90
göstermesi
354
, dışarıya çıkarmaması
355
, eşi örtünmeye zorlaması
356
, üfürükçülere
götürme
357
gibi tavır ve davranışlar ile eş ve çocukla ilgilenmemek
358
, evden
kovmak
359
, sebepsiz intihara kalkışmak
360
, tıbbi zorunluluk olmaksızın habersiz
çocuk aldırmak
361
gibi davranışların evlilik birliğini temelinden sarsacağı ortaya
konulmuştur.
354
Y 2 HD, 18.9.2008, 12425/12145: “…davalı kocanın kıskançlık nedeniyle davacı eşine kısıtlama
getirdiği ve sürekli fiziksel şiddet uyguladığı anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak
hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir
geçimsizlik mevcut ve sabittir…”(Gençcan, s. 399, dn. 1099).
355
Y 2 HD, 24.7.2008, 11795/11232: “…boşanmaya neden olan olaylarda eşini eve kilitleyen,
akrabaları ile görüştürmeyen, telefonu kullanmasına izin vermeyen davalı koca tam
kusurludur…”(Gençcan, s. 342, dn. 1113).
356
Y 2 HD, 15.3.2006, 19038-3479: “…davalı kocanın davacı karısını çağdaş kıyafetlere aykırı
giyinmeye zorladığı ve evlilik birliğine ilişkin görevlerini yerine getirmediği anlaşılmaktadır. Bu
halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan
vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir…”(Gençcan, s. 455, dn. 1573).
357
Y 2 HD, 7.5.2002, 1532/6083: “…davalının, davacı kadının hastalığı ile ilgilenmeyip tıbbi
tedavisini yaptırmayıp bunun yerine üfürükçülere götürüp evde okunmuş su bulundurarak
bununla yetindiği, evden dışarı çıkarmadığı anlaşılmaktadır…”(KAZANCI BİLİŞİM, İÇTİHAT
BANKASI).
358
Y 2 HD, 9.6.2004, 6492/7486: “…davalının birlik görevlerini yerine getirmediği, çocuğun
doğumunda ve sonrasında eşi ile ilgilenmediği anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak
hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir
geçimsizlik mevcut ve sabittir…”(Gençcan, s. 356, dn.1170); Y 2 HD, 15.5.2008, 8939/7174:
“…toplanan delillerden boşanmaya neden olan olaylarda birlik görevlerini yerine getirmeyen,
felç olan eşinin hastalığı ile ilgilenmeyen, evlenmek istediğini söyleyen davacı kocanın daha
ziyade kusurlu olduğu anlaşılmıştır…”(Gençcan, s. 358, dn.1182).
359
Y 2 HD, 11.2.2007, 13295/957 “…Davalı-davacı kocanın hamile eşini evden kovduğu,
eşyalarını kapı önüne attığı, kapı kilidini değiştirdiği toplanan delillerden anlaşılmaktadır. TMK
166/1-2 maddesi koşulları gerçekleşmiş olup, evlilik birliği temelinden sarsılmıştır…”(Gençcan,
s. 350, dn. 1147).
360
Y 2 HD, 16.10.2006, 6877/14029: “…davacının intihara teşebbüs ettiği, davalı kocanın da birlik
görevlerini yerine getirmediği anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden
sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve
sabittir…”(Gençcan, s. 372, dn. 1235).
361
Y 2 HD, 24.6.2009, 10197/12339: “… davacının tıbbi zorunluluk bulunmadığı halde davalının
bilgisi dışında çocuğunu aldırmasına karşılık, davalının da eşine ve ailesine sürekli olarak
hakaret ettiği ve onları istemediğini söylediği anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak
hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir
geçimsizlik mevcut ve sabittir…”(Gençcan, s. 369, dn. 1225).
91
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELİNDEN SARSILMASINA İLİŞKİN YASAL
KARİNELER
I.
HUKUKİ NİTELİK
A. Genel Olarak Karineler
Karine varlığı bilinen bir vakıadan, bir başka vakıanın varlığı veya yokluğu
sonucuna varılması imkanı veren kuraldır.
