Бакы дювлят университети илащиййат факцлтясинин



Yüklə 10,39 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə16/152
tarix30.10.2018
ölçüsü10,39 Mb.
#75889
1   ...   12   13   14   15   16   17   18   19   ...   152

Türk toplumundaki Kur`an okuma, dinleme ve öğrenme algısına eleştirel bir bakış 

51 


için mevcut uygulamalara, anlama boyutunu da gerçekleştirebilecek bazı 

ilaveler yapılması yeterli olacaktır. Bunun başında da, sesi güzel hafızlar ta-

rafından tilavet edilen âyetlere ait açıklamalı meallerin Türkçesi düzgün 

kimseler tarafından okunması gelmektedir. Zira bir camide günde iki muka-

bele yerine bir mukabele okunabilir ve okunan her sayfanın sonunda onun 

izahlı meali verilebilir. İşte o zaman Türk halkı okunan Kur’ân’dan belli öl-

çüde nasiplenmeye başlayacak ve Kur’ân da gönderiliş gayesini ancak bu sa-

yede göstermiş olacaktır. 



 

c) Mübarek Gün Ve Geceler Münasebetiyle Gerçekleştirilen Kur’ân 

Okumaları: 

Türk toplumunda dînî tecrübenin en yoğun yaşandığı zamanlardan biri 

de Mevlid, Regâib, Mirac ve Beraat gibi kandillerin kutlandığı mübarek gün 

ve gecelerdir. Türk halkının büyük bir dikkatle takip ettiği bu günlerde 

kandil tebrikleşmeleri, helva, lokma vb. dağıtımı, namaz kılma, oruç tutma 

ve Kur’an okuma gibi değişik güzel etkinlikler görülür. Hemen her camide 

olduğu gibi özellikle merkezi camilerde, özel programlar düzenlenir, bunlara 

kadın ve çocuklar da katılır. Bunun dışında kandil akşamları pek çok 

televizyon kanalında özel programlar yayınlanır. 

Her biri özel bir anlam taşıyan bu kandiller gerek Kur’ân’da, gerekse 

sünnette dini karşılığı olan önemli hadiselerdir. Nitekim Mevlid Hz. Pey-

gamber’in doğumunu,

39

 Regâib


 

dileklerin kabulünü,

40

 Mirac Hz. Peygam-



ber’e beş vakit namazın emredildiği  İsrâ hadisesini,

41

 Berâat de günahların 



affedilmesini

42

 ifade etmektedir. Dolayısıyla bu tür önemli gün ve gecelerin 



bilinçli bir şekilde idrak edilmesi ve yadedilmesi gerekmektedir. 

Türk halkı bu gün ve gecelere oldukça rağbet etmesine karşın, bunların 

kutlanış biçimi büyük ölçüde yüzeysel kalmaktadır. Zira camilerde veya te-

                                                 

39

  Muttalib b. Abdullah b. Kays b. Mahreme, babası vasıtasıyla dedesinden şunu nakletmiştir: 



Ben ve Rasûlullah (s.a.v.), Fil yılında doğduk.” (Tirmizî, Menâkıb, 4) 

40

  “Receb  ayı girdiğinde, Hz. Peygamber şöyle derdi: "Allahım! Recep ve Şaban'ı bize 



mübarek kıl ve bizi Ramazan'a ulaştır." (Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, I, 259) 

41

  “Kulunu (Muhammed'i) bir gece Mescidi Haram'dan (Mekke'den), kendisine bir 



kısım ayetlerimizi göstermek için, çevresini mübarek kıldığımız Mescidi Aksa'ya 

(Kudüs'e) götüren Allah'ın şanı yücedir. Doğrusu O, işitir ve görür.” (İsrâ 17/1) 

42

  “Allah Teâlâ, Şaban ayının yarısı gecesinde dünya semasına iner ve Kelb Kabilesinin 



koyunlarının tüyünden daha çok sayıda günahı affeder.” (Tirmizî, Savm, 39) 


Doç. Dr. Muammer ERBAŞ 

52 


levizyonlarda bu geceleri anma gayesiyle düzenlenen programlar, hepsinin 

her zaman aynı muhtevaya sahip olması, halkın okunan Kur’ân, mevlid ve 

ilahilerden fazla bir şey anlamaması, yadedilen günün anlam ve önemiyle 

ilgili bilgi ve mesajların yeterince verilmemesi gibi nedenlerle kalıcı etki ve 

faydadan oldukça uzak bulunmaktadır. Nitekim daha ziyade mevlid, Kur’ân 

ve ilahi okumadan oluşan bu programlara en seçkin mevlidhan ve Kur’ân 

okuyucuları davet edilmekte, onlar da sahip oldukları üstün yetenekleri en 

iyi şekilde sergileyebilecekleri ezberleri seçerek bunları büyük bir coşkuyla 

okumaktadırlar. Elbette Kur’ân’ı güzel sesle okumak çok hoş,

43

 bu ortamda 



oluşan manevî atmosfer de gayet güzeldir. Bu nedenle katılımcılar okunan 

Kur’ân, mevlid ve ilahilerden büyük zevk duymakta ve haz almaktadırlar. 

Zira Kur’ân tilavet edilirken, onun müzikalitesinden, akıcılığından ve bela-

gatinin derinliğinden etkilenmemek zordur.

44

 

Bununla birlikte Türk halkının bu programlardan olması gerektiği ölçüde 



fayda elde ettiğini söylemek oldukça güçtür. Bunun en büyük göstergesi 

Berâat gecesinde günahlarından af dilediği için hüzünlü ve ağlamaklı olan 

cemâatin Hz. Peygamber’in doğumu ve mi’raca yükselişi gibi heyecan verici 

güzel olayların kutlandığı gecelerde de mutluluk ve heyecan duymak yerine 

ağlamaya devam etmesidir. Çünkü esasen onlar, çoğu zaman kutlanan bu 

kandillerin gerçek mahiyetini kavrayamamakta, bu nedenle de program 

sonunda belleklerinde kalan pek fazla bir şey olmamaktadır. 

Dolayısıyla bu programlar büyük ölçüde göze, kulağa ve kalbe hitabet-

mekte, fakat aklın ve düşüncenin bunlardan pek fazla nasibi olmamaktadır. 

Program bittiğinde oluşan manevî hava dağılmakta ve insanlar hayatlarına 

kaldıkları yerden yine bildikleri tarzda devam etmektedirler. Çünkü onlar, 

aradaki dil farkı sebebiyle okunan Kur’ân’dan hiçbir şey anlamadıkları gibi, 

mevlid ve ilahilerden de çok az istifade edebilmektedir. 

Halbuki belli bir bilinç ve az bir gayretle bu programlar, çok daha ve-

rimli bir hale getirilebilir. Şöyle ki, öncelikle bu programlarda okunan âyet-

ler gecenin anlam ve ruhuna uygun tarzda seçilmeli ve âyetlerin tilavetinden 

sonra bunların izahlı mealleri de okunmalıdır. Bu meal okumaları halkın an-

                                                 

43

  Hz. Peygamber, “Kur’ân’ı seslerinizle süsleyiniz” buyurmuştur. (Ebû Davud, Salât, 349; 



Nesâî, İftitâh, 83) 

44

  Fârûkî, İ. Râcî-L.Lâmia, İslam Kültür Atlası, (Terc. M. Okan-Zerrin Kibaroğlu), s. 193. 




Yüklə 10,39 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   12   13   14   15   16   17   18   19   ...   152




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə