57
Alevi toplumunun artık geleneksel dinî kimlik kalıplarına
dönüş süreci başlamıştır. (Kehl-Bodrogi, 1996: 52)
Dedelerin geleneksel otoritesi sarsılmış, okumuş elitler
tarafından yazılan Alevilikle ilgili yayınlarda görülmemiş artış
yaşanmış, yazılı ve görsel medyada Alevilikle ilgili konular
sıkça tartışılır olmuş, Aleviler, dernek, vakıf, cemevi gibi çe-
şitli isimler altında faaliyet gösteren kurumlar şeklinde hızla
örgütlenmeye başlamışlar, Alevi inanç ve ritüellerine yönelik
ilgi giderek artmaya başlamıştır. Bu gelişmeler dedelik kuru-
munu da çok yönlü olarak etkilemiştir. Dedelik Kurumunun
geleneksel işlevlerinin bir bölümü yeni koşullar ve toplumun
yeni gereksinimleri doğrultusunda ya yok olmuş ya da dönü-
şerek yaşamayı sürdürme eğilimine girmiştir. Ancak artık Ale-
vilere geleneksel önderlik yapma işlevi dedelerden yukarıda
belirttiğimiz kurumlara ve yeni kuşak elitlere geçmiş bulun-
maktadır. Dede-Talip ilişkilerinde uzun zamandan beri varolan
kopukluk ve bunun yarattığı hem bilgisizlik ve/veya talipler
nezdindeki prestij kaybı artık kent koşullarında Dedelerin ön-
der konumlarını eskiden olduğu şekliyle olanaksız hale ge-
tirmiştir.
Uzun süredir Alevilikle ilgili toplantılara genellikle De-
delerin yerine artık yeni önder kuşak konuşmacı olarak çağı-
rılmakta, dinlenmektedir. Alevilikle ilgili sözlü bilgilerin yazılı
kültüre dönüştürülmesi konusunda da öncülük Dedelerden çok
yeni kuşak tarafından üstlenilmektedir. (Aynı yönde bkz.
Yavuz, 1999: 72) Artık açıkça görülmektedir ki yüzlerce yıl
önce kırsal yapının gereksinmelerine göre şekillenmiş bulunan
Dedelik Kurumu’nun kentlere göç öncesi durumdaki işlevle-
rine ve gücüne kavuşması olanaksızdır. Sadece bugünün gerek-
sinimleri doğrultusunda Dedelere eski rollerine oranla çok
sınırlı kalan yeni bazı roller verilmesi söz konusudur. Bunu gü-
58
nümüzde faal olan Cemevleri ve Alevi kültür merkezlerinde
gönüllü veya maaşlı olarak görev yapan dedelerin üstlendikleri
roller ve kurum içerisindeki otoritelerine bakarak anlamak ola-
naklıdır. Demek ki, kentleşme ile birlikte geleneksel otorite
kalıplarında da çözülme olmaktadır. Dedenin dinsel ve diğer
sosyal otoriteleri kentin başka kurumlarıyla da paylaşılabil-
mektedir. Artık bir dernek veya vakıf bünyesinde bulunan
Cemevi ve Dede bu dernek veya vakıfın kontrolü ve idaresi
altında bulunmakta, bu dernek veya vakıf ise devletin ilgili
kurumlarının denetimi altında bulunmaktadır. Dedenin otoritesi
kentlerde Cemevinin girişinde başlamakta ve çıkışında sonlan-
maktadır. Dedelerin otoriteleri geleneksel duruma nazaran daha
sınırlı işlevlerle devam edecektir. Bugün kentlerde Dedelik
Kurumu’nun zayıflayan gücü ve işlevlerini herkes gibi Dedeler
de açıkça kabul etmektedirler. Çünkü bu zayıflamayı en çok
hisseden onlar olmaktadır. Kentleşme sonrası kopan Dede-
Talip ilişkileri ve bunun yarattığı boşluğun birçok yansımaları
olmuştur. Daha önce köylerde sahip olunan işlevler ve etkinlik
kaybolmuş ve Dedelik Kurumu işlevsiz hale gelmiştir. Ancak
son zamanlarda sadece inanç konularında ve dinsel hizmetler-
deki işlevleri bakımından Dedelere yönelik bir talebin olduğu
söylenebilir. (A. Yaman, 2004: 296) Kentlerde Cemevlerinin
giderek kurumlaşması nedeniyle Dedeler toplumda giderek
daha fazla etkili olmaktadırlar.
Ayrıca Dedenin rolü, ya kendisine soy yoluyla intikal
etmiş talip grubunun çok sınırlı düzeyde gerçekleştirdiği dinsel
ritüellerinde veya Alevi kurumlarınca ona verilen sınırlar çer-
çevesinde kendini gösterebilmektedir. Dedelerin geçmişteki
konumları düşünüldüğünde bu oldukça radikal bir işlevsel
dönüşümü ortaya koymaktadır. Yeniden sınırlı işlevlerle de
olsa dedelere duyulan gereksinime rağmen dedesoylu gençlerin
59
ise pek dedeliğe hevesli olmadıkları da görülmektedir. Ancak
yine de Türkiye’de ve yurtdışında inşa edilen Cemevleri ve
kültür merkezlerinde dedelerin giderek daha fazla rol üstlen-
meye başladıkları görülmektedir. Son yıllarda her ne kadar
düzensiz de olsa çeşitli kurslar yoluyla da dedelik eğitiminin
kurumsallaşmaya başladığı görülmektedir. Gerek yurtdışında
Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu (AABF), HAK-Der
(Hollanda), gerek yurtiçinde CEM Vakfı, Alevi Bektaşi Fe-
derasyonu vd. kurumlar Dedelik ve Alevilik konulu seminer ve
kurslar yürütmektedirler.
Günümüzde Dedelik kurumunun bir diğer özelliği de
“Ocak dedeliği”nden, “kurum dedeliği”ne dönüşmesi olgusu-
dur. Geleneksel ve sırra dayalı Aleviliğin temel otoritesi, odak
noktası dede iken. günümüzün kentleşmiş açık Aleviliğinin
temel otoriteleri dernek vb. kurumlar olmuştur. Bu bağlamda
artık dede, geleneksel olarak içinden geldiği ocağından çok
Cem yürüttüğü kurumun adıyla anılmaktadır. Mesela “Okmey-
danı Cemevi’nin Dedesi, Karaca Ahmet Cemevi’nin Dedesi
vb.” şeklinde. Ayrıca artık büyük ölçüde kentlerde yaşayan
Alevi Dedeleri ve Talipleri arasında kente göç öncesi eskiden
varolan sıkı bağlantı zayıflamıştır. Dede-Talip ilişkileri eskiden
olduğu gibi belli zamanlarda Dedelerin gezici faaliyetleri ile
değil, Cemevleri bünyesinde oluşan karma talip topluluklar ve
Cemevlerinde görevli Dedeler arasında süren daha farklı bir
ilişki tarzına dönüşmüştür. Artık Dede Cemevine gelen talip-
lerin hangi ocaktan olduklarını bilmemekte, ayrıca varsa ara-
larındaki sorunları bilmemekte, bilse bile buna karşı eskiden
olduğu gibi uygulayabileceği bir yaptırım gücü bulunmamakta,
hatta bu Cemlere Alevi olmayanlar da katılabilmektedirler.
Eskiden mutlaka her Talibin Dede tarafından Cem yapılarak
görülmesi sorulması şeklindeki uygulama da değişmiş, bu
Dostları ilə paylaş: |