362
Bu kural esasen “karine temeli” ve “
karine sonucu” olmak üzere iki parçadan oluşur.
363
Örneğin, zilyetliğin mülkiyete
karine teşkil etmesinde, zilyetlik karine temelidir, mülkiyet ise karine sonucudur.
364
Karineler, fiili karineler ve yasal(kanuni) karineler olmak üzere ikiye
ayrılırlar. Yasal karineler de konusuna göre olay ve hak karineleri ile karinenin
aksinin ispat edilip edilememesine göre adi ve kesin karineler olarak
sınıflandırılmaktadır.
Fiili karineler, tarafların olay iddialarının doğruluğu veya bir delilin
güvenilebilirlik derecesi hakkında, yargıcın kanaat edinmesine yarayan yaşam
deneylerinin ortaya koyduğu değer hükümleridir.
365
Birçok Yargıtay kararında ve
doktrinde geçen “hayatın olağan akışı” ifadesi, yaşam deneyimi kurallarını daha
362
Umar, Bilge/ Yılmaz, Ejder: İsbat Yükü, İstanbul 1980, s. 165.
363
Pekcanıtez, Hakan/ Atalay, Oğuz/ Özekes, Muhammet: Hukuk Muhakemeleri Kanunu
Hükümlerine Göre Medeni Usul Hukuku, 11. Bası, Ankara 2011, s. 427.
364
Pekcanıtez/Atalay/Özekes, s. 427.
365
Umar/ Yılmaz, s. 166.
92
doğrusu bundan çıkarılan fiili karineleri ifade eder.
366
Örneğin, senedin alacaklı
tarafından borçluya iade edilmesi, borcun ödendiğinin fiili karinesi olacaktır.
367
B. Yasal Karineler ve Çeşitleri
Bir davada ispat edilmesi gereken bir vakıanın ya ispat edilmiş hükmünde
sayılmasına yol açan, ya da vakıanın doğrudan doğruya ispatını zorunlu görmeyip,
başka belli bir vakıanın ispatı yapılabilirse bu ispat sayesinde asıl ispat konusu
vakıanın da ispat edilmiş sayılması gereğini kabullenen kanun kuralları yasal
karineleri ifade eder.
368
Yasal karineler kesin karineler ve kesin olmayan(adi) karineler olmak üzere
ikiye ayrılır.
Kesin yasal karinelerin aksi iddia ve ispat edilemez. Örneğin, tapu sicilinde
kayıtlı olan hususların bilinmediği ileri sürülemeyeceği(TMK Md. 1020) gibi rızası
fesada uğramış bir kişi de bir yıl içerisinde akdi feshettiğini beyan etmezse akde
icazet vermiş sayılır(TBK Md. 31).
369
Somut olayda dayanılan kanuni karinenin doğru olmadığı ispat edilebiliyorsa
yani dayanılan karine aksini ispat yoluyla etkisiz hale getirilebiliyorsa adi karineden
bahsedilmektedir.
370
Yasal karineler, olay ve hak karineleri şeklinde de bir ayrıma tabi tutulurlar.
Olay karinelerinde, belli bir hukuksal sonucun doğumu için gerekli müspet ve menfi
vakıanın gerçekleşmiş olduğunun, varlığı anlaşılan ancak bu hukuksal sonuçla ilgisi
bulunmayan başka bir sonuçtan çıkarılması söz konusudur. Ölüm karinesi(TMK Md.
31) ve babalık karinesi (TMK Md. 285) kanuni olay karinesine örnek olarak
366
Umar, Bilge: Hukuk Muhakemeleri Kanunu Şerhi, Ankara 2011, s. 553.
367
Örnekler için bkz. Pekcanıtez/Atalay/Özekes, s. 428.
368
Umar, s. 555.
369
Pekcanıtez/Atalay/Özekes, s. 428, 429.
370
Pekcanıtez/Atalay/Özekes, s. 428, 429.
Dostları ilə paylaş: |