106
görüşünü
424
sergilemiştir. Ancak, Yargıtay son tarihli kararlarında tekrar görüş
değiştirerek saike ilişkin düşüncelerin serbest iradeyi ortadan kaldırabileceğini
söylemiştir.
425
Bu anlamda Yargıtay’ın bu konuda yerleşmiş bir içtihatının
bulunmadığı söylenebilir.
Öğretide bir kısım yazarlar
426
, Yargıtay’ın yukarda ortaya konulan kararına
uygun olarak, anlaşmalı boşanma davalarında saikin bir öneminin olmayacağını
savunmuştur. Buna göre, hâkimin tarafların boşanmayı istemelerindeki gerçek
niyetlerini başka bir anlatımla boşanma konusundaki amaçlarını araştırma
yükümlülüğü ve yetkisi yoktur. Zira tarafların mahkemeye birlikte başvurmaları yâda
bir eşin açtığı davanın diğer eş tarafından kabul edilmesi halinde evlilik birliğinin
temelinden sarsılmış olduğu noktasında aksinin ispatlanması mümkün olmayan kesin
bir karine oluşur. Hâkim yalnızca eşlerin boşanma konusundaki iradelerini serbest bir
şekilde ortaya koyup koymadıklarının üzerinde durmalıdır.
Kanaatimizce hakim saik araştırması yapmamalıdır. Ancak eğer taraflar
dilekçelerinde veya duruşmadaki sözlü beyanlarında yetim aylığı alabilmek veya
alacaklılardan mal kaçırmak gibi amaç ve niyetlerle boşanmak istediklerini beyan
etmişler ve bu beyanları tutanağa geçirilmişse hakim boşanma talebinin reddine karar
vermeli, kanuna karşı hile teşkil edecek bir işleme göz yummamalıdır.
427
Taraf iradelerinin serbestçe açıklanması noktasında Yargıtay, tarafların
anlaşmalı boşanma taleplerine ve bu yönde hüküm almalarına rağmen, davacının
hukuki ve fiili bir engeli olmadığı halde; iki yıl sekiz ay evliliği sürdürdükten sonra
davalıya kararın tebliğini istemesini davacı için bir hak olmakla birlikte; Türk Medeni
Kanunu'nun 2. maddesinde yer alan dürüstlük kuralına aykırı ve hakkın kötüye
kullanılması niteliğinde görmüş ve hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni
424
Bkz. Y 2 HD, 20.10.1993, 8625-9559(Gençcan, s. 598, dn. 2150).
425
Bkz. Y 2 HD, 30.1.2006, 21176/499(Gençcan, s. 599, dn.2152).
426
Y 2 HD, 30.1.2006, 21176/499sayılı kararın karşı oy gerekçesinde Gençcan: “…Anlaşmalı
boşanma davasında tarafların boşanmanın sebebini açıklama zorunluluğu yoktur. Boşanma
taraflara
kalmış
bir
konudur.
Boşanma
iç
nedeni
boşanma
hakimin
ilgilendirmez…”demektedir(Gençcan,s. 599); Benzer olarak bkz. Özdemir, s. 151; Aksi görüş
olarak bkz. İpek, s. 110, 111.
427
Benzer olarak bkz. Tutumlu, s. 1063.
107
korumayacağından, eşlerin boşanma iradelerini samimi bulmayarak boşanma
hükmünün bozulmasına karar vermiştir.
428
5. Eşlerin Uzlaştıkları Şartların Hâkimce Yerinde Görülmesi
TMK 166/3’de hâkimin anlaşmalı boşanmaya karar verilmesi için aranan bir
diğer şart tarafların evliliğin mali sonuçları ve çocukların durumuna ilişkin yaptıkları
anlaşmanın hâkimce uygun bulunmasıdır.
Boşanma davalarında bir an önce boşanma kararı alabilmek için gerek davacı
ve gerek davalı aceleci tavırlarıyla hem kendilerinin hem de ortak çocuklarının
geleceklerini tehlikeye atabilecek olduklarından, Kanunkoyucu bu şekilde bir
düzenleme yapmayı uygun bulmuştur.
429
Burada taraflarca varılan anlaşmanın yazılı bir metne dökülmüş olarak
mahkemeye sunulmasına gerek olmasa da anlaşmanın infaz edilecek şekilde hüküm
fıkrasında yer alması ve eşler tarafından imzalanması gerekecektir.
