81
Cinsel şiddet, cinselliğin bir tehdit, sindirme ve kontrol etme aracı olarak
kullanılmasıdır.
314
Eşi istemediği yerde, istemediği zamanda ve istemediği biçimlerde
ilişkiye zorlamak, başkalarıyla cinsel ilişkiye zorlamak, cinsel organlara zarar
vermek, çocuk doğurmaya ya da doğurmamaya, kürtaja ve fuhuşa zorlamak gibi
eylemler cinsel şiddete örnek gösterilebilir.
315
Uygulamada, eşlerin cinsel ilişkiyi gerçekleştirememeleri cinsel şiddet içerikli
davranış olarak kabul edildiğinden bu durum evlilik birliğinin temelinden
sarsılmasına neden olur. Zira cinsel ilişkiyi gerçekleştiremeyen veya
gerçekleştirmeyen eşin bu durumu diğer eşin kişilik haklarına saldırı oluşturur. Ancak
cinsel ilişkinin gerçekleştirilememesinin boşanma sebebi teşkil etmesi için öncelikli
olarak ilişki kurulamadığı hususunun tanık anlatımlarıyla yetinilmeyerek, çekişmeye
yer bırakmayacak şekilde gerekirse doktor raporuyla belirlenmesi, gelecek rapor
doğrultusunda da cinsel ilişki kuramama sebebinin, bu durumun bir hastalıktan ya da
keyfiyetten meydana gelip gelmediği hususunun netleştirilmesi gerekmektedir. Zira,
alınan raporlarda tarafların cinsel beraberliğe engel teşkil edecek herhangi bir
rahatsızlığı olmadığı söyleniyorsa, cinsel ilişki kurulamamasının davacının cinsel
ilişkiden kaçınmasından kaynaklandığını davalı ispat yükü altına girecektir. Tersi
durumda, cinsel ilişkinin kurulamaması eşlerden birine ait bir rahatsızlıktan
kaynaklanıyorsa da, hasta olan eşin tedaviden kaçınıp kaçınmadığı hususu önem
kazanacaktır.
316
Öte taraftan, evlilik birliği kurulmasından itibaren eşlerin cinsel
birliktelik geçirebilecek makul bir süre bir arada kalıp kalmadıkları hususu da önem
arzetmektedir.
314
Uçar, s. 82.
315
Başbakanlık Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü, Aile İçi Şiddetle Mücadele El Kitabı, s. 8.
316
Aynı açıklamalar eşlerin cinsel olarak birlikte olabilmelerine rağmen çocuk sahibi olamadıkları
durumlar için de geçerlidir. Salt çocuk sahibi olamamak bir boşanma sebebi değilse de bu
konuda eşlerin tüp bebek tedavisinden kaçınması bir boşanma sebebi olacaktır. Bkz. Y 2 HD,
28.2.2008, 272/2443(Gençcan, s. 366, dn. 1214).
82
“…Taraflar 5 gün bir arada kalmışlardır. Bu süre taraflar arasında cinsel
uyumsuzluk bulunduğunu kabul için yeterli değildir. Yalnızca cinsel ilişkinin 5 gün
içinde kurulamamış olması evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını göstermez.”
317
“…Ayrıca dosya kapsamından taraflar arasında cinsel birlikteliğin
gerçekleşmemiş olduğu anlaşılmakla birlikte, hangi nedenle gerçekleşmediği
anlaşılamamaktadır. O halde bu durumun da gerekirse tarafların hastaneye sevki ile
uzman bilirkişiden rapor alınarak aydınlatılması gerekir…”318
“…Taraflar 28.3.2005 tarihinde evlenmişlerdir. Dava 2.3.2006 tarihinde
açılmıştır. 31.1.2006 tarihli rapora göre davacı kadın bakiredir. Evlenmenin sosyal
amacı yanında, cinsel arzuları tatmin gayesi de vardır. Tarafların cinsel organları
normal yapıda olmasına rağmen, psikolojik sebeple de olsa uzun evlilik süresi içinde
cinsel ilişki kuramadıkları kızlık muayenesine dair rapordan anlaşılmaktadır. Bu hal
evlilik birliğini temelinden sarsar. Birlikte yaşanan uzun süre içinde cinsel ilişkinin
başarılamamış olması karşısında eşlerde birbirine karşı haklı bir nefretin, en azından
isteksizliğin doğacağı şüphesizdir. Böyle bir durumu davacı açısından kusur olarak
kabul etmek mümkün değildir. Ne zaman gerçekleşeceği belli olmayan ve ondan
sonra da devam edip etmeyeceği şüpheli bulunan cinsel yakınlaşmayı beklemek için
davacıyı zorlamak açık bir haksızlıktır. Bu koşullar altında davacıdan evlilik birliğini
devam ettirmesi beklenemez. Aile birliğinin temelinden sarsıldığı(TMK 166/1) kabul
edilerek boşanmaya karar verilmesi gerekir.”
