değerine yakışmayan, sonuç olarak diğer eşin
onurunu kıran
her türlü hakaret, evlilik birliğini sarsan önemli nedenlerdendir.
“…davacıya davalının sürekli olarak ‘deve gibi boynun var, çocuk mezarı gibi
ayakkabın var, karga gibi burnun var, terörist’ gibi sözlerle hakaret ettiği
anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında müşterek hayatı temelinden sarsacak
derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve
sabittir…”
347
344
Uçar, s. 80.
345
Başbakanlık Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü, Aile İçi Şiddetle Mücadele El Kitabı, s. 7, 8.
346
Y 2 HD, 12.7.2002, 8313/9392: “…Toplanan delillerden ve özellikle kesinleşen ceza
mahkemesinin ilamından kocanın eşine hakaret ettiği anlaşılmaktadır. Bu davranış sonucu evlilik
birliği temelinden sarsılmıştır. Kadının davasının da kabulü ile boşanmaya karar verilmesi
gerekir…”(Gençcan, s. 327, dn. 1043); Y 2 HD, 9.7.2007, 8773/10837: “…Bilecik Sulh Ceza
Mahkemesinin …Esas …Karar sayılı ilamı ile tarafların karşılıklı müessir fiil, tehdit ve hakaret
suçlarından mahkumiyetlerine karar verildiği ve bu kararın henüz kesinleşmediği
anlaşılmaktadır. Anılan davanın sonucunun beklenmesi ve delillerin birlikte değerlendirilerek
sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması
doğru olmamıştır…”(Gençcan, s. 373, dn. 1241).
347
Y 2 HD, 4.3.2002, 2184/2811(Gençcan, s. 308, dn. 953).