430
Farklı olarak Yargıtay, evliliğin mali sonuçları ve çocukların durumuna ilişkin
anlaşma onaylanırsa, sözleşmenin mutlaka hüküm fıkrasında gösterilmesini zorunlu
görmemektedir. Zira Yargıtay’a göre, boşanmaya karar verilmiş ve protokol
bütünüyle karara alınmışsa, hüküm fıkrasına geçirilmemiş olmasının önemi yoktur.
Anlaşmanın karar metnine olduğu gibi alınması örtülü onay niteliğindedir.
431
Boşanma sebeplerinin herhangi birisiyle son bularak kesinleşen boşanma
davalarında dava sürecinde eşlerden biri maddi ve manevi tazminat ya da yoksulluk
nafakasına ilişkin herhangi bir istemde bulunmamışsa, kararın kesinleşmesinden
itibaren bir yıl içinde bu yöne ilişkin taleplerde bulunabilir. Gerçekten Medeni
Kanunumuzun m. 178. de; “evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava
428
Y 2 HD, 2009/16037-2010/17586(www.turkhukuksitesi.com-erişim tarihi: 7.3.2012).
429
Gençcan, s. 602.
430
Akıntürk/Karaman, s. 271; Gençcan, s. 1432.
431
Y 2 HD, 21.06.1995, 6497/7237(Gençcan, s. 1432, dn. 683).
108
hakları boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden bir yıl geçmekle
zamanaşımına uğrar” biçiminde bir düzenleme yapılmıştır.
Yargıtay’ın 1.3.2004 tarih, 1717-2494
432
sayılı eşlerin boşanmanın mali
sonuçları konusunda anlaşamadıklarında, hakimin tarafların iddia ve savunmaları
çerçevesinde delilleri toplayıp TMK 166/1, 2, 4 fıkralarına göre değerlendirme
yapması gerektiğini, TMK 166/3’e göre boşanmaya karar verilmesinin usul ve yasaya
aykırı olduğunu belirttiği kararından yola çıkarak, tarafların boşanmanın mali
sonuçları
433
olan maddi-manevi tazminat ve yoksulluk nafakası konularında bir
anlaşmaya varmaları gerektiği söylenebilirse de Yargıtay’daki mevcut çoğunluk
maddi ve manevi tazminat haklarını saklı tutarak eşlerin anlaşmalı olarak
boşanabilecekleri görüşündedir. Yani bu durumda eşler anlaşmalı olarak boşandıktan
ve bu boşanma hükmü kesinleştikten sonra ayrıca açacakları davalar ile maddi ve
manevi tazminat talep edebileceklerdir.
434
Yargıtay’daki çoğunluk görüşüne karşı çıkan Gençcan’a
435
göre ise tarafların
TMK 166/3 maddesi uyarınca düzenledikleri ve hâkime sundukları protokolde
“birbirlerindeki maddi ve manevi tazminat haklarını saklı tuttuklarını” belirtmeleri
durumunda TMK 166/3 gereğince boşanmaya hükmedilemez. Zira, hakkın saklı
tutulması, bu konuda anlaşma sağlanamadığını, çekişmenin devam ettiğini ihtilafın
ileriye atıldığını gösterir ve boşanmanın mali sonuçlarıyla ilgili çekişme
giderilemeden boşanma kararı verilemez. Öte taraftan tarafların boşanma sebebinin
taraflardan birinin kusurlu davranışı değil, eşlerin boşanma konusunda anlaşmış
olmaları ve taraflardan birinin kusuru ile boşanmaya karar verilmediği konusunda
kesin hüküm bulunması karşısında; mahkemenin tarafların kesin hüküm sonrası
432
Gençcan, s. 603, dn. 2170.
433
Yargıtay mal rejimine ilişkin olarak mallar konusunda da taraflarca bir anlaşmaya varılmasını
aradığı kararlar için bkz. Y 2 HD, 12.1.2005, 15214/330; Y 2 HD, 21.10.2004,
10763/12274(Gençcan, s. 622, 623).
434
Y 2 HD, 28.1.2009, 19916-959 sayılı kararı için bkz. Gençcan, s. 603, dn.2171; Benzer şekilde
Tutumlu da boşanmanın mali sonuçları hakkında anlaşma sağlanması beklenmeden veya
tarafların bu konudaki talepleri konusunda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeden
boşanmaya hükmedilmesi durumunda, ortada mali konulara ilişkin kesin hüküm
bulunmadığından mali taleplerin yeni bir davada ileri sürülmesine engel bulunmadığını
belirtmektedir(Tutumlu, s. 1060).
435
Gençcan, s. 603 vd; Benzer görüş için bkz. Özdemir, s. 160-162.
Dostları ilə paylaş: |