319
“…Taraflar arasında evlilik tarihinden itibaren cinsel birlikteliğin
kurulamadığı sabittir. Her ne kadar alınan raporlarda tarafların cinsel beraberliğe
engel teşkil edecek ruhsal ve fiziksel bir rahatsızlıklarının bulunmadığı tespit edilmiş
ise de; davalı koca tarafından davacının cinsel beraberlikten kaçtığına dair bir delil
317
Y 2 HD, 8.3.2002, 2456/3222(Gençcan, s. 392, dn. 1309); Yargıtay’ın eşlerin 22 gün bir arada
kalmalarını yeterli gördüğü kararı için bkz. Y 2 HD, 24.12.1984, 1984/10433E. -
1984/10464K.(KAZANCI BİLİŞİM, İÇTİHAT BANKASI).
318
Y HGK, 2.4.2008, 2008/2-283 E. -2008/286K. (KAZANCI BİLİŞİM, İÇTİHAT BANKASI).
319
Y 2 HD, 7.3.2007, 15367/3526(Gençcan, s. 393, dn. 1315); Benzer olarak Y 2 HD, 14.5.2007,
2006/19300E. -2007/7924K.; Y 2 HD, 9.6.2003, 2003/4310E. -2003/8412K.; Y 2 HD, 3.3.2003,
2003/1552E. -2003/2680K.; Y HGK, 14.3.2001, 2001/2-245E. -2001/247K. (KAZANCI
BİLİŞİM, İÇTİHAT BANKASI).
83
ortaya konulmadığına göre, cinsel birleşmeyi gerçekleştiremediği anlaşılan davalı
koca boşanmaya yol açan olaylarda tamamen kusurludur.”
320
“…Dava, TMK 166/1 maddesinde ifadesini bulan evlilik birliğinin temelinden
sarsılması hukuksal sebebine dayanılarak açılmış, davacı maddi olay olarak eşinin
“vaginismus” tabir edilen rahatsızlığı nedeniyle onunla cinsel ilişkiye giremediğini
göstermiştir. Davalıda “vaginismus” rahatsızlığının mevcut olduğu taraflar arasında
bu sebeple cinsel ilişkinin gerçekleşmediği, davalının halen bakire olduğu alınan
raporla belirlenmiş ise de, bu rahatsızlığın tedavi edilebilir nitelikte olduğu sabittir.
Davalının tedaviden kendi iradesiyle kaçındığına dair bir delil getirilememiştir.
Davacı evlilik birliğini temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan
vermeyecek başkaca bir olgu ve delil göstermemiştir. O halde mahkemece davanın
reddine karar verilmesi gerekirken yetersiz gerekçe ile boşanmaya karar verilmesi
doğru olmamıştır.”
321
Sebepsiz yere cinsel ilişkiden kaçınmak da, evlilik birliğinin temelinden
sarsılmasına sebep olur.
322
“... Yapılan soruşturma, toplanan deliller, davacı karşılık davalı kocanın
tanıklarının anlatımlarından; kocanın sebepsiz yere cinsel ilişkiden kaçındığı, çevreye
istemediğini beyan ettiği ve evlilik birliğine ilişkin görevlerini yerine getirmediği
anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede
ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve
sabittir..”
323
320
Y 2 HD, 2.7.2009, 10818/13095(Gençcan, s. 394, dn. 1320).
321
Y 2 HD, 23.7.2009, 12583/14812(Gençcan, s. 396, dn. 1325).
322
Y 2 HD, 3.5.1982, 1982/3422 E.,1984/3948K.:”…Cinsel ilişki birliğin devamının temel
unsurlarından biri ise de, …Kadının yanaşmaması halinde dövülmesi için neden değildir…”; Y
HGK, 15.2.1995, 1994/2-813 E. -1995/86: Davalının kocası ile cinsel ilişki kurmaktan kaçındığı,
bu yüzden davacı kocanın da karısını dövdüğü gerçekleşmiştir. Davalı kadının cinsel ilişkiden
kaçınması, kocaya karısını dövme ve kötü kullanma davranma hakkını vermez. Bu durumda
tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü gerekir…”(KAZANCI BİLİŞİM, İÇTİHAT
BANKASI).
323
Y 2 HD, 6.5.2008, 13408/6544(Gençcan, s. 401, dn. 1350); Bkz. Y 2 HD, 28.9.2009,
2008/12710E. 2009/16076(KAZANCI BİLİŞİM, İÇTİHAT BANKASI).
Dostları ilə paylaş: |