54
4. Sosyal ve dinsel törenleri (cem, cenaze, evlenme tö-
renleri vb.) yönetmek,
5. Adaleti sağlamak , suçluları düşkün etmek,
6. Inancı ve gelenekleri yaşatmak ve aktarmak, 7. Kutsal
güçleri nedeniyle maddi-manevi sorunu olanların, hastaların
başvuru yeri olmak. (Yaman, 2006: 69)
Çok sayıda dede ailesinden oluşan Ocak sistemi belli
işlevleri yerine getirmekle birlikte, farklı bölgelerde, farklı alt-
grup özelliklerini de sergilemektedir. Örneğin Dersim yöresin-
de sosyo-ekonomik yapıya hakim aşiret yapılanması, Anado-
lu’nun aşiret şeklinde sosyal yapıya sahip olmayan farklı böl-
gelerindeki Dedelerden bazı farklı nitelik ve işlevler yükle-
miştir. Bölgesel olarak da bazı dedeler hem dede hem aşıklık
hizmetleri görürken, bazı bölgelerde bu hizmetler birbirinden
farklı kişiler tarafından yerine getirilmektedir. Bu durum farklı
coğrafyalarda bıyık, sakal gibi dış görünüme ait fiziksel öze-
liklere de yansıyabilmektedir.
Dedeler ve Cem İbadeti
Cem Ibadeti Aleviliğin merkezinde bulunan ve bir dinsel
ritüeli aşan niteliklere sahip toplumsal bir olgudur. (M. Yaman,
1998) Öyle ki Cem ibadeti çerçevesinde topluluğun eğitimi
sağlandığı gibi, ibadet yönü ile de manevi doyumu sağlamakta
ve topluluk disiplinine aykırı konuların da görüşüldüğü yer
olması bakımından da büyük önem taşımaktaydı. Çünkü bu
şekilde Cemler, topluluğun varlığını sağlayan kurum ve kural-
lara itaati sağlayıcı yaptırım gücüne de sahip bulunmaktaydı.
Dedelerin Cemlerdeki işlevleri esas olarak özetlediğim bu te-
mellere dayanmaktadır. Dedenin bu işlevleri uygulamadaki
başarısına paralel olarak çevresindeki saygınlığı ve tanınmışlığı
da artmaktadır. Geçmişte bu şekilde ün yapmış birçok Dede
55
bulunmaktadır. Yine aynı şekilde eğer Dede aşıklık özelliğiyle
çok iyi saz çalabiliyor ve deyişler de söyleyebiliyorsa toplum
katındaki saygınlığı ve değeri daha da artmaktadır. Dedelerin
Cemdeki esas görevi oniki hizmetin görüldüğü bu kutsal ritüeli
idare etmektir. Bu sırada Dede gülbang çeker (dua eder), deyiş-
ler söyler. Dedelerin tümü saz çalmaz, bazı yörelerde Cem’de
Dede hem saz çalar hem Cemi yönetirken; bazı yörelerde
Cem’de mutlaka zakir (aşık) bulunur. Sazı çalar ve deyişleri
söyler. Dede de dilerse ona eşlik eder ancak Cemi idare ve
gerekli yerlerde gülbank çeker. Demek ki Dedelerin Cemler-
deki işlevleri yörelere göre farklılık göstermektedir. Cemde
yargılama ve kararın uygulanmasında da Dede ön plandadır.
Cem’de ancak Dedenin izin vermesi ile lokmalar dağıtılır.
Dedenin izni olmaksızın kimse lokma yiyemez. Cem’in her
aşamasında Dede hizmet ve yetki sahibidir, esas sorumlu odur.
Demek ki, Dedelerin en önemli işlevi, cem ibadetlerinin
yönetmesinden kaynaklanmaktadır. Alevilerin ibadetlerinin te-
meli bu cem ritüeline dayanır. Ocakzade
4
dedeler, her yıl dü-
zenli bir şekilde kendilerine bağlı köylerdeki taliplerini ziyaret
ederler. Dedelerin bu ziyaretleri, hasat zamanı geçtikten sonra
yapılır. Dede bir yere geldiğinde peyik (davetçi) adı verilen bir
kişi ve ev dolaşarak Dedenin geldiğini ve cem töreni yapıla-
cağını köylülere haber verir. Köydeki evlerden biri ibadet için
hazırlanır. Cem (görgü cemi) cuma akşamı, yani perşembeyi
cumaya bağlayan gece yapılır. Cem’de oniki hizmet ve bu
hizmetlerin ayrı ayrı sahipleri vardır. Cem’de oniki hizmet
sahipleri ve görevleri şu şekildedir: Dede, yola erkâna ilişkin
öğütler verir, cem ibadetini yönetir, düşkünlük ve musahiplik
hizmetlerini görür. Bazı Dedeler tevhid, düvazdeh imam, mer-
4
Ocakzade sözcüğü, Ağuiçen, Garip Musa, Pir Sultan, Hıdır Abdal gibi belli
bir ocak ailesi soyundan gelen anlamında kullanılmaktadır.
56
siye vb. deyişleri çalar söyler. Rehber, cemde görgüsü yapı-
lanlara yardımcı olur. Gözcü, cemde düzeni sağlar. Çerağcı,
çerağı (mumu) yakar, meydanın aydınlanmasını sağlar.
Aşık/Zakir, Eğer Dede çalıp söylemiyorsa, onun yönetiminde
saz çalarak deyişler söyler. Süpürgeci, her hizmetin sonunda,
süpürge çalma görevini yerine getirir. Sakka, su dağıtır,
lokmalar yendikten sonra temizlik için ibrik, leğen, havlu
getirir. Sofracı, kurban ve yemek işlerine bakar. Pervane, ce-
mevine gelenler ve gidenlerle ilgilenir. Peyik, cemin yapıla-
cağını herkese haber verir. Iznikçi, cemevinin temizliğine ba-
kar. Kapıcı, cem yapılan yerin kapısında bekler.
Sonuç olarak Aleviliğin odak noktasında Dedelik Kuru-
munun bulunduğu söylenebilir. Demek ki, Osmanlı’dan Cum-
huriyete uzanan ve yüzyıllara dayanan Alevi toplulukların sos-
yo-politik dışlanmışlık ve marjinalizasyonuna karşı adeta koru-
yucu, inanç ve geleneği nesilden nesile aktarıcı önemli rollere
sahip olan bu kurum, kentleşme ile birlikte büyük bir değişime
uğramış ve bu değişim hala da sürmektedir.
Günümüzde Dedelik Kurumu
Alevilik ve onun geleneksel kurumları ile ilgili 1980’lerin
sonlarından itibaren başlayan ve hala devam eden süreç ise
yeniden yapılanma süreci olarak nitelenebilir. Bu sürecin gerek
iç gerekse dış dinamiklerle bağlantılı olduğu görülmektedir.
1980’lerin ikinci yarısından itibaren iki kutuplu uluslararası
sistemin çökmesiyle ABD ve Sovyetler Birliği’nin öncülüğünü
yaptığı ideolojilerin eskiye oranla zayıfladığı ve bütün dünyada
etnik ve dinsel kimliklerin ön plana çıkması söz konusu ol-
muştur. Bunun yanı sıra iç siyasi gelişmeler de Alevileri et-
kilemiştir. Bu süreç Kehl Bodrogi’nin de ifade ettiği üzere,
Dostları ilə paylaş: |