lojik tercih .sebeplerinin en önemlisi, iktidarı zevke ter
cih edişimizdir. Bu bütün
insanlarda mutlaka var olan
bir belirgin özellik değildir: kısa, ama şen bir hayatı ter
cih eden hovardalar da vardır. Ne var ki, rekabetin ege
men olduğu bir çağa rengini veren enerjik, başarılı in
sanların belirgin özelliğidir bu. Servetin çoğunlukla mi
ras yoluyla kaldığı çağlarda,
üretici psikolojisi bugünkü
kadar egemen değildi. İnsanları, satın almaktan çok sat
maya iten şey üretici psikolojisidir ve hükümetlerin, için
deki her ulusun sadece sattığı, ama. hiçbirinin satmalma-
dığı bir dünya yaratmaya çalışmak gibi gülünç bir giri
şimde bulunmalarının sebebi de yine budur.
İktisadî ilişkileri başka birçok ilişkilerden ayıran bir
koşul, üretici psikolojisini karmaşık hale getirir. Eğer siz
bir mal üretip bunu satıyorsanız, sizin için insanlar özel
likle önemli iki sımfa ayrılır: rakipleriniz ve müşterile
riniz. Rakiplerinizin size zararı dokunur, müşterilerinizin
ise yaran. Rakipleriniz belli ve nispeten azdır, buna kar
şılık müşterileriniz hem dağınıktır, hem de çoğunu tanı
mazsınız. Bu yüzden rakiplerinizin bilincinizde tuttuğu
yer müşterilerinizin tuttuğu yere oranla daha büyüktür.
Sizin kendi grubunuz
için durum böyle olmayabilir, ama
yabancı bir grubun söz konusu olduğu her yerde durum
mutlaka böyledir ve bu yüzden yabancı grupların İktisadî
çıkarlarının, sizin kendi grubunuzun İktisadî çıkarlarına
zıt olduğu kabul edilegelir. Koruyucu gümrük önlemleri
almak gerektiği inancı da işte bu kaynaktan doğar. Y a
bancı uluslara, üretim alamnda
muhtemel bir müşteriden
çok birer rakip gözüyle bakılır ve bu yüzden, yabancı
rekabetinden kaçınmak uğruna yabancı pazarlar bile göz
den çıkanlır. Vaktiyle, ufak bir kasabada bir kasap var
mış. Öteki kasaplar işini elinden aldı diye öfkesinden de
liye dönen bu kasap, ötekileri
mahvetmeye karar vermiş,
bunun için de bütün kasaba halkını et yemekten vazge-
çirerek vejetaryen yapmış, ama sonunda, öteki kasaplar
la birlikte kendisinin de top attığım hayretle görmüş. Bu
adamın yaptığı delilik inanılır gibi değildir,
ama aslmda
büyük devletlerin yaptığı deliliğin de bundan aşağı kalır
yeri yoktur. Büyük devletlerin hepsi de dış ticaretin baş
ka uluslan zenginleştirdiğini görmüşler ve hepsi de, dış
ticareti baltalamak için gümrük tarifeleri koymuşlardır.
Ama yine büyük devletlerin hepsi kendilerinin de öteki
uluslar kadar zarara uğradıklarını görerek hayretler için
de kalmışlardır. Bunlann hiçbiri ticaretin iki yanlı oldu
ğunu ve kendi ulusuna satış yapan yabancı bir ulusun ay
nı zamanda kendi ulusundan doğrudan doğruya ya da do
layısıyla satın da aldığını hatırına getirmemiştir. Onların
bunu hatırlamayışlarmm nedeni, yabancı uluslara duyu
lan nefretin onları dış ticaret konusunda duru bir şekil
de düşünebilme yeteneğinden yoksun
Dostları ilə paylaş: